Kentlerin sürdürülebilirlik arastırması: Eskisehir

Boğaziçi Üniversitesi kentlerimizin sürdürülebilirlik araştırmasını tamamlayarak nisanın üçüncü haftasında sonuçlarını açıkladı.

1.05.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Kentlerin sürdürülebilirlik arastırması: Eskisehir
Mastercard'm desteği ve sponsorluğıunda Boğaziçi Üniversitesi kentlerimizin sürdürülebilirlik araştırmasını tamamlayarak nisanın üçüncü haftasında sonuçlarını açıkladı. Prof. Refik Erzan'ın öncülüğündeki öğretim üyelerinden oluşan bir ekip, ülkemizdeki 29 kenti nesnel ve öznel olarak araştırarak inceledi. Bu kentlerin 16'sı büyükşehir belediyeleri. Boğaziçi Üniversitesi, bu incelemeyi kentlerin ekonomik, sosyal ve çevre performanslarından oluşan bir sürdürülebilirlik bileşik endeksi oluşturarak ve bu kentlerdeki yaşam kalitesini sorgulayarak yaptı. Nesnel incelemede kentlerin istatistikleri, kurulu kapasiteleri ve kayıtlara geçmiş bilgileri ele alınırken öznel incelemede 29 kentten 3 bin 165 yöneticiyle tek tek görüşülerek araştırma yapıldı. Burada kentlerde en az 100, bazılarında 200 şirket yöneticisi ile görüşülerek iş dünyası gözüyle sürdürülebilirlik irdelendi. Kentlerimizin çevresel değerlendirmelerinde, iş dünyası gözüyle sonuç olarak "şirketlerin çevreye ve doğaya duyarlı olmadıkları" sonucu ortaya çıktı. Bu üzücü sonuç, iş dünyasında yönetici olan kişilerin kentlerindeki şirketleri ve kendi sektörlerini değerlendirdiğini gösteriyor. Doğa koruma bilincinin eksikliği yöneticiler tarafından da dile getirilmiş durumda.

LİDER İLLER HANGİLERİ?
Sürdürülebilirlik bileşik endeksinde en üst sırayı Eskişehir ve Kayseri aldı. Bu kentlerimizi Konya ve Bursa izledi. Eskişehir'in önde olmasında teknolojik sanayi uygulamaları ve yaratıcılık öne çıkıyor. Kentin sosyal performansına ise üniversitenin geniş katkısı mevcut. Bunun yanında sanat etkinlikleri, kentin başarılı yönetimi, ulaşım ve sosyal yaşamda sunulan olanaklar da şehrin üst sırada yer almasında kendini gösteren nedenler arasında ön plana çıkıyor. Ülkemizde sadece Eskişehir'deki yöneticiler, ileriye dönük olarak "doğanın, çevrenin korunması" konusunda olumlu beklentilerini dile getiriyor. Ülkemizde sadece 5 kentte yaşayan yöneticiler böyle olumlu bir beklenti içinde. Diğer bütün kentlerdeki yöneticiler ise kentlerindeki "en dezavantajlı konuları ve beklentiler"le ilgili çevre kirliliğine ve doğanın tahribatına dikkat çekiyor. Kentlerin sürdürülebilirlik arastırması ve Eskisehir İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa, Konya, Adana, Ağrı, Antalya, Diyarbakır, Erzurum, Malatya, Mardin, Zonguldak ve Van'da ileriye dönük doğanın korunması beklentileri olumsuz çıkmış durumda. Bu "alarm" veren bir durum. Sadece Kırklareli, Gaziantep, Kastamonu ve Hatay'da ileriye dönük doğanın korunmasında olumsuz beklenti dile getirilmemiş. Doğa koruması ve çevre konularında sürdürülebilirlik için enerji konusu öne çıkıyor. Enerji üretimi zorunluluğu ve üretirken salınan sera gazları nedeniyle bu alanda kentlerimiz sıkışmış durumda. Ülkemizin enerji ihtiyacının yüzde 40'ının etkili enerji verimliliği uygulamalarından geçtiği bilinmesine rağmen bu konuda gerekli adımlar atılmıyor. Alınan önlemler, yeniden yapılanmaya dönük, sınırlı ve katkısı çok uzun süre sonra belki ortaya çıkacak gevşek önlemler. Yapılması gereken bir seferberlik olarak bu konuya eğilip örneğin kentlerdeki eksiksiz bütün binaların yalıtımının yapılması, enerji verimli elektrikli cihazlara izin verilip diğerlerinin yasaklanması gibi köklü önlemlerin alınmasıdır.~

ÖNLEM ALMAK ŞART
Kentlerimizde toplu taşımayla ulaşım, ormansızlaşmanın önüne geçilmesi, suyun verimli ve etkili yönetimi ve diğer hususların ele alınması kaçınılmazdır. Yapılan bu kapsamlı araştırma, kentlerimizin bu konulardaki acizliğini ortaya koyarken bizlere de yapılması gerekli, alınması zorunlu olan önlemlere sıkıca sarılmamız gereğini hatırlatıyor. İyi yönetilen kent Eskişehir'i kutluyorum. Bu kentte yaşayan iş dünyasının ileriye dönük doğa koruma beklentilerinin olumlu olmasını önemsiyorum. Bu kenti örnek olarak diğer kentlerimize göstermek gerektiğini de dile getirmek istiyorum. Unutmamalıyız ki ekonomik ve sosyal başarılar, olumlu gelişmeler ancak yaşamsal gereksinim duyduğumuz temiz havayı soluyabilirsek, temiz su kullanıp içebilirsek, gıda güvenliği açısından sürdürülebilir tarım uygulamaları yapabilirsek, sürdürülebilirlik açısından olumlu not alan kentler yaratabilirsek bir anlam taşır. Yoksa kuru bilanço sonuçları yaşamsal tehlikeleri uzaklaştırmaz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz