“Yavaş ve seçici bir büyüme var”

Katılım bankacılığı, sektörün üzerinde büyüyor. Mayıs ortasında 13 haftalık yıllıklandırılmış kredi büyüme oranı katılım tarafında yüzde 83,3’ken, bankacılık genelindeyse yüzde 40’ın altında kaldı. Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, büyüme kısıtlamaları nedeniyle yılın ikinci yarısında aynı ortamın süreceğini düşünüyor. Yıl sonunda katılım bankacılığında yüzde 40’ın üzerinde büyüme öngören Uyan, “Bu yıl yavaş ama temkinli bir büyüme izliyoruz. Temkinli derken istisnai sektörlerde çok ciddi bir talep var ama bu alanlarda rekabet de var” diyor.

8.08.2025 17:12:400
Paylaş Tweet Paylaş
“Yavaş ve seçici bir büyüme var”

Bu yılın ilk 4 ayında katılım bankacılığında kredi büyümesi yüzde 21,7 olarak gerçekleşti. Bankacılık sektöründeyse bu oran yüzde 14,9’da kaldı. Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, tüm sektörde temkinli ve yavaş bir büyüme olduğu görüşünde.

Elçin Cirik / [email protected]
Fotoğraflar: Gökhan Çelebi
Capital Dergisi / Temmuz 2025

“2024’teki kontrollü büyüme devam ediyor. Enflasyon düşme trendine girdikten sonra faizlerin de düşeceği beklentisiyle bir canlılık olmuştu” diyen Uyan, gıda, enerji ve istisnai sektörlerde talebin daha iyi gittiğini belirtiyor. “İstisnai olmayan sektörlerde, belirlenen büyüme sınırı nedeniyle bir şey yapmanıza zaten imkan yok. Dolayısıyla yavaş ve seçici bir büyüme var” şeklinde konuşuyor.

Yılın ikinci yarısında eğer faizler düşerse katılım bankalarının büyümesinin hızlanacağını düşünen yönetici, “Çünkü yüksek getiri nedeniyle bize yönelim olacaktır. Mevduatta sektörden aldığımız pay, bu yıl sonunda yüzde 10 olur. Kredilerde de payımız yüzde 9’a doğru gelir” diye konuşuyor.

Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, katılım bankacılığı ve sektör geneline yönelik öngörülerini şöyle paylaştı:

Bu yıl talep nasıl gidiyor?

2024’teki kontrollü büyüme devam ediyor. Enflasyon düşme trendine girdikten sonra faizlerin düşeceği beklentisiyle bir canlılık oluşmuştu. Biliyorsunuz döviz kredilerinde yüzde 0,5; ticari kredilerde yüzde 1,5 ve KOBİ kredilerinde yüzde 2,5 büyüme sınırlaması var. Bu sınırlama büyüme imkanı sağlamıyor.

Gıda, enerji ve istisnai sektörlerdeyse talep daha iyi gidiyor. İstisnai sayılan ihracat, leasing, tarım kredileri, dış ticaret finansmanı, yenilebilir enerjide büyümeler daha yüksek. TL kredilerde yabancı para kredilere göre 2-3 kat daha fazla büyüme izleniyor.

Bu yıl yavaş ama temkinli bir büyüme izliyoruz. Temkinli derken istisnai sektörlerde çok ciddi talep var ama bu alanlarda çok ciddi de rekabet var. Bir ara yabancı para kredilere yönelim olmuştu. Ancak oraya da sınır gelmesinin ardından büyüme alanı kalmadı. İstisnai olmayan sektörlerde, belirlenen büyüme sınırı nedeniyle bir şey yapmanıza zaten imkan yok. Dolayısıyla yavaş ve seçici bir büyüme söz konusu.

Bankalar mı seçerek ilerliyor?

Büyüme sınırlarıyla ilerleyen bankalar, istisnai sektörlere yönelmek zorunda. İlk dört ayda katılım bankacılığında fon kullandırımı yani kredi büyümesi, yılbaşından bu yana yüzde 21,7 düzeyinde. Bankacılık sektöründeyse kredi büyümesi yüzde 14,9.

Aslında katılım bankacılığı sektörden iyi büyümüş…

Evet, katılım bankaları bankacılık sektörüne kıyasla daha canlı kredi büyümesi sergiledi. Mayıs ortası itibarıyla 13 haftalık kur etkisinden arındırılmış yıllık kredi büyüme oranı katılım tarafında yüzde 83,3’e ulaşırken sektör yüzde 37,7 büyüdü.

Genelde de katılım bankacılığı, daha iyi gidiyor. Biz tam olarak göremiyoruz ama sanıyorum kamu katılım bankalarının kamuyla olan işlerinin de etkisi söz konusu. Katılım bankacılığında oyuncu sayısı az ve kamu katılım bankalarının ağırlığı bankacılık sektörüne göre daha yüksek. Kamuyla yapılan işler katılım bankacılığını daha fazla büyütüyor.

KOBİ kredilerinde sınırlamada bir küçük esneme olmuştu. Burada durum nasıl?

KOBİ segmenti, ticari ve kurumsal bankacılıktan daha fazla büyüyor. Ama tabii unutmamak lazım ki KOBİ’de sorunlu alacak oranı artıyor. Son çeyrekte de arttı. Bu nedenle buradaki büyümeler de ihtiyatlı olarak takip ediliyor.

Faiz yükselişi sonrası nasıl bir değişim oldu? Kredi talebi kesildi mi?

Normal şartlarda bu fiyatlarla kredi kullanılmaz. Ama dönen bir çark hemen yavaşlamıyor, dolayısıyla vadeler kısalıyor. Aslında bizim şirketlere tavsiyemiz, bu dönemi özkaynaklara yönelerek geçirmeleri yönünde. Yüzde 65’lere ulaşan bir kredi maliyetiyle bu çarkı döndürmek mümkün değil. Dolayısıyla yavaşlama gözleniyor. Ama istisnai sektörlerde bu fiyatlamalar geçerli olmadığı için büyüme devam ediyor.

Yatırım kredilerinde tablo nasıl?

Yatırım kredisi yok gibi …. Bu fiyatlarla yapılması mümkün değil. Sadece dövizli kredilerde yatırım kredileri alınabiliyor, onlar da çok az… Neticede bankaların CDS maliyetleri arttı, borçlanma oranları yukarı gitti. Ama tasarruf sahiplerinde bir nebze yabancı paraya dönüş oldu. Bankaların topladığı yabancı paranın değerlendirmesi anlamında adımları oluyor. Ayrıca istediğiniz zaman yurt dışından fon bulabiliyorsunuz, sadece maliyeti yüksek. Ancak yatırım kredilerine yönelik bir talep yok, öyle bir ortam da yok. Talebin ancak enflasyonun düşmesiyle geleceğini düşünmek lazım.

Vadeler ne kadar kısaldı?

Hala faiz düşüşü beklendiği için hem insanlar hem şirketler uzun vadeli değil de 3-5 ay vadeli kredilere yöneliyor. Geçen yılki trend devam ediyor.

Faiz düşüşü bekliyor musunuz? Arkasından büyüme kısıtlamalarında esneme olur mu?

Öncelikle büyüme kısıtlamalarında bir esneme beklemiyoruz. Merkez Bankası’nın açıklamalarından sıkılaştırıcı duruşun devam edeceğini anlıyoruz. Faizlerin düşüşü, enflasyona bağlı. Dezenflasyon programının bir maliyeti olacak söylemi var biliyorsunuz; bu maliyet giderek artıyor. Reel sektörde problemler artıyor. Normal şartlarda faiz düşüşünü yılın son çeyreğinde beklerdim ama son tabloda temmuz veya ağustosta bir değişim olabilir.

Yılın ikinci yarısında nasıl bir ortam bekliyorsunuz?

Çok fazla bir farklılık beklemiyorum. Net kâr marjları açılmış durumda, bankacılığa kârlılık anlamında olumlu katkılar yapacak. Konvansiyonel bankacılıkta enflasyona endeksli tahviller sebebiyle kârlılık önceki dönemlere göre olumlu olacak.

Fakat sorunlu alacak oranında artış sürecek. Şu anda sektörde yüzde 2’ye yaklaşmış durumda. Yıl sonuna doğru 3’lere ulaşabileceğini tahmin ediyoruz. Tabii bankalar devamlı sorunlu alacak satışı yapıyor. Ama böyle bir oran olabilir. Çünkü tahsilat tarafında konkordato talepleri nedeniyle sınırlama var.

Kredilerdeyse büyüme sınırlamaları süreceği için canlılık anlamında fark olmaz. Bankaların aktivitesinde de fark olmaz. İstisnai sektörlerdeyse ihracattaki tarife savaşları netleşirse bir hareket olabilir. Çünkü ihracat pazarlarımızda da sorunlar var.

Bu durumda sektör ve katılım bankacılığı yılı ne kadarlık büyümelerle kapatabilir?

Sektörde TL kredilerde yüzde 30-40 bandında sınırlı artış bekliyoruz. Döviz kredileri regülasyonlar nedeniyle düşük seviyelerde kalacak, burada da yüzde 10 civarı büyüme beklentimiz var. Katılım bankacılığındaysa TL kredilerde yüzde 40’a yakın büyüme öngörüyoruz. Dış ticaret finansmanı kaynaklı döviz plasmanlarıyla katılımda toplam kredi artışının yüzde 40’ın üzerine çıkmasını öngörüyoruz. Seçici kredi büyümesi ve özellikle konvansiyoneller için yüksek faiz getirili TL mevduat talebinin devamı, temelde bilanço büyümesini etkileyecek alanlar olarak öne çıkıyor. Hem sektör geneline hem büyük oyuncuların bütçelerine yansıyan tablo, “ölçülü ama çift haneli” bir büyüme patikasına işaret ediyor.

Daha iyi büyüme gösterecek sektörler neler olacak?

Özellikle dış ticaret finansmanı, tarım ve finansal kiralama gibi kısıtlamaya tabi olmayan alanlarda büyüme sürer. Özellikle dış ticaret finansmanı ve ihracat ekosisteminin tamamlayıcı alanlarında güçlü bir kredi iştahı mevcut. Katılım bankaları da bu alanı önceliklendiriyor. Otomotiv yan sanayi, makine-teçhizat ve hazır giyim sektörlerinde reeskont ve murabaha gibi ihracat odaklı paketlere talep var. Tarım ve gıda zinciri de hem girdi finansmanı hem hasat öncesi destekler açısından öncelikli kalmaya devam edecek. Enerji tarafında yenilenebilir kaynaklara dayalı projeler- çatı GES gibi verimlilik yatırımları başta olmak üzere hibrit finansman modelleri ve sukuk ihracıyla desteklenecek. Dijitalleşme odaklı KOBİ’lerde, özellikle e-ticaret lojistiği, bulut hizmetleri ve fintek servis sağlayıcılarına yönelik kısa vadeli krediler tercih ediliyor.

Mevduat tarafında yılbaşından bu yana büyümeler nasıl gidiyor?

Sektörün yılbaşından bu yana ilk 4 ayda mevduat hacmi yüzde 13 artarken bu oran katılım tarafında yüzde 18,8. Katılım bankacılığı için faiz artışlarının olduğu 2024, zor bir dönemdi. Çünkü katılım bankacılığında sabit oranlı işlemler yapıyoruz, değişken oranlı enstrümanlarımız yok. TLRFK endeksli oran çıkardık, ancak bu değişken kâr paylı ürünü sadece leasing işlemlerde kullanabiliyoruz. Dolayısıyla plasmanlarımızın ağırlığı sabit oranlı. Geçmişte yüzde 8-10 faiz oranlarıyla verdiğimiz kredilerin dönüşleri yeni oluyor, havuzlar yeni düzeliyor. Katılım bankaları olarak çareyi yeni havuzlar kurarak, yeni kullandırımları bu havuzlara koyarak bulduk. Ayrıca bizim de yaptığımız gibi ekosistem bankacılığı yapılıyor, fonlarla büyüme sağlanıyor.

Faiz artışı sonrası tasarruf alışkanlıklarında nasıl bir değişim oldu?

Katılım sektöründe net şekilde değişim görülüyor. Eskiden katılım hesabı başat bir ürünken şimdi fon hesapları cazip hale geliyor. Günlük plasman yapılabilen dinamik katılım hesapları öne çıkıyor. Özellikle tüzel mevduat sahipleri, fonları daha çok tercih ediyor. Aldığımız izinle fon havuzları açma imkanına kavuştuk, daha yüksek getirili seçenekler sunabiliyoruz.

Mevduatta yılın devamı nasıl olacak?

KKM erimelerinde çoğunlukla TL’ye geçiliyordu. Kur artışı ve faiz artışından sonra dövize yönelim de oldu. Yıl sonunda mevduatta bankacılık sektöründe yüzde 40-45 ve katılım bankalarında yüzde 28-32 bandında büyüme bekliyoruz.

Kredilerde büyümenin daha fazla olmasını bekliyoruz. Tasarrufların mevduat dışına dağılmasıyla böyle bir trend oluşacak. Bankalar da rasyo sınırlamaları nedeniyle tasarrufları fonlara yönlendiriyor. Bu durum, kredi-mevduat oranını da etkiliyor. Katılım bankalarında kredi mevduat rasyosu yüzde 50-60’larda olurdu, şimdi 90’lara ulaştı. Tasarrufların fonlara aktarılması bu sonucu getiriyor.

Bu ortamda katılım bankacılığının paylarının yıl sonunda nasıl olacağını öngörüyorsunuz?

2024 yılında faizlerin arttığı dönemde katılım bankacılığının büyümediğini görebilirsiniz, negatif büyümeler yaşandı. Bizim alanda katılım havuzlarının getirilerinin artmasıyla daha yeni yeni toparlanma yaşanıyor. Faizler düşerse katılım bankalarının büyümesi hızlanır, çünkü yüksek getiri nedeniyle bize yönelim olacaktır. Mevduatta sektörden aldığımız pay, bu yıl sonunda yüzde 10 olur.

Kredilerde de pay yüzde 9’a doğru gelir. Orta vadede yeni dijital katılım bankalarının devreye girmesi, sürdürülebilir finansman araçlarının ve sukuk ihraçlarının yaygınlaşması gibi etkenlerle sektör payında her yıl 40-50 puanlık artış mümkün. Böylece 2027 sonunda kredilerde yüzde 11 ve mevduatta yüzde 12 pay alınacağını düşünüyoruz.

Katılım bankacılığı son dönemde leasing işlemlerinde etkin. Bu tablo devam edecek mi?

Temel nedeni, leasing işlemlerinin büyüme kısıtlamalarından muaf olması. Katılım bankacılığı bu alana yöneldi. Bu, zaman içinde dengelenir. Leasing tarafında çok yüksek büyümeler oldu ama büyüme sınırlamaları kalkınca normalleşir.

Leasing, katılım bankaları için önemli bir ürün. Çünkü leasinge dayalı sukuk ihracı da yapabiliyoruz, menkul kıymetleştirme imkanı veren bir ürün. Dolayısıyla her zaman odağımızda olacaktır.

Katılım bankacılığına yeni dijital banka lisanslaması bekliyor musunuz?

Tabii, sırada bekleyenler var. Dijital oyuncular, özellikle mobil tabanlı hizmet modeliyle perakende mevduat rekabetini hızlandırıyor. Masrafsız kâr payı hesapları ve kolay dijital açılış süreçleriyle genç ve teknolojiye yatkın tasarruf sahiplerinin ilgisini çekmeye odaklanıyorlar. Bunun yanı sıra ücretsiz temel bankacılık işlemleri, mikro finansman çözümleri ve servis modeli bankacılığı gibi yapılar sayesinde ücret ve komisyon gelirlerinde sektör genelinde daha rekabetçi bir çizgi oluşmaya başlıyor. Dijital bankacılık rekabet getiriyor. Ama aldıkları pay anlamında şu anda daha henüz başlangıç aşamasındalar. Payları yüzde 1’i geçmiyor. Kısa vadede aktifler içindeki payları yüzde 1’in altında kalmaya devam edecek ve marjlar üzerindeki kalıcı baskıları sınırlı olacak.

“ÖZKAYNAK KÂRLILIĞI YÜZDE 28-32 BANDINDA OLUR”

MARJLAR ARTTI

2024 yılında katılım bankacılığının sektörün kârından aldığı pay yüzde 9,6’ya ulaştı. Çünkü aslında geçen yıl tüm bankacılık sektörünün kârlılığı, faiz artışı nedeniyle baskı altındaydı. Bu yıl hem katılım hem bankacılık sektörü için daha iyi bir yıl olacak. Sektörün bu yıl net kâr marjları arttı. İlk çeyrek sonuçlarında görülmeyebilir ama yıl sonunda biz olumlu bir tablo bekliyoruz. Bir de enflasyona endeksli kağıtların etkisiyle konvansiyonel bankacılıkta kârlılığın artacağını düşünüyoruz.

ENFLASYON MUHASEBESİ ÖNEMLİ

Katılım bankacılığında bu yıl sonunda yüzde 35-45 bandında bir kâr artışı öngörüyoruz. Özkaynak kârlılığında da 38- 40 aralığında bir oran bekliyoruz. Artan marjlar kârlılığı desteklemeyi sürdürse de karşılık giderlerinin normalleşmesi nedeniyle yıl sonunda bankacılık sektöründe yüzde 28-32 bandında özkaynak kârlılığı öngörüyoruz. Yabancı sermayeli özel bankaların gündeminde bir de enflasyon muhasebesi var. En önemli konu bu... Sürekli aylık enflasyonu ve sorunlu alacakları takip ediyoruz. Büyümeler zaten sınırlı. Ayrıca ajandamızda dijital, yapay zeka konuları var. Dijital ve veri alanına odaklanıyoruz.

“EKOSİSTEM BANKACILIĞIYLA BÜYÜYORUZ”

PAZAR PAYI ALDIK

Banka olarak yılın ilk çeyreğinde yılbaşından bu yana kredilerde ve toplanan fon yani mevduat tarafında yüzde 11 büyümemiz var. Net kârımız yıllık yüzde 42,8 büyüme gösteriyor. Geciken alacak rasyomuz 1.72. Mart 2025 BDDK verilerine göre, bireysel ve tüzel kartlarla POS gibi ödeme sistemleri ürünlerinde pazar payımızı artırdık. Konut kredileri pazar payımızı yüzde 2,6’dan yüzde 3,1’e taşıdık.

ANA HEDEFLER

Reel ekonomiye katkı sağlayan, odaklı ve selektif bir büyüme devam ettiriyoruz. İhracat, tarım değer zinciri, leasing ve yenilebilir enerji stratejik alanlarımız. Buralarda büyümeye devam ediyoruz. İkinci olarak da dijital odaklı müşteri boyutunu öne çıkarıyoruz. Uzaktan müşteri edinimi, şube içi self nokta dediğimiz çözümlerle ilerliyoruz. Sürdürülebilir ve güçlü bilanço yapımızı kâr marjımızı devam ettirmek hedeflerimizden... 8,8 milyon müşteri sayımızı, 2027 sonunda 10 milyona taşıma hedefimiz var. Yüzde 50’sini uzaktan edineceğiz. 2025 sonunda aktif büyüklükte ve kârlılıkta yüzde 30 ve kredilerde yüzde 35-40 büyüme bekliyoruz.

FONA KAYIŞ

Ekosistem bankacılığıyla büyüyoruz. Fon yatırım şirketi ve gayrimenkul yatırım fonu şirketimiz var. KT Portföy fonları çok büyüdü. 2024 sonunda katılım bankacılığında mevduat artı yatırım fonları ve sukukların toplamı 809,4 milyar TL’ydi. 2025 Nisan ayında bu toplam 948 milyar TL’ye ulaştı. Yüzde 17,1 artış mevcut. Esas büyüme fon tarafında. Artan faizlerde rekabete bu şekilde karşılık verdik. Büyümede katılım fonları ve sukukların ilk dört ayda yüzde 22,7 artışla etkili olduğunu görüyoruz. Sukuk tarafında da büyüme hedeflerimiz var. Yılın devamında kurumsal ve ticari segmentte müşterilerimize sukuk ihracında daha aktif davranacağız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz