Bankacılık sektörünün 2021 ajandası CEO Club’ta masaya yatırıldı

Capital ve Capital dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Business sponsorluğunda gerçekleştirilen CEO Club Online Summit’te Türk bankacılık sektörünün 2021 yol haritası ele alındı.

12.11.2020 15:52:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bankacılık sektörünün 2021 ajandası CEO Club’ta masaya yatırıldı

Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Business sponsorluğunda düzenlenen CEO Club Online Summit, dijitalleşmenin gücüyle iş dünyasının liderlerini biraraya getirmeye devam ediyor. Koronavirüs salgını nedeniyle online plaftforma taşınan CEO Club’da Türk bankacılık sektörünün 2021 ajandası, hedef ve beklentileri ele alındı.

Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü Sedef Şeçkin Büyük’ün açılış konuşmasıyla başlayan CEO Club Summit Bankacılık Zirvesi’nde, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın’ın bankacılık sektöründe 2020 yılını değerlendirdi ve gelecek vizyonu hakkında bilgi verdi. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Bankacılık 2021 Ajandası“ başlıklı panelde ise Citibank Türkiye CEO’su Emre Karter, Alternatif Bank CEO’su Kaan Gür, Halkbank CEO’su Osman Arslan ve Garanti BBVA CEO’su Recep Baştuğ sektördeki gelişmeleri ve 2021 yılına ilişkin beklenti ve hedeflerini paylaştı

Meltem Bakiler Şahin: Geleceğe hazır olmak için dijital dönüşüm şart

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, pandemiyle birlikte dünya çapında milyonlarca insanın iş, eğlence, alışveriş ve daha fazlası için dijital araçlara ve yöntemlere yönelmesiyle işletmelerin dijital dönüşüme yatırım yapmasının her zamankinden daha acil bir hal aldığını söyledi, Türk bankacılık sektörünün dijitalleşmeye öncülük eden sektörlerin başında geldiğini kaydeden Meltem Bakiler Şahin, şöyle devam etti:

“İşletmeler yeni dönemde maliyetleri azaltmak ve verimliliği artırmak için iş süreçlerinde gerekli dijitalleşme ve otomasyonu sağlamaya odaklanacak. Biz de Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonumuz kapsamında finanstan perakendeye her sektörün ihtiyaçlarına uygun çözümlerle onları geleceğin dünyasına hazırlıyoruz. Dijital çözümlerimizle verimlilik ve tasarruf imkanı sunarken bir yandan da en doğru kanalları kullanarak müşteri memnuniyetinin korunmasını sağlıyoruz. Türkiye’de banka ve finans kuruluşlarının da ‘dijital iş ortağı’ olarak, Nesnelerin İnterneti’nden bulut uygulamalarına, bina içi ağ çözümlerinden mobil iletişime, datacenter’dan siber güvenliğe kadar geniş bir alanda katma değerli çözümler sunuyoruz.”

TBB Başkanı Aydın: Beklentimiz TL tasarruf araçlarının özendirilmesi

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, “Beklentimiz, makro dengelerin sağlıklı olarak kurulması, bilançoda TL’nin payının artışını destekleyecek şekilde TL tasarruf araçlarının özendirilmesi ve bu sayede Merkez Bankası fonlamasına daha az ihtiyaç duyulacak bir finansman yapısına ulaşılmasıdır.” dedi.

Pandemi döneminde, bankacılık sektöründeki gelişmelerin rakamsal boyutuna değinen Aydın, şunları kaydetti:

“Bilanço toplamı 6 trilyon TL’yi geçti. Gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde ortalama yüzde 105 olan toplam aktiflerin milli gelire oranı, son 9 yılda 21 puan artarken, ülkemizde son 9 ayda 24 puan artarak yüzde 129’a ulaştı. Kredilerin milli gelire oranı 2019’a göre 15 puan artarak yüzde 77’ye yükseldi. Bilançoda, kredilerin payı yüzde 59, mevduatın payı yüzde 57 oldu. Menkul değerler portföyü de dikkate alındığında ekonomiye sağlanan finansmanın bilanço içindeki payı yüzde 76’ya ulaşmaktadır.

Mevduatın yüzde 46’sı, kredilerin yüzde 64’ü TL cinsindendir. Yani TL finansman ihtiyacı yüksektir. Uluslararası para ve sermaye piyasalarından temin edilen kaynaklar, nette swap yoluyla TL finansmanında kullanılmakta olmakla birlikte küresel kriz ve salgının etkin olduğu dönemlerde bu kaynaklara olan bağımlılığın finansmanın sürdürülebilir olması önünde zorluklara neden olduğu görülmüştür.”

Ağustos ayından itibaren hükümetin, normalleşme süreci kapsamında ekonomi politikası araçlarında değişikliklere gittiğini anımsatan Aydın, “Değişiklikler ile finansman-kaynak dengesinin sağlanması, piyasalarda istikrarın tesis edilmesi, öngörülebilirliğin artırılması ve büyümenin sürdürülmesi amaçlanmaktadır. Beklentimiz, makro dengelerin sağlıklı olarak kurulması, bilançoda TL’nin payının artışını destekleyecek şekilde TL tasarruf araçlarının özendirilmesi ve bu sayede Merkez Bankası fonlamasına daha az ihtiyaç duyulacak bir finansman yapısına ulaşılmasıdır.” ifadelerini kullandı.

"Makul düzeyde uzun vadeli yurt dışı kaynak girişi işlerimizi daha da kolaylaştırır"

TBB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın, pandeminin seyrinin olumlu yönde ilerlemesinin ve küresel likiditenin bol kılındığı bir dönemde makul düzeyde uzun vadeli yurt dışı kaynak girişinin işlerini daha da kolaylaştıracağını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dengeleri bozmayacak bir döviz arzına ihtiyaç bulunmaktadır. Artması muhtemel kamu borçlanma ihtiyacının ekonominin ihtiyaç duyacağı kredi büyümesine baskısının sınırlı kalacağı politikaların uygulanması ile daha sürdürülebilir bir büyüme menziline gireceğimizi düşünüyoruz. Uluslararası kuruluşların açıklamalarından, küresel ekonomide belirsizliklerin devam ettiği dünya genelinde toparlanmanın zaman alacağı anlaşılıyor. Bu zorlu dönemde, ülkemizde ekonomik faaliyetin sürdürülmesini ve normalleşmeye geçişin desteklenmesini teminen bankalarımız gayretli şekilde ve paydaşlarla iş birliği içinde çalışmaya devam edecektir. Biliyoruz ki daha iyi bir gelecek istemek yetmez, gerçekleşmesi için çaba göstermek gerekir.”

Halkbank Genel Müdürü Arslan: Türk lirasına olan güvenin yeniden tesis edilmesi gerekiyor

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, "Fonlama tarafına baktığımız zaman özellikle mevduat tarafında yabancı paraya eğilim hala devam ediyor. Burada Türk lirasına olan güvenin yeniden hep birlikte tesis edilmesi gerekiyor. Türk lirasındaki son gelişmeler de değerlemenin yeniden ivme kazanacağı noktasında çok önemli sinyaller verdi." dedi.

Arslan, panelde yaptığı konuşmada, bankacılık sektörünün özellikle 2001 krizinden sonraki yapılanmalar ve atılan adımlarla tüm zorluklara rağmen oldukça güçlü ve sağlıklı bir seviyede olduğunu dile getirdi.

2020 yılında öne çıkan gelişmelere değinen Arslan, "Bu gelişmelerden bir tanesi de artık ekonomide dolarizasyon dediğimiz yabancı paraya erişimden ziyade Türk lirasına yönelik finansman imkanlarının arttığını görüyoruz. Özellikle biz kamu bankaları olarak buna oldukça önem veriyoruz, finansmanın Türk lirası cinsinden yapılmasına... Özellikle döviz geliri olmayan firmalara bu anlamda bir yabancı para finansman noktasında oldukça hassas davranıyoruz, bu kur riskini yönetme anlamında." diye konuştu.

Arslan, Türk lirasının yeniden finansman anlamında önem kazandığını belirterek, "Fonlama tarafına baktığımız zaman özellikle mevduat tarafında yabancı paraya eğilim hala devam ediyor. Burada Türk lirasına olan güvenin yeniden hep birlikte tesis edilmesi gerekiyor. Türk lirasındaki son gelişmeler de değerlemenin yeniden ivme kazanacağı noktasında çok önemli sinyaller verdi. Biz buna inanıyoruz." yorumunu yaptı.

Türkiye'nin hem sağlık hem de ekonomi alanında pandemi sürecini dünyanın diğer ülkelerine, gelişmiş ülkelerine kıyasla oldukça başarılı bir şekilde yönettiğini dile getiren Arslan, bu kapsamda yeni çalışmalar da yapıldığını ve pandeminin etkileri ekonomik anlamda yavaş yavaş ortadan kalktığını söyledi.

"Arslan, 2020 yılında özellikle Türkiye'nin bölgesel anlamdaki politik gelişmeleri de iyi yönettiğini, burada avantajlı duruma geçtiğini ve geçmeye devam edeceğini düşündüklerini belirtti.

Bankacılık sektöründeki beklentilere değinen Arslan, "Orta ve uzun döneme baktığımız zaman sektörümüz gerçekten çok güçlü ve ekonomik büyümenin, ekonomik güvenliğin de sigortalarından biridir. Elbette ki bankacılık sektörünün dışındaki finansman imkanlarında da sermaye piyasaları başta olmak üzere gelişmeler olması gerekiyor. Biz bu noktada elimizden geleni yaptığımızı düşünüyoruz." dedi.

Özellikle Yeni Ekonomi Programı'nda (YEP) öne çıkan hususları dikkate alarak bir politika geliştirdiklerini aktaran Arslan, bu kapsamda hem döviz kazandırıcı hem de ithalata bağımlılığı azaltıcı ve yerli/milli üretimi destekleyici bakış açısıyla hareket edecek bir strateji belirlediklerini kaydetti.

Arslan ayrıca dijitalleşme konusunun da kendileri açısından önemli olmaya devam edeceğini ve bu kapsamda bankacılık dijital dönüşüm ofisi kurduklarını sözlerine ekledi.

Alternatif Bank Genel Müdürü Kaan Gür: Daha TL ağırlıklı bir bilanço yönetiyoruz

Alternatif Bank Genel Müdürü Kaan Gür, pandemi döneminde, odağı insan olan yaklaşımla, performansı yönetmenin öneminin çok daha öne çıktığını ve bu dönemin insan kaynağına bakışı değiştirdiğini söyledi.
Gür, pandemi döneminde çalışma ortamını farklılaştırmanın, iş yaşam dengesini gözetmenin ve performansı belli bir seviyede tutmanın kritik bir öneme sahip olduğunu ifade ederek, "Bu sebeple de Alterflex adını verdiğimiz yeni hibrit bir çalışma modeline geçtik. Alterflex, bugün sektördeki en kapsayıcı uygulamalardan bir tanesi." dedi.
İki yıldır, temel göstergelere bakıldığında, özel bankalar arasında büyümeye devam ettiklerini kaydeden Gür, "Özellikle 2020 yılında bu strateji bizi aktif rasyosu olsun, zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemeler olsun pozitif ayrıştırdı. Daha TL ağırlıklı bir bilanço yönetiyoruz." ifadelerini kullandı.

Gür, aktif büyüklüklerinin yüzde 18 arttığını, yaklaşık 35,5 milyar TL civarında aktif büyüklüklerinin olduğunu belirterek, “Öz kaynaklarımız da ciddi bir atış var, yüzde 22 civarında. Sermaye tarafında da yüzde 20’yi aşan bir sermaye yeterlilikle esasında bu yılı tamamlıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek yıl sektörün üzerinde bir büyümeyi hedeflediklerine işaret eden Gür, "Yüzde 20’ler civarında bir büyüme mutlaka bizim bütçemizde yer alacak. Katma değer yaratan her türlü üretimin, finansmanın dış ticaretin, ihracatın var olduğu noktada bu ticaret ağına değmek istiyoruz. Dış ticareti, özellikle ihracatı, buradaki büyümeyi, iştahı korumaya devam edeceğiz." açıklamasını yaptı.

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ: 2021 yılının en önemli konularından biri, aktif kalitesi ve kredi risk maliyeti olacak

Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, "Garanti olarak, aktifimizi 480 milyar TL’ye, kredilerimizi 300 milyar TL’ye getirdik. Yılın 9 ayını 5 milyar TL kar ile bitirdik. Ama buna rağmen sermaye yeterliliğimiz yüzde 18,5’in üzerinde." ifadelerini kullandı.
Baştuğ, pandemi döneminde önceliklerinin çalışanların ve müşterilerin sağlığı olduğunu belirterek, "Bu dönemde kısa sürede büyük tedbirler aldık. Alışık olmadığımız çalışma düzenlerine girdik. Dijitalleşmeyle alakalı önümüzdeki 10 sene içinde gelişim planı olarak gördüğümüz şeylerle 1 ay içerisinde karşı karşıya geldik. Bunlara da süratle adapte olduk." şeklinde konuştu.

Gelecek yıl içinde banka olarak büyüme odaklarının devam edeceğini belirten Baştuğ, "2021 yılının en önemli konularından biri, aktif kalitesi ve kredi risk maliyeti olacak. Bankacılık sektörü için en önemli gelir kaynağı da tahsilat ve sorunlu krediler olacak." yorumunda bulundu.
Baştuğ, Merkez Bankası’na bağımlılıklarının devam edeceklerini dile getirerek, "Yurt dışı swap piyasaları dün yapılan regülasyonla biraz açılacak gibi görünüyor. O güzel bir haber. Dolayısıyla bütün bankacılık TL üstüne odaklanacak. Biz de burada yaygınlaşarak büyümeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Citibank Türkiye Genel Müdürü Karter: Bankaların şu anda sermaye ihtiyacı gözükmüyor

Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter ise pandeminin etkilerini azaltmak amacıyla tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de alınan hem teşvik hem de tedbir kararlarının beraberinde ciddi bir kredi büyümesini getirdiğini ifade etti.

Karter, "Özellikle faiz ve fonlama maliyetindeki düşüş eylül ayına kadar karlılıkları, kredi büyümesiyle beraber karlılıkları olumlu yönde seyrettirdi. Bankalar birinci ve ikinci çeyrekte net faiz gelirlerini güzel bir şekilde realize ettiler." değerlendirmesinde bulundu.

Yabancı para fonlama tarafında, bütün zorluklara rağmen, bankaların kendi dış yükümlülüklerini, sendikasyonlarının çevrilmesini gayet tatminkar oranlarda çevirmeyi başardıklarını anımsatan Karter, "Hem birinci yarı hem ikinci yarıya baktığımız zaman sendikasyonlarda ki çevrim oranında yüzde 90- 95’lere varan oranlar elde edildi. Bu bize göre gayet iyi bir performans. Hızlı kredi büyümesine rağmen bankaların şu anda sermaye ihtiyacı gözükmüyor. Sermaye yeterlilik oranları, yine dünya ortalamalarının çok üzerinde." dedi.

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz