Özellikle enerji ve altyapı projelerine yönelik finansman sağlamada, bankalar arasında müthiş bir yarış var. Garanti, Türkiye'de ilk proje finansmanı birimini kuranlardan.. Bugün bu alanda 20 kişilik geniş bir ekiple faaliyet gösteren banka, proje finansmanı ve satın alım finansmanını aynı birim altında değerlendiriyor. Toplamda 2010 sonunda 5,3 milyar dolarlık bir bilanço büyüklüğü yakalamış durumda. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, "Bugüne kadar proje ve satın alım finansmanına sağladığımız toplam kredi büyüklüğü 17-18 milyar dolara ulaşıyor. Büyümemiz kriz döneminde dahi sürdü. Sadece geçtiğimiz yıl 3,4 milyar dolarlık proje ve satın alım kredisi sözleşmesine imza atarak finansman sağladık" diye konuşuyor. Ebru Dildar Edin ile gelişimi ve yeni dönemi konuştuk:
NASIL GELİŞTİ? Özellikle 20052008 döneminde, piyasada özelleştirmelerin ağırlığı fazlaydı. Bu dönemde Tüpraş, Erdemir, Türk Telekom gibi büyük çaplı özelleştirmeler yapıldı. Havalimanları ve limanlar yap-işlet-devret, işletme-hakkı-devri, hasılat paylaşımı gibi metotlarla başarıyla özelleşti. Bu özelleştirmeler için yerel bankalar tarafından yüksek montanlı finansmanlar sağlandı. Dolayısıyla özelleştirmeyle ilgili işlemler gerek bizim gerek diğer bankaların önceliğinde yer aldı. Aynı dönemde, önde gelen global sermaye fonlarının da Türkiye'ye girmesiyle satın alım kredilerinde de büyük artış yaşandı. Global kriz döneminde yavaşlasa da 2011'de satın alma finansmanları tekrar hız kazandı.
İLK SIRADA ENERJİ VAR
2008 sonrasında, kriz döneminde bile yatırımların durmadığı enerji sektörü ön plana çıktı. Şu anda enerji sektörü öncelikli olmaya devam ediyor. 2005 yılında enerji kredilerimizin toplam yabancı para kredilerimiz içindeki payı yüzde 2 seviyelerindeydi. 2010 sonunda bu oran yüzde 10'lara ulaştı. Önümüzdeki yıllarda daha da artmasını bekliyoruz. Enerji bizim için öncelikli sektörlerden biri, hatta belki de en önemlisi diyebilirim. 2011 Haziran ayı itibarıyla enerji projelerine sağladığımız toplam finansman 4,2 milyar dolara ulaştı. Bunun 2,3 milyar dolarını yenilenebilir enerji projeleri oluşturuyor.~
YÜKSELEN YENİ ALAN
Ticari gayrimenkul sektörü de son yılların gözde sektörlerinden. Hem yerli hem yabancı oyuncuların iştahının yüksek olduğu bir alan. Türkiye'de ticari gayrimenkul sektörü yatırımlarının ağırlığını bugüne kadar alışveriş merkezleri oluşturuyordu. Son dönemde, özellikle İstanbul'da otel ve nitelikli ofis yatırımlarının hız kazandığını görüyoruz. Bugün İstanbul'da ana iş merkezi olarak düşünebileceğimiz Büyükdere Caddesi üzerinde 3-4 bin m2'lik bir ofis alanı aramaya kalktığınızda yer bulmanız zor, belki imkansız. İnşaatı devam eden, aralarında bizim de finansman sağladığımız projeler var. Ancak devreye girmesi zaman alacak. Otellerde de doluluk oranları çok yüksek. Oda fiyatlarında son dönemde ciddi yükselişler gördük, buna rağmen bize göre İstanbul hala konaklama fiyatları bakımından hak ettiği yerin gerisinde. Garanti Bankası olarak ticari gayrimenkul projelerinde, seçici olmak kaydıyla, oldukça aktifiz. Ayrıca istihdam yaratma kapasitesi yüksek projeler olan çimento, demir çelik tesisleri, limanlar gibi yatırımlara önemli kaynaklar aktardık ve aktarmaya devam ediyoruz.
YENİ DÖNEM NE GETİRECEK?
Sektörde rekabet günden güne artıyor. Geçmişte Türkiye'de özellikle belirli alanlarda krediler sağlayan yabancı bankalar hala piyasa dışında olmasına karşın, yerli bankalar belirli büyüklüğün altındaki işlerde yoğun şekilde rekabet ediyor. Yabancı bankaların piyasaya girmesi durumunda rekabet daha da artacak. Ancak Türkiye'nin önündeki ajandaya baktığımızda, yatırım tarafındaki potansiyel işler ve yabancı yatırımcıların Türkiye'ye ilgisinin günden güne artma beklentisi var. Bu dikkate alındığında, finansman anlamında yerli bankaların kaynaklarının yeterli olamayacağı, yabancı bankalara da önemle ihtiyaç duyulacak bir sürece gireceğimizi öngörüyoruz. Bu işlerde aktif tüm bankaların büyümesine yetecek bir pazar var. Yabancı bankaların daha aktif olduğu bir noktada yerli bankalar fiyat rekabetinde zorlanabilir. Ancak Türk toplumunda ilişkilerin çok önemli olduğunu ve yatırımcının zor zamanda da yanında yer alacak bir iş ortağıyla yola çıkmak istediğini unutmamak lazım. Yerli bankalar, uzun vadeli işlemlerde fiyat tarafındaki olası dezavantajı, fiyat dışındaki uzun vadeli kredi ilişkisinde yaratabileceği faydalarla dengeleyebilir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?