Pazarın 2 katı büyüyeceğiz

26.03.2018 14:55:000
Paylaş Tweet Paylaş
Pazarın 2 katı büyüyeceğiz

ALP GÜNVARAN/PROMETEON TÜRKİYE, DOĞU AVRUPA, RUSYA, ORTA ASYA, KAFKASLAR CEO’SU

“PAZARIN 2 KATI BÜYÜYECEĞİZ”

Pirelli marka endüstriyel lastikler üreten TP Endüstriyel Lastikler, geçtiğimiz yıl Aeolus Lastikleri ile gerçekleşen ortaklıkla birlikte adını Prometeon Tyre Group olarak değiştirdi. Prometon Lastik Grubu, tüm dünyada endüstriyel lastik odaklı tek şirket. 160 ülkede Pirelli markasıyla kamyon, otobüs, agro ve OTR lastiklerinin satışını yapıyor.
Grubun üretim yapısı içinde Türkiye’nin ise özel bir yeri var. Çünkü tüm dünyadaki 4 fabrikasından 1’i Türkiye’de, diğer 2’si Brezilya ve 1 tanesi de Mısır’da. Aynı şekilde 3 Ar-Ge merkezinin 1’i Türkiye’de yer alıyor. İtalya ve Brezilya’da 1’er Ar-Ge merkezi konumlanmış durumda. Prometeon Türkiye CEO’su Alp Günvaran da sadece Türkiye’nin değil, Doğu Avrupa, Rusya, Orta Asya ve Kafkaslar’dan sorumlu. Türkiye’nin bölgenin yönetim üssü olduğunu belirten Günvaran, Avrupa’daki satışların yüzde 40’tan fazlasını gerçekleştiren 33 ülkenin CEO’luğunu yürütüyor.
Prometeon’un İzmit fabrikası 3 tesisten oluşuyor. Bu üç tesiste kamyon, otomobil ve motor sporları lastikleri üretiliyor. Yaklaşık 2 bin kişinin istihdam edildiği tesiste üretilen endüstriyel lastiklerin yüzde 60’ı ihraç ediliyor. Bu ihracatın yüzde 80’i de Avrupa ülkelerine gerçekleştiriliyor. “Türkiye’deki fabrikada teknolojisi en yüksek endüstriyel ürünleri üretiyoruz” diyen Günvaran, şirketin Türkiye cirosunun da 1,1 milyar TL olduğunu açıklıyor.
Şirketin Türkiye’deki konumuna gelince… Prometeon Türkiye endüstriyel lastiklerde yüzde 22’lik pazar payıyla ikinci. İnşaat sektörüne sağladığı lastiklerde yüzde 25 payla da lider. Günvaran, yeni havalimanı projesinde her iki lastikten birinin Pirelli markalı olduğunu ifade ediyor, “Sürüş güvenliğinde önemli olan ön aks lastiklerde yüzde 23’le yine pazar lideriyiz” diye konuşuyor.
Şirketin orta ve uzun vadede hedefi rakamsal liderliği ele geçirmek. Günvaran, bunu nasıl yapacaklarını şöyle anlatıyor: “2017 yılında pazar yüzde 11 büyürken Prometeon Türkiye olarak pazarın 2 katı büyüdük. Satışlarımızı adet bazında yüzde 20’ye yakın, ciroda yüzde 45 civarında artırdık. Üretim kapasitemizi artırarak, portföyümüzü genişleterek, filo yaklaşımımızla hizmetlerimizi çeşitlendirerek, dijital çözümlerimizle müşteri deneyimine odaklanarak ve markamıza yatırım yaparak başarılarımızı daha da artıracağız. 2018’de pazar payındaki artış trendini devam ettireceğiz. Toplam pazar çift hane olmasa da büyümesini sürdürecek. Biz yine pazarın üzerinde 2 katı büyümeyi ve payımızı artırmayı hedefliyoruz.” 

“YETENEK MERKEZİ KONUMUNDAYIZ”
Alp Günvaran, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu. Kariyerine 1999’da P&G’de müşteri yöneticisi olarak başladı. P&G’de çeşitli kademelerde çalıştıktan sonra 2004’te Shell Türkiye’ye transfer oldu. Buradaki 2 yıllık çalışmanın ardından P&G’ye geri döndü. Birçok uluslararası pozisyonda görev aldı. 2016 yılından bu yana Prometeon Türkiye’de olan Günvaran, şirketin bölgesel üs olmasından gurur duyuyor. Onun için bir başka gurur noktası da grup için sadece üretim ve yönetim değil yetenek merkezi olmaları. “Grup içinde yetenek kaynağı haline geldik” diyen Günvaran, son 2 yılda 16 çalışanlarının önemli uluslararası görevler üstlendiğini açıklıyor.

AYŞEN ZAMANPUR/SILK&CASHMERE KURUCUSU

HEDEFİMİZ ONLINE SATIŞLARI ARTIRMAK

Silk&Cashmere, Türk hazır giyim sektörünün başarı hikayelerinden biri… 25 yıl önce Ayşen Zamanpur tarafından kurulan marka, Zamanpur’un ifadesiyle bir düşün hayata geçmesi oldu. Kaşmir ve ipek ürünlerde ulaşılabilir lüks alanında dünyada bir boşluk olduğunu gören Zamanpur, 1992 yılında harekete geçti. Kaşmirin anavatanı Çin’e yaptığı sayısız yolculukta en iyi kaşmiri keşfetti. Sonra markasını yarattı. İlk günden itibaren tüm dünyayı kendine pazar olarak gördü. İlk mağazasını da Zürih’te açtı. Herald Tribune gazetesi onun için “Dünyayı fetheden kaşmirci” tanımlamasında bulundu. Marka yurt içinde ve yurt dışında 20’nin üzerinde ödül aldı, çok sayıda akademik çalışmaya konu oldu.
Bugün Silk&Cashmere, 25’ten fazla ülkeye satış yapıyor. 200’e yakın satış noktasıyla hedef kitlesine ulaşıyor. Türkiye’de saf kaşmir giyim satışının yüzde 85’ini, kaşmir ve ipek karışımlı triko satışının da yüzde 40’ından fazlasını gerçekleştiriyor.
Silk&Cashmere büyüme yolunda ortaklıklara da gitti. 6 yıl önce Dubaili Eastgate Capital Group’a yüzde 49,85 oranında hisse satışı yaptı. 2017’de ise Zamanpur, bu hisseleri geri aldı. Ortaklık sürecinin kendileri için öğretici olduğunu belirten Zamanpur, “Yabancı yatırımcının evrensel gözlüğüyle kendi markamızı ve şirketimizi sürekli değerlendirmeyi öğrendik. Birlikte güzel çalıştık. Sonra hisselerimizi geri aldık. İkinci nesil de artık şirkette deneyim kazandı ve zamanıydı” diyor.  
Geçtiğimiz yıl yüzde 15 büyüyen Silk&Cashmere, artık ortaksız olarak daha hızlı büyüme peşinde. Şirketin 2018 hedefi yüzde 18 büyüme yakalamak. İkinci neslin de aktif olarak yönetimde olduğu şirketin odağında online satışları artırıp yurt dışında daha hızlı yayılmak var. CMO koltuğunda oturan oğlu Ferhat Zamanpur’un online’da şirketi 3 haneli büyüttüğünü ifade eden Ayşen Zamanpur, önümüzdeki dönemdeki rotalarını şöyle anlatıyor: “Örneğin Black Friday’de dünyada tek günde online saf kaşmir satışı rekorunu kırdık. 5 yılda online satışın toplam satışın 20’sine geleceğine inanıyoruz. Kızım Yasemin, 3 yıldır yurt dışı mağazalarımızdan ve sosyal medya ekibinden sorumlu. Önümüzdeki dönemde yurt dışında corner ve mağaza bayilikleri vereceğiz. Gelecek 25 yılda da hedefimiz dünyanın en sevilen kaşmir markası olmak.”
“YENİ HOBİM YAĞLIBOYA”
Ayşen Zamanpur, edebiyat, müzik ve felsefeyle ilgilenmekten keyif alıyor. En yeni hobisi ise yağlıboya. Haftada bir gün 3-4 saat atölyeye gittiğini anlatıyor. “Renkli boyalar arasında kendimi unutuyorum. Ailem ve arkadaşlarım tarafından da acayip şımartılıyorum. Yaptığım her çalışmaya hemen el koyuyorlar hatta resim ısmarlayanlar da var” diyor.

 GÜRLER ÜNLÜ/MAKYOL GAYRİMENKUL GENEL MÜDÜRÜ 

 “GAYRİMENKULE FARKLI BAKMA ZAMANI”

Makyol bugüne kadar yurt içinde ve yurt dışında farklı alanlarda birçok projeye imza atan bir taahhüt şirketi. Makyol her ne kadar “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Taahhüt Şirketi” arasında yer alan bir şirket olsa da kuruluşundan itibaren gayrimenkulle de iç içe. Geçmişte bu alanda Etiler Le Meridien, Levent Mövenpick, Haramidere Carrefour, Kaş Marina gibi önemli projelere imza atan şirket, 2013’te gayrimenkul sektörüne odaklı yeni bir yapılanma oluşturdu. Bu yapılanma ile birlikte de ilk olarak Makyol Yaşam Beylikdüzü projesini hayata geçirdi. Ardından Makyol Santral projesine başladı. Makyol Gayrimenkul Genel Müdürü Gürler Ünlü, Makyol Yaşam’da hayatın başladığını, Makyol Santral’in teslimlerini 2019’un ilk yarısında yapmayı hedeflediklerini söylüyor. En yükseği 23 kat olmak üzere 5 bloktan oluşan Makyol Santral’in, 250 milyon TL yatırımla yaşama geçeceğini belirtiyor. Halihazırda Makyol Santral’e odaklanan şirket, diğer taraftan da İstanbul Göksu’da var olan bir arsasını projelendirmeye çalışıyor. “Makyol Gayrimenkul olarak merkezi lokasyonlarda ve ticari gayrimenkul tarafı da olan projeler daha çok ilgimizi çekiyor” diyen Ünlü, bu yaklaşımlarının gerekçesini de şöyle açıklıyor: “Bence ticari gayrimenkule daha farklı bakma zamanı geldi. Artık ofis, AVM, gibi varlıkları parçalayarak satma döneminde sona yaklaştık. Bu çeşit yaklaşımlar, söz konusu varlıkların değerini ve ekonomik ömrünü azaltıyor.  Artık bir bütünlük içinde geliştirilen, inşa edilen ve yönetilen ticari gayrimenkullerin en geçerli seçenek olarak karşımıza çıkacağına inanıyorum. Bu da tabii ki önemli bir finansal güç gerektirecek.”
Geçtiğimiz yılın Makyol Gayrimenkul ve sektör için nasıl geçtiğine gelince… Ünlü, sektör için iyi bir yıl olduğunu söylüyor. “Turizmdeki iyileşmeler sevindiriciydi, üçüncü çeyrekte gelen yüzde 11,1 büyüme güven vericiydi. Bunlar ve benzeri sinyaller gayrimenkul sektörü için pozitif gelişmelerdi ve önümüzdeki yıllar için beklentilerin iyileşmesini sağladı” diyor. Kendileri için de iyi bir yılı geride bıraktıklarını ifade eden Ünlü, 2018’den de umutlu. Bu yıla ilişkin büyüme beklentilerini şöyle paylaşıyor: “Türkiye’nin 2017’de yakaladığı büyüme ivmesini devam ettireceğini düşünüyorum. Ekonomideki iyimser hava ve ülkenin her alandaki kaliteli gayrimenkule olan ihtiyacı, 2018’de sektörün daha güçlü bir şekilde büyümesine yol açacak. Devam eden projelerimizde ve yönetimimiz altındaki varlıklarımızda, açıkçası 2017’den daha iyi bir performans beklentimiz var. Bununla birlikte geliştirmekte olduğumuz projelere de hız vermeyi planlıyoruz.”

SEYAHATLERİN KATKISI
Gürler Ünlü, artık daha çok seyahat etmek istiyor. Seyahatlerin hem dinlenmeyi hem günlük rutinlerden kopmayı sağladığını belirten Ünlü, “Her seyahat yeni yerler, yeni alışkanlıklar ve yeni fikirler görmeyi mümkün kılıyor. Özellikle mekan geliştirme ve mekanların yeniden kurgulama çalışmalarıyla uğraşan biz gayrimenkul profesyonelleri için nereye bakmamız gerektiğini bildiğimiz sürece, seyahatlerin büyük katkısı oluyor” diyor.

EMRE HANTALOĞLU/LENOVO TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ

 LENOVO’NUN 3 DALGA STRATEJİSİ

Lenovo, 2005 yılında IBM’in Think marka bilgisayar bölümünü satın alarak kurulmuş genç bir marka. Ancak aradan geçen 12 yılda şirket teknoloji devi olmayı başardı. Bugün toplam 43 milyar dolarlık değeriyle, sadece bilgisayar değil dört ana alanda faaliyetlerini yürütüyor. Kişisel bilgisayar ve akıllı cihaz iş grubu, mobil iş grubu, veri merkezi iş grubu ve sermaye ve iş geliştirme grubu bu 4 alanı oluşturuyor. 160’tan fazla ülkede operasyonu olan Lenovo’nun Türkiye’deki geçmişi ise kurulduğu yıla dayanıyor. Türkiye pazarında da dünyada olduğu gibi kişisel bilgisayar kategorisinde oldukça güçlü bir pozisyona sahip olan şirket, GFK ve IDC verilerine göre dizüstü bilgisayar pazarının lideri.
Türkiye’de akıllı telefon kategorisinde varlıklarını her geçen gün artırdıklarını belirten Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu, 2017’nin ilk yarıyıl IDC sonuçlarına göre bir önceki yılın aynı dönemine oranla pazar paylarını yüzde 144 oranında artırdıklarını açıklıyor. “GFK sonuçlarına baktığımızda ise perakende pazarında 3’üncü marka konumuna yükseldik. Bu segmentte Lenovo olarak geçtiğimiz çeyrek aldığımız kararla yolumuza Motorola markasıyla devam edeceğiz” diyor.
Lenovo, 2017 yılında PC kategorisinde gelirlerini yüzde 20 oranında artırdı. Hantaloğlu, 2018’de de hedeflerinin hem PC hem akıllı telefon kategorisinde büyümeye ve gelirlerini artırmaya devam etmek olduğunu belirtiyor. Bu noktadaki stratejilerini de şöyle paylaşıyor: “Globalde ve Türkiye’de Lenovo olarak işletim yapımızı üç dalga stratejisiyle sürdürüyoruz. İlk dalgada, kişisel bilgisayar alanında ölçek, kârlılık ve inovasyon bakımından liderliğimizi sürdürmeye odaklıyız. İkinci dalga olarak mobil ve veri merkezi iş kollarımızı büyüme motorlarına dönüştürmeye odaklandık. Eşzamanlı olarak, yeni teknolojilerin olanak sağladığı fırsatları değerlendirmek için üçüncü dalga olan ‘cihaz + bulut’ ve ‘altyapı + bulut’ alanlarına odaklanıyoruz. Geleceğimize ilişkin vizyonumuz çok net. Lenovo, bu akıllı internet çağında uygulamaları, hizmetleri ve en iyi kullanıcı deneyimini bütünleştiren akıllı cihazlar ve aynı zamanda hayatı daha kolay ve daha iyi hale getirecek, daha üretken ve verimli bir biçimde çalışmaya olanak sağlayacak güçlü bulut altyapısı sağlayacak.”
“FITNESS YAPIYORUM”
Emre Hantaloğlu, 19 yıldır bilgi teknolojileri sektöründe çalışıyor. Bu süreçte Amerikalı, Güney Koreli ve Çinli şirketlerde çalışarak değişik kültür ve iş disiplinleri öğrenme fırsatı bulduğunu söylüyor. Son 1,5 yıldır Lenovo’da yürüttüğü kanal müdürlüğü görevinin ardından 3 ay önce şirketin genel müdürlük koltuğuna oturan Hantaloğlu, günde 10-12 saat çalışıyor. Kendine ayırdığı zamanda ise spor yapıyor ve kitap okuyor. “Futbol, basketbol ve tenis zevkle yaptığım ve takip ettiğim sporlar arasında yer alıyor. Ayrıca zaman buldukça fitness yapmaya da çalışıyorum” diyor.

ONUR ÖZYURT/KOPAŞ KOZMETİK GENEL MÜDÜRÜ

“2018 İHRACATTA ODAKLANMA YILI OLACAK”

Kopaş Kozmetik 1974 yılında kuruldu. Bebek bakım kategorisindeki Dalin markasını 1983’te tüketiciyle buluşturan şirket, kişisel bakım ve renkli kozmetik kategorisinde ise Sesu, Alix Avien, XO, Alix Natura ve Foot Doctor markalarıyla faaliyet gösteriyor. Kopaş kendi markalarının yanı sıra yabancı markaların Türkiye dağıtımını da yapıyor. Ev bakım ürünleri kategorisinde Dr. Beckmann, saç boyasında Voila ve Montibello, bebek mamasında Humana, şirketin satış ve pazarlamasını üstlendiği markalardan…
Şirketin pazarda en güçlü olduğu alan bebek bakım ve saç boyaları. Kopaş Kozmetik Genel Müdürü Onur Özyurt, bu alanda pazar paylarının 2017 Kasım ayında yüzde 47’ye ulaştığını açıklıyor. “Bir başka deyişle Türkiye’de satılan iki bebek şampuanından biri Dalin markalı. Aynı şekilde bebek deterjanı, bebek sabunu ve bebek pudrası kategorilerinde de Dalin markamız lider. Sesu ise ağda ve tüy dökücüler kategorisinde yüzde 29 pazar payıyla adet bazında en çok satan marka” diyor.
Kopaş Kozmetik son 3 yıldır ortalama yüzde 25 ve üzerinde bir tempoda büyüyor. Son 3 yılda cirolarını bu şekilde 2 katına çıkardıklarını belirten Özyurt, önümüzdeki 5 yılda için de benzer büyüme hedeflerini koruduklarını ifade ediyor.
Özyurt, son yıllarda gerçekleştirdikleri yeni ürün lansmaları ve marka yenilenmelerinin bu büyümede önemli bir rolü olduğunu söylüyor. 2018 yılında da yüzde 30 büyüyeceklerini açıklıyor. Bu hedefe nasıl ulaşacaklarını da şöyle paylaşıyor: “2017 Eylül ayında İspanya’nın en büyük saç boya ve bakım ürünleri markası olan Montibello’nun lansmanını gerçekleştirdik. Profesyonel kanalda segmentasyon stratejimiz kapsamında yaptığımız bu iş birliği ile 2018’de bu kanalda sektörün en önemli oyuncularından biri olmayı hedefliyoruz. Bebek bakım pazarının en büyük alt kategorilerinden olan bebek bezi pazarına Japonya’nın önde gelen markalarından biriyle iş birliği yaparak giriyoruz. Türkiye’de çeşitli yabancı şirketlere sağladığımız distribütörlük hizmetlerini Türk şirket ve markaları için Romanya’da da vermeye başlıyoruz. 2018 yılının nisan ayında kendi kategorisinde yenilikçi bir Türk markasını Romanya’da tüketicilerle buluşturacağız.”
“14 YENİ ÜLKEYE GİRECEĞİZ”
Kopaş Kozmetik, aralarında Amerika ve İngiltere’nin de bulunduğu toplam 15 ülkeye ihracat yapıyor. Markalı ihracatın yanı sıra BİM’in Fas’taki mağazalarının, bebek şampuanı, saç boyası ve ağda ürünlerini BİM markalarıyla üretiyor. Kopaş Kozmetik, 2018’i ihracat için bir odaklanma yılı olarak belirledi. Geçtiğimiz haziran ayında Doğu Avrupa’nın en büyük hızlı tüketim ürünleri dağıtım şirketlerinden biri ile ürünlerinin satış ve dağıtımı için anlaştıklarını belirten Özyurt, sözlerine şöyle devam ediyor: “Batıda Polonya’dan güneyde Arnavutluk, kuzeyde ise Ukrayna’ya uzanan geniş bir coğrafyada kademeli olarak toplam 14 yeni ülkeye bu dağıtım şirketi üzerinden ihracat gerçekleştireceğiz. Bölgedeki tüm ülkeleri dikkatle inceledik ve Dalin’in, aynı Türkiye’de olduğu gibi bu ülkelerde de lider olmaması için hiçbir sebep görmüyoruz.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz