40 yıllık geçmişi, 580 üyesi ve bu üyelerin temsil ettiği 2 bin 500 şirketiyle TÜSİAD, Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşun biri. Sanayinin yüzde 65’ini, yaratılan kamu dışı katma değerin v...
40 yıllık geçmişi, 580 üyesi ve bu üyelerin temsil ettiği 2 bin 500 şirketiyle TÜSİAD, Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşun biri. Sanayinin yüzde 65’ini, yaratılan kamu dışı katma değerin ve istihdamın yüzde 50’sini temsil eden böyle bir gücün içinde olmak istemeyenler de var. Erol Bilecik, Abdülkadir Konukoğlu, Mehmet Emin Karamehmet, Tuğrul Tekbulut, Celal Sönmez gibi iş dünyasının dikkat çeken pek çok patronu bu güce üye değil. Süreyya Ciliv, Ömer Yüngül, Tamer Ünlü, Özgür Tort, İbrahim Aybar, Servet Topaloğlu gibi başarılı profesyoneller de dernekte yer almıyor.
Bu isimlerin üye olmama nedenleri ise oldukça ilginç… “Zamansızlıktan” üye olamayan profesyonel kadrodan geniş bir kesim var. Patronlardan ise “Aklıma bile gelmedi” diyen de var, “Patronlar kulübü algısı bize uygun değil” diyen de…
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) kurucularından Asım Kocabıyık’ın istifası, tüm dikkatleri derneğe çekti. Geçtiğimiz ay Borusan Holding’in onursal başkanı ve Türk iş dünyasının duayenlerinden Asım Kocabıyık, derneğe bir mektup yazarak, “TÜSİAD 40’ıncı yılında... Ben de 40 yıldır TÜSİAD’ın içindeyim. Artık ayrılmak istiyorum” dedi. Kocabıyık, bu ayrılık kararını neden aldığını ise şöyle aktardı:
“Artık 40 sene bulunduğunuz yerde etrafınızda yeni yetişen arkadaşlar var. Aydınlık pırıl pırıl çocuklar. Her şeyi tetkik ediyorlar, araştırıyorlar. Siz de onları tasvip ediyorsunuz. 40 yıl yeterli dedim.”
Kuruluş hikayesini Kocabıyık’ın “Esasında söylenmese de biz, resmen teşekkül etmiş sanayiyi, iş hayatını sol görüşlü arkadaşlara tanıtmak ve takdim etmek amacıyla TÜSİAD’ı kurma ihtiyacını duyduk” olarak anlattığı TÜSİAD’da, aslında bugünün pek çok önemli işadamı ve profesyonel yöneticisi üye değil. Derneğin 2009 faaliyet raporu üyeler listesi incelendiğinde, bugünün büyük gruplarının 80’den fazlasının ne patron ne de yönetici nezdinde TÜSİAD’da temsil edilmediği görülüyor. TÜSİAD’a üye olmayan önde gelen işadamları arasında Erol Bilecik, Abdülkadir Konukoğlu, Mehmet Emin Karamehmet, Tuğrul Tekbulut, Nuri Özaltın, Süleyman Orakçıoğlu ve Celal Sönmez gibi isimler dikkat çekiyor. Profesyonel yöneticiler olarak da Süreyya Ciliv, Ömer Yüngül, Tamer Ünlü, Özgür Tort, İbrahim Aybar ve Servet Topaloğlu’nun isimleri üye listesinde bulunmuyor.
40 yıllık geçmişe sahip, 580 üyesiyle çok önemli bir etkinliğe ve güce sahip olan TÜSİAD’a bu işadamları ve yöneticiler neden üye değil? Aslında hepsinin farklı nedenleri var... Profesyoneller daha çok zaman bulamadıklarından yakınıyor ve şirketlerinden bir temsilcinin yeterli olacağını düşünüyorlar. Patron tarafında ise pek çok farklı neden sayılıyor… “İşimizin arasında aklımıza gelmedi” diyenler de var… Derneğin işleyişini, kamuoyundaki algısı beğenmeyenler de…
“Teklif Gelmedi”
TÜSİAD’a üye olmayan işadamlarının en önemli gerekçelerinden biri dernek tarafından kendilerine böyle bir teklif gelmemesi… Örneğin Özaltın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özaltın, “Bugüne kadar TÜSİAD’dan üye olmam konusunda herhangi bir teklif almadım. Eğer almış olsaydım, mutlaka değerlendirirdim” diye konuşuyor.
Aydınlı Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Said Kavurmacı da Özaltın ile aynı fikirde: “Kurumum adına veya şahsi olarak üye olduğum derneklere bir davet alarak ya da üye olan bir arkadaşlarımızın ısrarıyla üye olmuşumdur. Tabii ki bu üyeliğin karşılıklı fayda getirme mülahazasını kayda alarak girerim… TÜSİAD’dan ise hiç davet almadık.”
Korozo olarak çok dışa açık bir firma olmadıklarını itiraf eden şirketin Genel Müdürü Jeki Mizrahi de TÜSİAD’a bugüne kadar bir teklif gelmediği için üye olmayı düşünmediklerini belirtiyor.
Ancak bilinmeyen bir nokta var… TÜSİAD’a üye olmak için dernek tarafından bir davet ya da teklif gerekmiyor. Derneğin amaçlarını, tüzük ve etik kurallarını kabul eden tüm gerçek ve tüzel kişiler derneğe üye olabiliyor. Tabii Dernekler Kanunu’na göre medeni haklara sahip ve 18 yaşını doldurmuş olma şartı da aranıyor. TÜSİAD Genel Sekreteri Zafer Ali Yavan, üye olma sürecini şöyle aktarıyor:
“Üye olmak isteyenlere teklif de edilebiliyor, kendileri de başvurabiliyor. İş sahibi ya da bir kurumun üst düzey yöneticisi/ yetkilisi kişiler üyemiz olabiliyor. En önemlisi, 2 TÜSİAD üyesi tarafından takdim edilmesini bekliyoruz, mevcut 2 üyemizin referansına çok önem veriyoruz.” Ardından süreç gayet kısa, karar üye adayı hakkında yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğuyla 30 günde alınıyor.
“Üyelik Vakit Kaybı…”
Tabii bazı isimler, TÜSİAD’ın icraatlarını kendine yakın bulmadıkları için üyelikten uzak duruyor. Erkunt Sanayi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeynep Erkunt Armağan, bu isimlerden biri. Armağan, TÜSİAD ile ilgili görüşlerini şöyle anlatıyor:
“Babam Mümin Erkunt, yıllarca TÜSİAD üyesiydi. TÜSİAD kuruluş ve yola çıkış amaçları saygıdeğer bir organizasyondur. Ancak yıllar içinde bir İstanbul kulübü, hatta belli ailelerin kulübü haline geldi. TÜSİAD’ın üye sayısının, dernekle anılan 10-15 kişiden ibaret olmadığı malum, ancak diğer üyelerin neden bu kadar geri planda kaldıkları, özellikle İstanbul dışındaki sanayiciler için hep soru işareti oldu. 60 yıllık sanayicilik tecrübemizden yararlanılmayacağını bildiğim bir organizasyonda yer almayı vakit kaybı olarak görüyor, Ankara’daki çalışmalarımla daha faydalı işler yaptığıma inanıyorum.”
Nuh Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Atalay Şahinoğlu da Armağan ile benzer fikir belirtiyor ve bugüne kadar “Böyle bir ihtiyaç içinde” olmadığını açıklıyor:
“Ben uzun yıllar İstanbul Ticaret Odası yönetim kurulu üyeliği, yönetim kurulu başkanlığı ve de meclis başkanlığı yaptım. Bu konumda TÜSİAD üyesi olmak için bir sebep yoktu. Zaten TÜSİAD üyeleri de odamızın üyesiydi, halen de öyleler. Ticaret odasındaki aktif görevlerimden sonra da böyle bir üyelik ihtiyacı duymadım. Ayrıca halen başında bulunduğum şirketler de derneğe üye değil.”
Nakiboğlu Ailesi üyeleri de Naksan Holding ve Yönetim Kurulu olarak hiç böyle bir üyeliğe ihtiyaç duymadıklarının altını çiziyor.
Doğan Gazetecilik CEO’su Servet Topaloğlu da TÜSİAD’a üye olmamasının nedenleri arasında ilk sırada, “Türkiye ve ülkemizin sektörleri yararına birlikte etkin olma heyecanının eski dönemlere göre kısmen azalmasını” sayıyor.
“İstanbul Ağırlıklı Bir Kuruluş…”
TÜSİAD’ın genel merkezi İstanbul’da, fakat Türkiye’nin her yerinden üyesi bulunuyor. Zeynep Erkunt Armağan’ın da vurguladığı gibi bazı işadamları, derneğin şirketlerinin bulunduğu illere uzak olması nedeniyle üyelik başvurusu yapmıyor. Bu isimlerden biri de Erbakır Genel Müdürü Müjdat Keçeci. Keçeci, TÜSİAD a üye olmama nedenini şöyle anlatıyor:
“Her şeyden önce İstanbul ağırlıklı bir kuruluş. TOBB’da görev almadan önce de TİM de Ege İhracatçılar Birliği’nde demir-demir dışı metal ihracatçılar yönetim kurulu başkan vekiliydim. O da İzmir merkezliydi. Zaten işimiz ve seyahatler zaman darlığını da beraberinde getiriyordu. Şimdi ise Denizli Sanayi Odası yönetim kurulu başkalığının yanında TOBB’un iştiraki KOBİ AŞ’de yönetim kurul başkanlığı da yapıyorum. İşim de var. Bu nedenle ayrıca TÜSİAD üyeliğini düşünmedim.”
TÜSİAD Genel Sekreteri Zafer Ali Yavan ise bu eleştiriye şöyle yanıtlıyor:
“Bu komik… Çünkü önemli büyüklük kazanmış şirketlerin neredeyse hepsinin merkezi İstanbul’da. Katma değerin Türkiye ekonomisindeki dağılımı ile TÜSİAD’daki üye dağılımı birebir aynı. GSMH’nin yüzde 68’i Marmara Bölgesi’nde üretiliyor ve bizim üyelerimizin yüzde 68’i Marmara Bölgesi’nden. Ayrıca en alt çalışma birimimiz olan çalışma gruplarına, üyelerimiz katılabileceği gibi üyelerimizin üye olmayan profesyonelleri de katılabiliyor.”
Üye girişlerinde ödenen ücretle ilgili olarak da eleştiriler geliyor. TÜSİAD’a girmek için giriş aidatı olarak 19 bin 500 TL ve yılık aidat olarak da aynı tutarı ödemek gerekiyor. Yani bugün üye olmak isteyenlerin 39 bin TL vermeleri gerekiyor. Yıllık aidatlar son iki yıldır aynı düzeyde tutuluyor. İş dünyasının belli bir kısmı bu ücretleri “makul” karşılarken Muharrem Gilan ve Servet Topaloğlu gibi azımsanmayacak bir kitle de “aidatları yüksek buluyor.”
“Creme De La Creme” Algısı
Bir de derneğin kamuoyunda yarattığı algıdan rahatsız olan ve bu nedenle uzak kalan isimler var. Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Çok ciddi bir kurumumuz ve tabii ki üye olabilirim” dediği TÜSİAD’ın kamuoyu algısını şöyle anlatıyor:
“Kamuoyunda ‘zenginler kulübü’ olarak değerlendirilen kitlenin oluşturduğu bir sivil toplum örgütü şeklinde olumsuz algı var. Bu algıyı da değiştirmek için TÜSİAD’ın çaba göstermesi lazım. Aksi takdirde toplumdan kopuk bir sivil toplum örgütü olarak tanımlanır ve hazırladığı projeler, ortaya koyduğu stratejiler çoğu zaman kabul görmekte zorlanır. Bu nedenle TÜSİAD’ın kapalı devre olarak tanımladığımız yönetim anlayışını, deyim yerindeyse “babadan oğula” yönetim şeklini değiştirip toplumun tüm kesimlerinin fikirlerini kucaklayıcı ve iş dünyasının yeni nesliyle iyi iletişim kuran bir yapı yönünde ilerlemesi gerekiyor.”
Gilan Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Gilan da Orakçıoğlu ile aynı fikirde. Üye olmama nedenini zamansızlığın yanında “TÜSİAD’ın bir vizyon kuruluşu olmasından öte zenginler kulübü olarak algılanması” olarak gösteriyor.
Mensa Mensucat İcra Kurulu Başkanı Faik Ulutaş da genel iş yükü ve yoğun yurtdışı temasları nedeniyle TÜSİAD gibi bünyesinde bulunmak istediği bazı organizasyonlara uzak kaldığını belirtiyor, üye olmama nedenleri arasında “TÜSİAD’ın ülkemiz işadamlarının çok güçlü ve önemli bir temsilcisi olduğu tartışılmaz, ancak üye kabulü ve hiyerarşi bakımından aranan standartların bazı kesimlerce yanlış yorumlandığı da aşikar. Aidat ve ücretlerin çok yüksek olduğu görüşüne tam olarak katılmasam da ‘creme de la creme’ algısına yol açtığı da bilinen bir gerçek” diyor.
“Vakit Bulamıyorum”
İş dünyasından bazı isimler ise TÜSİAD gibi dernek çalışmalarına zaman bulamamalarından yakınıyor. Aras Holding Yönetim Kurulu Başkanı Evrim Aras, “TÜSİAD üyeliğinde başvuru aşamasındayım. Birçok dernekte aktif üyeliğimden dolayı, zaman darlığı nedeniyle biraz gecikti” diyor.
Index Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik de işlerinin dışında kalan zamanının büyük bir kısmını sektörle ilgili sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerine ayırmayı tercih ediyor.
TÜSİAD üyeliğinden 2007 yılında istifa ederek ayrılan Cafer Sadık Abalıoğlu Holding CEO’su Faruk Güler, “TÜSİAD içinde katkıda bulunmak için gerçekten zamana ihtiyaç var ve ben bu dönemde böyle bir zaman ayıramadığım için ayrılmayı uygun buldum” diye konuşuyor.
Aynı şekilde Erdem Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili M. Fatih Erdem de “Şimdiye kadar erken olduğu ve zaman açısında sorun olacağını düşündüğüm için üye olmadığım TÜSİAD’a yakın bir gelecekte katılmayı istiyorum. Benim bu saatten sonra derneğe çok daha fazla katkı yapabileceğime inanmam üyelik kararımda rol oynadı” diyor.
Profesyonel kadro tarafından zamansızlık yanında en çok gösterilen gerekçelerden bir diğeri de şirketin zaten başka bir üye ile TÜSİAD’da temsil edilmesi. Örneğin Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv derneğe üye değil, ancak dernekte şirketi temsilen 3 genel müdür yardımcısı Tayfun Çataltepe, Koray Öztürkler ve Ekrem Yener bulunuyor. Metro Grup’tan Hakan Ergin, BSH CEO’su Norbert Klein, E&Y Genel Müdürü Osman Dinçbaş, Vestel Şirketler Grubu Ömer Yüngül ve Coca-Cola Türkiye Genel Müdürü Galya Frayman Molinas’ın TÜSİAD üye listesinde yer almaması tamamen bu nedene bağlanıyor.
Mustafa Albayrak/ Albayrak Grubu İcra Başkanı
“Kendimizi Patron Olarak Görmedik Ki Üye Olmadık”
Aklımıza Gelmedi
TÜSİAD üyeliğinin özel bir zaman gerektireceğini sanmıyorum. Bence üyelik aidatları çok da yüksek değil… Ama ben kendimi hiçbir derneğe yakın ya da uzak görmüyorum. Zaten bize bu yönde bir talep olmadı, bizim işimiz arasında aklımıza da gelmedi. Gelecekte üye olmayı düşünebilirim, nasip olabilir de…
Derneklerin Gücüne İnanmıyorum
Derneklerin genel olarak güçlü olmadığına inanıyorum. Ayrıca herkesin aynı fikirde olmaması gerektiğine de inanıyorum. Güzel olan insanların farklı düşünmesi… Türkiye’de dernekler bence çok güçlü değil…
Tüsiad Kendini Anlatamıyordu
Birkaç yıl öncesine kadar TÜSİAD üyesi olma koşulları farklı gibi görünüyordu. Belki TÜSİAD kendini çok iyi anlatamıyordu. TÜSİAD, kendini “patronlar kulübü” gibi tarif ediyordu. Biz sürekli işçimizle birlikte çalışıyoruz, biz kendimizi o kadar patron görmedik demek ki üye olmadık.
Tuğrul Tekbulut / Logo Yönetim Kurulu Başkanı
“Teknolojik Modernleşmeye Liderlik Etmedi”
Aktif Üyelik Geçmişim Var
Ben TÜSİAD’a üye oldum, 8-10 yıllık bir üyelik geçmişim olmalı. TÜBİSAD başkanı olduğum sırada görevlerinin aşırı yoğunluğu nedeniyle ayrıldım. TÜSİAD7da oldukça aktif bir çalışma dönemi geçirdim. “Yeni Teknolojiler” komisyonunun aktif bir üyesiydim. “Girişimcilik ve Yenilikçilik” çalışma grubunu “Türkiye’nin geleceği girişimciliktedir” diyerek 2001’in kasvetli kriz ortamında kurdum. Üç tane girişimcilik kongresi yaptık. TÜBİTAK-TTGV-TÜSİAD Teknoloji ödüllerinde TÜSİAD’ı jüri üyesi olarak temsil ettim. Birçok panele ve konferansa TÜSİAD temsilcisi olarak katıldım.
Çok Daha Demokratiktir
TÜSİAD, bence çok kurumsal bir sivil toplum örgütü. TÜSİAD’da çok az şey rastlantıya bırakılmıştır. Her türlü görüş, çalışma gruplarından, komisyonlara süzülerek, yönetim kuruluna ve başkana gelir. Bu açıdan diğer örgütlere nazaran çok daha demokratiktir.
TÜSİAD’ı en çok eleştirdiğim konu da çalışma konularımla ilgili. TÜSİAD Türkiye’nin demokratikleşmesine, devletin modernleşmesine, AB ile bütünleşmesine etkin bir şekilde öncülük etmiş olmasına karşın ekonomisinin teknolojik modernleşmesine liderlik etmemiştir. UMUTLARIMI YİTİRDİM Bugün Türkiye, düşük katma değerli bir üretim portföyüne ve etkin olmayan bir hizmetler sektörüne sahiptir. Bu durumdan kurtuluş, inovatif bir ekonominin kurulmasındadır. Türk ekonomisinin hacim olarak büyük kısmını temsil eden TÜSİAD’ın bir türlü bu konuya gerekli önemi vermediğini, liderlik etmediğini, kendini eleştirmediğini düşünüyorum. Bu konudaki umutlarımı yitirmem de ayrılmamda etkili olmuştur.
Zafer Ali Yavan/ Tüsiad Genel Sekreteri
“Genişlemek Gibi Bir Kaygımız Yok”
Üyeliğe Doğal İlgi Var
TÜSİAD’ın özellikle genişlemek gibi bir kaygısı yok. Çünkü derneğe üye olmak için doğal bir ilgi var. Bu doğal ilgi sonucu, üye olma süreçlerinden geçerek belli bir filtrelemeyle her yıl genişleme zaten oluyor. Demek istediğim TÜSİAD, özel bir genişleme politikasını gündemine almaz, tarihinde şimdiye kadar hiç almamış. “10 yıl sonra şu kadar üyeye ulaşalım” gibi bir politikası yok… Ama geriye doğru bakınca, üye sayımız Türkiye’nin ekonomik büyümesiyle paralel olarak yıllık yüzde 3-5 oranında artıyor. Ülkenin ekonomisinin büyümesi kadar üye artışı yaşanıyor.
Her Sektörde Varız
Yıllara göre üye sayımıza bakarsanız, 1990’da 302 üyemiz vardı, 2000’de üye sayımız 484’a çıktı. Bugün itibarıyla 580 üyemiz var. Büyük ihtimal bu yılın sonunda 600 üyeye yaklaşmış oluruz. Kimin üye olup olmadığına çok takmıyoruz. TÜSİAD üyelerinin faaliyet gösterdikleri sektörel dağılıma bakarsanız, her sektörde varız. Bizim için bu varlığın devamı önemli.
Büyümekten Kaçmıyoruz
TÜSİAD üyesi işadamlarının, Türkiye ekonomisine katkısı belirgin, her halükarda yüzde 50’nin üzerinde katkı ağırlığımız var. Üyeler geliyor, gidiyor ama TÜSİAD nihayetinde bir kurum ve sadece kişilerle de anılmaması gerekiyor. Avrupa’da muadil gönüllü örgütlere baktığınızda, bu ağırlığa sahip neredeyse bir örgüt yok. TÜSİAD olarak makul bir temsil gücümüz var. Zaten mutlak temsil arayışımız yok, “Her işadamı TÜSİAD üyesi olmalıdır” şeklinde bir görüşümüz yok. Büyümekten kaçınmıyoruz ama büyümek için özel politikamız da yok.
Fikir Ayrılığıyla Ayrılan Az
Tabii üyelikten çıkanlar da oluyor. Aidat ödeme problemi olabiliyor. Zaman ayıramayacağını düşünen üyeler de ayrılabiliyor. Biz üyelere, entelektüel kapasitelerini kurumun görüş oluşturma sürecine aktarımlarının sağlanması amacıyla yaklaşıyoruz. Profesyonel kadrolarda uluslararası kurumların görevlileri, farklı ülkeye tayin olabiliyor ya da istifa ediyorlar. Bu şekilde profesyonel üyelerde yılda yüzde 1-2 oranında kayıp yaşanıyor. Ama görüş ayrılığı nedeniyle ayrılanlar çok istisnaidir. Son 15-20 yılda bu nedenle ayrıldığını ifade eden kişi sayısı, bir elin parmaklarını geçmez.
Elçin Cirik
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?