Tehlikeli “Rötar”

Enflasyon, jeopolitik krizler ve tedarik zinciri şokları… 2020’den bu yana küresel ekonomi fırtınalarla boğuşuyor. Dövizden faize, maliyetten tüketici talebine her alanda yaşanan olumsuz gelişmeler, sektörleri hedeflerinden bir adım daha uzaklaştırıyor. Son iki yıl birçok sektör için kaybedilmiş bir dönem oldu. Metal 39 ay, ilaç ve ambalaj 2 yıl, havayolu 15 ay, hazır giyim 15 ay, mobilya 22 ay kaybetti. Peki iş dünyası daha ne kadar bekleyecek? Temkinli hava dağılır mı? Sıçrama ne zaman? İşte yanıtlar…

15.09.2025 12:42:010
Paylaş Tweet Paylaş
Tehlikeli “Rötar”

Piyasanın yavaşladığı dönemlerde biraz kaplumbağa gibi olmak, kafayı içeri çekip beklemek lazım. Şu anda o dönem. Ama önümüzdeki yıldan itibaren tekrar tavşan gibi koşacağız. 2026’dan sonra sıçrama öngörüyoruz.” 

Özlem Aydın Ayvacı / [email protected]
Capital Dergisi / Ağustos 2025

Bugün iş dünyası, Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sarıbekir’in bu sözleriyle özetlediği yaklaşımla hareket ediyor. 2022 ve 2023 yılları zaten zor geçmişti. Ardından gelen 2024 yerel seçimleri sonrası Merkez Bankası’nın uygulamaya başladığı sıkı para politikası ve mart ayında yaşanan dalgalanma, maliyetler üzerinde ilave baskı yarattı. Bu tablo pek çok sektöre yansıdı; planlar ertelendi, projelerde rötarlar yaşandı. Araştırmamıza katılan 20 sektörde ortalama 1,5 ila 2 yıllık kayıplar oluştu ve bu gecikmelerin etkisi oldukça ağır oldu. Peki Zeki Sarıbekir’in “kaplumbağa gibi olmak, kafayı içe çekip beklemek” şeklinde değerlendirdiği bu dönem, sektörlerin kaç yıl kaybetmesine neden oldu ve ertelenme durumu daha ne kadar sürecek? En önemlisi sıçrama ne zaman gerçekleşecek? İşte yanıtlar…

BÜYÜK KAYIP


Pandemi sonrasında beklenen toparlanma hızlı bir şekilde yerini bozulmaya bıraktı. Bu olumsuz tablo mobilya sektöründe de yaşandı. Doğanlar Mobilya Grubu Başkanı İsmail Doğan, mobilya sektörünün dışsal ekonomik ve siyasi gelişmelere son derece duyarlı olduğunu söylüyor. Avrupa ve Körfez ülkelerine uzanan ticaret yollarındaki bozulmaların mobilyada lojistik gecikmelere ve ek maliyetlere yol açtığını söyleyen Doğan, “Tüm bunların üzerine eklenen jeopolitik gerilimler, bazı pazarlarda geçici olarak faaliyetlerin durmasına neden oldu. Bu yavaşlama yalnızca rakamlara değil stratejik karar süreçlerine de yansıdı. Pek çok marka yeni yatırım planlarını, ürün lansmanlarını ve mağaza açılışlarını ertelemek zorunda kaldı. 2023’ün ikinci yarısında başlayan daralma, yaklaşık 22 ay boyunca sektörde etkisini gösterdi” diye değerlendiriyor. İç pazarda faiz oranlarındaki yükseliş trendinin kredileri ve taksitli satışları yavaşlattığını anlatan iş insanı, MDF, sünger ve tekstil gibi hammadde fiyatlarındaki artışın üretim maliyetlerini yüzde 30’a kadar yükselttiğini söylüyor. 

Bambi Yatak Satış ve Pazarlama Direktörü Cem Baş, yavaşlamanın etkisini 2022 sonlarından itibaren hissettiklerini ve 2023 yılı boyunca istikrarsız bir seyir gözlemlediklerini söylüyor. Yaklaşık 12-18 aylık bu dönemde hem iç hem dış pazarda daha ihtiyatlı bir yaklaşımın hakim olduğunu belirten Baş, “Bu dönemi üretim ve operasyonel verimliliğimizi artırarak yönetiyoruz” diyor. Boyner Büyük Mağazacılık CEO’su Eren Çamurdan, 2024’te başlayan sürecin etkilerini halen hissettirmeye devam ettiğini söylüyor ve “Artan maliyetler ve azalan satın alma gücü, daha dengeli ve proaktif fiyatlandırma ve pazarlama stratejilerini zorunlu kılıyor. Tüketici beklentileri sektör dinamiklerini yeniden şekillendirirken işletmeler için stratejik önceliklendirme ve kaynak optimizasyonu daha da kritik hale geldi. Bu süreci yatırımları ertelemek yerine, kaynaklarımızı daha verimli kullanarak ve önceliklerimizi yeniden tanımlayarak yönetiyoruz” diyor.

KAÇ YILA MAL OLDU?

Yüksek enflasyon, faizler ve kredi maliyetleri, tüketici davranışlarını da derinden etkiliyor. İç pazarda fiyat hassasiyeti artarken ihtiyaç odaklı tüketim eğilimi öne çıkıyor. Bu tablo da moda perakendesini olumsuz etkiliyor. Ipekyol Group CEO’su Uğur Ayaydın’ın da dikkat çektiği gibi Avrupa’daki ekonomik durgunluk ve jeopolitik riskler tedarik zincirlerinde ciddi baskı yaratıyor. Bu tablo Ayaydın’a göre şu sonuçlara neden oluyor: “Ticaret yollarındaki kırılganlık ve enerji hammadde maliyetlerindeki artış, yatırımlarda belirsizlik yarattı. Biz de bu dönemde tedarik zincirinde esneklik ve çeşitlilik için adımlar attık.” Yaklaşık 12-15 ay süren bu zorlu dönem, Ayaydın’a göre yalnızca bir savunma hattı değil aynı zamanda yeni büyüme fırsatları yaratma zamanı oldu.

Alarko Carrier CEO’su Cem Akan, zorlu dönemin 2022’nin ikinci yarısında başladığını ve 2023 sonuna kadar belirli ölçüde devam ettiğini anlatıyor. Yaklaşık 18 aylık bir durgunluğa dikkat çekiliyor. Akan, “Bu hareketsizlik sektörde hem iç pazarda hem ihracatta etkisini hissettiriyor. Bu süreci bir dönüşüm fırsatı olarak görüyoruz. 2024’te güçlü bir toparlanma sürecine girerek yılı 30 milyon dolarlık ihracatla kapatıyoruz; ihracatın cirodaki payı yüzde 30 artıyor. 2025’i ‘yeniden yapılanma yılı’ olarak tanımlıyoruz” diyor. Abalıoğlu Holding Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Oğuz Abalıoğlu, 2022’nin son çeyreğinde belirginleşen ve 2023 boyunca devam eden sıkışıklığın pek çok alanda yüzde 10-15 civarında bir daralma yarattığını anlatıyor. 15 aylık kayba dikkat çeken Abalıoğlu, “Doğru müşteri yönetimi ve pazar çeşitliliği sayesinde pazar payımızı artırmayı başardık. Avrupa dışındaki pazarlarda daha aktif olmamız ve gelir çeşitliliğimiz, bu sürecin etkilerini azaltmamıza yardımcı oldu” diyor.

AĞIR ETKİ


Peki hala süren bu dalgalanmaların etkisi ne boyutta? İç piyasada alım gücünün düşmesi, mücevher talebinde de yavaşlamaya neden oldu. Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, “Dünyadaki ekonomik belirsizlik ve savaşlar hem iç hem dış piyasada mücevher alımlarını etkiliyor. Ama altın, geleneksel olarak kriz dönemlerinde yatırımcının sığındığı bir liman. Bu da daralmanın etkilerini diğer sektörlere kıyasla hafifletiyor” diyor. Ariş Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, tüm sektörlerde olduğu gibi kuyumda da temkinli bir havanın hakim olduğunu söylüyor ve “Herkes piyasanın gidişatını gözlemliyor, büyük adımlar atmaktan kaçınıyor” diyor. Çıkış sürecinin faizlerin düşmeye başlaması, jeopolitik istikrarın sağlanması ve tüketici güveninin yeniden tesis edilmesine bağlı olarak 2026 ortalarında belirginleşeceğini tahmin ediyor.

Güriş Sanayi Grubu CFO’su Cenk Aklan, bu sürecin küresel pazarlarda ciddi etkiler yarattığını belirtiyor ve “2024, üretim maliyetleri ve nakit akış döngüsü üzerinde yoğun bir baskı yarattı. Avrupa pazarındaki durgunluk siparişlerimizi ve satışlarımızı doğrudan etkiledi. Üretim faaliyetlerimizde daralma yaşandı; kapasite kullanımı düştü ve sabit giderlerin ürün maliyetlerine etkisi arttı” diyor. Aklan, bu zorlu dönemin 2024’ün ikinci yarısında derinleştiğini ve etkilerinin 2025’in ikinci yarısına kadar sürdüğünü ifade ediyor. “Kriz dünya genelinde ekonomik olmaktan çıkıp siyasi bir boyut kazandı. Bu nedenle nasıl daha az etkileniriz diye sürekli etütler yapıyoruz. Artan korumacılık, demografik değişimler ve iklim krizinin maliyetleri bizi yeni stratejiler geliştirmeye zorluyor” diyor. Gıda sektörü her ne kadar talebin görece istikrarlı olduğu bir alan gibi görünse de son yıllardaki olumsuzluklardan kaçamadı. Kervan Gıda İcra Kurulu Üyesi Mustafa Başar, özellikle son iki yıldır yaşanan enflasyonist baskının lojistikten ambalaja, enerjiden personel giderlerine kadar tüm maliyet kalemlerini yukarı çektiğini vurguluyor. “Faizler finansman maliyetini artırdı. Jeopolitik krizlerse hem fiziki ve maddi zararlar hem tüketici davranışları üzerinde olumsuz bir moral etkisi yarattı. İnsanlar felaket niteliğindeki olaylar karşısında daha az tüketmeye yöneliyor” diyen Başar, sektörün zorlu sürecinin pandemiyle başlayıp yaklaşık 24 aydır devam ettiğini söylüyor.

DAYANIKLILIK TESTİ

Peki sektörler için bu uzun sürelere dayanmak mümkün mü? Örneğin oluklu mukavva sektörü, birçok farklı endüstriye doğrudan hizmet verdiği için ekonomik dalgalanmalardan çok hızlı etkileniyor. Artan maliyetler, yüksek faiz oranları ve jeopolitik krizler üretim tarafında yavaşlamaya, dolayısıyla ambalaj talebinde daralmaya yol açtı. Ticaret yollarındaki aksaklıklar ve konteyner krizleri ise ihracat operasyonlarında zaman zaman sıkıntılar yarattı. Ankutsan Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Kesgi, bu sürecin etkilerini yaklaşık 1,5- 2 yıl boyunca hissettiklerini söylüyor. “2022’nin sonlarından başlayan dalgalanma süreci hala devam ediyor. 2025 yılı için kur hareketleri ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanmaları öngörerek rollercoaster stratejisi adını verdiğimiz esnek bir yaklaşımı devreye aldık. Talepteki ani değişimlere hızlı ve çevik üretim yapımızla yanıt veriyoruz” diyor. Kesgi, bu zorlu dönemin şirket için aynı zamanda bir dayanıklılık testi olduğunu ifade ediyor. 

Pandemi sonrası hızlı bir toparlanma süreci yaşayan havacılık sektörü, 2023’ün ikinci yarısından itibaren yeniden zorluklarla karşı karşıya kaldı. Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, bu sürecin etkisinin 2023’ün ikinci yarısında başladığını ve 2024 yaz sezonu planlamalarına da yansıdığını belirtiyor. “Yaklaşık 12-15 aylık bir dönemden bahsediyoruz. Sektör genelinde temkinli bir duruş öne çıksa da biz güçlü müşteri tabanımız ve pazar çeşitliliğimiz sayesinde bu dönemi görece daha az hasarla yönettik” diyor. Karaer, bu süreçte bazı büyüme hedeflerinin rötar yediğini ve yeni destinasyon yatırımlarını 2025’e ertelediklerini ifade ediyor. Aksa Doğalgaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan ise doğal gazda hem üretim hem tüketim anlamında işlerin iyi gittiğini belirtiyor. “Bu dönemde yatırımlarımıza devam ederek büyümemizi sürdürdük ve 2024 yılında 6,2 milyar TL yatırım gerçekleştirdik. Şirketimizin sürdürülebilir büyüme vizyonunu, yalnızca bugünü değil geleceği de gözeten uzun vadeli yatırımlarla şekillendirirken bu enstrümanlardan yararlanarak durgun piyasa dönemlerini inorganik büyüme fırsatı olarak görüyoruz” diyor.

TEMKİNLİ HAVA SÜRÜYOR

Kesin olan şu ki herkes temkinli. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, bu süreçte personel maliyetleri, faiz, enerji fiyatlarının artması ve buna paralel jeopolitik krizlerin devam etmesinin sektörün yerinde saymasına neden olduğunu söylüyor. “Hatta yüzde 10 seviyesinde yavaşlama yaşandı” diyor. Bu olumsuz durumun 1,5 yıldır devam ettiğini ve 1 yıl daha süreceğini tahmin ediyor. Elektrolitik bakır sektörünün kapasitesinin yüzde 10, gelirinin yüzde 70 azaldığını ifade eden Çaycı, “ABD’nin tüm dünya için uygulamaya başlayacağı gümrük uygulamalarında anlaşılmaz rakamların zikredilmesi, sektörün 2026 yılına kadar zorlanacağını gösteriyor” diyor. Ortadoğu Holding İcra Kurulu Üyesi Nusret Kayhan Apaydın, “En kötüyü gördüğümüze ve artık adım adım bir rehabilitasyon sürecine girdiğimize inanıyorum” diyor. Apaydın, yılın ikinci yarısı için de iyimser: “Bu tablo pozitif yönde güçlenerek ilerlerse hem dünya hem Türkiye ekonomisi beklenenden hızlı toparlanacaktır” diyor. 

Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Dr. Tanzer Polat Yılmaz, bu dönemi riskleri yönetmenin ötesine geçerek bir dönüşüm ve güçlenme fırsatına dönüştürmeye odaklandıklarını söylüyor ve “Bu dalgalanmanın süresi ve etkisi sektörlere göre farklılık gösterdi. Hızlı adaptasyon kabiliyetimiz ve zamanında dönüştürmeye odaklandıklarını söylüyor ve “Bu dalgalanmanın süresi ve etkisi sektörlere göre farklılık gösterdi. Hızlı adaptasyon kabiliyetimiz ve zamanında gerçekleştirdiğimiz stratejik yatırımlar sayesinde bu süreci güçlü şekilde yöneterek yolumuza devam ettik. Sektörde temkinli bir yaklaşımın hakim olduğunu söylemek mümkün” diyor. Bonna Genel Müdürü Erbil Aşkan ise 1-1,5 yıl süren bir daralma döngüsü yaşadıklarını söylüyor ve “Bu dönemde birçok şirket stokla çalıştı, yeni siparişler azaldı, şirketlerden bazıları üretim planlarını aşağı yönlü revize etti. Ancak 2025’in ilk çeyreği itibarıyla bazı toparlanma sinyalleri görülmeye başlandı” diyor. Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, problemlerin 24 ayı aşkın süredir devam ettiğini belirtiyor ve “2023’ün son çeyreğinden bu yana kapasite kullanımı, gelir kaynakları, yapılan yatırımlar ve siparişlerde düşüş yaşıyoruz. Şu an arz, talebin çok üzerinde. Bu sebeple de üretim ve ihracatta problemler yaşanmaya devam ediyor. Şirketler bekleme, mevcudu koruma ve gözlemleme konumunda. Dünyadaki gelişmelere bağlı olarak pozisyon almak ve buna göre harekete geçmek için bekliyoruz. Sektörümüzün toparlanmaya başlayacağı zaman olarak 2026 yılının ikinci yarısını öngörüyoruz. Tam toparlanma için daha uzun bir sürece ihtiyacımız olacak” diyor.

ÇIKIŞ NE ZAMAN?


Peki çıkış ne zaman? Tezmaksan Grup CEO Hakan Aydoğdu, “Sektörümüz, hala temkinli bir havanın etkisi altında. Kimse eski hızında karar almıyor. Herkes önünü görmek istiyor. Özellikle büyük yatırımlar, daha fazla hesap-kitap gerektiriyor. 2025 yılını herkes hasar almadan kapatmaya çalışıyor. Çıkışın olabilmesi için Avrupa-Amerika piyasalarında yükseliş ve ülke içi siyasi ekonomik gelişme trendlerinin yukarı yöne dönmesi gerekiyor. Fakat şu an için çok olumlu sinyaller gözükmüyor. Tahminlerimize göre 2026 yılının ikinci yarısında, bir çıkış trendi yaşanabilir” diyor. “18-24 ay süren yavaşlama sonrası sektör hala ihtiyatlı” diyen Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil, döküm sektöründe son iki yılın çok katmanlı bir yavaşlamaya sahne olduğunu anlatıyor ve ekliyor: 

“2022’nin ikinci çeyreğinde başlayan bu süreç, 18 ila 24 ay boyunca sektörü doğrudan etkiledi. Avrupa ve Asya pazarlarındaki müşterilerimizin belirsizliklerle karşı karşıya kalması sipariş hacimlerimizi daralttı. Yatırımlar ertelendi, teslimat süreleri 6-8 aya kadar uzadı. Sektörde hala temkinli bir hava hakim.” Kutmangil, olumlu bir seyir yakalanırsa 2026’nın ikinci yarısından itibaren daha belirgin bir toparlanma görülebileceğine dikkat çekiyor. Selçuklu Holding CFO’su Özkan Atila, mevcut koşulların ilaç sektöründe baskı yarattığını vurguluyor ve “Yüksek faiz oranları, eczane ve ecza depolarının stok seviyelerinde düşüşe neden oldu. Bu da satışlarda dönemsel bir daralma yarattı. Ayrıca ilaç fiyatlandırmasında esas alınan kurun reel kurun oldukça gerisinde kalması ve maliyetlerin kur artışını aşan bir hızda yükselmesi, kârlılıkta ciddi kayıplar doğurdu” diyor. Atila, stok seviyelerindeki düşüşün yaklaşık iki ay yoğun olarak hissedildiğini, ancak maliyet baskısının yaklaşık iki yıldır sürdüğünü belirtiyor. Selçuklu Holding’in iştiraki İLKO İlaç ve sektör için çıkışa gelince… Atila, “Çıkışın 2026 başında hissedilmeye başlanacağını, esas etkinin ise bir sonraki yıl ortaya çıkacağını öngörüyoruz” diyor.


İBRAHİM ERDEMOĞLU


ERDEMOĞLU HOLDİNG

 “2026’DA YÜKSELİŞ BAŞLAR”

“HIZ KESTİ”

Sektörümüzdeki durgunluk özellikle kredi maliyetlerinin yükselmesiyle finansmana erişimin zorlaşması, hammadde ve lojistik maliyetlerindeki artışla jeopolitik gerilimlerin ticaret rotalarında belirsizlik yaratması sonucunda kendini gösterdi. Bu belirsizlik ortamı, yurt dışında ve ihracatçı müşterilerimizin siparişlerinde ertelemelere neden oldu ve büyüme ivmemiz kısmen hız kesti.

18 AY SÜRDÜ

Yavaşlamanın etkilerini 2024’ün ilk çeyreğinden itibaren hissetmeye başladık ve 2025’in ikinci çeyreğine kadar devam etti. Yaklaşık 16–18 ay süren bu dönem, piyasalardaki dengelerin yeniden kurulması için gerekli olan sabırlı bekleyişi beraberinde getirdi. Kapasite kullanım oranlarımızda ve gelirlerimizde geçici düşüşler yaşandı, bazı siparişler ertelendi. Buna rağmen yatırımlarımızı kesintisiz sürdürdük. Zorluklar büyüme isteğimizi köreltemedi, tam tersine toparlandığımızda güçlü bir sıçrama için pürüzsüz bir zemin hazırladık.

TEMKİNLİ HAVA

Mevcut tabloda hala temkinli bir duruş hakim. Finansmana erişim sıkıntıları, azalan talep ve jeopolitik riskler piyasada belirsizlikler yaratmış olsa da bu tablonun geçici olduğuna inanıyoruz. Faiz sıkılaşmasının gevşemesi, jeopolitik gerilimlerin azalması ve Türkiye ile küresel piyasalarda siparişlerin yeniden ivme kazanmasıyla 2025’in ikinci yarısında sektörde canlanma başlayacak; 2026’da ise trendin net bir yükselişe dönüşeceğini öngörüyoruz.


MEHMET AKTAŞ


YAŞAR HOLDİNG İCRA BAŞKANI

“YUKARI YÖNLÜ İVME FAİZ İNDİRİMİYLE BAŞLAYACAK”

1,5 YILDIR OLUMSUZ

TCMB’nin 2024 yerel seçimler sonrası uygulamaya başladığı sıkı para politikasının faiz maliyetlerine olan olumsuz etkisi 1,5 yıldır tüm sektörlerde devam ediyor. Maliyet artışları, enflasyonun düşmeye başlamasıyla birlikte daha makul seviyelere geldi. Jeopolitik risklerin kısa süreli olumsuz etkileri sonrası yeniden denge sağlandı. Petrol fiyatlarının dengeli seyretmesi bu konudaki riski yönetmemizi destekledi.

AŞAĞI YÖNLÜ HAREKET HIZLANIRSA

Finansmana erişimin kısıtlı olduğu dönemlerde yurt içi- yurt dışı talep ve rekabet koşullarının etkisiyle tüm sektörlerde temkinli bir yaklaşım sergilenmesi bekleniyor. Enflasyon beklentilerinin ve aylık değişimlerinin aşağı yönlü hareketinin hızlanmasının faiz indirimlerini de beraberinde getireceği beklentisindeyiz. Faiz indirimleri ve makro ekonomik ihtiyati tedbirlerin büyümeyi destekleyici yönde yeniden düzenlenmesi, yukarı yönlü ivmenin başlayacağının önemli göstergesi olacaktır.


İHSAN GÖKŞİN DURUSOY


AKKÖK HOLDİNG CEO’SU

“TERS RÜZGARLAR 2022 ORTASINDAN BERİ ESİYOR”

DÖNÜŞÜM

Pandemi sonrası toparlanma sinyalleri, 2022 ortasından itibaren yerini ters rüzgarlara bıraktı. Yaklaşık 18-24 aylık bir “yavaşlama ve pazarı yeniden analiz etme” dönemi yaşandı. Bu sürede büyümeden çok verimlilik ve kârlılık ön plana çıktı. Operasyonel maliyetlerin azaltılması, yatırım harcamalarının optimize edilmesi, esnek tedarik zinciri ve stok yönetimi gibi önlemler şirketlerin ajandasında ilk sıraya yerleşti. Bu dönem henüz tamamen geride kalmış olmasa da dirençli bir yapı kurmak adına kritik bir dönüşüm fırsatı sunuyor.

ERTELEME

Bu süreci “dönüşüm” dönemi olarak ele aldık. Alternatif pazarlara yönelmek ve mevcut pazarlarda derinleşmek gibi stratejik adımları ön plana koyduk. Herhangi bir yatırım planımızı ertelemedik. Kimya ve ileri malzemeler sektörlerindeki yeni talep dinamiklerine ayak uydururken sürdürülebilirlik çalışmalarımıza hız verdik. Kuzey Amerika pazarında büyüme fırsatlarını takip etmeye devam ediyor; ürün çeşitliliğimizi artırarak katma değeri yüksek, yenilikçi çözümler sunma kapasitemizi güçlendirmeyi sürdürüyoruz.

ATMOSFER

Sektörde temkinli bir atmosferin hakim olduğunu söylemek mümkün. Yatırımlar, finansman erişimi, kur riskleri ve makroekonomik istikrar gibi faktörler temel belirleyiciler haline geldi. 2024’te bir önceki yıla göre ciroda artış sağlayarak yılı 4,2 milyar dolarla kapattık. Bu yıl da 4-4,5 milyar dolar ciroya erişmeyi, 500 milyon dolar yatırım yapmayı ve 832 milyon dolarlık ihracat hedefliyoruz. Bu yılın ortasından itibaren Avrupa ekonomilerinde toparlanma sinyallerinin alınması, enerji piyasalarının dengelenmesi ve yerli talepte canlanma beklentisiyle global pazarda hareketlenmenin başlayabileceğine inanıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz