Panasonic, Türkiye’ye ilk kez 80’li yılların başında girdi. Ürünlerini, uzun yıllar Tekofaks getirip pazarladı. Geçtiğimiz haziranda ise kendi ofisini kurma kararı aldı. Bu yılbaşından itibaren şirket, ürünlerini Türkiye’ye artık kendi getirip satıyor. Bu arada Tekofaks ile de yollar tamamen ayrılmış değil. Şirketin önemli distribütörlerinden biri olmaya devam ediyor. Panasonic, Türkiye’de kurduğu şirketin başına tecrübeli bir Japon yöneticisini atadı. Daha önce Avrupa Pazarlama’nın başında bulunan Shigeo Suzuki, artık Türkiye yönetim kurulu başkanı olarak görev yapıyor. Suzuki, Panasonic’in Türkiye ofisini açmasının nedeni, “Gelişmekte olan pazarlara girerek genişleme isteği” olarak özetliyor. Şirket geçtiğimiz dönemde, Türkiye’nin yanı sıra Meksika, Endonezya, Nijerya ve Balkanlar’a da yatırım yapmış. Panasonic’in ağırlıklı işi televizyonlar. Gelirlerinin yarısı bu üründen geliyor. Shigeo Suzuki, Türkiye’de pazarın toplam büyüklüğünün 1,5 milyon adet olduğunu söylüyor. “Bunun da yaklaşık 1,2 milyon adet gibi önemli bölümü düz ekran televizyonlardan oluşuyor” diyor. Önümüzdeki dönem için hala potansiyel gördüklerine işaret eden yönetici, “Türkiye’de toplam pazarın yüzde 25’i tüplü televizyonlardan oluşuyor. Avrupa’da bu oran sıfır. Hala 10 milyondan fazla hanede düz ekran TV yok” diye konuşuyor.
Panasonic bu yıl, yüzde 10’dan fazla büyüme bekliyor. İlk 3 aydaki büyümenin, öngörülenin yüzde 20 üzerinde olduğuna işaret eden Suzuki, önümüzdeki birkaç yıl içinde çift haneli bir pazar payına ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor. Panasonic’in televizyonlardan sonraki ikinci önemli işi de dijital fotoğraf makineleri. Bu alanda Lumix markasıyla pazarda bulunan şirket, burada da kısa sürede yüzde 10 gibi bir pazar payına ulaşmak hedefinde. Geçtiğimiz yıl 500 bin adetlik satış gerçekleştirdiklerini söyleyen Suzuki, “Bu yıl 650 bin adet hedefliyoruz” diyor.
Panasonic’in portföyünde farklı tüketici ihtiyaçları için 15 binin üzerinde elektronik cihaz var. Satışların yüzde 6,7 gibi bir oranı, Ar-Ge’ye ayrılıyor. Shigeo Suzuki, televizyonlar tarafında teknolojinin çok gelişip çeşitlendiğini söylüyor. Günümüzde pazarlamanın odağında kişisel tercihler olduğuna dikkat çeken yönetici, şöyle devam ediyor: “Kişinin tercihlerine göre ürün sunuyoruz. Örneğin LCD, sanıldığının aksine plazmadan çok daha eski bir teknoloji. 1920’lerden bu yana var. 42 inç ve altında LCD’leri tavsiye ediyoruz. Daha büyük ekranlı TV’lerde ise plazma daha iyi sonuç veriyor. Sırada ise 3D televizyonlar var. Daha önce sinemada tecrübe edilen 3 boyutlu görsellik, artık evlere taşınacak. Yeni ürünlerimiz temmuz itibarıyla piyasada olacak.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?