Murat 124, Tofaş tarafından, 1970’lerin başında üretilmeye başlandı. Şirketin ilk modeli olması ve uzun yıllar piyasada kalması nedeniyle, otomobil tarihinde önemli yeri var. Hala Anadolu’nun yolla...
Murat 124, Tofaş tarafından, 1970’lerin başında üretilmeye başlandı. Şirketin ilk modeli olması ve uzun yıllar piyasada kalması nedeniyle, otomobil tarihinde önemli yeri var. Hala Anadolu’nun yollarında olan bu simge otomobilden günümüze sektörde müthiş bir değişim yaşandı. Dünyayla rekabet edecek düzeye gelen üreticilerden Tofaş’ın Marea modeli de bunlardan biri. Son yerli üretimlerden biri olan Marea ile Murat 124’ün karşılaştırması, sektörün “nereden nereye” geldiğini açıkça ortaya koyuyor.
Türkiye yerli otomobille 1960’larda Anadol ile tanıştı. Koç Holding’in Otosan şirketi tarafından üretilen bu modeli, 1970’lerin başında Tofaş ve Oyak-Renault’nun büyük yatırımları izledi. Tofaş, Murat; Oyak-Renault ise Toros serisi ile üretime başladı, yıllarca bu modellerin çeşitli versiyonları kullanıldı.
Tofaş’ın efsanevi modeli Murat 124 ise bir döneme damgasını vurdu. Bir dönem, özellikle 1970’lerin ortasında Murat 124 sahibi olmak bir statü simgesiydi. Ekonominin krizde olduğu, arz-talep dengesinin bozulduğu bu yıllarda otomobil almak için zaten sıra beklemek gerekiyordu. İşte o nedenle Murat 124’ün, ardından gelen “Kuş” serisinin (Şahin, Doğan, Kartal ve Serçe) Türk otomobil tarihinde önemli bir yeri var.
Türk otomobil sektöründeki değişimi gözlemenin, özellikle üretimdeki büyük dönüşümü ortaya koymanın en iyi yolu da, ilk otomobil ile son otomobili karşılaştırmak. Bu gelişim, aslında bir bakıma da Türkiye’nin gelişimini gözler önüne seriyor. Bu büyük değişimi Türkiye’nin önde gelen iki otomobil üreticisinden biri olan Tofaş’ın katkılarıyla ortaya koyduk. Değişimi, Tofaş’ın ilk üretimi olan Murat 124 ile, son modeli Fiat Marea’yı karşılaştırarak değerlendirdik.
Böylece arada geçen zaman içinde Türkiye’de üretilen otomobildeki değişimi, dış görünümünden elektrik sistemlerine, iç donanımdan güvenlik unsurlarına, çok çeşitli kriterlerle ortaya koyduk.
Tüketiciye göre üretim
Geçmiş yılların mütevazi modellerine karşılık, yeni dönemin otomobillerinde tüketicilerin sürekli artan konfor taleplerine her geçen gün yeni yanıtlar verildiği dikkati çekiyor. Dolayısıyla da artık otomobilinizde koltuğunuzun ayarlarını elektrikli kumandalar ile değiştirebiliyor, kişilere özel koltuk ayarlarını otomobilin hafızasına kaydedebiliyorsunuz. Böylelikle otomobile binen kişi kendi ayarını seçtiğinde koltuklar otomatikman o kişiye göre ayarlanıyor.
Ayrıca, elektronik klima sistemi ile otomobilin içindeki ısı sabit tutulabiliyor. Oysa Tofaş’ın ilk ürettiği otomobil olan Murat 124’de serinlemek istediğinizde sadece camları açma şansınız vardı. Isınmak için de tek bir yerden hava üfleyen kaloriferi kullanıyordunuz.
Otomobilde yumuşak hatlar
Teknoloji ilerledikçe otomobilin performansında büyük etki taşıyan aerodinamik kavramının farkına varıldı ve araçlar yavaş yavaş bu kavrama uygun olarak tasarlanmaya başlandı. Burada öncelikli olarak dış hatların yuvarlaklaştırılması kendini gösterdi. Daha sonra bunu kapı kolları ve tampon gibi dış aksesuarlar izledi.
Tofaş İşletme Genel Müdür Yardımcısı H. Savaş Arıkan, Murat 124’den Marea’ya gelinirken dış şeklin mümkün olduğunca yuvarlaklaştırıldığını ve böylece aerodinamik katsayının aşağılara çekildiğini belirtiyor. Arıkan sözlerine şöyle devam ediyor:
“Aracın dış görünümünde değişikliği zorunlu kılan itici güç aerodinamik katsayısıdır. Çünkü, yuvarlak hatlar otomobilin rüzgara karşı rezistansını ve benzin sarfiyatını azaltan bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Geçmişte de özellikle ABD’de bir dönem yuvarlak hatlar tercih edildi. Ancak bunun nedeni yuvarlak hatlı otomobillerin daha kolay şekillendirilebiliyor olmasıydı. Günümüzde ise otomobilin sac parçalarını yapacak kalıplar kolayca yapılabildiği için estetik ve aerodinamiklik öne çıktı. Dolayısıyla otomobil hatları giderek daha yuvarlak bir hal aldı.”
Aksesuarlarda moda dönemi
Bu endüstrinin teknolojisindeki gelişmeler, otomobilde yer alan pek çok unsurun da küçülmesini beraberinde getirdi. Örneğin özellikle gece sürüşlerinin vazgeçilmezi olan farlar artık giderek küçülüyor ve otomobilin şekliyle uyumlu bir görünüme bürünüyor. Dolayısıyla Murat 124’ün önünde yer alan, estetikten uzak kocaman yuvarlak farlar çoktan tarihe karıştı.
Artık küçücük farlarla eskinin büyük farlarıyla aynı derecede aydınlatma sağlanabiliyor.
Savaş Arıkan, farların daha önce otomobilde yerleştirme açısından sorun yarattığını, çünkü otomobili fara uydurmak durumunda olduklarını belirtiyor. Arıkan, “Ancak, şimdi böyle bir sorun yok ve farlar otomobilin dış görünüşünü tamamlayan aksesuarlar olarak hiç göze batmadan kendilerine yer bulabiliyorlar” diyor.
Otomobilin tüm aksesuarları aslında yüzyılımızın popüler bir moda akımının da göstergesi; minimalizm. Her şey daha küçük ve daha kullanışlı. Üstelik çok daha estetik. Çünkü, artık yeni otomobillerin teknolojileri dışında görünüşleri de birer tasarım harikası. Tasarımcılar en küçük ayrıntı için bile günlerce uğraşıyor, yuvarlak hatlara uyum sağlamaya çalışıyorlar.
Hafiflik yeni trend
Tüketicilerin otomobillerdeki konfor talebi üretici firmaları yeni tasarımlara itiyor. Otomobillerde moda olan minimalizm anlayışının çıkış noktası da bu aslında. Murat 124’ten Marea’ya kadar uzanan dönemde otomobillerin iç hacimleri giderek büyüyor. Ölçülerde bir değişimin varlığı kesin. Ancak, bunun yanında, kullanılan malzemelerin de giderek daha az yer kapladığı bir gerçek.
Tofaş Ürün Mühendisliği ve Ar-Ge Müdürü Dr. Orhan B. Alankuş, gerçekleşen her değişimle birlikte otomobilin hafiflediğini, daha az yer kapladığını ve daha az kalite sorunu ile karşılaştıklarını vurguluyor. Alankuş sözlerine şöyle devam ediyor: “Biz otomobilin dışını istediğimiz gibi yapıyoruz. Ancak, otomobil daha sessiz ve güvenli de oluyor aynı zamanda. Otomobilin iç hacmi sürekli olarak genişletiliyor. Saclar öyle bir ayarlanıyor ki, insanlar otomobilde hem daha rahat hem de daha güvenli bir şekilde oturabiliyorlar. Üstelik tüm bunları estetik kriterlerine göre hareket ederek hallediyoruz.”
Önden çekişli Marealar
Ağırlık ve iç hacim sorununun ortadan kalkmasına bir diğer etken de otomobillerin artık önden çekişli olarak üretilmesi. Murat 124 arkadan çekişli olduğu için, motorun öndeki tekerleklerle bağlantısının gerçekleştirilmesi gerekiyordu. Tofaş İşletme Genel Müdür Yardımcısı H. Savaş Arıkan, bu bağlantının gerçekleştirilmesi nedeniyle otomobilin ortasında bir şaft geçiş tünelinin zorunlu olduğunu ve bunun da arka tabanın orta yerinde bir yükseklik yarattığını belirtiyor. Bu yükseklik ise hem otomobilin iç estetiğini bozuyor hem de arka koltukta ortada oturan kişiyi rahatsız ediyordu. Ayrıca, arkadan çekiş, motorun verimini de olumsuz yönde etkiliyordu. “Ancak araç önden çekişli olduğunda her şey bitiyor” diyor Arıkan. “Çünkü, otomobilin arka tarafı tamamen size kalıyor ve arka süspansiyonu istediğiniz gibi yapabiliyorsunuz.”
Güçten tasarruf devri
Murat 124 vitesini değiştirmeyi denediniz mi hiç? Oldukça fazla bir güç sarf etmek gerekiyordu. Pedallarda da aynı durum söz konusuydu. Otomobilde gerçekleştirmek istediğiniz her şey için güç harcamak zorundaydınız. Camlar manuel olarak açılıyor, aynalar elle ayarlanıyor, direksiyon son derece zor dönüyordu. Ama günümüzde otomobil kullanırken kas gücüne neredeyse hiç ihtiyaç duyulmuyor.
Marea’da camlar otomatik, dış aynalar elektrikle ve sadece bir düğme ile ayarlanıyor. Radyo uzaktan kumandalı, koltuklar ve direksiyon otomatik olarak ayarlanıyor. Direksiyon hidrolik ve dolayısıyla çevirirken neredeyse hiçbir güç harcamıyorsunuz.
