Yatırımcıların kafasındaki temel soru, bu düşük faiz ortamının ne kadar daha devam edeceği ve 2013 yılında tahvil piyasalarında ilave sermaye kazancı için yer olup olmadığı konusu. Ancak bu konuda yapılan değerlendirmelerde gelişmekte olan ülkelerle yapılan karşılaştırmalı analizlere göre reel faizlerin daha fazla gerilemesi için fazla bir alan kalmadığı sonucu çıkıyor. Genişleyici para politikaları gelişmiş ülkelerin ekonomilerini canlandırmak, kamu borç dinamiklerini düzenlemek ve hane halkı borçluluk oranlarını düşürmek için orta vadede sürdürülecek tek seçenek olarak kalmaya devam ediyor. Nominal getiri eğrisinin yüzde 5,756,25 bandında seyreden kısa ve orta vadeli bölümü yerine yüzde 8 seviyelerinde olan mevduat oranları daha cazip bulunuyor, MB'nin cari durumda iç talepteki toparlanmanın hızından memnun olmasına rağmen reel kurun değerlenmesine karşı oluşu carry kazancını sınırlayıcı politikalar izlemeye devam edeceği ifade ediliyor, Uzmanlar. MB'nin politikaları kısa vadeli faizleri aşağı yönlü baskılasa da önümüzdeki aylarda iç talepteki seyre bağlı olarak enflasyon görünümündeki kötüleşmenin durumu değiştirebileceğini anlatıyor, Portföylerde orta vade için sabit faizli devlet tahvilleri yerine kredi riski iyi yönetilen şirket tahvilleri öneriliyor. Şirket tahvilleri, Hazine kıymetleri üzerine verdikleri ek getirinin yanı sıra değişken faizli doğalarından ötürü faizlerin yükseldiği bir senaryoda yatırımcıları koruyabiliyor. Parasal genişlemeci politikaların yaratabileceği enflasyonist baskılardan korunma imkanı sağlayan enflasyona endeksli kıymetlerde 'al' tavsiyesi korunuyor, Nominaller kadar hızlı olmasa da TÜFE'ye endeksli kıymetlerin de fon girişi ve potansiyel not artışından faydalanacakları ifade ediliyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?