İyi bir konuşma yapmak konusunda en fazla bir veya iki şey bilen edebiyatçı Mark Twain, zamanında şöyle demişti: "Dünyada sadece iki tür konuşmacı vardır: Ürkekler ve Yalancılar.” Eğer toplum önünde konuşma yapmaktan endişeleniyorsanız o zaman benim çevrimiçindeki ilk çabalarımdan bazılarıyla ilgili videoları bir izleyin. Eminim bir kıyaslama yaptığınızda kendinize haksızlık ettiğinizi düşüneceksiniz! Toplum önünde yaptığım ilk konuşmanın video görüntüleri olmadığı için çok minnettarım doğrusu. İlk girişimim olan öğrenci dergisi artık herkesçe bilinir hale geldiğinde bazen toplantılarda benden konuşma yapmam istenirdi. Önemli sayılabilecek ilk olayım Londra University College'da bir Alman TV kanalı için yaptığım konuşmaydı.
Sahne alma sırası bana gelmeden önce, öğrenci derneği başkanı Danny Cohn-Bendit ile aktivist Tariq Ali insan haklarıyla ilgili inanılmaz derecede etkileyici konuşmalar yaptı. Kendi konularına muazzam hakimdiler, kendilerine güvenleri tamdı ve retoriklerini zenginleştirmek için gerekli entelektüel birikime fazlasıyla sahiptiler. Kalabalık keyifle onaylar ve çılgınca alkışlarken ben kusmamak için kendimi zor tutuyordum.
Mikrofonu elime aldığımda beynim durmuştu. Sahneden kaçmadan önce bir süre ağzımda saçma sapan bir şeyler geveledim. Hayatımda en çok utandığım anlardan biriydi ve yüzüm tıpkı Virgin'in logosu gibi kıpkırmızı kesildi. Birkaç yıl sonra benim en değerli akıl hocalarımdan biri olan ve beni havayolu sektörüne girmek için teşvik eden Sir Freddie Laker, beni şirketimizin toplumdaki yüzü olmam konusunda cesaretlendirdi. insanların dikkatini çekmeye çalışmak için büyük bir reklam kampanyası yerine zaten küçücük şirketim devasa rakiplerle rekabet ettiğinden manşetlere benim çıkmamın hem çok daha ucuz hem de çok daha etkili olacağını ileri sürdü. Ancak bu benim toplum önünde konuşma sorunumu çözmem anlamına geliyordu. işte o zaman eğer markamızın yüzü ben olacaksam ezbere konuşmayı çok iyi öğrenmem gerektiğinin farkına vardım.
ilk öğrendiğim şey ise bu işin temelinde pratik yapmanın olduğuydu. Ne kadar iyi hazırlık yaparsam o kadar az kekeliyordum ve dilim sürçüyordu. iyi hatipler doğuştan yetenekli veya şanslı değildir, onlar sadece çok sıkı çalışır. Zamanı gelmeden çok daha önce yapacağınız konuşmanın pratiğini evde yapmaya başlayın. Konuya hakim olmaya çalışın ve ne zaman sesinizi yükselteceğinizi ne zaman alçaltacağınızı öğrenin.
Her şeyden önemlisi kendiniz olmaya çalışın. Genellikle birileri, bilhassa politikacılar kendileri adına yazılmış metinlerden konuşmalar yapar ve kulağa çok tatlı dilli gelir ama önceden planlanmış olduğu bellidir. Burada işin sırrı vereceğiniz mesajı sizin kavramış olmanızda, onun içine kendi karakterinizi katmanızda ve sonra kendi ifadelerinizle onu yansıtmanızda yatar. Unutmayın hiç kimsenin kelime dağarcığı sonsuz değildir. Yanlış telaffuz edebileceğiniz uzun bir kelime yerine, kısa ve basit bir kelime sıklıkla daha çok işe yarar. Bilhassa da benim gibi disleksi hastalığınız varsa.~
Twain aynı zamanda şunu da demişti: "iyi bir doğaçlama konuşma yapmak için genellikle üç haftadan fazla bir süre hazırlık yaparım.” ister birkaç konuya dikkat çekmek için isterse de kalabalıktan gelecek sorulara cevap vermek için hazırlanıyor olun, önce hakkında konuşmak istediğiniz potansiyel konu başlıkları üzerinde düşünün, sonra onları kağıda dökün, bu arada onları maddeler halinde işaretlemek çok işe yarar. Bu sayede üzerinde duracağınız konuların kabaca bir taslağını çıkarmış ve sohbetin ileriye doğru alacağı yönü belirlemiş olursunuz.
Sonra toplum önünde konuşma yapma zamanınız geldiğinde, kendinizi evinizin oturma odasında dostlarınızla sohbet ediyormuş gibi hissetmeye zorlayın. Kalabalığın içinden birisini seçin ve mesajınızı onun üzerinden vererek onun tepkilerine göre konuşmanın seyrini sürdürün. Göreceksiniz ki dinleyicilerin geri kalanı da verdiğiniz mesajı anlayacaktır.
Ortaya kendiliğinden enteresan ama farklı bir konu çıkarsa, elinizdeki metne sıkı sıkıya bağlı kalmak zorunda olmadığınızı unutmayın. Hitabet tarihinde en hoş anlardan biri de doğaçlama konuşmaktır. Zaten en iyi espriler, bu gibi anlarda ortaya çıkar. Yapacağınız iyi bir espri sadece kalabalık ile aranızda bir bağ kurmanıza değil ama aynı zamanda kendinizi rahatlatmanıza da yardımcı olur. Eğer bir parça gevşerseniz işte o zaman kelimeler ağzınızdan çok daha kolay dökülür.
Etkileyici bir hitabet ustası olmak için söylediklerinize gerçekten kendinizin de inanıyor olmanız gerekir. Eğer inançlı bir şekilde konuşuyorsanız ve konunuza hakimseniz, dinleyicileriniz de sizin gerçekleri anlattığınıza güveniyor olacaklarından yapacağınız ufak tefek hataları görmezden gelmeye meyilli olacaklardır. Benim verdiğim cevaplar daima çok net ve şipşak değildir ve sıklıkla "hımm” ve "yani” gibi kelimeler içerir. Ancak benim dinleyicilerimin çoğu çabuk ama yüzeysel bir cevap yerine benim ikircikli ve samimi tepkilerimden hoşnut kalır.
Hazırlanın, acele etmeyin ve rahatlayın. Kalbinizden konuşun.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?