Çevreci plastikler

Doğada yüzde 100 yok olma özelliğine sahip yeni nesil plastikler, temiz bir çevre için de umut kaynağı...

1.08.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Çevreci plastikler
Plastik ambalajların çevreye etkisi aslında uzun süredir tartışılıyor. Toplumun geniş bir kesimi, hala "zararlı" olarak algılasa da plastik ambalajların sürdürülebilirliğe önemli bir katkısı var. Şirketler gelişen teknolojiyle birlikte ambalajların da sürdürülebilir olması için ciddi çalışmalar yapıyor. Bu doğrultuda yenilenebilen kaynaklardan elde edilen biyoplastikler, ambalaj sektöründeki yükselişini sürdürüyor. Doğada yüzde 100 yok olma özelliğine sahip bu yeni nesil plastikler, temiz bir çevre için de umut kaynağı... Sürdürülebilirlikle bağlantılı hemen her konunun temelinde, dünya nüfusunun hızlı artışı ve yine bu paralelde artan tüketim ihtiyacı yatıyor. Hızlı tüketim mallarının kullanımı arttıkça ambalajlar giderek çeşitleniyor ve daha fazla sayıda üretiliyor. Bu noktada ambalajların ne derece sürdürülebilir olduğu sorusu da tüketicilerin kafasını kurcalayan konular arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Eskiden süpermarketlerde sadece belirli bir ekonomik gelir seviyesinin üzerindeki alıcılara hitap eden ürünleri kaplamak için kullanılan ambalajlar, artık satın aldığımız hemen her şeyin üzerinde. Kısacası ambalajın uzun zamandır bir lüks olmaktan çıktığını söyleyebiliriz. Kişisel bakımdan tıbbi ürünlere, kırtasiye ürünlerinden temizlik malzemelerine kadar geniş bir yelpazede, ürünlerin sağlıklı muhafaza edilmesini sağlayan ambalajların yoğun olarak kullanıldığı sektörlerin başında ise gıda sektörü geliyor. Günümüzde, özellikle çalışan nüfus, bazı gıdaları çok hızlı bir şekilde tüketirken, bazı gıdaları ise uzun süre depolama ihtiyacı duyuyor.

Semt pazarlarında saatlerce alışveriş yapacak vakti olmayanlar, buzluklarını açtıklarında tarladan toplandığı gibi yıkanmış ve dondurulmuş taze sebzeler, mikrodalgaya atıp hızlıca hazırlayabilecekleri öğünler bulmak istiyor. İşte bu noktada ambalaj sektörü tazeliğin yanında hijyen ve güvenlik de vadeden sayısız çözümle tüketicilerin beklentilerini karşılamaya çalışıyor. Sürdürülebilirliği sağlamanın yanı sıra; satış noktasında fark yaratacak tasarımlar sunmak, içeriği en iyi şekilde korumak, fiyatı düşük tutmak ve kullanımı pratik ürünler geliştirmek, ambalaj sektöründen beklenenler arasında ön plana çıkıyor.

GELENEKSELLERİN YERİNE BİYOPLASTİK
Fabrikadan çıktıkları andan sofralarımıza gelene kadar uzun mesafeler kat eden gıdaları, gönül rahatlığıyla tüketebilmemizde plastikler büyük rol oynuyor. Toplumun geniş bir kesimi tarafından hala “zararlı” olarak algılanan plastiğin sürdürülebilirliğe sağladığı katkılar ise yeni yeni keşfediliyor.~
Eskiden kullanılan geleneksel plastiklerin yerini bugün biyo-esaslı, biyo-bozunur ve oxo-bozunur olarak 3 sınıfa ayrılan “biyoplastikler” almış durumda. Üretimi ve işlenmesi esnasında alüminyum, çelik ve cam gibi alternatif malzemelere oranla daha az enerji kullanımı gerektiren plastikler, doğada tamamen yok olma özelliği kazandıkça temiz bir çevre için umut kaynağı oluyor.

Peki söz konusu yeni nesil plastikleri diğerlerinden ayıran özellikler neler?
Biyo-bazlı plastikler, mısır nişastası ya da şeker kamışından elde edilen etanol gibi yenilenebilir hammadde esaslı plastikler olmalarına rağmen biyo bazlı plastiklerin hepsi, biyo-bozunur özellik taşımıyor. Öte yandan kompostlanabilir yahut biyobozunur olduğu belirtilen diğer ürünler ise fosil bazlı ya da yenilenebilir kaynaklı olabileceği gibi iki türün karışımı da olabiliyor.

Biyo-bozunurluğa dair henüz kesin bir tanım bulunamasına rağmen kompostlanabilirlik EN 13432, ASTM D6400 ve GreenPLA gibi uluslararası standartlar tarafından tanımlanarak düzenleniyor. Bu standartlara göre onaylanan ürünler, bakteriler tarafından metabolize edilerek endüstriyel kompostlama koşulları altında su, karbondioksit ve biyokütleye dönüştürülüyor. Oxo-bozunur plastikler ise ısı ve güneş ışığının etkisiyle plastiğin mikroskopik parçacıklara ayrışmasını sağlayan özel katkı maddeleri içeren geleneksel plastikler olarak tanımlanıyor. Bugün çok sayıda bilim insanı, biyo-bazlı ürünlerin fosil hammadde kullanılarak elde edilen ürünlere kıyasla çevresel açıdan daha üstün olduğu konusunda hemfikir.

PLASTİK TERCİH EDİLİYOR
Dünya çapında ambalaj, kağıt ve baskı endüstrileri alanında otorite olarak kabul edilen Smithers Pira tarafından yapılan açıklamaya göre 2010 yılında 671 milyar dolarlık bir hacme sahip olan ve 2016 yılında bu rakamı 820 milyar dolara çıkaracağı öngörülen ambalaj sektörünün, yüzde 41’ini plastik ambalajlar oluşturuyor. Dünyadaki genel eğilim, analiz edildiğinde de plastik kullanımına doğru bir yönelim olduğu görülüyor. Bu doğrultuda plastiğin toplam ambalaj pazarındaki payını yüzde 44 civarına çıkarması bekleniyor. Türkiye’de de ambalaj sektörünün 2012 sonu itibarıyla 14-15 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığı tahmin ediliyor.

AMBALAJDA GÖRSELLİK ÖNEMLİ
ANLIK KARAR

Tüketicilerin yüzde 60'ından fazlası, bir ürünü satın almaya alışveriş esnasında karar veriyor. Bu veri, görsellik-doku ve koku gibi duyulara hitap etmenin, müşteriyi cezbetme noktasında ne kadar büyük önem taşıdığını kanıtlıyor.
ALBENİLİ AMBAJLAR
BASF, plastiklerde ve baskı mürekkeplerinde uygulanmak üzere geliştirdiği organik renklendiricilerle, efekt pigmentleri ve filmleriyle, dokuyu iyileştiren, şeffaflığı arttıran veya azaltan, mat ya da parlak görünüm sağlayan materyalleriyle ambalaj üreticilerine ürünlerinin albenisini artırma fırsatı sunuyor.~
SAYDAMLIK FIRSATI
Örneğin BASF'nin ürettiği Irgaclear XT 386 adlı katkı maddesi, plastik ambalajdaki ürünün görünür olması gereken durumlarda saydamlığın artırılmasını mümkün kılıyor.

AMBALAJLAR İÇERİĞİ NE KADAR KORUYOR?
ORTAK BEKLENTİ

Söz konusu gıda olduğunda içeriğin sağlıklı oluşu elbette ki görüntüsünden daha büyük önem taşıyor. Birçok işlemden geçerek sofralarımıza gelen gıda maddelerinin hijyenik bir ambalaj içerisinde tazeliğini ve lezzetini kaybetmeden saklanması, tüm tüketicilerin ortak beklentisi.
İKİ ÇÖZÜM
BASF, taviz verilmesi söz konusu olmayan bu konuda da ambalaj üreticilerine çeşitli çözümler sunuyor. UV emici özelliğe sahip Tinuvin adlı ürünüyle plastik ambalajlardaki içeriği zararlı ultraviyole radyasyonundan koruyan BASF, Ultramid adlı maddeyle ise ambalajlı ürünün aromasını korumasını sağlıyor.

DOĞA DOSTU PLASTİK
TOPRAĞA DÖNÜŞÜYOR

Dünyanın lider kimya şirketi BASF tarafından geliştirilen Ecovio plastikleri, kontrollü ortamda kompost toprağa dönüştürüldüğünde bütünüyle yok oluyor. Organik atıklar toplanırken dönüştürülebilen plastik torbalar, hem daha hijyenik hem de daha pratik olmalarıyla dikkat çekiyor. Böylece atıklar çöplüklerde birikmek yerine toprağa dönüşerek değer kazanıyor.
ZENGİN KULLANIM
Biyobozunur plastikler, kompost edilmeleriyle birlikte kompost sırasında kullanılan toprağın kalitesinin artmasını da sağlıyor. Onaylı kompostlanabilir plastik Ecovio, suya, yırtılmaya, darbelere ve çekmeye karşı yüksek dayanım göstererek farklı sertlik ve esneklik profilleriyle alışveriş poşeti ve organik atıkların toplanabilmesi için kullanılan çöp poşetleri olarak kullanılabildiği gibi malç film benzeri zirai uygulamalarda da kullanılıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz