Enerji altyapı şirketine dönüşmek istiyoruz

Mehmet Abbasoğlu’yla sektördeki gelişmeleri, şirketin hedeflerini ve vizyonunu konuştuk...

14.08.2023 15:33:370
Paylaş Tweet Paylaş
Enerji altyapı şirketine dönüşmek istiyoruz

Nil Dumansızoğlu

[email protected]

Akaryakıt sektöründeki liderliğini, 200 milyar TL’lik ciroyla 2022 yılında da sürdüren Petrol Ofisi Grubu, yeni CEO’su MEHMET ABBASOĞLU liderliğinde teknoloji ve dijitalleşme odaklı büyüyecek. Önümüzdeki 5 yılda sadece bir akaryakıt şirketi olma kimliğinden bir enerji altyapı şirketine dönüşmek istediklerini söyleyen Abbasoğlu, bunu da teknolojiye yatırım yaparak sağlayacaklarını belirtiyor. Toplam yatırım bütçesinin yüzde 20’sini dijitalleşme, teknoloji ve kurum içi girişimciliğe ayırdıklarını paylaşan Abbasoğlu, “Ürettiğimiz teknolojiyi iştiraklere ihraç eder duruma geldik. En büyük amacım, Türkiye’yi bir mükemmeliyet merkezi haline getirebilmek” diyor.

2022 yılını 200 milyar TL’nin üzerinde ciroyla kapatan Petrol Ofisi, sektördeki liderlik pozisyonunu korudu. Pazar payını yüzde 22,43’e çıkaran şirketin madeni yağ ihracatı da 16 bin tonun üzerine çıktı. Bu yıl da sektörün üzerinde büyüme beklediklerini belirten Petrol Ofisi Grubu CEO’su Mehmet Abbasoğlu, 2023’ün ilk yarısının zor geçtiğine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor: “İçinde bulunduğumuz sürecin getirdiği bazı hassasiyetler oluştuğu için fiyatlamada akılcı hareket etmek durumundayız. Bu da kârlılığımızı nispeten olumsuz etkiledi. Haziran ayıyla birlikte taşların biraz daha yerine oturduğunu görüyoruz. Umarım yılın 2’nci yarısı, tahmin ettiğimiz gibi gider ve ilk altı ay kârlılık tarafında yaptığımız fedakarlığı ikinci yarıda yerine koyabiliriz.” Büyüme stratejisini de paylaşan Abbasoğlu, önümüzdeki 5 yılda bir enerji altyapı şirketine dönüşmek istediklerini söylüyor. Bunu da teknolojiye yatırım yaparak sağlayacaklarını belirten Abbasoğlu, “Teknoloji ve inovasyonun Türkiye’nin rekabet gücü, ekonomik büyümesi ve refah kalitesindeki artışın en temel unsurlarından biri olduğuna inanıyoruz” diyor. Mehmet Abbasoğlu’yla sektördeki gelişmeleri, şirketin hedeflerini ve vizyonunu konuştuk: 

 Yaklaşık 10 ay önce Petrol Ofisi’nin CEO’luk koltuğuna oturdunuz. Kendinize nasıl bir ajanda belirlediniz?

Ben 2017 yılında şirketin satın alım sürecini yönetmiştim. CFO rolü kapsamında halef selef ilişkimiz çok verimli bir şekilde devam ettiği için bayrak değişimi pürüzsüz geçti. Biz, emtia ticareti yapıyoruz. Sattığımız ürün, birkaç katkı maddesi dışında üç aşağı beş yukarı aynı. Rekabetten ayrışmayı teknoloji ve finansal mühendislik konusunda sağlamayı düşünüyoruz. 

 2022 yılı şirketiniz için nasıl geçti? 

 2022’deki 6,6 milyon tonluk yurt içi satış miktarımızla bir önceki yıla kıyasla hem satışlarımızı artırdık hem pazar payımızı yüzde 22,43’e çıkardık. Akaryakıt ve toplam madeni yağlarlardaki liderliğimizi sürdürdük. Ciromuz 200 milyar TL’yi aştı. 

İhracatta nasıl bir performans gösterdiniz?

 Madeni yağ, ülkemizin önemli ihracat kalemlerinden biri. Mevcut konjonktürde, kimsenin hiçbir ülkeye yatırım yapmadığı ortamda bile biz bundan iki yıl önce ABD merkezli Chevron’la esas ürünü olan Texaco markalı madeni yağlarının ABD dışında ilk defa Türkiye’de üretimi konusunda anlaştık. Bu ürünler Türkiye’de, ABD’deki standartlarda Petrol Ofisi Grubu tesislerinde üretiliyor. Türkiye madeni yağ ve kimyasallar pazarının geleneksel lideriyiz, istikrarlı büyümemizi geçen yıl da sürdürerek yüzde 29’u aşan pazar payıyla toplam madeni yağ ve kimyasallar pazarındaki liderliğimizi 13’üncü yılına taşıdık. Petrol Ofisi Grubu’nun yalnızca madeni yağdaki pazar payı yüzde 28,3 oldu. Turquality programıyla markamızı yurt dışında yayıyoruz. 4 kıtada 33 ülkeye yaptığımız madeni yağ ihracatını 16 bin tonun üzerine çıkardık. Ülkemize 25 milyon dolar döviz girdisi sağlıyoruz. 

 2022, pek çok açıdan zor bir yıldı. Bu dönemde sizi en çok zorlayan konular ne oldu? 

 2022’de bizim sektörümüzü en çok etkileyen olay, Rusya-Ukrayna savaşıydı. İlk aylar bütün üretim, sevkiyat durdu. Bizim ülkemizin Karadeniz sahili tamamıyla Rusya’dan ve Türk Cumhuriyetleri’nden ithal edilen kargolarla beslenir, dolayısıyla bu süreçte operasyonel sıkıntılar doğdu. Fakat Türkiye genelinde hava, deniz ve karada eşit olarak yayılmış olan altyapımız sayesinde artan lojistik maliyetlerinin yarattığı sorunların üstesinden geldik. Enflasyon kaynaklı dalgalanmalar da bir diğer konuydu. İşletme giderlerinde önemli artışlar yaşandı. Biz tüketiciye resmi enflasyonu yansıttık. Bu süreçte de verimlilik bir kez daha hem bizim hem sektör için en önemli gündem maddelerinden biri oldu elbette. 

 Döviz kurundaki oynaklığı nasıl yönetiyorsunuz? 

 Sermaye piyasalarının forward döviz kuruna göre beklentilerimizi yapıyoruz. Maalesef bunlar da tutmayabiliyor. Biz sağlam adımlarla ilerlemeyi önemsiyoruz. Her türlü döviz harcamamızı hedge etmeyi, maliyetine rağmen tercih eden bir şirketiz. Bizim zaten geçen yıl ve bu yılın başında en büyük sıkıntımız, sermaye piyasalarındaki bu tür enstrümanların uygulanabilirliğinin ortadan kalkmış olmasıydı. Piyasaların normalleşmesiyle özellikle kur makasındaki alım satım fiyatlarının daralmasıyla bu gibi enstrümanlar daha kolay uygulanabilecek. Deyim yerindeyse yaz günü kürklü dolaşmayı seven bir şirketiz. Bunun külfetine rağmen risk yönetimi açısından vakur davranışın bu olduğunu düşünüyoruz. 

 Özellikle 2022 yılında akaryakıt fiyatlarında ciddi artışlar oldu. Bunun size etkisi nedir? 

 Petrol fiyatlarının şu anki seviyelerde olması bizim için şans. Yani bu fiyatlar 70 dolarlardan 100 dolarlara çıksaydı çok farklı bir dünyada olurduk. Hatırlarsanız bir yıl önce enflasyona rağmen biz akaryakıtın litresini 30 liralardan alıyorduk. Fiyatların yükselmesi, sanılanın aksine bizim avantajımıza değil. Talepte ciddi bir daralma oluşuyor. Sadece bireysel değil, endüstriyel talebin azalması, ülkemizin büyümesine etkisi, son tüketicide mobilitenin azalması gibi sonuçlara neden oluyor. 

 Peki bu etkilerle 2023’e nasıl başladınız? 

 2022’den daha kötü bir yıl olmaz derken 2023’te tarihin felaketi olarak tanımlayabileceğimiz bir deprem gerçeğiyle karşılaştık. 2023, bizim için birçok hesaba katmadığımız süreci yönetmek durumunda olduğumuz bir yıl oldu. Türk iş insanlarının bu gibi krizleri yönetme konusunda kası kuvvetli, fakat öngörememek, bizim yatırım kararlarımıza menfi olarak tesir edebiliyor. Yani 2022 sonunda kur korumalı enstrümandan dolayı önümüzü görebildik. Ancak hem faizlerde hem kurda oluşan oynaklık, fiyatlamalarda da oynaklık getiriyor ki malum bu oynaklıklar tercih edilen bir süreç değil. 

 Deprem şirketinizi nasıl etkiledi? 

 Petrol Ofisi Grubu olarak yaşanan bu depremlerden alnımızın akıyla çıktığımızı düşünsek de içselleştirmemiz gereken birçok çıkarımlar da oldu. Özellikle İstanbul ve Marmara Bölgesi özelinde, yatırım planımızı bu doğrultuda değiştirdik. Söz konusu depremlerde depolarınızda sadece konteynerlerin olmasının yetmediğini, altyapının da hazırlanmış olması gerektiğini öğrendik. Bu doğrultuda, Derince terminalimizde 80 konteyner için hazırlığımızı yapmaya başladık. 

 Bununla birlikte haziran ayına kadar Türkiye’de seçim atmosferi vardı. Tüm bu gelişmeler sonucunda yıl sonunda hedeflerinize ulaşabilecek misiniz? 

 Ülke genelinde bizim satışlarımız ya bütçemizde ya bütçemizin üzerinde devam ediyor. Bu, bizim hem havacılık hem denizcilik dikeyimiz için de geçerli. Bizim sektörümüzde fiyatlama, başta enflasyon olmak üzerine birçok makro dengeyi etkiliyor. İçinde bulunduğumuz sürecin getirdiği bazı hassasiyetler oluştuğu için fiyatlamada akılcı hareket etmek durumundayız. Bu da kârlılığımızı nispeten olumsuz etkiledi. Haziran ayıyla birlikte taşların biraz daha yerine oturduğunu görüyoruz. Umarım yılın 2’nci yarısı, tahmin ettiğimiz gibi gider ve ilk altı ay kârlılık tarafında yaptığımız fedakarlığı yerine koyabiliriz. 

 2023 yılında yeni bir gelişme oldu. Gabar’da günlük 100 bin varil üretim kapasitesine sahip petrol bulunduğu açıklandı. Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? 

 Bu tür gelişmeleri çok önemsiyorum ve çok olumlu buluyorum. Teknoloji geliştikçe bu gibi, daha evvel keşfedilmiş olsa da yakıtları çıkarmak daha mümkün oluyor. Bunu eski keşif, yeni keşif diye kategorize etmek yerine, bunun müşteriye bir faydası var mı yok mu ona bakalım. Daha az ithal edeceğimiz ve daha çok lokal rafinerilerden tedarik sağlayacağımız için ülkemize olumlu katkı sağlayacaktır. 

 Yıl sonu için ciro hedefiniz nedir? 

İstisnasız her dikeyde pazarın büyümesinin en az çift haneli basamak üzerinde büyümeyi hedefliyoruz. Örneğin bu yıl diyelim akaryakıt tarafında pazar yüzde 15 büyüyor. Biz onun üstüne en az çift basamaklı bir hedef koyarız. İhracatta büyüme hedefimiz geçen yıla oranla yüzde 5. 

Bu yıl ne kadar yatırım yapacaksınız?

 Bizim yıllık minimum 1 milyar TL’lik rutin yatırımımız var ve her yıl değişiklik gösteriyor. Örneğin bu yılı göz önünde bulundurduğumuzda bu tutar 2,6 milyar TL olacak. Bunların ötesinde, Derince’deki terminalimizde yaptığımız çok ciddi bir madeni yağ depolama ve üretim yatırımı var. Chevron’la birlikte Texaco yağlarını ilk defa Amerika dışında üretip hem ihracat hem iç pazara vermek üzere bir yatırıma kalkıştık. Trakya’da sıfırdan kurduğumuz bir biyodizel tesisimiz var. Antalya Havalimanı etrafında, çok büyük bir tank çiftliği oluşturuyoruz. Sürdürülebilir tarafta yakında açıklayacağımız, şu anda isimlerini veremeyeceğim bir birliktelik gündemimizde. Bu yatırımı yaparken aynı zamanda tüm yenilenebilir ve özellikle elektrik üretim işini bir bütünsel değer zincir olarak değerlendiriyoruz. Sadece müşteriye dokunan kısımda değil, üretim, ticaret ve satış safhasında da olacağız. Bunların lisanslarını aldık. Şu anda tüm arazilerimize, istasyonlarımızın kanopilerine, terminallerimizin arazilerine güneş panellerini yerleştiriyoruz. Elektrik ticaretine başladık ama lisanslı olarak da solar tarafta üretici olmak istiyoruz. Bu konuda bazı girişimlerimiz var. Kısa süre önce net sıfır taahhüdümüzü açıkladık. Bunların hepsi bir yılda olan projeler değil. Örneğin Antalya’daki tank çiftliği iki yıl sürecek bir yatırım. Onun için 60-65 milyon dolarlık bir bütçe ayrıldı. 

 Birleşme ve satın alma planlarınız var mı? 

 Sektördeki maliyet yapısı, birleşmeleri ve satın alımları kaçınılmaz hale getiriyor. Hatta bu bağlamda daha çok yakınlarda birkaç örnek tecelli etti. Ben bunları hem sektörün hem tüketicinin hayrına görüyorum. Çünkü bahsettiğim gibi bizim değer zincirimiz ölçek ekonomisi üzerine kurulu. Onun için konsolidasyon kaçınılmaz diye düşünüyorum. Biz de bu konuda farklı fırsatları bazı düzenleyici kurumların limitleri dahilinde değerlendirmek durumundayız. 

 Sektör gelecekte nasıl şekillenecek? Trendler ne yönde ilerliyor? 

 Sadece akaryakıta odaklanırsanız rüzgara karşı koşarsınız. Bu gerçeği yadsımamak lazım. Akaryakıt işiyle iştigal eden şirketler, bir şekilde dönüşüme odaklanmak zorunda. Türkiye’de akaryakıt odaklı ticaret kesinlikle bitmeyecek. Fakat sürdürülebilir tarafa dönüşmemiz zaruri. Bu zaten aynı zamanda bizim sorumluluğumuz. Ülkemiz politikaları doğrultusunda 2030’a kadar karbon ayak izimizi en az yüzde 40 oranında azaltmamız lazım. Bizim şu anda aktif olarak ilgilendiğimiz hidrojen sektörü var. Bana göre aslında elektrikten çok tüm dünyanın tercihi hidrojen olmalı. Çünkü elektriğin önemli bir kısmını fosil yakıtlardan üretiyorsunuz. Bataryaları üretmek için nadir metalleri çıkarırken çevreyi mahvediyorsunuz. Dengeli büyürken elbette elektrik de olacak ama onun dışında doğal gaz ve hidrojen tarafında farklı sektörler ortaya çıkacak. Çevresel yakıtlara doğru dönüşüm gerçekleşecek. Örneğin Türkiye’de en çok bizim öncülüğünü yaptığımız SAF’ın (sürdürülebilir havacılık yakıtı) kullanımı artacak. Ben fosil talebinin azalacağını düşünmüyorum. Ancak fosil yakıtları daha çevresel ve verimli hale getirmek durumundayız. 

 Önümüzdeki 5 yılda şirketi nereye taşımak istiyorsunuz? 

 Önümüzdeki beş yılda bizim ana hedefimiz, sadece bir akaryakıt dağıtım şirketi olma kimliğimizden bir enerji altyapı şirketine dönüşmek. Bunu da teknolojiye yatırım yaparak sağlayacağız. Ürettiğimiz teknolojiyi iştiraklere ihraç eder duruma geldik. Amacım, Türkiye’yi bir mükemmeliyet merkezi haline getirebilmek. Bunu yapabilirsek hem ülkemizin stratejik çıkarları hem kendi şirketimizin globalleşmesi adına çok önemli mesafe kaydedebiliriz.


“İSTASYON SAYISI 2 BİNE ULAŞACAK”

100’ÜNCÜ YIL HEDEFİ 
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına 1923 istasyonla girdik. Şu anda istasyon sayımız 1935. Ancak istasyon sayısından öte, istasyonların niteliği ön planda. Bizim hedefimiz, kendi mülkümüz olan istasyon sayısını artırmak. Bana göre önemli olan, müşteri deneyimi açısından insanların kusursuz bulduğu istasyon sayısını artırmak. 2023 yılında istasyon sayımızın 2 bine ulaşacağını öngörüyoruz.

PERAKENDE NOKTASI Perakende dünyasındaki gelişmeleri yakından takip ederek müşteri deneyimini daha da iyileştirecek yatırımlar yapıyoruz. MarketPlus konseptimiz ve özgün lezzetler sunduğumuz Kap Bi’Tat markamız altında yer alan sandviç, doğal meyve suları ve sıcak fırın ürünlerinden oluşan ürün yelpazemizin yanı sıra Western Union, Hepsimat gibi alanlarında öne çıkan markalarla geliştirdiğimiz iş birliklerimiz, ziyaretçilerimizin en çok ilgilendiği ürün ve hizmetlerimiz arasında yer alıyor.

YENİ İŞ BİRLİĞİ Son olarak Tchibo’yla önemli bir distribütörlük anlaşmasına imza attık. Bu kapsamda bayilerimizin ve iş ortaklarımızın kahve ürünlerini ve makine ihtiyaçlarını doğrudan tedarik ederek bayilerin kârlılıklarını artırırken aynı zamanda hizmet kalitesini de çok daha üst seviyelere çıkaracağız. Tchibo ürünlerinin bulunacağı istasyon sayısını kısa vadede 600’e çıkarmayı ve yıllık 40 ton kahve satışı yapmayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra önümüzdeki dönemde Tchibo’nun kendi mağazalarında satılan bazı ürünler de istasyonlarda satışta olacak.



PETROL OFİSİ’NİN BÜYÜME PLANI
 

  • 2022 yılındaki 6,6 milyon tonluk yurt içi satış miktarımızla pazar payımızı yüzde 22,43’e çıkardık. 
  • Akaryakıt ve toplam madeni yağlarlardaki liderliğimizi sürdürdük. Ciromuz 200 milyar TL’yi aştı. 
  • Yüzde 29’u aşan pazar payıyla madeni yağ ve kimyasallar pazarının lideriyiz. 
  • 4 kıtada 33 ülkeye yaptığımız madeni yağ ihracatını 16 bin tonun üzerine çıkardık. Ülkemize 25 milyon dolar döviz girdisi sağlıyoruz. 
  • Bu yıl, istisnasız her dikeyde pazarın büyümesinin en az çift haneli basamak üzerinde büyümeyi hedefliyoruz. İhracatta büyüme hedefimiz yüzde 5. 
  • Bu yıl 2,6 milyar TL yatırım yapacağız. Derince’deki terminalimizde yaptığımız çok ciddi bir madeni yağ depolama ve üretim yatırımı var. 
  • Antalya Havalimanı etrafında, 60-65 milyon dolarlık bütçeyle çok büyük bir tank çiftliği oluşturuyoruz. 
  • Önümüzdeki 5 yılda sadece bir akaryakıt dağıtım şirketi olma kimliğimizden bir enerji altyapı şirketine dönüşmeyi hedefliyoruz.



BÜYÜMEDE ODAK ALANLAR

BÜTÇEDEN PAY
İkinci el araç satışından tüketici finansmanına, fintek çözümlerinden mobil oyun teknolojilerine yatırım yapmaya devam edeceğiz. Özellikle bu kategorilerde daha da büyümeyi hedefliyoruz. Teknoloji ve inovasyonun Türkiye’nin rekabet gücü, ekonomik büyümesi ve refah kalitesindeki artışın en temel unsurlarından biri olduğuna inanıyoruz. Dijitalleşme, teknoloji ve kurum içi girişimcilik için toplam yatırımların yüzde 20’si ayrılıyor.

ÖDEME SİSTEMLERİ 200 milyarlık ciromuzun en az yüzde 20’si, doğrudan ödeme sistemleriyle gerçekleşiyor. PoFintech şirketimizle ödeme sistemi işlevini artık tamamen biz yapacağız. Hem sanal hem fiziksel tarafta POS cihazlarımızı şu anda yaygınlaştırıyoruz. Bu, benim en çok heyecan duyduğum projelerimizden biri.

KURUM İÇİ GİRİŞİMCİLİK Türkiye’de ikinci el araç ticaretinde ezberleri bozan ve kardeş şirketimiz VavaCars, ülkemizin en popüler fantezi futbol oyunu olan 3,2 milyonun üzerinde üyeye sahip Sosyal Lig’i hayata geçiren Petrolig Games, ticari kredi sürecini tamamen dijital dünyaya taşıdığımız finansman şirketimiz Credin bunlardan birkaçı. Bu yıl içinde de yeni girişimlerimizi duyurmaya devam edeceğiz.



“DEĞİŞİMİN ALTYAPISINI HAZIRLIYORUZ”

ŞARJ İSTASYONLARI 
2030 yılında yeni satılan binek araçların yüzde 20’siyle maksimum yüzde 50’si elektrikli olacak ve bu yeni araçlar mevcut araç havuzunda çok daha küçük bir oranda kalacak. Ağır vasıtalarda da içten yanma motorlar devam edecek. Elektrikli araçlar 2050 yılında madeni yağ ihtiyacının yüzde 8’ini etkileyecek. Biz de bu değişimin altyapı çalışmalarını yapıyoruz. Elektrikli araçların en büyük sorunu olan şarj ve menzil sorununa çözüm getirmeyi hedefleyen e-POwer şarj istasyonlarımızı kuruyoruz.

“MARKA YARATTIK” Alışılageldiği gibi hazır şarj ünitelerini istasyonlarına koymak yerine, özel ve özgün bir sistem geliştirdik. Bu alanın uzman kuruluşlarından Voltrun’dan sistemle ilgili destek aldık. e-POwer’ı tasarımından, yapısına kadar tamamen özel, özgün bir marka olarak yarattık. Özellikle elektrikli ve hibrit araçların yoğun olarak kullandığı İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Bodrum gibi ana güzergahlarda konumladığımız e-POwer’lar, İpsala gibi bazı özel noktalarda da bulunuyor. Hedefimiz, haziran ayı sonuna kadar 60 adet e-POwer’ı devreye almak. Bunun yanı sıra elektrikli araçlar için soğutma sıvısı, dişli yağı ve gresimizin lansmanını da yaptık ve ürünlerimizi satışa hazır hale getirdik.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz