Bankacılıkta kısıtlamaların etkisiyle krediler yavaş gidiyor. Özellikle yatırım kredilerinde yılbaşından bu yana sadece yüzde 8 artış görüldü. Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, “Belirsizlik nedeniyle şirketler büyüme yerine mevcudu koruma eğiliminde. Bekle gör dönemine girdik. Bu dönemde yatırımcılardan büyük yatırım beklemiyorum” diyor.
Bankacılıkta henüz faiz artırım kararının etkilerinin görülmediği mart ayı sonu verilerinde bile büyümede düşüş gözleniyor. Sektörde krediler, özellikle büyüme kısıtlamalarının etkisiyle ilk üç ayda yüzde 10 arttı. Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, özellikle yatırım kredilerinde ivmenin daha da yavaşladığının altını çiziyor ve “Yatırımlarda öteleme kararları alındığını görüyoruz. Bekle gör eğilimi var. İşletme kredileri mart sonunda yüzde 17 büyüdü. Yatırım kredileriyse aynı dönemde yüzde 8 büyümeyle 2,6 trilyon TL’ye ulaştı” yorumunu yapıyor.
Elçin Cirik / [email protected]
Fotoğraflar: Gökhan Çelebi
Capital Dergisi / Haziran 2025
Aslında bu yılın ilk çeyreği için yüzde 20’lerde büyüme beklediklerini açıklayan Öztop, bugün şirketlerin büyüme yerine mevcudu koruma eğiliminde olduğu düşüncesinde. Mevcut ortamı, “Bekle gör dönemine girdik. Dış faktörler otomatik olarak yatırım kararlarını etkiliyor. Bu dönemde yatırımcılardan büyük yatırım beklemiyorum” sözleriyle özetliyor. Demir çelik, metal, çimento sektörlerinde yatırım iştahının azaldığına da dikkat çekiyor.
Ama Öztop, yılın ikinci yarısı için daha umutlu. Yıl sonunda sektör için yüzde 30-35, kalkınma yatırım bankaları için de yüzde 35-40 seviyelerinde bir büyüme öngörüyor. Faiz artışı sonrası sektörde kârlılık da öteleniyor. Öztop sektörün 2025’i yüzde 35 özsermaye kârlılık oranıyla kapatmasını bekliyor. Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Mü[1]dürü İbrahim Öztop, yeni oyuncu girişleriyle öne çıkan yatırım ve kalkınma bankalarının 2025 yılı tablosunu ve sektörle ilgili öngörülerini şöyle anlatıyor:
Bankacılık ve kalkınma yatırım bankacılığı 2025’e nasıl giriş yaptı?
Dış politika kaynaklı belirsizlikler nedeniyle hem ihracat hem ithalat pazarlarında ne olacağını kestirmek zorlaşıyor. Bu yıl için şirketler bütçelerini yapmıştı. Türkiye iyi bir patikaya girmişti. “Girmişti” diyorum çünkü gösterge faizinin ve enflasyonun düşmesi bizim için önemli göstergeler. Bu durum bankacılık sektörünü olumlu etkiliyor, girişimci ve yatırımcıların yatırım iştahını da artırıyordu.
Faizlerin artmasıyla ihracat pazarımız Avrupa ve ABD politikalarından etkileniyor. Avrupa’da yavaşlama olması da Türkiye ekonomisine olumsuz yansıyor. Belirsizlik nedeniyle şirketler büyüme yerine mevcudu koruma eğiliminde. Bekle gör dönemine girdik. Dış faktörler otomatik olarak yatırım kararlarını etkiliyor. Bu dönemde yatırımcılardan büyük ölçekli yatırım beklemiyorum. Dış piyasadaki belirsizlikler, şirketleri ve bankaları bekle gör durumuna itiyor.
Bu ortamda kredilerde büyüme ne kadar oldu?
Sektörde kredilerde regülasyonlarla belirlenen büyüme kısıtlamaları mevcut. Bu arada kalkınma yatırım bankaları bu kısıtlamalara tabi değil. Ticari bankalar, büyüme kısıtlamalarını yönetmeye çalışıyor. Sektör kredi hacmi 2024 yıl sonunda 16,1 trilyon TL’ydi. 2025 Mart sonunda yüzde 10 büyümeyle 17,6 trilyon TL’ye ulaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre büyüme yüzde 36 oldu.
Biz yatırımcıların önlerini gördüğü düşüncesiyle bu yıl talebin artacağını ve büyümenin ilk çeyrekte yüzde 20’nin üzerinde olacağını öngörmüştük. Ama maalesef olmadı.
Özellikle yatırım kredilerinde ciddi daralma var. Bu dönemde reel sektörün işletme sermayesi tarafın[1]da fonlama ihtiyacı olduğu aşikar. Borsaya açıklanan bilançolar da gösteriyor ki faiz yükü altındaki şirketlerin kâr marjlarında düşüş var. Burada da işletme sermayesi taleplerinin yabancı para cinsinden arttığını görüyoruz. TL talep tarafında yüksek fonlama maliyetinden dolayı azalma yaşanıyor.
Yatırım kredilerindeyse belirsizlik nedeniyle yatırımların ertelendiğini görüyoruz, bekle gör eğilimi var. Kredi hacmine işletme ve yatırım kredisi kırılımında baktığımızda işletme kredileri mart sonunda yüzde 17 büyüdü. Yatırım kredileriyse 2024 yıl sonunda 2,4 trilyon TL büyüklüğe sahipken 2025 Mart sonunda yüzde 8 büyümeyle 2,6 trilyon TL’ye ulaştı.
Kalkınma yatırım bankalarında büyüme tablosu nasıl?
Kalkınma yatırım bankalarının 2024 sonunda kredi hacmi 1,1 trilyon TL’ydi. 2025 Mart sonunda kredi hacmi yüzde 11 büyüdü ve 1,3 trilyon TL oldu. Geçen yılın aynı dönemine göreyse yıllık yüzde 41 büyüme mevcut.
Kalkınma yatırım bankalarının ihracat, yeşil enerji, altyapı, sürdürülebilirlik gibi güçlü olduğu alanlar var. Biz kaynak temininde bir sıkıntı yaşamadık, yaşamıyoruz. Orta ve uzun vadede kredi temin ettiğimiz için günlük politikalardan da çok etkilenmiyoruz. Mart sonunda Dünya Bankası’ndan 500 milyon dolarlık kredi onayı aldık, imza aşamasındayız. Tabii kalkınma yatırım bankalarında kredi büyümelerinin sektörden daha yüksek gitmesinin ana nedeni, enerji sektörüne finansman sağlamamız. Ayrıca biz TL’de taahhütlü avans kredisi kullandırıyoruz. Örneğin gıda güvenliğine yönelik işletme sermayesi ürünümüz iyi talep gördü. Yabancı para cinsi borçlanmalarda da jeotermal, güneş, enerji verimliliğine ayrılan kaynaklarımızı kullandırıyoruz.
Bu dönemde yatırımları ötelemeyi tercih eden başlıca sektörler hangileri?
İhracat tarafında talepteki mevcut belirsizlik, yatırımların gecikmesine neden oluyor. Geçtiğimiz yıl yatırım maliyetlerinin nispeten yüksek olmasından dolayı yatırımlarını erteleyenler vardı, ama yıla girerken fiyatlamalarda iyi bir düşüş olduğunu görüyorduk. Kalkınma ve yatırım bankası olarak ağırlıklı orta ve uzun vadeli kredi veriyoruz ve çoğunlukla yatırım projeleri bize geliyor.
Sektörlere baktığımızda enerjide yatırımcılar geri adım atmıyor, finansman bulabilirlerse enerji yatırımlarını yapmaya çalışıyorlar. İştah azalması görmüyoruz. Banka olarak sürdürülebilirlik, yeşil ekonomiye geçiş amaçlı yenilenebilir enerji yatırımlarını finanse ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Kaynaklarımızı temin ettik, burada hız kesmiyoruz. Ancak örneğin Dünya Bankası kaynaklı karbon emisyonu azaltma amaçlı kredi ürünümüz var. Burada demir çelik, metal, çimento sektörlerinde yatırım iştahının azaldığını görüyoruz.
Mevduat tarafında nasıl bir değişim var?
2024 sonunda 18,9 trilyon TL olan mevdu[1]at hacmi, 2025 Mart sonunda yüzde 12 büyümeyle 21,1 trilyon TL’ye çıktı. Yıllık büyüme yüzde 37’ye geldi. Mevduatta faiz artışı sonrası trend farklılaştı. Hem bireyler hem kurumlarda dövize kayış oldu ama bu süreç çok iyi yönetildi.
Yılın ikinci yarısı için öngörüleriniz nasıl?
Artık globalleşen bir dünyadan daha içe dönen ekonomilere doğru gidiyoruz. Bu ortamda yılın ikinci yarısına daha umutla bakabiliyoruz. Para politikalarına sıkı şekilde devam edileceğinin güçlü emarelerini gördük. Belirsizliğin azalmasıyla şirketlerin yeniden harekete geçeceklerini düşünüyorum. İç tüketim tarafında sıkı para politikasının devam edeceğini ve buna bağlı olarak büyümenin nispeten sınırlı olacağını öngörüyorum.
Dış pazara çalışan sektörlerde kredi talebi oluşmasını bekliyorum. Örneğin savunma sanayinde dünyada yatırımlar artıyor, bu alana mal tedarik eden Türk şirketleri için ciddi fırsat görünüyor. Aynı şekilde enerji tarafında potansiyel görüyorum. Yılın ikinci yarısında yatırımcıların tekrar düğmeye basıp yatırıma başlayacağını düşünüyorum.
Bu yıl sonu için sektörde kredi büyümesinin ne kadar olacağını öngörüyorsunuz?
Yıl sonunda kredilerde yüzde 30-35 bandında büyümenin pozitif etki oluşturacağını düşünüyorum. Kalkınma yatırım bankalarının kredi büyümeleri, sektörün büyümesinden yüzde 3 ila 5 arası daha yüksek olur diye öngörüyorum. Yatırım bankalarının büyümesinde enerji yatırımları kritik. Yatırım bankalarının burada büyüme iştahı var, ancak izinler nedeniyle kredi kullandırımı zamanla gerçekleştiriliyor.
Büyüme kısıtlamalarında değişiklik bekliyor musunuz?
Esneme gelecektir diye düşünüyorum. Çünkü reel sektörün, özellikle KOBİ’lerin ciddi finansman ihtiyacı var. Finansmana erişimde enflasyona etki yaratmayacak şekilde bir esnemenin yapılabileceğini düşünüyorum.
Bu yıla özel banka yöneticilerinin dikkat etmesi gereken noktalar neler sizce?
Birinci sırada risk yönetimi var. Ticari bankaların sorunlu alacak oranlarını çok yakından takip et[1]tiklerini biliyorum. Sorunlu alacaklarda belirsizliğin getirdiği bir bozulma var ama bu yıl sonuna kadar toparlanabilir. Burada portföy kalitesi önem kazanıyor, sağlıklı büyümek önemli hale geliyor. Bir de tabii ki fonlamada faizlerin yüksek olması nedeniyle kârlılığa da dikkat etmek gerekiyor.
Yatırım bankacılığında yeni oyuncu girişleri bekliyor musunuz?
Sektöre girişleri olumlu buluyorum ama kısa vadede daha fazla oyuncu gelmesinin biraz zor olduğunu düşünüyorum. Daha çok alanımıza yeni giren oyuncuların büyümelerinin etkilerini göreceğiz. Fon[1]lama tarafı olumlu gelişirse kalkınma ve yatırım bankalarının sektörden aldığı pay artar, pasta artar. Ayrıca yatırım bankalarının yakın gelecekte sermaye piyasalarına ve birleşme satın almalara, aracılık gibi komisyon bazlı işlere yoğunlaşacağını öngörüyorum.
“KOBİ’lere gitmek istiyoruz”
ARTIŞ YÜZDE 17,6
Bu yılın ilk çeyreğinde iyi bir dönem geçirdik. Kredi hacmimiz yıllık yüzde 17,6 artışla 102,4 milyar TL’ye ulaştı. Sürdürülebilirlik temalı kredi portföyümüz toplam portföyümüzün yüzde 96’sını oluşturuyor. BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 15’ine doğrudan ve dolaylı katkı sağlayan krediler toplamı 2024 sonunda 2,6 milyar dolar. Net kârımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 70 arttı. Özsermaye kârlılığımız yüzde 37. Bu yıl sonunda kredilerde enflasyon oranında bir artış hedefliyoruz.
500 MİLYON DOLARLIK PAKET
KOBİ’lere gitmek istiyoruz. Burada deprem bölgesi ve komşu illerde, toplam 18 ilimizde KOBİ’lere kredi ürünümüz olacak. Doğrudan KOBİ finansmanı bizim için yeni bir alan. Toplam 500 milyon dolarlık kredi paketinin ağırlıklı kısmını KOBİ’lere vereceğiz. Burada tamamen dijital kanallarla, finteklerle KOBİ’lere ulaşmayı planlıyoruz. Yapay zekayı da etkin kullanacağız.
FONLARIN FONU
Yatırım bankacılığında yakın dönemde bir halka arz gerçekleştirdik, burada seçici davranıyoruz. Yılın ikinci yarısında hareket göreceğiz. Şirket birleşme ve satın almalarında da hazırlıklar görüyoruz. Türkiye Kalkınma Fonu çatısı altında 9 fonumuz oldu. Bu fonlardan birini üst fon olarak konumlandırdık. 50 milyon dolarlık bu üst fonla hem özel sermaye fonlarına hem girişim sermayesi fonlarına kaynak sağlıyoruz. Teknoloji ve savunma sanayine öncelik veriyoruz. Bankamızın kaynaklarının yüzde 56’sını son 7 yılda getirdik. Biz hareket getirerek ardımızdan özel bankalar da bu alanlarda kredi versin, başka kaynaklar da gelsin istiyoruz. Kamu bankası olarak rekabet bizim için ikinci planda kalıyor.
“Kar beklentisini öteliyoruz”
MALİYET ARTTI
Geçen yıl sonunda bankacılıkta özsermaye kârlılığı enflasyonun altındaydı. Dövizdeki hareketlilik sonrası, ki bu süreç çok iyi yönetildi, faizlerde yükseliş yaşandı. Bu da bankaların kaynak maliyetini artırdı. Halbuki geçen yıl dış piyasalardan çok iyi, uzun vadeli kaynak temin etmiştik.
BÜYÜME ETKİLİ
Kârlılık büyüme kısıtlamalarına göre de belirleniyor. Sektör arzuladığı büyümeyi yapamadığı için kârlılıktaki beklentiyi öteliyoruz. Yıl sonunda özsermaye kârlılığının yüzde 35 seviyelerinde gerçekleşmesini bekliyorum. Kalkınma ve yatırım bankalarında kredi portföyü genişliyor ve piyasaya sağlanan finansman artıyor. Özellikle uluslararası fonlara erişim ve yeşil dönüşüm, altyapı, sürdürülebilir kalkınma gibi tematik alanlara yönelik kaynak aktarımı kârlılığı destekledi. Kârlılığımızın artmasının en önemli nedeni, biz pasifimizi daha etkin yönetebiliyoruz. Kalkınma ve yatırım bankaları mevduat toplamadığı için buradaki maliyet farkından etkilenmiyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?