Bankacılık
sektöründe oyunun kuralları değişiyor. BDDK’nın 12 yılın ardından
verdiği banka lisansları ve birbirini izleyen güçlü satın almalarla
sektöre yeni kan gelmiş durumda. Bu yeni yatırımlar, özellikle orta
ölçekli bankalar için rekabetin kurallarının yeniden yazılması anlamına
geliyor. Bugün bankacılıkta toplam aktiflerin yüzde 75’i ilk 7 büyük
bankanın elinde. Büyükler ligini oluşturan bu bankaları, 50 milyar TL
altında aktif büyüklüğe sahip orta ölçekliler izliyor. İşte yeni
yatırımlar da bu kitlenin yer aldığı ikinci ligde hareketlenmeye yol
açıyor.
Bu hareketlenme ve değişimi, ikinci lig oyuncularının
yöneticileri ise farklı yorumluyor. Türkiye Ekonomi Bankası Genel Müdürü
Varol Civil, “Yeni banka lisanslarının alınması, Türkiye’nin parlayan
bir yıldız olduğunu ve Türkiye’deki potansiyeli gösteriyor. Biz rekabete
açığız. Türkiye'de bankacılık alanında rekabet olması iyi bir şey, bir
problem görmüyorum” diyor. Sektörde 11’inci sırada yer alan HSBC
Türkiye’nin genel müdürü Martin Spurling ise bankacılıktaki önemli
risklerden birini Türkiye’ye gelen yeni banka sayısının giderek artması
olarak açıklıyor. “Yeni lisanslar veriliyor, yeni oyuncular geliyor.
Zaten Türk bankacılık sisteminde güçlü bir rekabet var. Yeni yatırımlar,
bu rekabeti daha da tırmandıracak” diye konuşuyor. İkinci ligde ezeli
rekabet halindeki Finansbank, TEB ve Denizbank’ın yeni dönem rotaları
ise yakından takip ediliyor. Bu yarışta Denizbank’ın Sberbank alımı
sonrası nasıl bir atılım yapacağı ise soru işareti. Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
YENİ RAKİPLER DOĞDU
Kamu
ve ilk 5 özel bankanın ardından gelen ikinci ligde hareket, 2011
yılında Lübnan'ın en büyük bankası Bank Audi’nin Türkiye’de bankacılık
yapmak üzere sıfırdan lisans almasıyla başladı. Aynı dönemde Fiba
Grubu’nun satın aldığı Millenium Bank’ın adını değiştirerek
Fibabanka’yla sektöre geri dönmesi de oyuncu sayısını artırdı.~
Geçtiğimiz
yıl eylül ayında Denizbank’ın Rusya’nın en büyük bankası Sberbank
tarafından satın alımının tamamlanması ve aralıkta Kuveyt merkezli
Burgan Bank’ın Eurobank Tekfen’i satın alma hamlesi ile de sular iyice
dalgalandı. Bu yıl mart ayında da yine Körfez sermayesi Commercial Bank
of Qatar, Alternatif Bank’la satın almada anlaşma sağlandığını duyurdu.
Gelen
yabancı yatırımlar bununla da sınırlı kalmadı. Japonya’nın en büyük ve
dünyanın 11’inci büyük bankası The Bank of Tokyo-Mitsubishi de 2011
yılında lisans alarak Türkiye’de banka kurma çalışmalarını başlattı. Bu
süreçte Citibank Türkiye’nin küresel stratejilerinin bir parçası olarak
bireysel bankacılık alanından çıkma kararı da dengeleri değiştirdi.
Denizbank, bu noktada da atılım yaparak geçtiğimiz nisan ayında bireysel
bankacılık varlığını bünyesine eklediğini açıkladı. Akbank Genel Müdürü
Hakan Binbaşgil, sektörde düşen faiz oranlarıyla rekabetin daha
arttığına, marjların daralıp bu süreçte alınan risklerin de büyüdüğüne
dikkat çekiyor. “Bankacılığın temel prensibi olan büyümeyi
sürdürülebilir ve kârlılık içinde yapabilmek zorlaştı” diyen Binbaşgil’e
göre piyasaya yeni giren bankalar önümüzdeki dönemde böylesine zor bir
ortamda bankacılık yapacak.
BÜYÜKLERİ ZORLAR MI?
Mevcut
tabloda ikinci ligin öncüleri Finansbank, TEB ve Denizbank bazı
alanlarda zaten büyüklerle kıyasıya yarışıyor. Örneğin danışmanlık
şirketi Oliver Wyman’ın 2012 yıl sonu verileriyle açıkladığı Türk
bankacılık raporunda Finansbank, kredi kartları pazarında yüzde 14,3’lük
pazar payıyla 4’üncü büyük banka konumunda. Bireysel bankacılıkta
Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu’nun altını çizdiği gibi,
yeni oyuncular daha fazla canlanma getireceğe benziyor. Uzmanlara göre
ise yeniler arasında bireysel bankacılıkta etkin olmaya aday iki banka
var: Odeabank ve Fibabanka. Ak Yatırım bankacılık analisti Hakan Aygün,
bu iki bankanın daha üst segmente yönelik bireysel bankacılık hizmeti
vereceğini düşünüyor. Nitekim Fibabanka’nın 2012 yıl sonunda 2,7 milyar
TL ile toplam mevduatta sektörde yüzde 0,3 payı bulunuyor. Odeabank da
kurulduğu ilk 6 ayda, Mart 2013 sonu verilerine göre, 6,6 milyar TL
mevduat toplamayı başardı.~
Ama tabii bireysel bankacılıkta
büyümek, Burgan Bank Genel Müdürü Mehmet Sönmez’in de değindiği gibi
“Çok meşakkatli ve güçlü bir sabır katsayısı” gerektiriyor. Denizbank
Genel Müdürü Hakan Ateş de Sönmez ile aynı fikirde. “Perakende
bankacılığa yeni giren bankalar için benim ilk aklıma gelen söz, ‘Allah
yardımcıları olsun’ olur. Bireysel bankacılıkta ilave yüzde 1 piyasa
payı almak için 1 milyar Euro’yu gözden çıkarmanız lazım” yorumunda
bulunuyor.
Odeabank ve Fibabanka’nın dışındaki yeni oyuncular ise
öncellikle Türkiye’nin bölgesel ticaret hacminin yaratacağı
fırsatlardan faydalanmayı hedefliyor. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun
Özen de bu mantıkla, “Yeni yatırımlar daha çok kurumsal odaklı
görünüyor. Büyük bankalar için kurumsal ve ticari bankacılıkta rekabeti
artıracaklar” diyor.
LİG ATLAMAK KOLAY MI?
Bu konuda
Hakan Binbaşgil de Ergun Özen ile aynı fikirde: “Finansal ürün ve
hizmetlerde çeşitlilik artacak. Yatırım bankacılığı, proje finansmanı,
risk sermayesi önümüzdeki dönemde rekabetin artacağı alanlar olacak”
diye konuşuyor.
Zaten Abank’ı satın alan Commercial Bank of Qatar
ve Kuveytli Burgan Bank, ticari bankacılığa odaklanarak Körfez
sermayesinin Türkiye’ye getirilmesi ve bu ülkelerle iş hacminin
taşınmasında etkin rol almaya soyunuyor. Aynı şekilde Japon The Bank of
Tokyo-Mitsubishi’nin (BTMU) de Türkiye’de artan Japon yatırımlarının
finansmanında etkin rol oynayacağı öngörülüyor. BTMU Avrupa, Ortadoğu ve
Afrika CEO’su Shoji Nakano öncelikle Türkiye’deki Japon kurumsal
müşterileri hedeflediklerini açıklıyor. “Özel ve kamu sektöründeki Japon
olmayan birinci sınıf kurumla-ra ve holdinglere hizmet sunacağız. Japon
firmalar ilgilenirse, Türkiye’deki özelleştirme ihalelerinde de onlara
kredi desteği sağlayabileceğiz” diyor.
Banka yöneticileri, mevcut
küresel ortamda sermayenin merkezi haline gelen Körfez ülkeleri, Rusya
ve Japonya’dan gelecek projelerin ve iş hacminin bu yeni oyuncular
tarafından paylaşılmasının büyük bankaları zora sokacağını düşünüyor.
Peki bu yeni düzende lig atlayan banka olur mu?~
Bu yarışta büyükler
ligine girmek konusunda en iddialı aday Denizbank olarak görülüyor. Ak
Yatırım Bankacılık Analisti Hakan Aygün, bu konuda şöyle bir yorumda
bulunuyor: “İkinci ligde Finansbank, TEB ve Denizbank arasında pazar
payı kazanmak adına ciddi rekabet var. Güçleri de birbirine yakın.
TEB’in KOBİ ve girişimcilik tarafında yoğun çalışmaları var. Denizbank
da tarım ve KOBİ tarafında güçlü. Ancak Sberbank alımı sonrası
Denizbank, Rusya’yla ticaret hacminin de etkisiyle ligde daha öne
geçebilir. Lig atlamada artı avantajı var.”
HERKESİN OYUN PLANI FARKLI
Aslında
Denizbank’ın da stratejisi bu... Bankanın genel müdürü Hakan Ateş, bu
kapsamda yeni rotalarını şöyle açıklıyor: “Bugün Rusya’da 600 Türk
şirketi mevcut, bin 400 Rus firması da Türkiye’de faaliyet gösteriyor.
İki ülke arasındaki ticaret 30 milyar dolar. İki ülke başkanları
önümüzdeki 10 yıl içinde bu rakamı 100 milyar dolara çıkarma
kararlığında. Biz artık iki ülkeyi birbirine yaklaştırmanın
misyoneriyiz. Bu satın alma ile üstümüze önemli bir sorumluluk
üstlendik.”
Banka, yeni imkanları da değerlendirerek altyapı,
enerji ve madencilikte proje finansmanlarına konsantre olmayı da
planlıyor. Burgan Bank ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesiyle diş
ticarette liderliğe oynuyor. Genel müdür Mehmet Sönmez, büyüme
stratejilerini şöyle aktarıyor: “3 kulvara odaklandık. Ortadoğu ve Kuzey
Afrika bölgesinde dış ticaret denilince akla gelen ilk banka olmak
istiyoruz. Bireysel bankacılıkta birikimleri yönetmeye yönelik yeni bir
iş yapış modeli sunacağız. Mayısta ayında hisse senedi ve sermaye
piyasası enstrümanlarına ulaşacak bir aplikasyon yapıyoruz. Yeni fonlar
çıkaracağız. Ayrıca imalat yan sanayi ve turizmin küçük işletmeleri ile
15 ildeki hizmet sektörü oyuncularına odaklanacağız.”
Commercial
Bank of Qatar’la anlaşma imzalayan ABank da bu ortaklıkla gelecek
sermayeyle hızlı büyüme öngörüyor. Genel müdür Hamit Aydoğan,
“Ortadoğu’da bulunan bir bankayla ortaklık yapmamız, ticari hacmimizi
katlayarak artıracak. Büyük proje finansman işlerinde, ister Türkiye’de
ister Türk müteahhitlerin bu ülkelerdeki işlerinde daha rahat işbirliği
yapacağız” diyor.~
Bireysel bankacılıktan çekilen Citibank
Türkiye’nin de artık yeni bir büyüme planı var. Bankanın genel müdürü
Serra Akçaoğlu, “Kurumsal ve ticari bankacılık alanında büyümeyi
hedefliyoruz. Stratejimiz iki eksene odaklanıyor: Citigroup’un global
gücünü yurtdı-şıyla ticaret yapan, yurtdışı pazarlarına açılmak isteyen
Türk firmalarına sunmak ve yurtdışından Türkiye’ye yatırım yapan
firmaların finansal ihtiyaçlarına aracılık etmek” diyor.
HÜSEYİN OZKAYA ODEABANK GENEL MÜDÜRÜ
HEDEF 2017DE BÜYÜKLER LİGİ"
İLK 6 AYDA
Kuruluşumuzdan
bugüne yani 6 ayda 2013 yılı Mart sonu İtibarıyla 7,8 milyar TL aktif
büyüklüğe ulaştık. 6,6 milyar TL mevduat ve 3,8 milyar TL kredi
büyüklüğüne eriştik. 49'uncu banka olarak girdiğimiz sektörde, 6'ncı
ayımızda mevduat bankaları arasında ilk 15'e girdik. Orta vadede
hedefimiz, 2017 yılında büyükler liginde olmak. Stratejimiz kişiye özel
bankacılık. Yani müşterinin ihtiyacına özel uzmanlık ve hizmet sunarak
ilerliyoruz. 2013 sonunda 32 şube ve bin çalışana ulaşmak istiyoruz.
BİREYSEL OLMADAN OLMAZ
Bankacılıkta
kurumsal, ticari ve bireysel hizmetler sunuyoruz. Bu üç müşteri
grubunun yıldızıysa bireysel bankacılık. Bireysel bankacılık olmadan
ilerlemenin kurumu "butik” hale getireceğini düşünüyorum. Bireysel,
büyüme hızını tetikleyen bir alan. Burada kredi kartı için
anlaşmalarımız tamamlandı. Yakında bu ürünü müşterilerimizle
buluşturacağız. Yüksek rekabet olan bireysel bankacılıkta ürün
çeşitliliği ve hizmet kalitesiyle niş pazarlar yaratabileceğimizi
düşünüyoruz.~
KURUMSALDA ORTADOĞU VE AFRİKA
Ticari ve
kurumsal tarafta ise müşterilerimize çok yakın durarak, bankacılık
ihtiyaçlarını karşılamak, büyümelerini finanse etmek ve finansal
konularda çözüm ortaklığına gitmek yolunda bir model benimsiyoruz.
Özellikle Ortadoğu ve Afrika pazarlarında gelişen ihracatımızı
desteklemek amacıyla Türk şirketlerine finansman sağlamak ve Türkiye'nin
cazibesinden yararlanmak isteyen yabancı yatırımcılara bölgedeki
tecrübemizle yardımcı olmak amacındayız.
TEMEL GÜZELOĞLU FİNANSBANK GENEL MÜDÜRÜ
BÜYÜME PERAKENDEDEN GELDİ
Son
10 yıl, Türkiye'de kredi penetrasyonunun çok hızlı olduğu bir dönemdi.
Bu dönemde geçmişte fiilen mevcut olmayan perakende bankacılık segmenti
daha fazla önem kazandı. Hatta büyümenin motoru haline geldi.
Türkiye'nin genç nüfus yapısı ve uluslararası örneklere kıyasla hala
düşük hane halkı borçluluk oranları düşünüldüğünde, perakende
bankacılığın sektöre yeni giren oyuncular için de cazibe merkezi
olmasını ve rekabetin bu segmentte yoğunlaşmasını bekliyoruz.
PLANIMIZ NET
Finansbank,
Türkiye'de aktiflerinin en büyük kısmını kredilere ayıran ve krediler
içinde perakende kredilere en fazla ağırlık veren bankalardan biri.
Türkiye'nin önde gelen perakende bankalarından biriyiz. Kredi
kartlarında yüzde 14,2 ve konut kredilerinde yüzde 7,7 pazar payına
sahibiz. Ayrıca enpara.com gibi yenilikçi
projelerimizle inovasyon
alanında sektörün daha büyük bankalarını zorluyoruz. Türkiye'de krediye
erişim konusunda hala nispeten geride kaldığını gördüğümüz segment KOBİ.
Önümüzdeki dönemde KOBİ kredilerinin kredi portföyümüz içindeki
ağırlığını önemli ölçüde artırmayı hedefliyoruz.~
DİLNİSİN BAYEL ACCENTURE FİNANS VE BANKACILIK LİDERİ
HANGİ ALANLAR REKABETÇİ?
İLK 5 OYUNU KURUYOR
Türkiye'de
ilk 5 banka, şubeli bankacılığa yatırımın yanında müşteri deneyimini
geliştirmek amacıyla çıtayı sürekli yükseltiyor. Oyuna yeni kurallar
getirerek taklit edilmesi zor yönler yaratmaya çalışıyorlar. Yeni gelen
yatırımların yakın vadede ilk 5 banka üzerinde büyük bir etki
yaratmayacağını düşünüyorum, Ancak mevcut pazar dışında hala Türkiye'de
20 milyon civarında bankacılıkla tanışmamış müşteri mevcut. Bu gruptaki
hızlı penetrasyon oyunu değiştirebilir. Aynı şekilde artan gelirle
yüksek gelirli müşteri segmentinde de penetrasyon sağlanması gerekiyor.
KOBİ müşteri grubu da Türkiye'de büyümek için kritik önem taşıyor.
ÜLKE DENEYİMLERİ ETKİN
Gelişmekte
olan ülkelerin birçoğunda bankacılıkta yerel 1-2 büyük oyuncu yer
alıyor, Diğer oyuncularsa çok uluslu bir yapıya sahip oluyor. Bu
oyuncular farklı ülke deneyimlerini aktarabildikleri ölçüde hızlı
büyüyor ve bu durum rekabeti tırmandırıyor, Türkiye'ye son dönemde
yatırım yapan bankaların merkez ofisleri çok farklı ülkelerde yer
alıyor. Yeni bankaların rekabette yaratacakları etki de işte bu
sermayedarlarının yatırımın geri dönüşüne ilişkin beklentileri, kendi
ülkelerinden getirecekleri deneyim aktarımı, yeni dönemde dijital
bankacılık ve müşteri deneyiminde yaratacakları farka bağlı.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?