Desa, YKM, Mavi Jeans, Benetton, Beymen, Linens gibi şirketler, son 5
yılda kendilerine ait mağaza sayısını dikkat çekici ölçüde artırdı.
Kiğılı gibi bazı şirketler bayilik sisteminden tamamen çıktı. Vatan
Bilgisayar, Teknosa, Matraş gibi şirketlerin ise mağazalarının tamamı
kendine ait. Süreçlerin kontrolündeki zorluklar, ticari riskler ve marka
imajına gelebilecek zararlar şirketleri bayilik ve franchisingden
soğutuyor. Bu trend, önümüzdeki dönemde daha da yaygınlaşacak. Çünkü
şirketlerin gelecek planlarında "Kendi mağazamı kendim açarım"
stratejisinin ağırlığı hissediliyor. Bir markanın Türkiye'de bayilikle
büyümesi mümkün değil. Mağazacılığı, bayilikle ya da franchisingle değil
kendin yapmalısın. Kendi sistemini kurmalısın." Bu sözleri hazır giyim
perakendesinin deneyimli isimlerinden Abdullah Kiğılı söylüyor. Hem de
tam 20 yıl bayilik sistemiyle çalışmış olmasına rağmen. Ona göre
perakendede başarı için mağazalaşmayla büyümek şart. Aslında Abdullah
Kiğılı, çok haklı. Rakamlar da onun haklılığını ortaya koyuyor. Birçok
şirketin, 2005 yılındaki büyüme politikasında bayilerin oranı yüzde
70-80'lerdeyken bu oranın 2010 itibarıyla yüzde 40'lara kadar indiği
gözleniyor. Açıkça görülüyor ki, artık şirketler bayilik vermek yerine
kendi mağazalarını açarak büyümeyi tercih ediyor. Zaten gelecek
planlarında da bayilerin oranını azaltmak veya optimumda tutmak öne
çıkıyor. Kârlı ve doğru lokasyonlarda olan bayilerse vazgeçilmezler
arasında. Uzmanlar da bu trendi doğruluyor. İşe bayilikle başlayıp belli
bir büyüklüğe kavuşunca kendi mağazalarını açmak doğal bir strateji
olarak görülüyor. Yeni trendin nedenleriyse çeşitli. Bayilik
sistemindeki aksaklıklar, bayilerin yaptığı hataların marka itibarını
zedelemesi, bayilerin ticari risklerinin ana markayı zor duruma
düşürmesi gibi pek çok etken var. Buna karşın iyi kurulmuş, karşılıklı
güvene dayalı bir sistemde her iki tarafın memnun olduğu örnekler de
var.
Hangi şirketin kaç mağazası var görmek için görsele tıklayın
Bayisiz büyüyenler
Defacto, Matraş, Teknosa ve Vatan Bilgisayar... Bu şirketlerin ortak
özelliği, tek bir bayilerinin bile olmaması. Türkiye ve yurtdışındaki
yüzlerce mağazanın tamamını, kendileri işletiyorlar. Bayiliğe sıcak
bakmıyorlar ve "Mağazamı kendim açarım" yaklaşımını benimsiyorlar.
Bunlardan biri olan Defac-to'nun şu anda 106 mağazası var. Şirket bu
mağazaların tümünü kendi işletiyor. Gelecek planında da bu şekilde
büyümek bulunuyor. Defacto'nun yönetim kurulu başkan yardımcısı ve genel
müdürü İhsan Ateş, "2011 sonuna kadar 140 mağaza, 2013 sonuna kadar
ise 215 mağaza açacağız. Yine kendi mağazalarımız olacak" diyor. Sadece
kendi mağazasını açan isimlerden bir diğeri de Matraş. Şirketin yönetim
kurulu başkanı Hakkı Matraş, şunları söylüyor:"Sadece kendi
mağazalarımızı açıyoruz. En baştan beri böyle. Perakende işinde aslında
biraz geç kaldık. Çünkü, üretim ayağında çok yoğunduk. Şu anda tümü
kendimize ait 15 mağazamız var. Üç yıl sonra bu sayıyı iki katına
çıkarmayı planlıyoruz. Hepsini kendimiz açacağız." Teknosa da kendi
mağazalarıyla büyümeyi tercih ediyor. Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane,
stratejilerini şöyle anlatıyor: "2000 yılında 5 mağazayla çıktığımız
yolda bugün Türkiye'nin dört yanına yayıldık. Tercihimiz hep kendi
mağazalarımızla büyümek oldu. Bayilik sistemini risklerinden dolayı
tercih etmedik. Doğru yönetilmediği durumda şirketin stratejilerine
uygun olmayan, şirket hedeflerini ve marka imajını riske sokabilecek
sonuçlar doğurabilir. Daha hızlı hareket edebilmek, hizmet kalitesini
yüksekte tutmak, mağazalar arasındaki standardizasyonu sağlamak ve
aidiyet duygusunu koruyabilmek için kendi mağazalarımızla büyüme yolunu
tercih ettik. Gelecek dönemde de aynı biçimde büyümeyi planlıyoruz."~
Kontrol çok önemli
Kendi mağazalarını açarak büyümeyi tercih edenlerin nedenleri ise
genelde ortak. Daha yüksek kârlılık ve kontrolü elde tutmak bu nedenler
arasında ilk sıralarda. Ayrıca geçmişte yaşanmış tatsız deneyimler de
bayilikten uzaklaşma gerekçeleri arasında yer alıyor. Buna en çarpıcı
örnek LC Waikiki. Tema Mağazacılık'ın yönetim kurulu başkanı Vahap
Küçük, deneyimlerini şöyle anlatıyor: "2000'lere kadar ciromuzun yüzde
85-90'ı bayilerdendi. Krizde bayilik sisteminden çıkma kararı aldık.
Doğru bir karardı. Böylecearadaki kâr merkezini ortadan kaldırıp, fiyat
ve rekabet avantajı sağladık. Daha hızlı ve esnek hareket edebilmeye
başladık. Bunların yanı sıra da bayiye bağımlı olmamak, hizmet,
görsellik, dekorasyon ve İK konularında standardı sağladık. Bunlar kadar
önemlisi bayinin ticari riskini de almamış olduk." Aydınlı Grup Genel
Müdürü ve Yürütme Kurulu Üyesi Levent Özkan da benzer gerekçeleri
sıralıyor: "Kendi mağazalarımızın en büyük avantajı, nerede olursa
olsun, aynı hizmet kalitesini ve standardı yakalamış olmamızdır. Biz
dünya markalarının emanetçisiyiz. Marka olmak da buradan geçiyor.
Bayilikte bu hiç kolay değil. Üstelik kontrol mekanizması ve yaptırım
gücü zayıf." Defacto Genel Müdürü İhsan Ateş ise "Ürün fiyat
konumlandırmamız nedeniyle ayrı bir kâr merkezi oluşturmak istemeyiz"
diye konuşuyor. Vatan Bilgisayar da kârlılık konusu nedeniyle bayiliğe
sıcak bakmıyor. Şirketin genel müdürü Hasan Vatan, "Sektörün kârlılığı
hem bayilik verene hem bayiye yeterli olmadığı için kendi mağazalarımızı
açarak büyüme yolunu seçiyoruz" diyor.
Yeni mağazaların ne kadarı şirkete ait olacak? Tablosu için görsele tıklayın.
En büyük sıkıntı nerede?
Bayilik konusunda böylesine seçici olan markalar, güçleri elverdiği
sürece kendi mağazalarını açmayı tercihediyor. Onlara göre bayilik
sistemi iyi uygulanmadığı takdirde önemli riskleri de beraberinde
getiriyor. Sistemde ortaya çıkan bu aksaklıkları ve temel sıkıntıları
ise en iyi işin içindekiler anlatıyor. Bayilik sistemine hararetle karşı
çıkan Abdullah Kiğılı, asıl sıkıntının bayilerin ticari risklerini
üstlenmekten doğduğunu söylüyor. Ekonomik kriz dönemlerinde bu sorunun
çok büyük maddi külfetler doğurduğunu söyleyen Kiğılı, "Hiç kimse benim
işimi benim kadar sahiplenmez" diyerek bayilik sistemine neden karşı
olduğunu özetliyor. Tüm bu sıkıntıları bizzat yaşamış olan Ayakkabı
Dünyası Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Akbacakoğlu da uzun yıllardır bayilik
vermiyor. Akbacakoğlu, kendi deneyimlerini şöyle paylaşıyor: "1996'da
hızlı büyümek adına hızla bayileştik. Çok iyi bir sistem oluşturmadan,
tamamen güven unsuruna dayandırarak açtığımız onlarca bayinin pek çoğu
bize sorun olarak geri döndü. Biz de bu konuda önemli bir karar alıp 1-2
tanesi dışındaki tüm bayilerimizi kapattık. Bunu öncelikle markamızı
düşünerek yaptık. Bu tecrübemiz doğrultusunda, çok fazla talep olmasına
rağmen yıllarca bayilik vermekten kaçındık." Mendo's Yönetim Kurulu
Başkanı Vedat Stamati, marka itibarına dikkat çekiyor ve ekliyor: "Kendi
mağazamız dışındaki işletmelerde markamızla ilgili yanlış tecrübe
yaşamış olan tüketiciler, bunu şirketimize mal edebiliyor. Biz de
franchising ve bayilik sisteminde, bunca yıllık emekle kazanılmış olan
şirket ismimize gölge düşürmeyeceğine inandığımız girişimcilerle
çalışmayı tercih ediyoruz" diyor.~
Avantajları da var
Tabii ki bayilik sisteminin sadece olumsuz yönleri yok. Örneğin,
perakende yapılanmasına yeni başlayan şirketler, maliyet avantajı
nedeniyle öncelikle bayi stratejisini tercih ediyor. Colin's Global
Satış Direktörü Tarık Gülsün, bu durumun önemli avantajlardan biri
olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Yeni girilen pazarlarda da bayilik
sistemiyle ilerlemenin, hele de ciro ve kârlılık anlamında daha
avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak iş büyüdükçe şirket mağazaları
açmak daha avantajlı. Zaten biz de kendi stratejimizde bunları
gözetiyoruz."
Özellikle yurtdışında çok geniş bir coğrafyaya yayılmayı planlayanlar,
bayiliği tercih ediyor. Taç ve Linens markalarıyla tanınan Zorlu Tekstil
ile Silk&Cashmere buna iyi birer örnek. Zorlu Tekstil Grubu Başkanı
Vedat Aydın, bayilikle yayılma nedenlerini şöyle açıklıyor: "Ev
tekstili dağıtım kanalları oldukça muhafazakar. Yani büyük şehirlerde
gördüğümüz modern ve büyük alışveriş mağazaları her yerde yaygın değil.
Dolayısıyla bölgeler bazında güvenilir, maddi gücü yüksek ve piyasada
tecrübesi olan bölge bayilerini kullanıyoruz. O bayilerimiz kanalıyla
ufak perakendecilere servis veriyoruz. Bu durum, 1.500'ün üzerindeki
satış noktasına yakın olabilmek ve bilhassa ticari konularda satış
noktalarının riskini ve iyi çalışmasını organize edebilmek gibi
avantajlar sağlıyor." Silk&Cashmere'in yönetim kurulu başkanı Ayşen
Zamanpur ise bayilik vermenin avantajlarını şöyle sıralıyor: "Öncelikle
yatırımı ve işletme masraflarını bayi üstleniyor. Stok riski de bayiye
ait. Ayrıca daha büyük bir coğrafyaya yayılmak için bayilik açarak
büyümek, yerel farklılıkları en iyi şekilde avantaja çevirmek açısından
iyi bir uygulama."
5 yılda şirketlerin kendilerine ait olan mağaza oranı nasıl değişti? Tablosu için görsele tıklayın
Bayiden vazgeçemeyenler
Tüm bunların yanı sıra bayilik sistemini başarıyla sürdüren ve
gelecekteki stratejisini de bu yönde oluşturan şirketler de var.
Özellikle mobilyada bayilik sistemi, perakende ayağının can damarı.
Metrekarelerin devasa boyutlara ulaştığı, lojistik ve depolamanın ciddi
bir maliyet gerektirdiği bu sektörde, şirketler bayilik vererek
genişlemeyi tercih ediyor. Öyle ki bazı şirketlerin perakende ağının
tamamı sadece bayilik üzerine kurulu. Doğru uygulandığında, her iki
tarafı da koruyan bir sistem kurulduğunda ve taraflar birbirine
güvendiğinde sıkıntı yaşanmadığını belirten sektör temsilcileri,
hallerinden memnun. Merinos Satış Pazarlama Direktörü Ömer Bakar, kendi
uygulamalarıyla ilgili şu bilgileri veriyor: "Türkiye genelinde hizmet
verdiğimiz showroom sayısı 221. Bunların 25'i kendimize ait.
Yapılanmamız tüm hızıyla devam ediyor. Hedef önümüzdeki 3 yılda showroom
sayımızı 900'e çıkarmak. Yeni mağaza açmayı düşünen girişimcilerin
yoğun ilgisiyle karşılaşıyoruz. Ama her noktaya bu yetkiyi vermiyoruz.
Sadece hedeflerimize ulaşabilecek vizyon sahibi girişimcilerle işbirliği
yapıyoruz." Ayakkabı alanında öne çıkan markalardan biri olan Ceyo da
bayilikle çalışıyor. Şirketin uygulamalarını ise genel müdür yardımcısı
Naki Kolsuz, şöyle anlatıyor: "Önümüzdeki yıllarda bayilik kanalıyla
mağazacılığımız sürecek. Bu nedenle yeni açılacak AVM projelerini
incelemeye devam ediyoruz. 3 yıl sonra yurtiçinde ve dışında 11-12 yeni
mağaza daha açacağız. Ağırlıklı kısmını bayilikler oluşturacak."
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?