Genç ve Hızlı

Türkiye'nin her yıl 5-6 bandında büyümesi gerekiyor.Bu hıza ulaşmak için yeni ve büyük girişimlere ihtiyaç var.

1.08.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Genç ve Hızlı
Amerika’nın 500 büyük şirketinin kuruluş yılı dağılımına bakarsanız, 1700’lerde kurulanlara da 2000’lerde kurulanlara da rastlamak mümkündür. Giriş sınırının 4,5 milyar dolardan başladığı böyle büyük bir gruba dahil olmak, üst sıralara tırmanmak mümkün değildir. Buna rağmen 90’lar, hatta 2000’lerde kurulup ilk 100’e girmeyi başaran şirketler var. 2009 sonu itibarıyla ABD’nin en büyük 500 şirketine baktığımızda 130’unun 1970’ten sonra kurulduğunu görüyoruz. En büyük 500 ABD’li şirketin 50’si, son 9 yılda kuruldu. Yaratılan yeni şirketlerin içinde ise Google, Yahoo, Amazon, Wellpoint gibi devler var. Bu şirketler ağırlıklı olarak hizmet sektörlerinde yer alıyor.  Yılda 500-900 bin arası yeni şirketin kurulduğu ABD’de, iş modeli ve liderlikleriyle fark yaratanlar, büyük şirketler ligine giriyor, hızlı büyümeleriyle kendilerinden söz ettirmeyi başarıyorlar. Türkiye’de ise yılda 50 bin civarında şirket, 50 bine yakın da küçük işletme kuruluyor. Kurulan şirket sayısının 1960’larda yılda 200 adet düzeyinde olduğu, 100 yıllık şirket sayısının bir elin parmaklarını geçmediği düşünülürse Türkiye’nin girişimciliği son yıllarda keşfettiğini söylemek mümkün…
Buna rağmen 1990’ın başındaki listeler bir yana, daha 10 yıl öncesi listelere bile giremeyen şirketler, şimdi 500’ler kulübünde performanslarıyla adlarından söz ettiriyor. Bunlardan bazıları dikkati çekecek şekilde üst sıralarda da kendilerine yer buluyor.

HİZMETTE BÜYÜYORLAR

Türk girişimciler, artık Arçelik, Şişecam, Erdemir gibi büyük sanayi devleri yaratamıyor. Ancak yine de son 20 yılda hayata geçen 8 üretim devi var. Vestel Beyaz Eşya, Hyundai Assan, Goldaş Kuyumculuk ve Boytaş Mobilya bunlardan birkaçı. Buna karşılık hizmet sektöründe, yeni ve büyük girişimlere daha fazla rastlanıyor. Capital500 listesinin ilk 150 arasına girenlerden son 20 yılda kurulan 31 şirketin 23 tanesi perakende, inşaat, akaryakıt dağıtımı, hastane, turizm, bilişim, telekom gibi hizmet alanlarından çıktı.  En genç ve hızlılar arasında ise perakendecilerin ağırlığı var. Örneğin Türkiye’de yüksek indirim perakendeciliğinin öncülüğünü yapan BİM, 15 yaşında. Genç yaşına rağmen BİM, bugün Türkiye’nin 15’inci büyük şirketi. Kuruluşundan bu yana geçen sürede 5,3 milyar TL ciroya ve 2.628 mağazaya ulaştı. Üstelik hızlı büyümesini kriz dinlemeden sürdürüyor. BİM, 2009’da da pek çok dev küçülürken yüzde 25 oranında büyümeyi başardı.  LCW markasıyla Tema Mağazacılık, teknoloji perakendeciliğinin Türkiye’deki öncülerinden Teknosa ve Ülker’in üretimdeki gücünü arkasına alan Bizim Toplu Tüketim, genç perakendeciler arasında yer alıyor. Şeref Makromarket ve Adese ise gençler listesinde yerel perakendecileri temsil ediyor.  Son 16 yıla damgasını vuran, Türkiye’nin ilk GSM operatörü Turkcell, bugün Türkiye’nin en büyük 4’üncü şirketi. Küçük bir ofiste 3 kişiyle faaliyete başlayan Turkcell, 15 yıl içinde 10 binlerce kişiye istihdam sağlayarak Türkiye’nin en değerli şirketlerinden biri oldu. Yine KVK, Netcell, Acıbadem, Pegasus, Onur Air, Opet, Digital Platform Türkiye’nin hizmet sektöründe devleşen gençleri arasında.

Genç ve Hızlı tablosu için görsele tıklayın

1990 KUŞAĞI GİRİŞİMCİLERİ

Son 20 yılda ortaya çıkan genç şirketlerden bazıları, mevcut holdingler tarafından hayata geçirildi. Bazıları ise başarılı girişimciler tarafından sıfırdan yaratıldı. Listede yer alan 31 şirket içinde Opet, Polimeks İnşaat ve Acıbadem Sağlık Hizmetleri kurucularının ilk iş girişimi olarak dikkat çekiyor.  Bahçeşehir Üniversitesi profesörlerinden Selime Sezgin, yeni girişimcileri şöyle tanımlıyor: “Fırsatları önceden görebilme en önemli yetenekleri. İlişki ağını yönetmek ve yenilikçilik konusunda başarılılar. Risk ve sorumluluk alma ile değişimi anlama ve yönetme de 1990 kuşağı girişimcilerinin en önemli özellikleri arasında yer alıyor.” Sezgin’in tanımına uyan bu yeni girişimciler arasında dikkat çeken isimlerden en önemlisi Opet’in kurucusu Fikret Öztürk. Öztürk, “Başaramazsam eşimin maaşı ile geçiniriz” diyerek akaryakıt sektörüne giriş yapmış ve büyük risk almıştı. Ve Opet hikayesi böyle başladı...
Sağlık alanındaki fırsatları ve büyüme potansiyelini hisseden Acıbadem’in patronu Mehmet Ali Aydınlar ise tesadüfen girişimci oldu. Mali müşavirlik yaptığı dönemde, kurumsal yapılara olan inancı nedeniyle iş değiştiren Aydınlar, “O gün karşıma Acıbadem Hastanesi çıktı ve ortak oldum” diyor.  Genç ve hızlı diğer 28 şirketi yaratan deneyimli girişimcilerin çoğunun kökeninde ise inşaat, çelik, gıda, tekstil gibi geleneksel işler var. Algoritma Danışmanlık’tan Ali Özgenç, son 20 yılda mevcut işadamlarının kurdukları işlere, geçmişteki işlerine kıyasla daha stratejik baktıklarını belirtiyor. ~

EŞİKLERİ HIZLI GEÇTİLER

Capital500 listesinde ilk 150 listesine girebilmek için 500 milyon TL ciroyu aşmış olmak gerekiyor. Araştırmamıza dahil olan şirketlerin tamamı 500 milyon TL cironun üzerine çıkmış durumda. Listede ayrıca 5 milyar TL ciro eşiğini geçen 3 şirket, 1 milyar TL eşiğini geçen ise 13 şirket bulunuyor.  Genç şirketler, aynı sektörde bulunan rakiplerinden çok daha hızlılar. Örneğin Opet, 5 milyar TL ciroyu 15 yılda aşarken aynı sektördeki Petrol Ofisi bu ciroya 62 yılda ulaşmıştı. Bizim Toplu Tüketim 1 milyar TL eşiğini 7 yılda geçerken aynı sektördeki Migros 49 yılda geçti. Pegasus ise 500 milyon eşiğini 17, THY 67 yılda geçti.  Peki neyi farklı yaptılar da bu kadar hızlı büyüdüler? Örneğin 1 milyar TL eşiğini 9 yılda geçen BİM’i, Türkiye’nin perakende devlerinden biri haline getiren stratejisi farklı iş modeliydi. BİM, iş modelini ucuz fiyat, az çeşit yaklaşımı üzerine kuran ilk perakendecilerden. Bu model, Türkiye’de her dönem prim yapan fiyat rekabeti sayesinde şirketi her yıl büyüttü.  Tema Mağazacılık ise 11 yılda kritik eşiği geçti. Yönetim kurulu başkanı Vahap Küçük, bu hız farkına şöyle açıklık getiriyor:  “Sektörümüze odaklandık. Değişime ayak uydurduk. Yatırımları zamanında öngördük ve hayata geçirdik. Kalite, fiyat, moda üçgenini iyi yönettik.”

KURUCU VİZYONU ETKİSİ

Bu genç ve dev şirketlerin başarısının ardındaki en önemli sırlardan biri de kurucuların vizyonunda yatıyor. Örneğin Aksa Enerji Üretim, 1.531 megavat kurulu gücüyle bugün elektrik üretiminde açık ara lider konumda. 1996 yılında kurulan şirketin kurucusu 1968’den beri enerji işinde olan Ali Metin Kazancı. Aksa Enerji Üretim’in yönetim kurulu başkanı olan Cemil Kazancı, bu başarının ardındaki unsurları şöyle anlatıyor:  “Elektrikle ilk kez 1968’de kurucumuz babam Ali Metin Kazancı’nın odaklı ve vizyoner yönetim anlayışı sayesinde tanıştık ve ilk önce elektrik motoru fabrikası kurduk. 1980’lerde jeneratör işine girdik, 1996’da da enerji yatırımlarımız başladı. Yani dünden bugüne bu noktaya gelmedik. Dünün tekstilcisi, inşaatçısı ve bugünün de enerjicisi değiliz. Bizim işimiz elektrik üretmek. Tekstil işi yaparken enerji revaçta diye bu işe girenlerden değiliz. Kurucumuzun stratejik bakış açısı bizi bu noktaya getirdi.” Listede yer alan TAV Grubu’nun 3 şirketi adına konuşan CEO Sani Şener, TAV olarak neyi farklı yaptıklarını şöyle aktarıyor:  “Kurucu ortaklar Tepe ve Akfen’in vizyonu, ilk günden bu yana özelleştirme ihalelerinde yer alma kararlılıkları, TAV Grubu’nun sağlam temeller üzerine oturmasını sağladı.  Geriye dönüp baktığımda, küreselleşmenin önemini çok iyi kavramış, insan kaynaklarına ve yeteneklere çok önem vermiş olduğumuzu görüyorum. Bu yeteneğimiz ve özellikle bilgi ve sosyal sermayemizi harmanlama becerimiz şirketlerimizin müthiş hızlı ve kaliteli iş yapabilme yöntemleri geliştirmesini ve bugünlere gelmesini sağladı.”

SANAYİ DEVLERİNİ GRUPLAR YARATTI

Son 20 yılda Türkler’in kurduğu en başarılı 31 şirket içinde sadece 8 tane üretim şirketi var. Türk girişimciler, son yıllarda yeni bir Arçelik, Erdemir, Ford Otosan ya da Demirdöküm yaratmada yeterince başarılı olamadı. Üretimle devleşen 8 genç şirket ise şöyle: Goldaş Kuyumculuk, Besler Gıda, Hyundai Assan Otomotiv, Vestel Beyaz Eşya, Ak Gıda, Tosçelik, Aksa Enerji Üretim ve Boytaş Mobilya.
Bu şirketlerin tamamı ise kökenlerinde zaten üretim ve sanayi olan büyük grupların girişimleriyle oluştu. Hiçbir genç sanayi devi sıfırdan bir girişimci tarafından kurulmadı. Bu 8 genç sanayi şirketinin 2 tanesini Yıldız Holding diğerlerini ise Zorlu Holding, Boydak Holding, Kazancı Holding, Kibar Holding, Yalınkaya Holding ve Tosyalı Holding yarattı. Algoritma Consulting’den Ali Özgenç, yeni Türk girişimcilerin sanayi şirketi yaratamamasının nedenlerini şöyle yorumluyor:  “Artık yalnızca Türkiye’de büyük şirket olmak yetmiyor. Globalleşen dünyada, dünya ölçeğinde büyük şirketlerle karşı karşıyasınız. Sanayi, dünyada büyük global şirketlerin elinde.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz