Enerjide yeni modeller oluşacak

Sibel Çetinkaya rekabetin artmasıyla sektörde yeni iş modelleri ve stratejilerin ön plana çıkacağını düşünüyor

1.01.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Enerjide yeni modeller oluşacak


Son dönemin gözde sektörlerinden enerjide asıl hareketlilik özelleştirme sürceciyle artmışa benziyor. Sadece 2010 Aralık ayında özelleşen üç dağıtım bölgesi Ayedaş, Toroslar ve Akdeniz'den elde edilen gelir yaklaşık 5 milyar dolara yakın. Toplamda elektrik dağıtım özelleştirmelerinden elde edilen gelir ise 15,9 milyar dolar seviyelerinde.
  Özellikle önümüzdeki süreçte beklentiler yabancı yatırımcıların ilgisinin artmasıyla birlikte konsolidasyonlara gidileceği yönünde. Kısa vadede ise şirketlerin aldığı ihaleler sonrasında beklenen yatırımlar ve gelecek yeni ihaleler, piyasada çetin bir rekabet ortamını doğuracak gibi gözüküyor.  Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstrisi Sorumlu Ortağı Sibel Çetinkaya, oluşmakta olan şiddetli rekabet ortamının tedarik şirketlerinin strateji geliştirme, fiyatlama ve pazarlama yetkinliklerini ön plana çıkaracağını, daha gelişmiş ve bilinçli bir piyasanın   oluşacağını söylüyor. 1990'lı yıların başından itibaren vergi, denetim, finansal danışmanlık hizmetleriyle enerji sektörüne hizmet veren Deloitte, son özelleştirmelerde de hemen hemen tüm bölgelerde sürece dahil oldu. Bu ekibin başında bulunan Sibel Çetinkaya ile özelleştirme sonrası oluşacak piyasa ve sektörün değişimiyle ilgili konuştuk. İşte Çetinkaya'nın sorularımıza verdiği yanıtlar:

Enerji sektörüne yönelik ne gibi çalışmalarınız var? Geçmişten bugüne kadarki süreçte faaliyetleriniz neler oldu?
- Deloitte, Türkiye Elektrik Kurumu'nun (TEK) olduğu 90'lı yılların başından beri enerji sektöründe faaliyet gösteriyor. TEK Mali Yönetim Geliştirme Programı ile sektöre adım attık.

2001 yılında Elektrik Piyasası Kanunu'na istinaden kurulan EPDK için kurumsal gelişim ve düzenleyici çerçeve ilkeleri projelerini gerçekleştirerek EPDK'nın yapılanmasına destek verdik. 2001 yılında TEAŞ'ın TEİAŞ, EÜAŞ ve TETAŞ olarak üç ayrı şirket olarak yapılanmasının ardından her üç şirketin fonksiyonel anlamda gelişimini hızlandırmak üzere projeler gerçekleştirdik. Bu süreçte elektrik sektörüyle sınırlı kalmadık. BOTAŞ için gerçekleştirilen gaz iletim ve transit operasyonlarına destek projesiyle doğalgaz sektörü tarafında da reformun bir parçası olduk. Geldiğimiz noktada, vergi, denetim, finansal danışmanlık hizmetleri ve danışmanları fonksiyonları olarak bir bütün halinde enerji sektörüne hizmet veriyoruz.


Enerji sektörü gerek elektrik, gerek doğalgaz tarafında oldukça hareketli bir dönemden geçiyor. Sektörün geçirdiği süreci anlatır mısınız?

-Bu dönemde özellikle, dağıtım ve üretim özelleştirmeleriyle sektör yapısının önemli ölçüde değiştiği ve yeni iş yapma modellerinin gündeme geldiğini görüyoruz. Nihai dengeleme ve uzlaştırma yönetmeliği ile düzenlenmiş olan gün öncesi planlama, dengeleme güç piyasası ve saatlik uzlaştırmanın devreye girmesiyle elektrik ticareti daha rekabetçi bir seviyeye taşındı.  Serbest tüketici limitinin düşmesiyle rekabetin ve ticaret fırsatlarının gün geçtikçe artmasına paralel olarak tedarik tarafında canlanma olduğunu, toptan satış şirketlerinin sayısının hızla arttığını ve bu canlanmayla beraber ticaret yetkinliği ve risk yönetimi becerisinin özellikle tedarik tarafındaki piyasa oyuncuları için ön plana çıktığını gözlemliyoruz. Ayrıca, bu dönemde enerji verimliliği, karbon politikaları gibi görece yeni konular sektörü etkilemeye başladı. Sektörde değişen ve gelişen koşullar yeni iş yapma biçimlerini gündeme getiriyor ve yatırımcıları yeni bakış açıları adapte etmeye, insan kaynaklarını yeni dönemin ihtiyaçlarına göre yapılandırmaya yöneltiyor.

Yapı nasıl değişti ve hangi sonuçları doğurdu?

- En önemli gelişmelerden biri organize elektrik piyasasının yapısındaki değişim oldu. Bu yapı, piyasa oyuncularını satış stratejisi, fiyatlama ve üretim stratejisi itibariyle iyi düşünerek hareket etmeye zorlayan bir piyasa oluşturdu. Bu durum da yeni insan kaynakları açılımlarına yönelik ihtiyacı beraberinde getiriyor. Risk yönetimi, ticaret stratejisi geliştirme, üretim planlama ve fiyatlama artık el yordamıyla yapılan işler olmaktan çıkıp, BT sistemleriyle ve optimizasyona yönelik karar destek sistemleriyle desteklenmesi gereken işlere dönüştü. Deloitte olarak piyasanın bu dönüşümünde ve hatta evriminde global ve yerel bilgi birikimimizi piyasa oyuncularının hizmetine sunuyoruz. ~

Bundan sonra sektörü etkileyecek gelişmeler neler olacak?
- Sektörün gideceği yönü en net olarak belirleyen dokümanlar 2004 yılı tarihli Özelleştirme Strateji Belgesi ile onun devamı ve revizyonu niteliğinde olan 2009 yılı tarihli Arz Güvenliği Strateji Belgesi. Burada yer verilmiş olan dağıtım ve üretim özelleştirmeleri hedeflerinde oldukça önemli gelişmeler kaydedildi. Dağıtım özelleştirmelerine ilişkin ihaleler 2010 yılı içinde tamamlandı. Devirlerin de 2011'in içinde tamamlanması bekleniyor.

Kamunun elindeki üretim tesislerinin de satışına başlandı, 2010 yılı içinde öncelikle EÜAŞ'a ait 52 akarsu santralinin özelleştirme ihaleleri tamamlandı. 2011 ile birlikte 4 adedi tekli, kalanı 9 portföy halinde yapılandırılmış toplam 44 adet özelleştirme kapsamındaki santralin satışı için ihale sürecinin başlaması bekleniyor. Bütün bunlar, kamunun elini elektrik sektöründen çekmesine yönelik adımlar olup her bir özelleştirmeyle beraber piyasadaki rekabetçi yapıyı biraz daha artırıyor.

Sektör bu değişimlerle birlikte nasıl şekillenecek?

- Dağıtım şirketlerinin özelleştirmelerinin kısa vadede tamamlanacağını öngörüyoruz. Bir sonraki aşama, Avrupa Birliği direktifleriyle uyumlu olarak dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin ayrışması olacak. Bu kapsamda 2013 yılında söz konusu faaliyetlerin yasal olarak ayrışması, yani ayrı şirketler halinde yapılandırılmaları yol haritasına alınmış durumda. Bu ayrışma, Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Stratejisi Belgesi öngörüldüğü üzere serbest tüketici limitinin düşmesi ve 2015 itibarıyla piyasa açıklık oranının yüzde 100'e ulaşması hedefiyle de birleştiğinde, rekabeti önemli ölçüde şiddetlendirecek bir konu.


Rekabet ortamını nasıl etkileyecek?

- Oluşmakta olan şiddetli rekabet  ortamının tedarik şirketlerinin strateji geliştirme, fiyatlama ve pazarlama yetkinliklerini ön plana çıkaracağını, daha gelişmiş ve bilinçli bir piyasanın oluşacağını söyleyebiliriz. Tedarik şirketlerinin  satacakları elektriği temin etme olanakları genişledikçe ve kâr marjları rekabetin etkisiyle daraldıkça, risk yönetimi ihtiyacı belirgin hale gelecek.  Yine 2009 yılı sonunda başlanmış olan EÜAŞ özelleşmelerinin tamamlanması ile kamunun elektrik üretimindeki payı yaklaşık yüzde 20 düzeylerine inecek. Bu rakam, üretim tarafında da piyasanın rekabetçiliğinin önemli ölçüde artması anlamına geliyor. Arz talep dengesine bağlı olarak önümüzdeki dönemde santrallerin verimliliği, üretim planlama yetkinliği, işletmecilik anlayışı ve birden fazla santrali olan şirketler için portföy yönetimi yaklaşımı, üretimde elde edilen kazancı doğrudan etkileyen unsurlar olacak.


Kısa vadede etkili olacak gelişme var mı?

- 2011 yılı Mart ayı itibarıyla mevcut durumda "gün öncesi planlama" olarak işleyen piyasa yapısı gün öncesi piyasa adıyla, talep tarafını daha katılımcı hale getiren bir hale kavuşacak. Bu piyasanın yanı sıra kısa ve orta

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz