Sosyal yardımlar artık bireysel inisiyatifle değil şirket stratejileriyle belirleniyor. Net kâr ya da ciro oranına bağlanan yardım bütçeleri, ESG kriterlerine göre dağıtılıyor. Kadın istihdamı, genç girişimcilerin desteklenmesi, afet bölgelerine yardım, eğitim ve sağlık gibi tematik önceliklere göre dağılım yapılıyor, etki odaklı ilerleniyor. 13’üncü “Gönlü Zengin 50 İş İnsanı” araştırmasının sonuçları da patronların benimsediği bu yeni kurumsal yaklaşımı tüm yönleriyle ortaya koyuyor.
“Gönlü zengin” patronlar artık yapacakları sosyal yardımlarda rastlantısal ilerlemiyor. Bu yardımları kurumlarıyla ilişkilendirip yıllık bütçelere entegre ediyor, yönetiyor ve tematik önceliklere göre planlama yapıyorlar. Dönüşümün en net örnekleri ise bu yıl 13. kez Capital Dergisi tarafından hazırlanan Gönlü Zengin 50 İş İnsanı araştırmasında görülüyor. Örneğin LC Waikiki, net kârının yüzde 15’ini sosyal yardımlara ayırıyor. Borusan Grubu, yardım bütçesini doğrudan konsolide cirosunun yüzde 1’i üzerinden planlıyor. Doğanlar Holding bu oranı grup şirketlerinin cirolarına göre yıllık olarak güncelliyor. Zorlu Holding ise sosyal yatırım stratejisini FAVÖK’ün yüzde 1’i üzerinden yapılandırıyor ve tüm projelerini Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile ilişkilendiriyor.
Özlem Aydın Ayvacı / [email protected]
Capital Dergisi / Temmuz 2025
Yardımlarını vakıflar üzerinden yapan patronlar da benzer bir yol izliyor. Kadir Has Vakfı, yıllık gelirinin yüzde 67’sini doğrudan amaca yönelik harcamalara ayırıyor. Bu yaklaşım, bireysel hayırseverlikten çok kurumsal sorumluluk bilinciyle şekilleniyor.
Capital’in “Gönlü Zengin 50 İş İnsanı” araştırması, bu dönüşümün karar mekanizmalarını, dağıtım kriterlerini ve sosyal yatırımların 2025 itibarıyla nasıl yapılandığını veri ve örneklerle ortaya koyuyor. Ayrıca geçtiğimiz yıllara göre yardımlarını katlayanları da gözler önüne seriyor.
YENİ NESİL HAYIRSEVERLİK
Capital’in Türkiye’nin Gönlü Zengin 50 İş İnsanı araştırmasında bu yıl Koç Ailesi zirvedeki yerini korudu. İlk 5 içinde yer alan Vahap Küçük, Fuat Tosyalı, Tuncay Özilhan, Can Has ve Nuri Has gönül zenginliklerini yine önemli rakamlarla ortaya koydu. Has Ailesi ile Vahap Küçük, 2024 yılında bağış miktarını 2 kattan fazla artırdı. Listenin devamında da bağışları katlayanlar dikkat çekici. Ferit Şahenk, İbrahim Erdemoğlu, Fatih Öztürk, Altınbaş ve Yaşar Aileleri en büyük bağışların yapıldığı deprem yılı olan 2023’ün ardından 2024’te de bağışlarını yüzde 100’e varan oranlarda artırdı. Nafi Güral ise Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde eşi Gülsüm Güral adına yaptırıp hediye ettiği Diş Hekimliği Fakültesi ile 2024’te bağış rakamını 10’a katladı. Peki bu liderler, sosyal yardım bütçelerini nasıl belirledi? Dağıtım önceliklerini ve ölçümleme sistemlerini nasıl analiz ettiler? Doğru yere, kalıcı etki yaratacak şekilde vermeyi nasıl başarıyorlar?
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, her yıl belirli bir bütçeyi sosyal fayda için ayırmanın yönetsel ve etik sorumluluklarının gereği olduğunu söylüyor ve şöyle açıklıyor: “Sabit bir oran üzerinden değil faaliyet alanlarımız, ülkemizin içinde bulunduğu koşullar ve öncelikli ihtiyaç alanları doğrultusunda şekillenen bir değerlendirme süreciyle hareket ediyoruz. Sosyal yatırımlarımızda tutarlılık, sürdürülebilirlik ve etki odaklılık bizim temel kriterlerimiz. Yıllar içinde düzenli artan bir çizgide bu kaynakları oluşturmamız, bu alanı ne kadar önemsediğimizin somut bir göstergesi. 2024 yılında her zaman olduğu gibi kız çocuklarının ve kadının güçlenmesiyle eğitim odağımızdaki çalışmalarımıza devam ettik” diyor.
Kadir Has Vakfı Genel Müdürü Bülent Ay ise vakıflarının bir yıl içinde elde gelirlerinin yüzde 67’sini amaca uygun harcamakla yükümlü olduğunu söylüyor ve “Kadın ve gençlere odaklıyız. Bursların büyük bir kısmı gençler için harcanıyor. Burs dağıtımındaki kriter öğrencilerin başarı oranlarına paralel gerçekleşiyor” diyor.
HER BÜTÇE DÖNEMİNDE BELİRLENİYOR
Gönlü zengin iş insanları bağış planlarını bütçe zamanında yapıyor. Abalıoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Abalıoğlu, bağış oranlarını her bütçe döneminde ayni ve nakdi olarak eğitim, kültür, sanat, doğa ve çevre konuları başta olmak üzere belirlediklerini söylüyor. Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş da tutarlı bir şekilde yardımlara devam ettiklerini ifade ediyor. Altınbaş, “2008 yılında bir vakıf üniversitesi olarak kurulan Altınbaş Üniversitesi, Altınbaş Holding’in sosyal sorumluluk bakış açısıyla eğitim sektörüne girmesine neden oldu. Mehmet Altınbaş’ın vasiyetine ithafen kurulan Altınbaş Üniversitesi’nde eğitim gören gençlerin, uluslararası arenada ülkeyi temsil etmesi için vizyoner bir bakış açısıyla eğitim veriliyor. Gençlere en iyi imkanlarla eğitim vermek, onları yetiştirmek en büyük arzumuz. Bu yıl bağışlarımızı yüzde 70 oranında artırdık. Bundan sonraki yıllarda da bu oranlarda bağışlarımızı elimizden geldiği şekilde yapmaya devam edeceğiz” diyor.
Bilfen Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Öztürk, “Eğitim alanında milyonlarca lira bağış yapmaya devam ediyoruz. Kaliteli eğitim bütün çocukların hakkı. Sosyal yardım bütçemizi, eğitimin toplumsal gelişimdeki etkisini önceleyen bir yaklaşımla belirliyoruz. Her yıl, toplam ciromuzun belli bir oranında sosyal katkı bütçesi ayırıyoruz. Dağıtım stratejimizi belirlerken hedef kitlelerin toplumsal faydaya etkisi, erişim eşitsizlikleri ve sürdürülebilir gelişim potansiyeli göz önünde bulunduruluyor” diye anlatıyor.
Borusan Holding’de ise konsolide grup cirosunun yüzde 1’i Borusan Kocabıyık Vakfı’nın faaliyet bütçesini oluşturuyor. Borusan Grubu, sosyal yardım bütçesini yıllık planlıyor. Temel yaklaşımıysa faaliyet gösterdiği alanlarda kalıcı ve ölçülebilir toplumsal etki yaratmak.
DAĞITIM STRATEJİLERİ
Peki, yardımları dağıtma stratejisinde diğer iş insanlarında durum ne? Kadın girişimcilik, gençler, deprem bölgesi, eğitim gibi tematik odaklara göre nasıl planlamalar söz konusu? Çilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Çilek, “Çilek Holding ve tüm iştiraklerinin gelirlerinin yüzde 10’u otomatikman Çilek Vakfı’na aktarılıyor. Ayrıca, Çilek Ailesi bireyleri kendi varlık ve gelirlerinden belli oranda pay ayırıyor” diyor. Yurt içinde ve yurt dışında açlık sınırındaki çocuklara destek vermek için gıda bankacılığına destek olduklarını ifade ediyor. Nef Vakfı Sosyal Hizmetler ve Afet Acil Yardım Direktörü Ercüment Arabacı, bağış ve dağıtım stratejilerinin yıllık bütçe döneminde saha ihtiyaç tespitlerine göre belirlendiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Toplumdaki kırılgan hassas gruplar başta olmak üzere kadın, çocuk, engelli, şehit ve gazi çocukları, afet çalışmaları, insani yardım ve burs eğitim çalışmalarına dağılım yapıyoruz.” Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, sosyal yardımları sistematik bir şekilde planladıklarını anlatıyor ve “Genel prensip olarak grup şirketlerimizin cirolarının yaklaşık yüzde 1’i oranında bir tutarı sosyal sorumluluk faaliyetlerine ayırıyoruz. Ancak bu oran, yaşanan afetler gibi toplumsal dayanışmanın elzem olduğu dönemlerde daha da artabiliyor. Sosyal yardım planlamasını yaparken sadece yıllık bütçeleri değil, içinde bulunduğumuz toplumsal koşulları da dikkate alıyoruz. Kaynak dağılımında en büyük önceliğimiz eğitim alanında fırsat eşitliği sağlamak. Şirketlerimizin yaptığı bağışlar ihtiyaç sahibi öğrencilerin eğitim giderleri, bayram dönemlerinde yapılan ayni ve nakdi yardımlar ve afet bölgelerine yönelik destekler olarak şekilleniyor. Özellikle dezavantajlı bölgelerdeki çocuklara ve gençlere odaklanıyoruz” diyor.
KAYNAKLAR NASIL KULLANILDI?
Oba Makarna Yönetim Kurulu Başkanı Musa Özgüçlü, genel stratejilerinin kaynakları sadece maddi yardım olarak değil, uzun vadeli sosyal etki yaratacak alanlara yönlendirmek üzerine kurulu olduğunu dile getiriyor. Bu doğrultuda, ihtiyaçlara duyarlı, dengeli ve ölçülebilir bir dağıtım politikası izlediklerini belirtiyor. Özgüçlü, şöyle açıklıyor: “Dağıtımı yaparken tek bir kalıba bağlı kalmıyoruz. Önceliklerimizi ihtiyaçlar belirliyor. Gıda israfının önlenmesi bizim için çok önemli bir başlık. Bu çerçevede hem gıda desteği sağlıyor hem gıda kaynaklarının verimli kullanılmasını teşvik ediyoruz. Bunun yanında eğitime erişimi artırmak da önceliklerimiz arasında. Özellikle gençler için burslar, eğitim materyali desteği gibi çalışmalara ağırlık veriyoruz. 2024 yılında belirlediğimiz sosyal yardım bütçesi hem çalışanlarımızı hem toplumun farklı kesimlerini destekleyecek şekilde, planlı ve önceliklendirilmiş bir stratejiyle dağıtıldı.”
Yeşim Grup CEO’su Şenol Şankaya, sosyal yardım ve bağış tutarları için yıllık ciro üzerinden sabit bir oran belirlemediklerini söylüyor ve şöyle anlatıyor: “KSS bütçemizi toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim, çevre ve spor olmak üzere dört ana başlık altında topluyoruz. Her bir alan için toplumsal etki yaratma potansiyeli yüksek projelere öncelik veriyoruz. Kadınların ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesi, gençlerin eğitime ve spora erişiminin desteklenmesi, çevre bilincinin artırılması gibi konular bu kapsamda önceliklendiriliyor. Projelerimizi hayata geçirirken uzman sivil toplum kuruluşlarıyla iş birlikleri yaparak hedef kitlelere etkili ve sürdürülebilir şekilde ulaşmayı amaçlıyoruz. 2024 yılında KSS kaynaklarımızı stratejik önceliklerimiz doğrultusunda eğitim, kadının güçlenmesi, çevre, spor ve sosyal farkındalık alanlarına odaklanarak kullandık.”
NASIL ÖLÇÜLÜYOR?
Peki, şirketler sosyal yatırımı nasıl ölçüyor? Sani Konukoğlu Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı ve Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, sosyal yardımları genel duruma göre belirlediklerini, beklenmedik olayların, örneğin deprem gibi gelişmelerde çok farklı katkı sağladıklarını söylüyor. Konukoğlu, genel yardımların, mahalle muhtarlarının katkısıyla vakıf görevlilerinin sahada tespitleri ve valiliğin yönlendirmesi sonucu gerçekleştirildiğini kaydediyor.
Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Yıldız, “Bağış ve yardım faaliyetlerimizde önceliğimiz, toplum yararına faaliyet gösteren, güvenilirliği ve sürdürülebilir etki kapasitesi yüksek olan kurumlara destek olmak. Özellikle eğitim, kültür, insani yardım, spor ve sosyal alanlarda faaliyet gösteren dernek, vakıf, üniversite ve benzeri kuruluşlarla iş birliği yapmayı tercih ediyoruz. Destek verdiğimiz kurumların hedefleriyle şirketimizin değerlerinin örtüşmesine, toplumda kalıcı fayda yaratma potansiyellerine büyük önem veriyoruz” diye konuşuyor. Ayrıca bağış ve yardımlar için ayırdıkları kaynağı temel olarak bir önceki yılın net kârı üzerinden belirlenen bir oran doğrultusunda planladıklarını ifade ediyor.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda faaliyetlerini yürütürken toplumsal etkisini de büyütmeye odaklanıyor. “Sorumlu yatırım holdingi yaklaşımıyla her yıl FAVÖK’ümüzün yüzde 1’ini Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyumlu projelere, toplumsal dönüşüme katkı sunacak yenilikçi iş birliklerine ayırıyoruz” diyen Zorlu, tüm toplumsal yatırımlarını dönemsel ve belirli bütçelere bağlı projeler yerine, etki gücü yüksek alanlara yönlendiriyor. “Bu kapsamda nitelikli eğitim ve geleceğin yetkinlikleri, kültür-sanat ve spor, çeşitlilik ve kapsayıcılık, sosyal inovasyon, biyoçeşitlilik ve iklim alanları odağımızda yer alıyor” diyor.
VAHAP KÜÇÜK / LC WAIKIKI YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“NET KÂRIMIZIN YÜZDE 15’İNİ YARDIMLARA AYIRIYORUZ”
SON 5 YILDA ARTTI
Yıllar önce net kârımızın yüzde 10’unu ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaştırırken son 5 yıldan beri bu oranı yüzde 15’e çıkardık. Yaptığımız yardımların kapsamını daha da geliştirerek yurt dışında mağazalarımızın bulunduğu ülkelerdeki ihtiyaç sahiplerine de ayni ve nakdi yardımlarımızı ulaştırıyoruz.
“TÜM TALEPLERİ KARŞILIYORUZ”
Yardım politikamız din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaksızın resmi hüviyeti olan vakıflar ve kurumlar aracılığıyla gelen tüm talepleri karşılamak üzerine kurulu. Bu konuda oturmuş bir sistemimiz bulunurken yardım talepleri gelmeden veya bir afet yaşanmadan da bu yardım kuruluşları ve derneklerin bölge depolarında her zaman yardım ürünlerimiz yer alıyor. Böylece olası afetlere karşı her zaman hazırlıklı oluyoruz.
HEDEF DAHA FAZLA İNSAN
2024 yılında 3,7 milyar TL tutarında ayni ve nakdi yardımda bulunduk. Toplam 21 milyon 400 bin adet ürünü ihtiyaç sahipleriyle buluşturduk. Geçtiğimiz yıl eğitim desteği verdiğimiz 14.854 öğrencinin yüzde 47’si üniversite yüzde 53’üyse ilk, orta ve lise öğrencilerinden oluşuyordu. Kaynaklarımızı planlı ve etkili şekilde yönetirken daha fazla insana ulaşmayı ve sürdürülebilir sosyal etki yaratmayı hedefliyoruz.
FUAT TOSYALI / TOSYALI HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“TOPLUMSAL YATIRIMLARIMIZI BÜYÜTMEK GÖNÜL BORCU”
ESNEK BÜTÇE
Toplumsal yatırımlar için ayırdığımız bütçeler her zaman esnek oluyor ve beklenmeyen gelişmeler olduğunda ihtiyaçlar doğrultusunda ayıracağımız kaynağı hızlıca artırıyoruz. Her yıl belirli bir oran yerine esnek bütçelerle çevik bir şekilde hareket ederek toplumsal ihtiyaçlara karşılık vermeye devam edeceğiz. Faaliyette bulunduğumuz tüm ülkelerde toplumsal yatırımlarımızı büyütmeyi bir gönül borcu olarak görüyor, tüm kaynaklarımızı seferber etmeye devam ediyoruz.
SOSYAL PROJELER ÖNCELİKLİ
İyi bir şirket olmanın ön koşulunun gelecek nesillere daha iyi bir gelecek bırakmak olduğu inancıyla bulunduğumuz tüm coğrafyalarda mutlaka toplumsal hayata değer katacak sosyal projeleri önceliklendiriyoruz. İnsanların eğitim, sanat-kültür, sağlık, spor, çevre koruma ve ibadethane gibi konulardaki koşullarını iyileştirmek ve doğal afetlerde dayanışmayı artırmak amacıyla toplumsal yatırımlar yapıyoruz.
İBRAHİM ÇEÇEN / IC HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“DAYANIŞMACI FİLANTROPİ ANLAYIŞINI BENİMSEDİK”
KALICI KALKINMA
Kalıcı kalkınmanın temeli eğitim. Ülkemizin geleceği, iyi yetişmiş bireylerin omuzlarında yükselecek. Yıllar içinde gördüm ki yollar, binalar, köprüler inşa edebilirsiniz ancak asıl kalkınma, nitelikli eğitimle gerçekleşebilir. Toplumdaki bireyler ve gruplar arasında dayanışma ve yardımlaşmayı ön plana çıkaran “dayanışmacı filantropi” anlayışını benimseyen İbrahim Çeçen Vakfı, toplumsal refahın ve eşitliğin sağlanması için programlar geliştirip uyguluyor.
“GÜÇLENDİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Yirmi yılı aşkın süredir özellikle dezavantajlı ve kırılgan grupların sosyal ve ekonomik olarak güçlenmesi adına çalışan Vakıf, yalnızca gençleri değil aynı zamanda kadınların eğitim yoluyla güçlenmesini de hedefliyor. Vakıf olarak eğitim alanındaki en önemli katkılarımızdan birini de 2007-2008 öğretim yılında eğitime başlayan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) ile sunuyoruz
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?