Orta ölçekli bir grubun ikinci kuşak patronuyla görüşüyordum. Şimdi hayatta olmayan babasının kendisine nasıl bir vizyon ve hedef bıraktığını sordum. “100 yıllık şirket olmak” diye yanıt verdi. Babasının en büyük amacı, şirketi kuşaktan kuşağa taşımak, asırlıklar listesine sokabilmekmiş. Ancak, ömrü vefa etmeyince o misyon şimdi çocuklarına geçti.
Sözünü ettiğim aile gibi pek çok grup var Türkiye’de... Hepsi kalıcı olmak, aile işlerini geleceğe taşımak istiyor. Ancak sonuca baktığınızda, Türkiye’de 100 yıllık şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Son yıllarda aileler arasında yaşanan sorunlarsa bu konuda çok fazla umutlu olmamızı engelliyor. Çünkü artan aile bireyi sayısı, kuzen-yeğen çatışmaları ve sonradan girenlerin olumsuz yaklaşımları, aile şirketlerini derinden sarsıyor. Tabii burada ekonominin etkisiyle yükselen rekabeti hiç konuya dahil etmiyorum.
BU KONUDA ÇOK ARAŞTIRMA YOK
Böyle bir ortamda şirketler açısından “Uzun ömürlü olmak” çok kritiktir. Ancak dünyada en ender yapılan araştırmalar, şirketlerin yaşam ömrü ve onları uzun yaşatan etkenler üzerinedir. Geçenlerde böyle bir araştırmaya rastladım. İlginçtir, bu araştırmalar genelde ABD ve Avrupa’da yapılır. Bu kez araştırmayı Bank of Korea gerçekleştirmiş.
Tabloyu görmek içi görsele tıklayın. Üstelik araştırma tam 41 ülkede, 200 yıldan daha fazla yıl önce kurulmuş tam 5 bin 586 şirketi kapsamış. Daha önce ben de benzer bir veriye, bu sayfada ve kitaplarımda yer vermiştim. 200 yıllık şirketlerin coğrafi dağılımında liderlik Japon şirketlerinde. Tam 3 bin 146 şirket bu ülkede faaliyet gösteriyor. Ardından 837 ile Almanya, 222 ile Hollanda ve 196 ile Fransa geliyor.~
Bank of Korea’nın araştırması, geçmişten geleceğe hem şirket hem de liderler açısından önemli mesajlar içeriyor. Bu nedenle bazı önemli verilerine dikkat çekmek istiyorum. Araştırmadan her ölçekte şirket sahibi mesaj çıkarabilir. Çünkü Japonların uzun ömürlü olmasını sağlayan bazı nedenler, iflasa sürüklenen şirketlerde olmayan özellikler olarak öne çıkıyor:
- Dikkatinizi çekiyorum, sadece Japonya’da tam 50 bin şirket var. Bunların ortak özelliği, 100 yaşını geride bırakmış olmaları.
- Daha da ilginç olanı 7 Japon şirketi, kulağınıza inanamayacaksınız tam 1000 yılı geride bırakmış.
- Bank of Korea uzmanları, Güney Koreli şirketlerin uzun yaşamalarını, “aile şirketi modeline dayalı” olmalarına, atak yapılarına ve her alanda genişleyerek irileşme stratejilerine bağlıyor.
- Ancak Güney Kore’de Japonya’daki kadar çok sayıda 100 yıllık şirket olmamasının nedenlerini ise şöyle açıklıyorlar: “Kore Savaşı benzeri iç faktörler ve siyasi sorunlar, Koreli şirketlerin iflasa sürüklenmesine neden oldu. Bazı köklü şirketler, o dönemde ortadan yok oldu, Aralarında kendi ana işlerine odaklanmadıkları ve hızlıca yayıldıkları için batan şirketler de vardı. Babadan oğula geçişi iyi yönetemeyenlerden de batanlara tanıklık ettik.”
GÜNEY KORELİNİN SIKINTISI
- Buna karşılık Japon şirketleri daha uzun yaşayabildi. Çünkü Güney Kore’dekiler ve dünyanın diğer ülkelerindekiler, aileler tarafından yönetilirken Japonlar profesyonel CEO’ları ağırlıklı olarak tercih etti. Bunun en iyi örneğini ise Güney Kore’deki iki 100 yıllık şirketten birisi olan Doosan Group oluşturuyor. Şirketin sahibi Doosan, “Güney Kore’de ilk profesyonel CEO sistemine geçen aile şirketi biz olduk” diyerek önemli bir noktaya dikkat çekiyor.
- Bank of Korea’nın araştırmasında Japon şirketlerini öne çıkaran bir başka etken olarak “coğrafi yayılma yerine ana işlerine odaklanma” gösteriliyor. Buna göre Japon şirketleri “yetenek” ve “know how” geliştirip biriktirerek büyümeyi tercih ediyor.
- Japon şirketlerinde altı çizilen 3 önemli özellik araştırmada şöyle sıralanıyor: Profesyonel CEO sistemi, tutucu yönetim anlayışı ve paydaşların güveni...
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?