Viteste bilyeli sistem kullanıldığından vitesi değiştirmek için parmağınızla dokunmanız yeterli gibi. Pedallar da daha önceleri telle çalışırken şimdi hidrolik oldu ve dolayısıyla ayaklarınızın yumuşak bir hareketi yeterli oluyor.
Ayrıca, otomobillerde güvenliğe yönelik çok farklı testler uygulanıyor ve otomobiller buna göre sağlamlaştırılıyor. Tofaş İşletme Genel Müdür Yardımcısı H. Savaş Arıkan, yan kapı içlerine çelik barlar yerleştirdiklerini ve böylece çarpma anında zararı en aza indirgemeye çalıştıklarını söylüyor.
Estetik bütünlük demek
Otomobillerde bütünlük ve uyumun, en az güvenlik kadar önemli olduğu herkes tarafından bilinir. Tofaş gibi bütün üreticiler yeni tasarımlarında bu unsura büyük önem veriyorlar. Arıkan bu duruma çok uç bir örnek veriyor:
“Japonlar otomobilin iç tasarımını tek bir kişiye veriyorlar. Dolayısıyla otomobilin içine baktığınızda, tüm otomobili saran bir bütünlük görüyorsunuz. Hatta Japonya’da otomobilin içine bakarak hangi tasarımcının eseri olduğunu bile anlayabiliyorsunuz. Artık tüm otomobillerde bu trend hakim. Konsol ve otomobilin diğer bölümleri bir bütünlük içinde ve otomobiller şoföre göre tasarlanıyor.”
Otomobilde neredeyse her renk boya bulabilmek mümkün. İstenen renk otomobil yapılabiliyor, renk adedi çok fazla. Bunun yanında renklerin hepsinin metalik olması da otomobilin görünüşünü güzelleştiriyor. Halbuki Murat 124’lerde kullanılan boyanın içindeki kükürt oranının yüksekliği bazı otomobillerin paslanmasına neden olabiliyordu.
Otomobilin dışından geçen plastikler de otomobilin rengine boyanarak dış görünümde bütünlük sağlanıyor.
“FRENİN EVRİMİ”
Tofaş Ürün Mühendisliği ve Ar-Ge Müdürü Dr. Orhan B. Alankuş otomobilde en önemli güvenlik unsurlarından biri olan frenlerin Murat 124’den bu yana gelişimini şöyle özetliyor:
“Fren sistemi, fren pedalına bağlı servo ile güçlendirilmiş ana silindir, ana silindirlerden tekerleklerde bulunan silindirlere bağlantıyı sağlayan rijit ve esnek fren boruları ve tekerleklerde bulunan fren balataları, diskleri ve kampanalarından oluşur.
Günümüz araçlarında fren sistemleri önde disk, arkada kampana şeklinde. Yeni trend otomotiv sektörünü ön ve arkada disk kullanımına yöneltiyor. Ancak, bu ek bir maliyet getirdiği için günümüz araçlarında ön frenler disk, arka frenler ise kampanadır.
Murat 124 fren sistemi ön ve arkada 224 mm çapında disk, servofren şeklindeydi. Şu anda Tofaş ve diğer firmalarda fren sistemi önde disk, arkada kampana şeklindedir ve ABS opsiyonel olarak sunulur. Teknolojik gelişmeler ve malzeme iyileşmeleri ile birlikte 30 yıl önce 100 km/saat hızda 50 metrenin üzerinde olan durma mesafesi bugün 40 metrenin altına indi.
ABS frenleme anında tekerleklerin bloke olmasını engellemek için geliştirilmiş bir sistem. Bu sistem sayesinde kaygan yollarda fren mesafesi kısalıyor ve otomobilin frenleme anında kontrolden çıkması önleniyor.”
“MOTORDAKİ GELİŞMELER BENZİN TASARRUFU GETİRDİ”
Otomobillerin hareket etmesini sağlayan motor sistemleri de zaman içinde büyük değişimler geçirdi. Tofaş Ürün Mühendisliği ve Ar-Ge Müdürü Dr. Orhan B. Alankuş bu değişimi şöyle özetliyor:
“Eskiden motorda karbüratörlü sistemler varken şu anda multipoint injection dediğimiz 16 sibobu olan, hava verme siteminin ve sübapların zamanlamalarının da kontrol edilebildiği, tamamen elektronik olarak idare edilen sistemler var. Eskiden kam miline çok bağlıydınız. Şimdi de kam mili var ama onun sonrasında tamamen bilgisayar sistemi ile hazırlanmış yazılımla ayarlayabildiğiniz programlar da mevcut.
Murat 124’de sadece bir yerden karbüratör vasıtası ile gönderdiğiniz benzini şu anda o programa göre her silindire ayrı ayrı gönderebiliyor, sübap açıp kapama zamanlarını kontrol edebiliyorsunuz.
Yine Murat 124 döneminde 150 bar civarında yakıt püskürtülürken şu anda bu püskürtme basıncı 1500 bar civarında. Bu şekilde hem güç hem tork artıyor ve bunun yanında benzinden daha iyi performans sağlanıyor, yakıt sarfiyatı azalıyor. Ayrıca bu sistem çok daha sessiz çalışıyor.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?