Philips, Türkiye’de ilk olarak 1930 yılında 20 bin TL sermaye ile kuruldu. 2007 yılında Türk Philips, Türkiye ve Kafkasya’dan oluşan bölgenin genel merkezi olarak yeniden konumlandırıldı. 2008 yılında ise Philips, sağlık bakım, tüketici ürünleri ve aydınlatma sektörlerine odaklanarak yeniden yapılandı.
Philips, bugün dünya çapında gerçekleşen yeniden yapılanma süreci sonucunda Türkiye’de de faaliyet alanlarını sağlık bakım, aydınlatma ve tüketici yaşam tarzı olmak üzere 3 ana sektörde toplamış durumda.
Philips Türkiye Tüketici Ürünleri şirketinin genel müdürü Özlem Fidancı, yeniden yapılanmanın tamamlanmasının ardından, sağlık ve iyi yaşam alanında lider marka olmayı amaçladıklarını söylüyor. Ardından da şöyle bir açıklama yapıyor: “Sağlık derken kastedilen, genel olarak insan sağlığıyla ilgili medikal konular olduğu kadar aynı zamanda formda kalmak, sağlıklı beslenmek ve genel olarak sağlıklı bir yaşam sürmek. İyi yaşam ise insanların evde, işte, alışverişte ya da yolda giderken her zaman bulundukları ortamlarda kendilerini iyi, rahat, güvende ve keyifli hissetmelerine yardımcı olmak anlamına geliyor. Philips olarak geliştirdiğimiz yeniliklerle insanların yaşamlarını iyileştirmeye odaklanıyoruz.”
Tüketici ürünleri Philips’in toplam cirosunun yüzde 50’sinden fazlasını oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl bu kategoride başarılı sonuçlar elde ettiklerini ifade eden Fidancı, “Tüketici ürünleri içerisinde ütüler, elektrik süpürgeleri, katı meyve sıkacağı ve TV ürün gruplarında başarılı bir satış grafiği yakaladık. DVD oynatıcı, MP3 çalar, blu-ray oynatıcı ve blu-ray ev sinema sistemlerinde pazar liderliğimizi koruyoruz. 2009 Aralık ayı verilerine dayanarak, LCD TV pazarında Ocak 2009’da yüzde 12,5 olan pazar payımızı, Ekim 2009’da yüzde 16,8’e yükselttik. Aksesuar ve kulaklıklarda yine pazar lideriyiz” diyor.
Peki Philips rekabetin çok yoğun olduğu bir yılda liderliğini nasıl korudu? Satışlarını artırmayı nasıl başardı?
Fidancı, bu konuda tüketici davranışlarındaki değişimlere yanıt vermek üzere oluşturulan “Değer Kampanyası”nın ciddi katkıları olduğunu belirtiyor. Yılın ikinci çeyreğinde uygulamaya konan kampanyanın, Philips’in rakip markalara göre sadece daha düşük fiyat değil daha fazla değer sunduğunu gösterdiğini söylüyor. ~Bunu nasıl yaptıklarını da şu sözlerle anlatıyor: “Ürünlere ilişkin çeşitli güçlü kanıtlar bu durumu ortaya koydu. Ürünlerle ilgili tüm iddialar yasal kanıtlara dayanıyor. Rakip markalara karşı bağımsız bir araştırma ortamında test edilmiş bulunuyor. Bu sonuçlara dayanarak Philips ürünlerinin genel anlamda rekabette üstün satın alma değeri sunduğunu vurgulayabildik. Kampanyanın sloganı olan, ‘Tabii ki Philips’ de bu araştırmanın sonucu ortaya çıktı.”
YENİ ÜRÜNLERLE İDDİALI
Philips bu yıl da yeni ürünlerle pazarda iddiasını daha güçlü ortaya koymaya çalışıyor. Örneğin dünyada bir ilk olan 21:9 Cinematic TV, gerçek sinema ortamını eve getirmeyi vaat ediyor. Fidancı, “Bire bir sinema perdesi boyutlarını yansıtan Eisa, ‘En iyi LCD TV’ ödülü alan CinemaOne, gerçek bir inovasyon ve bugünlerde Türk tüketicisi ile buluşuyor. Aksesuarlar alanında da geçtiğimiz yıllarda ciddi satın almalarla kategoriyi büyüttük. Yeni ürünlerimizi de yakın zamanda Türkiye’ye sunacağız” diyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?