Marmara Bölgesi’ndeki hiçbir sanayi kuruluşu deprem beklemiyordu. Ancak, büyük deprem, çok sayıda şirkete zarar verdi, hasarı olmayanlarda ise çeşitli nedenlerle iş durdu. İşte bu şirketlerden sade...
Marmara Bölgesi’ndeki hiçbir sanayi kuruluşu deprem beklemiyordu. Ancak, büyük deprem, çok sayıda şirkete zarar verdi, hasarı olmayanlarda ise çeşitli nedenlerle iş durdu. İşte bu şirketlerden sadece bir bölümü, “iş durması, kar kaybı” sigortası olduğu için zararını hızla kapattı. Diğerlerinde ise zarar büyüktü. Üstelik sadece bu değil... İşsizlikten mesleki sorumluluğa, hatalı üretimden suistimale, çok sayıda alanda öngörülmeyen, sürpriz riskleri sigortalamak mümkün...
Sigortacılık Türkiye'de bir türlü istenilen yaygınlığa ulaşamadı. Zorunlu olduğu halde, trafikte bile sigortalanma oranı yüzde ancak yüzde 80’I bulabiliyor. Kasko sigortalarında bu oran yüzde 25’e düşüyor. İşyeri sigortaları yüzde 35’ler düzeyinde. Sanayi tesislerinde oranın yüzde 75’de kalması, tabloyu daha açık ortaya koyuyor. Şirketlerin yöneticileri, oranın düşüklüğünü, sigorta bilincine bağlıyor. Ancak, şimdiye kadar da oranı yükseltecek pazarlama stratejileri konusunda ciddi mesafeler alınamadı.
Durum böyle olunca, sektör istediği rakamlara ulaşmada ve değişen ekonomiye ayak uydurmada iyice zorlanmaya başladı. Kasko, nakliyat, yangın, mühendislik, hayat ve sağlık gibi klasik sigorta poliçeleri artık ihtiyaçlara tam olarak cevap veremiyor. Klasik sigorta poliçelerinin kapsamının oldukça dar olmasının yanı sıra yeni ekonomiyle birlikte ortaya çıkan, yeni iş dalları da sigortada öngörülemeyen riskleri her gün biraz daha artırıyor. Poliçe kapsamları sınırlı olduğundan, yeni dönemde ortaya çıkan risklere de yanıt vermiyor, yetersiz kalıyor. Bu durum, bazen şirketler için büyük kayıpların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Oysa ABD ve Avrupa’da sigorta şirketleri neredeyse A’dan Z’ye bütün riskler için poliçe pazarlıyorlar. Sigortalı için öngörülmeyen pek risk kalmıyor. Ancak, Türkiye’de hala öngörülemeyen, öngörülse de pazarlanmayan riskler çok fazla. Örneğin, “Kar kaybı sigortası” bunlardan biri... 17 Ağustos depreminde en büyük hasarı gören Tüpraş’ın kar kaybı sigortası olmadığı ortaya çıkmış, fakat dikkat çekmemişti. Oysa, iş dünyası, bu ve buna benzer çok sayıda riskle, tehlikeyle dolu. Örneğin bilgi teknolojilerinde ortaya çıkabilecek kötü niyetli girişimlerden kaynaklanacak riskler için, şirket yöneticilerinin aklına sigorta yaptırmak gelmiyor.
Bu konuda bir başka örnek ise “Kira kaybı sigortası”... Olası bir yangında, kişi veya şirketlerin doğabilecek kira kaybını sigortalamak mümkün... Yaptığımız araştırma, bu amaçla kesilen poliçe sayısının çok sınırlı olduğunu ortaya koyuyor.
Sigortacılara göre, bu durumun ana nedeni, Türkiye’de sigorta sektörünün çok fazla gelişmemiş olması. Başak Sigorta’nın genel müdür yardımcısı Enis Basım, “Türkiye’de kasko, işyeri ve konut gibi en çok ilgi gören branşlarda bile sigortalar yeterli düzeyde yapılmıyor. Bu durumda öngörülmeyen risklere karşı sigorta yaptırmanın ne kadar zor olduğunu hesaplayın” diyor.
Bu tür risklerin pazarlanabilmesi için kanuni çerçevenin düzenlenmesinin şart olduğunu söyleyen bir şirketin üst düzey yöneticisi şöyle konuşuyor: “Türkiye’de böyle bir bilinç yok. Ancak, ABD’de hem kanuni çerçevenin oturmuş olması, hem de sigorta bilincinin yerleşmiş olması nedeniyle öngörülemeyen risk söz konusu bile değil. İnsanlar haklarını aramaya, haklarını aradıkları zaman da kanuni platformda buna çare bulmaya başladıklarında, bu tür sigortaların Türkiye’de de pazarlanması mümkün olabilir” diyor.
Capital, Türk sigortacılığında beklenen düzeye ulaşmayan ve şirketlerden ilgi görmeyen, “öngörülmeyen riskleri” araştırdı, hangi alanlarda bu yola başvurulacağını ortaya koydu.
Meslek riski nasıl çözülür?
Bu tür sigortalar ABD ve Avrupa’da bir hayli ilgi görüyor. Türkiye’de ise sadece birkaç meslek üzerine yoğunlaşmış durumda. Akdeniz Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Alpatlı, mesleki sorumluluk sigortalarının doktor, avukat, noter ve özellikle de mali müşavirlere yönelik hazırlandığına dikkat çekiyor. Ancak, bu kesimlerden de sınırlı miktarda talep geliyor.
Başak Sigorta’dan Enis Basım, doktorlara yönelik sorumluluk sigortaları için, “10 yıl önce biz bu poliçeleri doktorlara pazarlamaya başladığımızda, doktorlar bu teminatlara gereksinim duymadıklarını söylemiş ve bu ürün ilgi görmemişti” diyor.
Türkiye’de sadece mali müşavirler için yasa kapsamında bazı sigorta şirketlerinin mesleki sorumluluk sigortası teminatı verdiğini belirten İsviçre Sigorta Genel Müdürü Murat Balcı, bu teminatın kapsamının çok geniş olmadığını söylüyor. Ancak, Balcı,önümüzdeki dönem için iyimser konuşuyor. Ona göre, globalleşme nedeniyle, önümüzdeki yıllarda mesleki sorumluluk sigortasına ilgi artacak. Bunda, özellikle mahkemeler tarafından verilen tazminat cezalarındaki rakamların yükselmesi de etkili olacak.
Örneğin, Batı’da çok yaygın olan “İşveren mali sorumluluk sigortası”, Türkiye’de fazla ilgi görmüyor.
Dikkatsizlik sonucu işyerinde ortaya çıkabilecek iş kazası, işverene hukuki ve mali açıdan sorumluluk yüklüyor. Oysa, böyle bir poliçeye sahip bir işveren, zaman kaybetmeden, hukuki süreçle de ilgilenmeden, düşük bir primle, bu riskleri sigorta şirketlerine yükleyebilir.
Mesleki sorumluluk sigortalarına ilk örnek bilişim sektöründen. Bir yazılım şirketi, ticari bir işletme için program yazıyor. Söz konusu yazılımı alan işletme, programın yanlış yazılması ya da eksik planlanması nedeniyle işleri aksar ve müşteri kaybederse, bu nedenle oluşacak kar kaybını yazılım şirketinden talep edebilir. Yazılım şirketinin mesleki sorumluluk sigortası olması halinde bu zarar sigorta şirketi tarafından karşılanır.
Hatalı ürüne karşı önlem
Sigortacılara göre, “Ürün mesuliyet sigortaları” da Türkiye'de öngörülemeyen riskler arasında yer alıyor. Ürün mesuliyet sigortaları, genel olarak, bir üreticiye ait malın hatalı olması nedeniyle kullanıcıların zarar görmesi durumunda devreye giriyor. Sorumluluk sigortalarının yurtdışındaki şirketlerde çok yoğun olarak kullanıldığını belirten Yapı Kredi Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Coşkun Gölpınar, “Hatta ABD ve Avrupa’daki sigorta şirketlerinin gelirlerinin önemli bir kısmını sorumluluk sigortaları oluşturuyor. Biz de ilk sırada yer alan branşlar ise onların bilançolarında üçüncü, hatta dördüncü sırada bulunuyor” diyor.
İsviçre Sigorta Genel Müdürü Murat Balcı, geçtiğimiz aylarda ürün mesuliyet sigortası kapsamında şirketlerinde yaşanan bir olayı şöyle anlatıyor:
"Boya üreticisi bir müşterimiz var. Bu şirket, bir otomobil fabrikası için boya üretiyor. Ancak söz konusu boya üreticisi, karışımdan kaynaklanan bir hata nedeniyle otomobil fabrikasının istediği tonu tam olarak tutturamamış. Araba fabrikası da 20 arabayı farklı bir tonda boyamak zorunda kalmış. Bu 20 arabada hasar oluşması durumunda renkler tutmayacak ve bu arabaların tekrar boyanması gerekecek. Otomobil firması bu konuda boya üreticisi firmadan tazminat talep etmiş. Boya üreticisi firma, ürün mesuliyet sigortası yaptırdığı için bize başvurdu. Biz de eksper gönderdik ve tespit ettiğimiz hasarı ödedik."
Suistimal nasıl önlenir?
Bu tür sigortalar, bir şirketin bordrosunda çalışan olarak gözüken personel için kullanılıyor. Şimdiye kadar daha çok ABD’li şirketler tarafından yoğun olarak tercih edildi. Amacı ise üst düzey yöneticilerin yapabileceği hatalı işlemler ya da alacağı yanlış kararlar nedeniyle oluşabilecek müşteri zararını teminat altına almak...
“Emniyeti suistimal sigortası”nın Türkiye'de ağırlıklı olarak bankacılık sektöründe kullanıldığını belirten sektör yetkilileri, "Bankada çalışan bir kişinin, bir hesaptan başka bir hesaba para geçirme ya da başka şekilde müşteriyi zarara uğratması, emniyeti suiistimal poliçeleriyle teminat altına alınabiliyor" diyor.
Bu tür poliçelerin daha çok ABD'de gündeme geldiğini belirten Akdeniz Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Alpatlı konu hakkında şunları söylüyor:
"Ancak, Türkiye'de bu bilinç oluşmadığı için emniyeti suiistimal sigortaları çok yaygın değil. Tabii ABD ile çalışan şirketler emniyeti suiistimal sigortasını muhakkak yaptırıyor. Aksi takdirde çok ciddi tazminat talepleriyle karşı karşıya kalıyorlar."
İş durması, kar kaybı
İş durması ve kar kaybı riski, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Bunların arasında yangın, grev, terör, ve halk hareketleri öne çıkıyor. Ayrıca, bir bilgisayar programının bilinçli ya da bilinçsiz durması, bozulmasından kaynaklanan aksama, iş durması-kar kaybı sigortası kapsamına giriyor.
Türkiye’de fazla ilgi çekmeyen “İş durmasına bağlı kar kaybı sigortası” poliçelerinin büyük bir bölümü yabancı şirketler tarafından satın alınıyor. Bu tür poliçeleri alan yerli kuruluş sayısı ise son derece az.
Sigorta şirketlerinin de iş durması, kar kaybı sigortalarından genel olarak çekindiklerini belirten Akdeniz Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Alpatlı, bunun nedenini şöyle açıklıyor:
“İş durması, kar kaybı sigortalarında hasarı tespit etmek çok zor. Bu konuda ekspertiz yapacak eleman sayısı çok sınırlı. Çoğu zaman bazı uluslararası mali müşavirlik şirketlerinden destek alınıyor. Bu arada şirketin resmi kayıtlarının da tam olarak doğru olması şart. Bu nedenle iş durması, kar kaybı poliçelerinden sigorta şirketleri de uzak durmayı tercih ediyor.“
Şirketler için hayati önem taşıyan bu tür sigortaların, kısa sürede zorunlu hale getirilmesi, sektör tarafından ısrarla öneriliyor. Öneri de özellikle halka açık şirketler için. Commercial Union Sigorta Genel Müdürü Cemal Ererdi, “SPK veya İMKB yönetiminin, borsaya kote şirketlere, bu sigortaları yaptırma zorunluluğu getirilmeli. Örneğin, fabrikada yangın çıkıyor, üretim duruyor, şirket hem iş, hem kar kaybına uğruyor. Bunların yapılması durumunda, hisse sahipleri de mağdur olmayacaklar” diyor.
İşsizlik ve elektronik sahtekarlık
İngiltere’de çok yaygın olarak kullanılan “işsizliğe karşı” sigorta uygulamasının, aslında krizler ülkesi haline gelen Türkiye’de daha yararlı olabileceğine dikkat çekiliyor. İşsiz kalma sigortaları, kişinin iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona erdirilmesi durumunda geçerli oluyor. Türkiye’de hiç örneğine rastlanmayan bu teminat, sigortalı işsiz kaldığında devreye giriyor ve kapsama giren miktar kadar ödeme yapılıyor.
“Elektronik sahtekarlık sigortaları” ise özellikle internet üzerinden yapılan işlemlerde veya internete açık network’ü olan şirketlerin, network’lerine saldırılar sonucu karşılaşabilecekleri sorunları kapsıyor.
Elektronik sahtekarlık riskini yurtdışında teminat altına almak mümkün. Ancak, Türkiye’de yasal zemin de tam olarak oluşmadığı için, elektronik sahtekarlık sigortası poliçeleri yok denecek kadar az. Yasal zeminin olmaması ve hasar durumunda ekspertizin nasıl yapılacağı gibi sorunlar, sigorta şirketlerinin de bu poliçelerden uzak durmasına neden oluyor.
Şu ana kadar Türkiye'de elektronik sahtekarlıkların sigortaya intikal etmediğini belirten bir şirketin üst düzey yöneticisi şöyle devam ediyor:
"Bunda şirketlerin kullandığı sistemin güvensiz olduğunun düşünülmemesi isteğinin de etkisi var. Ancak, çevremizde sık sık kredi kartlarının başkaları tarafından internet üzerinde kullanıldığını duyuyoruz. Bu da çok basit de olsa bir elektronik sahtekarlık. Ancak, elektronik sahtekarlıkla ilgili böyle bir gelişme bugüne kadar sigortaya intikal etmedi."
Tarım sigortalarında son tablo
Tarım sigortaları Türkiye’de uzun yıllardan beri kullanılıyor. Ancak, tarım sigortası poliçeleri sadece dolu ve ürün tarladayken yangın çıkmasına karşı olması nedeniyle tüm riskleri kapsamıyor. Bu nedenle tarım riskleri de öngörülemeyen riskler arasında yer alıyor.
Mayıs ayında Hatay'da yaşanan sel felaketinin ardından tarım sigortalarının kapsamının genişletilmesi, sigortacıların gündemine girdi. Sel nedeniyle binlerce dekar arazideki ürünün zarar gördüğünü ve çok sayıda çiftçinin bundan mağdur olduğunu söyleyen bir sigortacı, sigorta poliçelerinde kapsamın yangın ve dolu ile sınırlı kalması nedeniyle sigortalı olan arazilerin bile tazminat alamadığını söylüyor.
Tarım sigortalarının yaygınlaşması konusunda çeşitli çalışmaların olduğunu belirten Akdeniz Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Alpatlı, bu sigortaların Türkiye genelinde mecburi olması gerektiği görüşünde.
BEKLENMEDİK 3 AYRI ÖRNEK
İsviçre Sigorta Genel Müdürü Murat Balcı, ürün sorumluluk, iş durması ve kar kaybı sigortalarında geçmişte yaşanan 3 ayrı örneği Capital’e anlattı:
20 AYRI BOYA: Boya üreticisi müşterimiz, bir araba fabrikası için de otomobil boyası üretiyor. Otomobil boyalarının belirli bir kıvamda, belirli bir renkte ve belirli bir tonda olması şart. Çünkü, otomobillerin hasar görmesi durumunda tonda olabilecek herhangi bir değişim hemen göze çarpar.
Ancak, boya üreticisi, karışımdan kaynaklanan bir hata nedeniyle otomobil fabrikasının istediği tonu tam olarak tutturamadı. Araba fabrikası da 20 arabayı farklı bir tonda boyamak zorunda kalmış. Bu 20 arabada hasar oluşması durumunda renkler tutmayacak ve bu arabaların tekrar boyanması gerekecek. Bu, boyayı üreten firmadan kaynaklanan bir hata. Otomobil firması bu konuda boya üreticisi firmadan tazminat talep etmiş. Boya üreticisi firma ürün mesuliyet sigortası yaptırdığı için bize müracaat etti. Biz de eksper gönderdik ve tespit ettiğimiz hasarı ödedik."
DEPREM OLDU İŞ DURDU: İzmit’te endüstriyel riskler içeren bir fabrika, genişletilmiş iş durması ve kar kaybı sigortası satın alıyor. 1999 yılında yaşanan deprem felaketinde söz konusu fabrikada herhangi bir hasar oluşmamış, ancak fabrikada çalışan işçiler, evlerinin hasar görmesi ya da yakınlarını kaybetmeleri nedeniyle işe gelip üretime katılamadıkları için, söz konusu fabrikada üretim yapılamamış. Bu dönemde iş durması nedeniyle oluşan zarar da İsviçre Sigorta tarafından ödendi.
TAHSİLAT YAPILAMAYINCA Sigortalı yine İzmit’te bir fabrika. Depremde herhangi bir hasar görmemiş, ancak elinde bazı çekler var. Ancak, o çeklerin sahibi de aynı çevrede ve deprem sonrasında ciddi sıkıntıya düşmüşler. Bu nedenle de çeklerinin karşılığını ödeyemiyorlar. Poliçe tahsilat sıkıntısını da kapsadığı için söz konusu sigortalının zararını şirket olarak karşıladık.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?