Endeksin Hedefi 1 Sent

Mehmet Gerz / Oyak Yatırım ve Menkul Değerler Araştırma Grup Müdürü   Oyak Yatırım ve Menkul Değerler Araştırma Grup Müdürü Mehmet Gerz, borsadaki düşüşün, mart ayında da devam edebileceğin...

1.03.2002 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Mehmet Gerz / Oyak Yatırım ve Menkul Değerler Araştırma Grup Müdürü

 

Oyak Yatırım ve Menkul Değerler Araştırma Grup Müdürü Mehmet Gerz, borsadaki düşüşün, mart ayında da devam edebileceğini söylüyor. Endeksin 10 bin düzeyini test edeceğine dikkat çekiyor. Yükselişin ise ancak ikinci yarıda mümkün olabileceğini belirtiyor. Ona göre 2002 yılında endeksin hedefi 1 sent.  Gerz, “Biz yıl sonunda doların 2 milyon Türk Lirası olacağını tahmin ediyoruz. Endekste de 1 sent hedefimiz olduğu için, onun geleceği nokta da 20.000 puan seviyeleri” diyor.

 

Ekim ayında piyasalarda esmeye başlayan iyimser rüzgarlar borsayı 15 binli seviyelere kadar taşıdı. Bu yükseliş trendi de ocak ayının ilk yarısına kadar sürdü. Ancak, beklentilerin ardı ardına gerçekleşmesiyle birlikte, borsa yeniden düşüşe geçti.

 

Şu anda herkes 11 bin seviyesine kadar gevşeyen borsa endeksinin ne zaman yükselişe geçeceğini merak ediyor. Bu konuda da çeşitli araştırmalar yapılıyor. Bu araştırmalardan biri de Oyak Yatırım ve Menkul Değerler Araştırma Grup Müdürü Mehmet Gerz'e ait.

 

Mehmet Gerz, araştırmasında borsa endeksinin 1990 yılından bu yana gösterdiği performansı incelemiş. Endeksin ağırlıklı olarak 0,5 sent ile 1,5 sent arasında hareket ettiğini, ortalama değerinin ise 1 sent olduğunu sapmatış.

 

Mehmet Gerz, bu sonuçtan yola çıkarak, endeksin şu anda olması gereken seviyenin 1 sent olduğunu söylüyor. Buna göre şu anda 0,8 seviyelerinde olan endekste yüzde 20'lik yükseliş potansiyeli var. Mehmet Gerz, bu yükselişin ne zaman başlayacağını ve beklentilerini Capital'e anlattı:

 

Borsa uzun süren düşüş trendini olumlu gelişmelerle birlikte ekim ayından itibaren yükselişe çevirmişti. Ancak, ocak ayından bu yana yeni bir düşüş dalgası yaşanıyor. Bu neden kaynaklanıyor?

 

Borsada ekim ayında başlayan hızlı bir çıkış yaşandı. Bu hareket, daha çok hisse senedi değerlerinin düştüğü dip değerlerin normalleşmesi süreciydi. Bu süreci başlatan da IMF'nin Türkiye'ye para vereceğini açıklaması oldu. Dolayısıyla, 2002 yılının bir şekilde atlatılacağı anlaşıldı ve borsa yükselişe geçti.

 

Ancak, IMF'nin yardım miktarının kesinleşmesi ve stand-by'ın imzalanmasıyla beklenti sona erdi. Çıkış dalgasında fırsatçı alım yapan bazı kişilerin de karlarını realize etmeye başlamasıyla da endeks yeniden düşüşe geçti. Yaklaşık 1 aydır düşüş trendi var ve endeks şu anda 0,8 sent seviyesinde. Buranın biraz daha altını görebiliriz, ancak çok hızlı bir düşüş beklememek lazım.

 

Sadece beklentilerin gerçekleşmesi mi endeksi 0,8 sente kadar düşürdü?

 

Şubat ayı içinde gerçekleşen halka arzlar da piyasadan nakit çıkışı olmasına neden oldu. Çünkü, Beşiktaş ve Galatasaray hisse senedi almak isteyen ve elinde başka hisse senedi olan yatırımcılar satışa geçti. İki halka arzın toplam tutarı 35 milyon dolar. Dolayısıyla, bu borsada satış baskısı oluşmasında etkili bir faktör oldu.

 

Bu arada Petrol Ofisi'nin halka arzı da borsa üzerinde ciddi bir satış baskısı yarattı. Çünkü, yüzde 17,25'i satılacak Petrol Ofisi'nin halka arzının 200-250 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu da ciddi bir rakam. Zaten Petrol Ofisi'nin son 1 ayda yüzde 35 civarında değer kaybetmesi de satış baskısını gösteriyor.

 

Peki halka arza kadar bu satış baskısı devam ederse endekste nasıl bir trend izlenir?

 

Ben mart ayında da bu halka arzın piyaza üzerindeki olumsuz etkisini sürdüreceğini düşünüyorum. Bu nedenle, şu anda TL bazında 11.000 puanda olan borsa endeksi, 10.000 puana kadar gevşeyebilir.

 

Tabii bu düşüşte global bazda piyasaların zayıflaması da etkili olacak. Çünkü, ABD piyasasında ciddi düşüşler var ve bunun devam etmesi bekleniyor. ABD borsaları yüzde 20-30 düşerken, kimse dönüp Türkiye'ye bakmaz. Dolayısıyla, yabancı girişi için de henüz erken. Bankacılık reformu ciddi şekilde bitirilip, ekonomide rahatlama sağlandığı takdirde, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye giriş yapması beklenebilir.

 

Ekonomik gerçekleşmelerin endeks üzerinde etkisi ne olacak?

 

IMF programının başarılı olması, ekonominin büyümesiyle son derece ilintili. Şu anda her şey bırakıldı, "Ekonomi büyüdü mü, büyüyecek mi?", "Büyüdüğüne dair işaretler var mı?" diye düşünülmeye başlandı.

 

Nitekim Londra'dan Türkiye'yi takip eden ekonomistler de henüz ellerinde veri olmadığı için, "Büyümeyi gösteren tekil olaylar var mı?" diye sorguluyorlar. Şu anda görebildiğimiz çok net bir rakam yok. Hatta son haftalarda borsadaki zayıflamada bunun da etkisi var. Çünkü, büyümenin beklenenden daha geç ve zor olacağı düşünülüyor. Şu anda hepimiz "Büyüme olacak mı?" diye bakıyoruz.

 

Merkez Bankası'nın faiz indirimi, para politikasında gevşeme anlamına geliyor ve büyümeye destek verdiğini gösteriyor. Ama bizim beklentimiz, büyümenin ancak ikinci yarıda olacağı yönünde.

 

Neden ikinci yarıda olacak?

 

Sonuçta 2002 yılının ilk yarısı bankaların yeniden sermayelendirilmesi çabasıyla harcanacak. Bankalar bu süreçte yeni kredi vermekten kaçınacak. Dolayısıyla, büyüme üçüncü ve dördüncü çeyreğe kalacak. Büyüme olmayınca da borsanın yükselmesi zor. Bu nedenle gevşeme beklentimiz var.

 

Peki araştırmanızda ortalama seviye olarak belirlediğiniz 1 senti endeks ne zaman görebilecek?

 

Ancak, yılın ikinci yarısında büyüme başlayınca, endeksin normal seviyesi olarak kabul ettiğimiz 1 sente geleceğini düşünüyorum. Yukarıda da bahsettiğim nedenlerden dolayı endeksin ilk yarıda dolar bazında 0,75 sent, TL bazında ise 10.000 puan düzeyine kadar gerileyip, burada kalmasını bekliyorum. Ancak, yılın ikinci yarısında 1 sent seviyesine yükselecek.

 

Yılın ikinci yarısı için dolar tahmininiz nedir? Dolayısıyla endeksin yılın ikinci yarısında TL bazında hangi noktada olmasını bekliyorsunuz.?

 

İkinci yarı için dolar kuru tahminimiz 1 milyon 750 bin lira seviyesinde. Bunu borsaya uyarlayacak olursak 17.500 puan diyebiliriz.

 

Yıl sonu tahminleriniz neler?

 

Biz yıl sonunda doların 2 milyon Türk Lirası olacağını tahmin ediyoruz. Endekste de 1 sent hedefimiz olduğu için, onun geleceği nokta da 20.000 puan seviyeleri. Şu anda endeks 0,8 cent seviyesinde. Dolayısıyla, bize göre yüzde 20'lik bir yükseliş potansiyeli bulunuyor.

 

Borsanın hedefinin 1 sent olduğunu söylüyorsunuz. Size göre bu seviyeye ulaşmak için önündeki engeller neler?

 

Banka bilançolarının kesinleşmeye başlaması, sektörün daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğunun görülmesi lazım. Bu olduğunda yabancı yatırımcıların da Türkiye'ye girme potansiyeli biraz daha artacaktır. Bankalar 15 Mayıs'a kadar bilanço açıklamayacak. Yabancı yatırımcılar da dünyada alınacak bir sürü banka olduğu için, bilançosu açıklanmayan banka hisselerini almak ya da ellerinde tutmak istemiyor.

 

Bunun yanı sıra ekonomiye ilişkin rakamların büyüme sinyallerini tam olarak vermesi gerekiyor. Bu nedenle ilk yarı yılda düşen bir borsa, ikinci yarı yılda da yükselen bir borsa göreceğimizi düşünüyorum.

 

"DÜŞÜŞ ALIM FIRSATI OLARAK KULLANILMALI"

 

Yılın ilk yarısında düşen bir borsa olacağını söylediniz. Bu durumda borsadan uzak mı durmak gerekiyor?

 

Aslında, düşüş esnasında bir takım alım fırsatlarının doğacağını düşünüyorum. İhracat kontratlarının yapmış ve ihracat şirkte haline gelen bazı şirketler var. Düşüşler bu hisselerde alım fırsatı oyarak kullanılabilir. Örneğin, Grundig'le anlaşan Beko'nun, 2002 yılında yüzde 70'lik bir üretim artışı yakalaması bekleniyor. Bu büyümenin çok önemli bir kısmı da ihracattan kaynaklanacak.

 

Ford Otosan, Ford'un dünyadaki en büyük üretim merkezlerinden biri haline geldi. 2003 yılında 1 milyar dolarlık ihracat yapması bekleniyor. Anadolu Efes, Rusya, Romanya ve Kazakistan'da büyüyerek, cirosunun Türkiye dışına yayıyor. Böylece Türkiye riskini minimize etmiş oluyor.

 

Bu arada Tofaş da Fiat'ın üretim merkezi haline geldi. Otomotiv ana şirketlerinin ihracata bu kadar yoğun bir şekilde yönelmesi, yakın gelecekte yan sanayi şirketlerine de bu yansıyacak. Lastik şirketleri ve diğer otomotiv yan sanayi şirketleri ihracat bağlantısından olumlu etkilenecek.

 

Bunların yanı sıra birkaç enerji şirketinde fırsatlar çıkabilir. Ak Enerji ve Enka gibi şirketler, zaten düşüşte de defansif davranacakları için kendilerini belli edeceklerdir.

 

"IRAK RİSKİ PİYASAYI DÜŞÜRÜYOR"

 

ABD'nin Irak'a girme riski piyasa üzerinde baskı yaratıyor mu?

 

Böyle bir ihtimalin varlığı Türkiye piyasasının ciddi bir şekilde gevşemesine neden oluyor. Çünkü bu büyük bir belirsizlik. Bu ihtimalin olması bile piyasaları rahatsız ediyor. Üstelik mart ayında ABD Başkan yardımcısının Irak'a komşu olan 11 Ortadoğu ülkesine yapacağı gezi de bölgede böyle bir riskin varolduğunu gösteriyor.

 

Piyasada bundan oldukça rahatsız. Bu belirsizliğin ortadan kalkması lazım.

Örneğin 1990 yılındaki Irak operasyonu öncesinden İMKB'de ciddi bir düşüş yaşanmıştı. Ancak operasyonun başlamasının ardından borsa yükselişe geçti. Belirsizliğin ortadan kalması ve savaşın büyüme şansının olmadığının görülmesi yatırımcıları ciddi bir biçimde rahatlatmıştı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz