"Bodrum'a kahvaltıya uçarak gidiyorum"

Neredeyse 30 yıldır hafta sonlarını gökyüzünde geçiren Galleria Genel Müdürü Hasan Ardıç, uçmaya hastalık derecesinde bağlı.

1.07.2009 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
"Bodrum'a kahvaltıya uçarak gidiyorum"
Galleria Alışveriş Merkezi’nin Yürütme Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hasan Ardıç, uçma hobisine tutku derecesinde bağlı. 30 yıla yakın bir süredir amatör pilotluk yapıyor. Korhan Abay’ın teşvikiyle uçmaya başlayan Ardıç, hafta sonları yakın arkadaşlarıyla İzmir’e, Bodrum’a, Dalaman’a ve başka şehirlere uçuyor, kahvaltısını yapıp dönüyor. Ardıç için yolculuğun kendisi, vardığı yerden ya da orada edeceği kahvaltıdan çok daha önemli. Zamanı olmadığında ya da hava koşulları nedeniyle uçamadığı zamanlardaysa evinde, özel yaptırdığı simülatörüyle uçuş keyfini her akşam mutlaka yaşıyor. “Uçmak disiplin ve tutku isteyen bir hobi. Çok kısa süre içinde pek çok parametreyi değerlendirip hızlı karar vermeyi gerektiriyor. Analitik düşünceye katkısı nedeniyle iş yaşamımla da örtüşüyor” diyen Ardıç, ayrıca resim de yapıyor. 100’e yakın İstanbul siluetine sahip yağlı boya tablosu var. Yine de “Uçmayı hiçbir hobiye değişmem. Ailemden sonra en sevdiğim şey uçmak” diye konuşan Ardıç, Cesna 172 tipi tek pervaneli uçak kullanıyor.
Uzun yıllar uyumadan önce 50 sayfa mutlaka okuyan Ardıç, artık uçuş konusu dışında kitap da okuyamıyor. Bu kısa süreyi bile uçuş konusunda kendisini geliştirmeye ayırıyor. Hatta hava koşulları nedeniyle uçamadıklarında uçuş tutkunu arkadaşlarıyla Atatürk Hava Limanı’ndaki hangarlarda bir araya gelip uçuş sohbetleri yapıyor. Öyle ki bu sohbetlere katılmak için Avrupa’ya bile gidiyor. Hem günde 12 saat işinin başında olan hem uçmaya ciddi bir vakit ayıran Ardıç’ın eşiyle de arası gayet iyi. Uçmak dışında her şeyini onunla paylaştığını belirtiyor. “25 yılda ondan ayrı yaptığım tek şey bu. Hayatımı onunla paylaşıyorum. Tabii ki uçan değil aşağıda bekleyen olmak daha zor. Ama ben çok disiplinli, bu konuda risk almayan her kontrolü yapan biriyim. Alınabilecek her önlemi alıyorum. Tanrı’ya da inanıyorum. Gerisi ona kalmış” diyor.
Art arda gelen uçak kazalarının ardından görüştüğümüz Galleria Alışveriş Merkezi'nin Yürütme Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hasan Ardıç’la uçuş tutkusunu konuştuk:
YOLCU KOLTUĞUNDAN KOKPİTE
20 yaşımdan beri, yani 32 yıldır yoğun şekilde seyahat ediyorum. Bu seyahatlerimin hepsini de uçakla gerçekleştiriyorum. En başından beri uçakta seyahat etmek yerine uçağı kullanmayı, kokpite geçmeyi istiyordum. Uçak kullanmanın hayalinden bile müthiş keyif alıyordum. İlk deneyimim 1990’ların başında oldu. Sevgili Korhan Abay’la önce birkaç kere uçtum. O günden beri bu hobimi olabildiğince gerçekleştirmeye çalışıyorum. Uçuş esnasında bulutların arasındaki özgürlüğü hissederken değil, çok değişken parametreleri simüle edip çok kısa bir zaman dilimi içinde en doğru kararı verirken en büyük keyfi yaşıyorum.
Uçtuğum birçok rotada harika doğa manzaralarıyla karşılaşıyorum. Tabii ki bunlar da hoşuma gidiyor. Ama hiçbir manzarayı İstanbul’un alçaktan görünüşüne değişmem.
HAFTADA 7 SAATİMİ AYIRIYORUM
Bizler jet motorlu uçaklar kullanamıyoruz. Lisansımız pervaneli uçaklarla uçmamıza izin veriyor. Bu yüzden meteorolojiyle çok ilgili olmak durumundayız. Yoğun iş saatlerimizden geriye kalan zamanlarda ve Avrupa’da güneşin doğuşuyla batışı arasındaki sürede uçabiliyoruz. İş saatleri ve meteorolojik koşullar izin verdiği sürece her pazar günü, en az 3-4 saatimi havada, hazırlıklarıyla ve sohbetlerle beraber 6-7 saatimi uçma hobimle geçiriyorum. İş dünyasından da uçuş okullarından da birlikte uçtuğum çok arkadaşım var. Bunların bir kısmı uçak sahibi, bir kısmı uçuş öğretmenliği yapıyor. Sonuçta bu da sınırlı da olsa sosyal bir camia.
YOLCU OLMANIN CAZİBESİ KALMADI
Eskiden uçakla seyahatten de büyük keyif alırdım. Artık yolcu olmanın benim için bir cazibesi kalmadı. Koltuklarına oturduğum uçağı kullanmak istiyorum. İşim dolayısıyla seyahat etmem gerekirse kendi kullandığım uçakla seyahat etmekten de çekinmem. Geçenlerde oğlumun mezuniyet töreni için ABD’deydim. Tesadüfe bakın ki okulun bir havaalanı vardı. Bu sayede orada epey uçma şansı elde ettim. Ben ABD’deyken pilot arkadaşlarım Avrupa Birliği’nin bir daveti için Bulgaristan’da, Kırcaali’de buluştu. Temmuz ayının ilk haftasında Odesa’da toplanacağız. Şimdiden programımı buna göre hazırlıyorum. Bu arkadaşlarla dinlence, uçak kullanma, aynı rotada olma gibi kendi aramızda özel keyiflerimiz var. Küçük bir sosyal grubuz.
KAZALAR BENİ ASLA KORKUTMAZ
Bu çok özel bir hobi. Ben hiçbir şeyi tesadüfe bırakmayacak kadar disiplinliyim. Uçmadan önce bütün kontrollerimi yapıyorum, yapamazsam zaten uçmuyorum. Bu tedbirin nedeni korku değil. Üstelik pilotlukta deneyim kazandıkça boş vermişliğe doğru giden bir süreç de yok. Çünkü havacılık disiplin işi. Bu işi önceden planlayarak, belli bir düzen ve disiplinle yaptığınız takdirde son derece düşük risk alıyorsunuz. Biz de deneyimli, eğitimli kişiler olarak bunu böyle yapmak durumundayız. Uçak kazaları beni hiç korkutmuyor. Tabii ki Tanrı’ya inanıyorum ve kendimi rahatlatıyorum. Kullandığım uçağın bakımının çok düzgün yapıldığını bilmem ve onunla ilgili işe imza atan kişileri tanımam gerekir. Ben bunları biliyor ve tanıyorum. Bir pilotun uçmadan önce, uçarken, indiği zaman yapması gereken tüm kontrolleri yapıyorum. Meteorolojik koşullara ait bilgileri son derece dikkatli bir şekilde, almam gereken tüm ciddi kaynaklardan alıyorum. Bunun ötesinde olabilecek bir şeye de artık ‘Tanrı’nın takdiridir’ diyorum, son derece rahatım.
OTOMATİK PİLOTU  KULLANMAM
Biz genelde iyi anlaşan iki arkadaş uçuyoruz. İzmir’e indiğimiz zaman önce yapmamız gereken bütün teknik işlemleri yapıyoruz. Sonra kahvaltı yapıyoruz. Ama ben “İzmir’e gitsem de Kordon’da kahvaltı etsem” diye uçmuyorum. O da hoş bir lüks ve çok keyifli, ama amacım o mesafeyi uçakla yapmak. Benim için önemli olan uçmayı yaşamak. Örneğin ben uçağı hiç otomatik pilota bağlamıyorum. Oysa kalktıktan 5-6 dakika sonra şartlara göre otomatik pilota geçebilirim. Belki çok yorucu, belki anlaşılmaz ama beni en iyi, pilot olanlar ve uçmayı sevenler anlar. Ne kadar deneyim kazanırsam kazanayım uçağımı kendim kullanmak istiyorum. İzmir’de kahvaltı hiç umurumda değil. Hiçbir şey yemeden de oradan dönebilirim. Zaten çok hafif şeyler yiyoruz. Özellikle yaz döneminde fazla yemek keyifli bir uyku getirebilir. Katiyen içki içmiyoruz. Uçak kullanmadan minimum 12 saat önce 1 gram bile alkol almam.
DİNLENMEK İÇİN RESİM YAPIYORUM
Uçma hobimin dışında 40 yıldan fazla bir süredir resim de yapıyorum. İlkokula giderken o dönemin önemli ressamlarından birinin atölyesinde ders almıştım. Kendi yaptığım yaklaşık 100 tane yağlı boya tablom var. Bunlar genelde İstanbul’la ilgili. Bunları hayal ederek yaparım. Resimlerimde İstanbul’u andırırım. Siz neresi olduğunu tahmin edebilirsiniz ama tam olarak “Burası şurasıdır” diyemezsiniz. Çünkü bu konuda kendimi resmin kurallarına bağlamak istemiyorum. Mesafeye, açıya takılmak istemiyorum. Çünkü ben resmi dinlenmek ve keyif almak için yapıyorum. Ama uçma hobimin önüne hiçbir hobi geçemez.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz