Fon büyüklüğünde ilk 3'ü hedefliyoruz

Yeni ürünler ve atıllarıyla Ziraat Portföy adını daha çok öne çıkaracaklarını söyleyen Dr. Engin Kurun,sorularımızı yanıtladı.

1.05.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Fon büyüklüğünde ilk 3'ü hedefliyoruz
Türkiye portföy yönetimi pazarında 1.7 milyar TL büyüklük ve yüzde 2.74 pazar payıyla yedinci sırada yer alan Ziraat Portföy, atılım içinde. Yatırımcının risk algısına uygun yeni ürünlere ağırlık verdiklerini söyleyen Ziraat Portföy Genel Müdürü Dr. Engin Kurun, BES tarafında da iddialı. Kurun, Ziraat Bankası’nın desteğiyle organik büyümenin yanında inorganik büyüme olabileceğinin de sinyalini veriyor. Ziraat Bankası'nın iştiraki olan Ziraat Portföy'ün yönettiği 14 adet yatırım fonu, 6 adet bireysel emeklilik fonu ve özel portföylerin toplam tutarı 1.7 milyar TL seviyesinde. Mart 2013 itibariyle SPK verilerine göre 35 şirket arasında yüzde 2.74 pazar payı ile yedinci sırada.

Yıllar itibariyle özellikle BES'e 2011 itibariyle geç girdiklerini, özel portföy yönetimi alanında düşük paya sahip olduklarını ve yatırım fonu segmentinde para piyasası fonlarında çıkışlar olduğunu, bunların da payını olumsuz etkilediğini söyleyen Ziraat Portföy Genel Müdürü Dr. Engin Kurun, “Ancak, son dönemde yaptığımız ataklarla gücümüzü artırıyoruz. Ziraat Bankası'nın gücünü arkamıza alarak, her alanda yeni ürünlerle payımızı artıracağız” diyor.

Ziraat Portföy, altın fonu, enflasyona endeksli fon ve korumalı fon seçenekleri ile son yıllarda yatırım ürünlerini artırdı. Sektörde bir ilk olan Ziraat Bankası B Tipi Enflasyona Endeksli Tahvil ve Bono Fonu'nu, Ocak 2013'de “Enflasyonun fonu geldi” sloganıyla tanıttı. Yeni ürünler ve atıllarıyla Ziraat Portföy adını daha çok öne çıkaracaklarını söyleyen Kurun, sorularımızı yanıtladı:

Sektörde hangi hizmetlerinizle fark yaratıyorsunuz?
Sektörde istikrarlı getiri yaratma adına farklılık yaratmaya çalışıyoruz. Yatırımcıya hesap verebilir olmayı önemsiyoruz. Uyguladığımız iş süreçleri ve yatırım felsefemiz ile yatırımcı ihtiyaçlarına en optimum çözümü sunarak, tecrübeli yatırım ekibimiz ile varlık dağılımı ve seçimi konularında gösterdiğimiz performans
ile fark yaratıyoruz. Bu farkımızı da şu şekilde özetleyebiliriz: “Öngörülerimizdeki isabet tesadüf değil, titiz bir çalışmanın ürünüdür.”~

Şirketinizin sektörde bundan sonraki hedefleri nelerdir?
Yeniden yapılanan sektörde aktif bir strateji ile pazar payımızı artırmak, kurumsal portföy yönetiminde tercih edilen, fon büyüklüğünde ve getiri performansında ilk 3'te yer alan lider portföy yönetimi şirketi olmaktır. Bu kapsamda henüz arzuladığımız büyüme aşamasına geçmeyen, ancak çok yüksek bir potansiyele sahip olan emeklilik fonu segmentimizden ve varlık yönetiminden ciddi bir katkı beklemekteyiz. BES'te 2-3 yıl içinde 1 milyar dolarlık bir büyüklük beklentimiz var. Banka bağımsız emeklilik şirketleri ile anlaşma yaparsak veya vakıf ve sandıkların fonlarını yönetirsek, bu rakamın çok daha üzerine kısa sürede çıkabiliriz.

Türkiye’de portföy yönetim sektörünün yıllara göre durumu? Bir büyüme eğiliminden söz edilebilir mi?
Yıllar itibariyle baktığımızda, portföy yönetim sektörünün büyümesi kurumsal fonlar segmentinin katkısı ile gerçekleşiyor. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, yatırım fonlarında uzun yıllardır büyüme gerçekleşmemesi ve ivmenin büyük kısmının emeklilik fonları tarafından geldiğidir. Özel portföy yönetimi segmentini oluşturan bireysel ve tüzel kişi portföyler, gerek toplam içindeki ağırlık, gerekse de sayısal gelişim yönünden düşük seviyede. Son 10 yıllık trende baktığımızda kurumsal fonlar 9 kat, bireysel portföyler 12 kat, tüzel kişi portföyler 52 kat büyüyerek 2012 yıl sonu itibariyle genel toplamda 10 kat artış gerçekleşti. Gelinen bu seviyeler dahi yetersiz. 30 milyar dolarlık sektör büyüklüğü GSMH içinde sadece yüzde 3-4 paya sahip. OECD ülkeleri ortalaması yüzde 30-40'larda. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 100'lere varabiliyor. Türkiye'de bu anlamda ciddi bir potansiyel var.

Portföy yönetim sektörünün gelişmesi için nelerin yapılması gerekiyor?
Sektörün gelişimi için konjonktürel şartların oluştuğu kanaatindeyim. Yatırım araçlarının çeşitlendirilmesi, İstanbul Finans Merkezi projesi vizyonu, devlet katkılı BES, ekonomik istikrar ve kredi notumuzdaki iyileşme ile düşük faiz ortamı, sektörü olumlu etkiliyor. Bu aşamada yapılması gereken, piyasalarda likiditenin sağlanması, yatırımcı eğitimi, finansal okuryazarlık kampanyalarında kurumsal yatırımcılar yolu ile yatırım yapılmasının önemine dikkat çekilmesi olur. Yine son yıllarda mevduat getirilerinin kademeli olarak azalmasına karşın alternatif yatırım araçlarındaki fırsatların iyi anlatılması gerekiyor. Fon dağıtım ve satışında ise lisanslı yatırım danışmanı, sermaye piyasası uzmanları gibi yetkin insan kaynağı ile çalışılması gerekiyor. Fonların derecelendirilmesi ve performans sunumları da giderek önem kazanacak.~

Hangi ürünler Türkiye’de yok ve gelmesi gerekiyor? Bu ürünlerle ilgili ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Borsa yatırım fonları ülkemizde olmasına rağmen yeterli derecede ilgi görmüyor. ETF ve ETN'ler ile alternatif yatırım araçları olan serbest fonlar, özel sermaye fonları ve altyapı fonları, ileride yüksek getiri potansiyeli ile kurumsal yatırımcıların ilgisini çekebilir. Türkiye'de bireysel fon yöneticilerinin fon kurup arz etmesi imkanı şu anda yok. Yurtdışında bunun örneklerini yoğun olarak görüyoruz, Böylesi bir imkan Türkiye'de olsa ilgi çekebilir. Bunun haricinde özellikle BES'te tematik fonların çok da yaygın olmadığını söyleyebiliriz. Bu tip fonlar, sektöre ve yatırımcıya hareketlilik getirebilirler.

Sektör 2023 vizyonu çerçevesinde nasıl bir performans sergileyecek? Ekonomiye ne gibi katkılar yapacak?
Sektörün büyümesi ile birlikte uzun zamandır gözlemlenen tasarruf açığının daralması söz konusu olacak. Tasarruflardaki artış ise yatırımların uzun vadede fonlanmasını kolaylaştırır. Alternatif yatırım araçlarının gelişmesi ile halen devlet tarafından üstlenilen alt yapı, enerji vb. yatırımlar bu kaynaklarla fonlanabilir.

Yatırımcı 2013’te getiriyi nerede arayacak?
Yatırımcının 2013'te işi hiç kolay değil. Faizde reel getiri yok gibi. Borsa tarihi zirvelerine yakın. Altın bu yıl yatırımcısını memnun etmiyor. Bu yıl yatırımcılar, seçimlerinden ziyade zamanlamaları ile fark yaratmaya çalışmalı. Performansın ve tematik fonların daha öne çıkacağı, getirilerin artırılması için mutlaka portföylerde hisse içeren yatırım fonlarına yer verileceği, varlık dağılımı ve varlık sınıflarının dönemsel olarak ayarlandığı, esnek fonların tercih edileceğini düşünüyorum. Bu alanlarda da profesyonel şekilde yönetilen fonlara ilgi artabilir. Özellikle bu süreçte bireysel yatırımlar yerine, portföy yönetim şirketlerine olan ilgi belirginleşecek. Önümüzdeki dönemde faizlerdeki düşüşün alternatif getirilere yönelim sağlama ihtimali nedeniyle serbest fonlar, özel fonlar, yabancı fonlar, değişken sermayeli YO ve artan ürün çeşitliliğinin aktif yönetimle birleştirilmesi esnek/değişken fonları öne çıkarabilir.

Yüzde 25 kamu katkısı sonrasında BES’te nasıl bir değişim gözleniyor?
Sektörde özellikle devlet katkısının tamamını almak amaçlı poliçe tutarlarında artış, sisteme geçmişe göre daha yoğun bir talep gözlemliyoruz. BES'in etkin tanıtım kampanyaları ile pazarlanması ve performansın öne çıkarılması ile katılımcıların sistemden beklentisi de oldukça arttı. Bu sürecin doğru yönetilmesini katılımcıların doğru bilgilendirilmesini çok önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde vakıf ve sandıklardaki birikimlerin de sisteme girişi ile çok önemli bir aşama kaydedeceğimizi planlıyoruz.~

Bağımsız portföy şirketlerini değerlendir misiniz?
Sermaye zorunluluğunun arkasında güçlü banka desteği olmayan küçük ölçekli PYŞ'leri zorlayacağı açık. Bağımsız PYŞ'lerin sektör içerisinde önemli olduğunu düşünüyoruz. Halen 12 bankanın iştiraki konumundaki PYŞ'ler, dışındaki şirketlerin sayısı toplamın üçte ikisi oranında iken pazardan aldığı pay yüzde 5 seviyesinde. Bununla birlikte bağımsız PYŞ'lerin satış ağlarına eklemlenmesi konusunda problemler var. Satış ağında tüm şirketlerin eşit şartlarda rekabet edebilmesi, sektörün büyümesine olumlu katkı yapar.

BES KATILIMCISINA TAVSİYELER
BES'te yatırımcılar, dağılımlarını uzun vadeli bakış açısıyla oluşturmalı ve sıklıkla dağılım değişikliklerinden kaçınmalı. Fon dağılımında gelecekteki hedeflere göre bir analiz yapılmalı. Kısa-orta uzun vadeli en az üç senaryo düşünülerek planlama yapılmalı. İlerideki nakit ihtiyaçları da mutlaka plana dahil edilmeli.

Yatırımcının getiri hedefleri yukarıda ise bunun likit fonlar ile sağlanamayacağı çok açık. Fon dağılımlarında mutlak surette hisse senedi yoğun fonlara da yer verilmeli, en az düşünülmesi gereken fon ise likit ve likite yakın fonlar. Likit fonlar, BES mantığına çok da uygun olmayan bir tür Katılımcının yaşı da varlık dağılımının belirlenmesinde önemli bir etken. Genç yaşlarda hisse senedi ağırlıklı, emekliliğe yakın dönemde ise daha az riskli bir portföy dağılımı tercih edilmeli.

SEKTÖRE YABANCI İLGİSİ VAR
"2012 yılında 9 adet yeni portföy yönetim şirketi kuruldu. Bu trend halen devam ediyor Son dönemde kurulan ve ortaklık yapısı değişen şirketler arasında Finlandiya, İtalya, Kuveyt ve Bahreyn merkezli olanlar yanında, halen faaliyet gösteren İngiltere, Fransa, Hollanda, Rusya, Yunanistan, İsviçre merkezli kurumların iştiraki konumunda şirketler de bulunuyor Yeni yasal düzenlemelerden sonra özellikle PYŞ'lerin kurucu olması ile birlikte ilgi artabilir

Son yıllarda Türkiye dahil ve tüm gelişmekte olan piyasalara olan ilgi düşünüldüğünde PYŞ'ler açısından da rekabet artacak. Burada yabancı PYŞ'lerin de özellikle emeklilik fonlarındaki büyüme trendinden pay alabilmek için sektöre gelmesi beklenebilir Bu da şirketleri yeni ürün arayışlarına, farklı alternatiflere, geçmişe oranla daha aktif ve getiri odaklı yönetime itecek.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz