Kimi için de diyoruz ki “Bu kriz değildir, kişisel fikridir, söylemek en
doğal hakkıdır.” Zaten içeriğe müdahale etmek gibi bir şansımız ve
hakkımız yok. Tek yapmaya çalıştığımız şey, birileri hakkımızda bir şey
söylüyorsa anında haberdar olalım, uygun aksiyonu alalım. Nazar değmesin
çok büyüyebilecek krizleri böylece iyi bir şekilde bertaraf ettik.
O
işi başlatan kişiler de “Evet, sizi anlıyoruz” dediler. Olabildiğince
şeffaf durmaya çalışıyoruz ve bence o samimiyet ve şeffaflık insanları
ikna ediyor.
Peki müşteriyle bu yoğun sosyal medya iletişiminin size geri dönüşü ne oluyor?
Etkileşime girenler, gerçekten doğru ve dürüst bir yaklaşımla
karşılaştıklarını hissederse markaya olan bağları artıyor. Dolayısıyla
bu bizim için bir fırsat. Bizi beğenmeyen her insanı geri kazanabilmek,
bizim önemli anahtar performans göstergelerimizden biri.
O insanlar,
genelde bu süreçten daha ikna olmuş olarak çıktıkları için bizim elçimiz
oluyor. Satış olarak da bir faydası var. Bazen bakkal müşterilerimiz, “Yeni
ürününüz dün geldi, bugün bitti” diye mesaj atıyor. Satışın da haberi
var ama aynı zamanda pazarlama departmanımız da biliyor ki tahminimizden
çok daha hızlı giden bazı ürünler var.
Onu takip edebiliyorlar. Bir de
bize şöyle bir faydası da oldu, eskiden bir ürün çıkardığınızda işe
yarayıp yaramadığını, tüketicinin ürünü bilip bilmediğini anlamak 6
ayınızı alırdı. Şimdi artık her şey o kadar anlık ki bizim bir sürü
sürecimizi de kısaltmamızı sağladı.