Projeksiyon

Fındık İç Talep YetersizTürkiye, dünyanın en büyük fındık üreticisi ve ihracatçı konumunda. Üretimin yüzde 10’u iç pazarda tüketilirken yüzde 90’ı ise ihraç ediliyor. Avrupa Birliği ülkeleri, en b...

1.09.2008 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Fındık

İç Talep Yetersiz
Türkiye, dünyanın en büyük fındık üreticisi ve ihracatçı konumunda. Üretimin yüzde 10’u iç pazarda tüketilirken yüzde 90’ı ise ihraç ediliyor. Avrupa Birliği ülkeleri, en büyük ihraç pazarı durumunda.

Karadeniz İhracatçı Birlikleri (KİB) verilerine göre Eylül 2006 ile Ağustos 2007 arasındaki sezonda yapılan ihracattan elde edilen 1 milyar 203 milyon dolar tutarındaki döviz girdisi, bir sonraki yılın aynı döneminde yüzde 30 artışla 1 milyar 559 milyon dolara ulaştı.

Ancak sektör temsilcileri bu artışın, talepteki büyümeden kaynaklanmadığını, dolayısıyla sürdürülebilir olmadığını düşünüyor. Çünkü miktar bazında bakıldığında aslında azalma yaşandığı gözleniyor. 2008 fındık sezonunda bir önceki döneme göre fındık ihracatında yaklaşık 37 bin ton/iç (74 bin ton kabuklu) azalma olduğunu söyleyen yetkililer, iç pazardaki talep düşüklüğünün de çözüme kavuşturulması gerektiğini düşünüyor.

Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Oğuz Gürsoy’un açıklaması şöyle:

“Son dönemde yüksek fiyatlar nedeniyle fındıktan uzaklaşan sanayicinin tekrar fındığa yönelmesiyle miktar bazında ihracat rekoru kırabileceğimizi düşünüyoruz. Ancak esas olan bu artışın sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması ve iç tüketimin artmasıdır.”

hed

Uzmanlara göre pazarın büyümesi için iç tüketimin artması şart. Asıl büyümesini ihracattan sağlayan sektör, gelirlerini 2007’de yüzde 3,5 artırdı.

Makarna

Büyüme İçin İç Tüketim Artmalı
Makarna sektörünün 2007 yılı cirosu 1,1 milyar dolar oldu. Sektör temsilcileri, pazarın bu yıl ciro bazında yüzde 35’in üzerinde büyüyeceğini tahmin ediyor.

Pazar, üretim ve tüketim bakımından da büyüme kaydediyor. 2008 yılında üretimde yüzde 10, iç tüketimde ise yüzde 6 artış öngörülüyor.

Ancak uzmanlara göre pazarın gelişmesinin önünde ciddi engeller de var. Bunlardan en önemlisi hammadde sıkıntısı. 2007 yılında iklim şartlarının elverişsiz olması nedeniyle makarnalık buğday üretiminde global ölçekte üretim düşüşü yaşanmıştı. Bu durumdan Türkiye’deki üreticiler de etkilendi. Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Genel Sekreteri Ergin Erzurumlu’nun pazarın durumuna ve geleceğe ilişkin değerlendirmesi şöyle: “İçinde bulunduğumuz hasat döneminde dünya makarnalık buğday üretimi yüksek miktarlarda gerçekleşmesine rağmen yurdumuzda elverişsiz iklim şartlarından dolayı üretim normalin altında gerçekleşiyor. Dolayısıyla ithalat yapma zorunluluğu doğuyor. Pazarın büyümesi için iç tüketimin artması büyük önem taşıyor. Bizim de hedefimiz, halen 6 kilo olan fert başına yıllık makarna tüketimini 8 kiloya çıkarmak.”

Bu yıl 660 bin ton üretim, 450 bin ton iç tüketim öngörülüyor. Ciro beklentisi ise 1,5 milyar dolar.

hed

Denim

İhracat Yüzde 40 Düştü
Denimde, global pazar büyüklüğü yıllık 6 milyar metre kumaş arzına sahip. Buna karşılık talep ise 4 milyar metre seviyesinde kalıyor. Bu durum doğal olarak rekabet koşullarının zorlu olduğu bir sektör doğuruyor. Pazarın önemli oyuncuları nitelik olarak Japonya ve İtalya, kapasite olarak ise Güney Amerika ve Asyalı üreticilerden oluşuyor. Türkiye ise gerek kalite gerekse kapasite anlamında coğrafi konumunun da sağladığı avantajla pazarda etkin bir yere sahip. Ancak yılın ilk 5 ayı tüm hazır giyim ve tekstil sektörü için çok sancılı geçti. Bu sıkıntılı süreçten tekstilin lokomotif sektörü olan denim de etkilendi. Bu yılın ocak-mayıs döneminde miktar bazındaki denim giysi ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 40 düştü. Değer bazındaki düşüş ise yüzde 8’de kaldı. Bu durumu yüksek katma değerli ürün ihraç edilmesine bağlayan İHKİB Başkanvekili Ahmet Akbalık, sektörün ilk yarı yıl performansını şöyle değerlendirdi:

“Miktar bazındaki düşüşü katma değeri yüksek mal satışıyla dengeledik. Bu fiyat artışı sürdürülebilir değildir, artık bu noktada tutunmak zorundayız. Tekstil ve konfeksiyonun lokomotif sektörü denim, bu krizi, devletin ihtisaslaşmayı ve markalaşmayı desteklediği İtalyan modeliyle aşabilir.”

Yılın ilk 5 ayında denim ihracatı miktar bazında yüzde 40 düştü. En büyük pazarın AB ülkeleri olması ise aşırı değerli Euro nedeniyle ihracatçıyı endişelendiriyor.

LPG

İstikrarlı Büyüme Sürüyor
Türkiye, 7,2 milyar YTL’nin üzerinde ciroyla Avrupa’nın en büyük ikinci LPG pazarı konumunda yer alıyor. Tüketimin yanı sıra üretimde de 2003 yılından beri düzenli bir şekilde artış gözleniyor. 2003’te 692 bin ton olan üretim 2007’de 743 bin ton civarında gerçekleşti. Ancak pazardaki tüketimin 3,5 milyon ton seviyesinde olması, LPG’de her yıl yaklaşık 2,8 milyon ton ithalat yapıldığını gösteriyor. Türkiye LPG Derneği yetkililerinin verdiği bilgiye göre tüketimin yüzde 78’i ithalat yoluyla gerçekleştiriliyor ve en büyük ithalatçı yüzde 41 ile Cezayir.

LPG pazarının son 5 yıllık seyrine bakıldığında tüplü ve dökme segmentinde düşüş, oto gazda ise ciddi bir artış yaşandığı dikkat çekiyor. Beş yıl öncesine kıyasla tüplü satışlarda yüzde 28, dökme satışlarda yüzde 66 azalma olurken oto gaz satışları ise yüzde 75 artış gösterdi.

Türkiye’nin, Avrupa’nın en büyük ikinci pazarı olduğunu belirten Türkiye LPG Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şahin Kurutepe, şu bilgileri veriyor:

hed


“Doğalgaz ve elektrik gibi alternatif enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaşması nedeniyle tüplü ve dökme segmentinde son yıllarda ciddi düşüş gözlendi. Buna karşılık oto gaz tüketimi 2 milyon tonu aşarak Avrupa’nın en önemli pazarlarından biri haline geldi. Oto gazın toplam tüketimdeki oranı ise yüzde 57’ye ulaştı. 2008 yılında da benzer seyrin devam edeceğini düşünüyoruz.”

Oto gaza olan talebin her yıl artış göstermesi nedeniyle pazarda istikrarlı bir büyüme yaşanıyor.  Bu yıl da yüzde 0,5 civarında büyüme bekleniyor.

Plastik

Her Yıl Yüzde 16 Büyüyor
Plastik, global pazarda olduğu gibi Türkiye’de de hızla büyüyen dinamik bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye plastik sektörü şu an Avrupa’nın 5’inci büyük plastik sektörü konumunda. Sektör, son 5 yıldır ortalama yüzde 16 büyüme gösteriyor.

Gelişmiş ülkelerdeki plastik ürün kullanımı her geçen yıl artarken aynı durum Türkiye için de geçerli. Talepteki bu artış ise hem üretimin hem ithalatın yükselmesine neden oluyor. 2006 yılında 12 milyar 900 milyon dolar olan üretim, 2007 yılında 14 milyar 700 milyon dolara yükseldi. 2008 yılında ise plastik mamul üretiminin 16 milyar 800 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Plastik mamullerde iç pazar büyüklüğü ise 2006 yılında 12 milyar 617 milyon dolar düzeyindeyken, 2007 yılında 14 milyar 211 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2008 yılında iç pazarın 16 milyar 282 milyon dolara yükselmesi bekleniyor.

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy’un pazara ilişkin verdiği bilgiler şöyle:

“Türkiye plastikte çok büyük bir pazar potansiyeline sahip. Yerli hammadde arzının azlığı nedeniyle sektör ithalata yöneliyor. Büyümeyle birlikte ithalat oranının arttığını görüyoruz. Petkim özelleştirmesinin ardından Türk plastik sektörünün gelişmesinin önündeki en büyük engel de kalkmış oldu. Sektörün rekabete açılmasıyla yerli ve yabancı yeni petrokimya yatırımlarının yapılmasını bekliyoruz.”

14 milyar dolar ciroyu aşan pazarın, her yıl yüzde 16 civarında büyüdüğü gözleniyor. 2008’de 16 milyar doları aşması bekleniyor.

Boya

600 Bin Ton Sınırı Aşılacak
Türk boya sektörü, üretim açısından her yıl düzenli olarak büyüme gösteriyor. Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) verilerine göre, 2004 yılında 500 bin, 2005 yılında ise 528,5 bin ton üretim yapıldı. 2006 yılında 550 bin ton olan üretim, geçen yıl 580 bin ton olarak gerçekleşti. En büyük pay, yüzde 60 ile inşaat boyalarının oldu.

Dünya genelinde ise boya pazarının büyüklüğü 71,7 milyar dolar. Pazarın 2011 yılında 35 milyon tonluk üretim miktarına ve 92 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Bu pazarda ilk sırayı yüzde 38’lik payla Amerika ülkeleri alırken bu ülkeleri yüzde 36 ile Asya-Pasifik ülkeleri ve yüzde 26 ile de Avrupa ülkeleri izliyor.

Türkiye, bugün sektörel yapısı ve gücü itibarıyla Avrupa’nın 6’ncı boya üreticisi konumunda. Sektörün toplam üretim kapasitesi yıllık yaklaşık 800 bin ton. Türk boya sanayisinin bu ölçek içinde dünya pazarlarından aldığı pay ise yüzde 1,5-2 seviyesinde gerçekleşiyor.

BOSAD yetkililerinin önümüzdeki sürece dönük tahminleri iyimser. Dernek temsilcileri, 2008 yılında genel ekonomik yapıdaki gelişim sürecinin devamı halinde sektörün büyümesinin sürmesini bekliyor. 2008 yılı sektörel ihracatın toplam 400 milyon dolara ulaşacağı, ithalatın ise 1,5 milyar dolar civarında olacağı tahmin ediliyor.

Sektördeki büyüme trendi sürüyor. Tahminler, bu yılın sonunda 600 bin tonu aşan miktarda üretim ve yüzde 7 büyüme olacağı yönünde.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz