2010 yılı hem dünya hem de Türkiye ekonomisi ve piyasaları için oldukça iyi geçti.
Dünya ekonomisi yüzde 4'e yakın büyüyerek global krizden güçlü bir çıkış sergilerken Türkiye ekonomisinin tüm beklentileri aşarak yüzde 8 civarında büyüdüğü tahmin ediliyor. Ekonomideki iyimserlik piyasalara da yansıyınca yatırımcılar, global krizde yaşadıkları kayıpların büyük bölümünü geri kazandı. Hatta Türkiye gibi krizden az etkilenen, gelişmekte olan ülkelerde ekonomi ve piyasalar global kriz öncesi tepe noktalarını bile aştı.
Ancak yılın son ayında Türkiye piyasaları orta ölçekli bir Merkez Bankası şoku yaşadı: Aslında TCMB'nin yaptığı, uzak görüşlü bir yaklaşımla hızla artan cari açığa karşı erkenden önlem almaktı. 2011 başında olası bir kredi notu artışı Türkiye'ye başa çıkılması zor düzeyde kısa vadeli sermaye getirebilir. Bu açıdan açıklanan kararlar ekonomi ve piyasalar için orta ve uzun vadede olumlu kararlardır.
Ancak kısa vadede sıcak parayı ürküttüğü için kurların bir miktar yükselmesine ve İMKB'de özellikle banka hisselerinde yüzde 15 civarında düşüşlere neden oldu. Hazine'nin borçlanma faizleri ise hem TCMB'nin haftalık faizleri indirmesi hem de güçlü bütçe performansı ile yüzde 7,5 seviyesinin de altına geriledi.
KREDİ NOTU ARTIŞI 2011 BAŞINDA GELEBİLİR
2011'de Türkiye piyasaları için en belirleyici konu seçim olmayacak. Uzun süredir beklenen kredi notu artışlarının piyasalara ilgiyi sürekli canlı tutmasını bekliyoruz. Örneğin aralık ayında sıcak para kaçışı nedeniyle yaşadığımız geri çekilme, hem döviz bozdurmak hem de hisse senedi almak için iyi bir fırsat yarattı. Kısa vadeli portföy yatırımları çekilirken yerini daha uzun vadeli sermayeye bırakıyor. 2011'de şirket satın alımlarının ve doğrudan yabancı sermaye girişilerinin de artmasını bekliyoruz.
Kredi notu konusunda ekteki tablodan hareketle şunu söyleyebiliriz: Fitch, Türkiye'yi yatırım yapılabilir seviyenin hemen altında; S&P ve Moody's ise iki kademe altında tutuyor.
Ancak her üç kurum da kredi notunun görünümünü pozitifte tuttukları için not artış sinyalini zaten vermiş durumda. Genel kanı Haziran 2011 seçimleri sonrası not artışlarının geleceği
yönünde ancak Türkiye'nin dikkat çeken bütçe ve büyüme performansına ek olarak cari açığa karşı pro-aktif tedbirler alması kredi notu artışını 2011 başında mümkün kılabilir. Hatta kredi kuruluşları arası rekabet dinamikleri de bizi bu sonuca götürüyor.
İlk hareket eden Fitch olursa Türkiye yatırım yapılabilir seviyeye çıkacak ki bunun sadece Türkiye'de değil tüm dünya ekonomik çevrelerinde önemli yankılanmaları olacak. Konu sadece Türkiye'nin hak ettiği nota gelmesi değil aynı zamanda kredi kuruluşlarının en önemli hatalarından birini düzeltmesidir.
OLUMLU BEKLENTİLER PİYASALARA YANSIMAYA DEVAM EDECEK
Sonuç olarak kredi notu 1994'ten bu yana ilk kez yatırım yapılabilir seviyeye çıkacak olan Türkiye'nin hem ekonomi hem de piyasalarının 2011'e olumlu bir başlangıç yapması doğal beklentimiz. Reel faizler oldukça düşük olmasına rağmen yabancı sermaye akışıyla faiz ve döviz kurlarında yeninden düşüşler görebiliriz. İMKB ise son geri çekilme ile benzer piyasalara göre yüzde 10 ucuz duruma geldi.
Borsada genel trend yükseliş yönünde olacaktır ancak bireysel yatırımcıların görece daha dalgalı olan hisse senedi yatırımlarını daha gelişmiş ülkelerde olduğu gibi fonlar vasıtasıyla yapmasını öneriyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?