Avrupalı bankalar, KOBİ’leri 80’li yıllarda keşfetti. Türkiye’de ise
KOBİ bankacılığının gelişimi 2001 krizinden sonra oldu. Geçmişte, kredi
riskinin iyi ölçülemeyeceği ve çok sayıda müşteriye hizmet vermenin
pahalı bir operasyon olacağı endişesi ile küçük ve orta ölçekli
işletmelerden uzak duran bankalar, krizin ardından bu alana
yatırımlarını artırdı. KOBİ’lerin bankacılık sisteminden aldığı pay
hızla yükseldi.
Bugün pek çok bankada, kredi portföyünün yaklaşık üçte biri KOBİ’lere
kullandırılan kredilerden oluşuyor. Sektör genelinde de son 3 yılda,
KOBİ’lerin toplam kredilerden aldığı payın yüzde 8’den yüzde 25’e
yükseldiği görülüyor. 2010’un ilk 4 ayında KOBİ kredileri yaklaşık 93
milyar TL’lik hacme
ulaşmış durumda. Bankaların kredili KOBİ müşteri sayısı ise 1 milyon 300
bin adete yaklaşıyor. KOBİ’ler hiç şüphesiz son yıllarda bankalar için
gözde segmentlerin
başında geliyor. Planlar, bu tablonun önümüzdeki 5 yılda da
değişmeyeceğine işaret ediyor. Öyle ki her banka bu alanda büyüme
hedefinde. Geçtiğimiz 5 yılda, yıllık ortalama yüzde 10 düzeyinde olan
büyümenin, önümüzdeki dönemde yüzde 15’i yakalayacağı düşünülüyor.
Krizin etkisiyle düşen performanslar çoktan geri kazanıldı. Gelecek 5
yılda KOBİ’lerin kullandığı kredilerin, toplam banka kredilerinin
yarısına ulaşması bekleniyor. Hedefte ise 3 milyon KOBİ’yi banka
müşterisi yapmak var.
Capital’de bu ay, bankaların çok önem verdiği ve yeni dönemde kesintisiz
büyüme hedefledikleri KOBİ bankacılığını mercek altına aldık. Bu alanda
iddialı bankaların, sorumlu genel müdür yardımcıları ile bir araya
gelip yeni dönemi konuştuk.
RAKAMLAR NE GÖSTERİYOR?
BDDK verilerine göre KOBİ kredileri, 2006 yılından bugüne yüzde 55’lik
büyüme kaydetti. 2006 yılında 59 milyar 614 milyon TL olan kredi hacmi,
2010 Nisan ayı itibarıyla 92 milyar 614 milyon TL’ye ulaştı. KOBİ
bankacılığı en büyük çıkışı 2006-2007 döneminde gösterdi. Bu dönemde
KOBİ’lere kullandırılan kredilerin hacmi yüzde 30’a yakın büyüdü.
2007-2008 dönemindeki büyüme, yüzde 10,5 düzeyinde oldu.
2008’in ikinci yarısında başlayan krizin etkisiyle 2008-2009 döneminde
sektör, yüzde 1,5 oranında daraldı. Akbank Genel Müdür Yardımcısı Ferda
Besli, güncel rakamları şöyle özetliyor: “2010 yılının ilk dört ayında
sektörde KOBİ’lere kullandırılan kredi bakiyesi, 2009 yılı sonuna göre
yüzde 11 artarak 92,6 milyar TL’ye ulaştı.”
Bankaların KOBİ niteliğindeki kredili müşteri sayısı, Nisan 2010
itibarıyla 1 milyon 238 bin adete ulaşmış durumda. Besli, ocak-nisan
döneminde sektörün 9 binden fazla yeni müşteri kazandığına işaret ediyor
ve şu rakamları paylaşıyor: “Bankaların kredili müşterisi KOBİ’ler içinde en büyük grubu mikro
işletmeler oluşturuyor. Bugün bu segmentteki müşteri sayısı 1 milyon
düzeyinde. Kredili küçük işletmelerin sayısı 166 bin 500, orta
büyüklükteki kredili işletmelerin sayısı da 71 bin düzeyine ulaşmış
durumda. Kriz koşullarının yoğun hissedildiği 2009’da, bankaların
kredili KOBİ müşteri sayısı 72 binden fazla azalarak 1 milyon 229 bine
gerilemişti.”
TEK ÜRÜN KREDİ DEĞİL
Bugün büyük ölçekli firmaların kullandığı neredeyse tüm bankacılık
ürünleri, KOBİ’lere de sunuluyor. DenizBank Genel Müdür Yardımcısı
Gökhan Sun, “Bunlar içinde yatırım, işletme, ithalat ve ihracat
kredileri, sigortacılık ürünleri ve hatta bireysel emeklilik ürünleri
yer alıyor” diyor.~
Krediler bugün en çok gündemde olan ürünler olsa da KOBİ’ler en çok,
günlük para akışlarını yönettikleri çek karnesi, POS, kredi kartı gibi
ürünleri ve bankaların sunduğu havale, EFT ve çek/senet tahsilatı
hizmetlerini kullanıyor. Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Erkin Aydın,
son dönemde KOBİ’ler arasında internet şubesinin kullanımının da hızla
yaygınlaştığına dikkat çekiyor. “Para akışlarını kontrol etmek için
interneti kullanan KOBİ müşterilerimizin sayısı hızla artıyor” diyor.
Kredi ürünleri arasında ise en çok kısa vadeli işletme kredileri talep
görüyor. Eurobank Tekfen Genel Müdür Yardımcısı Şebnem Dönbekçi,
taksitli ticari krediler ile kredi garanti fonu kapsamındaki kredilerin
de çok revaçta olduğuna işaret ediyor. KOBİ'lerin alternatif finansman
kulanım olanaklarını artırmak için
bankaların bu kesime yönelik çıkardığı ürünler her geçen gün
çeşitleniyor. Örneğin son dönemde ticari kredi kartları alanında gözle
görülür bir rekabet var. Ancak yeni dönemde üründen çok hizmetin öne
çıkacağı düşünülüyor. Akbank Genel Müdür Yardımcısı Ferda Besli, şöyle
diyor:
“Türkiye gelişmekte olan bir ülke olduğundan, gerek işletme sermayesi
gerek yeni yatırımlar nedeniyle kredi ürünü yakın gelecekte de
bankaların gündeminde olacak. Ancak uzun vadede farklılık, müşterilere
sunulan hizmetlerle yaratılacak. Bankalar, bir finans kuruluşundan çok
bir iş ortağı olarak konumlanacak.”
HACİM BÜYÜYECEK
Türkiye’de ticari işletmelerin yüzde 95’lik bölümünün KOBİ niteliğinde
olduğu, üretimin yüzde 65’inin, istihdamın da yüzde 70’inin KOBİ’ler
tarafından sağlandığı düşünüldüğünde, KOBİ bankacılığı tarafında
alınacak daha çok yol olduğu açık.
Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Orhan Karakaş bu alanda ilk 4 aydaki
performansın sektördeki genel performansın yüzde 50’nin üzerinde
olduğuna dikkat çekiyor, “Böyle devam ederse KOBİ kredilerinin payı,
2010 yılı bilançolarında daha da artacak” diyor. Kredi kullanan KOBİ
sayısının da artmaya devam edeceği öngörülüyor.
Henüz krediye ulaşamayan azımsanamayacak miktarda KOBİ olduğuna dikkat
çeken Karakaş, “Türkiye’de yaklaşık 4 milyon KOBİ’nin yarısı henüz kredi
kullanmıyor. Bu sayı kademeli olarak finans kaynaklarıyla buluşacak”
diye konuşuyor. Orhan Karakaş yeni dönem beklentisini şöyle özetliyor:
“Geçtiğimiz 3-4 yılda KOBİ’lere kullandırılan kredilerdeki gelişim
dikkate alındığında, önümüzdeki yıllarda bankaların, bugüne kadar
krediye ulaşılamamış yaklaşık 1,5 milyon KOBİ’ye finansman desteği
sağlaması ve KOBİ’lerin, bankaların kullandırdıkları toplam kredilerden
aldıkları payın yüzde 40 seviyelerine çıkması beklenebilir.”
Halkbank’ta KOBİ bankacılığının yönetimi Dr. Şahap Kavcıoğlu’na emanet.
Kavcıoğlu, AB ülkelerinde KOBİ’lerin, banka kredilerinden yüzde 50’ye
varan oranlarda yararlanabildiklerine dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Özellikle AB’ye uyum sürecinde KOBİ’lere, yeni koşullar altında rekabet
edebilmeleri için finansman açısından destek olunması gerekiyor. Bu da
bankalar için hem nispeten bakir hem kârlı bir alanda çalışma imkanı
sağlıyor.”
REKABETİN YÖNÜ
KOBİ’ler Türkiye ekonomisinin geleceği için büyük potansiyel taşıyor.
Bankalar için de öyle. Dolayısıyla her banka yeni dönemde bu alanda daha
fazla müşteriye ulaşmak, daha çok hacim yaratabilmek için ciddi bir
çalışma içerisinde. Bu durum rekabete de yansıyor.
Kamu bankaları da dahil tüm bankalar, başta krediler olmak üzere
KOBİ’lere yönelik ürün ve hizmetler tarafında kıyasıya rekabet ediyor.~
Akbank Genel Müdür Yardımcısı Ferda Besli, en büyük sıkıntının
“aynılık” olduğunu söylüyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor: “Ürün ve
hizmetlerin, fiyatlamaların giderek birbirine yaklaştığı,
kalitenin ortak standart haline geldiği yoğun bir rekabet ortamında
yaşıyoruz. Gelecek dönemde de bu rekabet ortamı artarak devam edecek.
Bankalar müşteri nezdinde farklılaşmak için sağlam ve gelişmiş iyi
ilişkiler oluşturmaya önem verecek.” KOBİ’lerin gelişimine katkıda
bulunmak amacıyla son yıllarda kamu
desteği de yaygınlaşıyor. Bu çerçevede, özellikle KOSGEB’in desteklediği
programlar öne çıkıyor. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz
Karadere, kamu ve özel bankalar arasında, bu programlara aracılık etmek
konusunda ciddi bir rekabet olduğunu söylüyor. Rekabetin yakın gelecekte
e-devlet ve e-ticaret uygulamaları tarafına da kayacağına dikkat çeken
yönetici, şöyle devam ediyor: “KOBİ’ler yeni dönemde, mevcut durumda
sınırlı sermaye desteğiyle
fonksiyon gören garanti mekanizmalarından da daha fazla pay almak
isteyecek. Bu desteği sağlayacak aracı banka seçimlerinin de rekabet
yaratacağını düşünüyorum.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?