Fevkalade başarılı aile şirketlerinin 5 alışkanlığı

20.02.2018 11:39:000
Paylaş Tweet Paylaş
Fevkalade başarılı aile şirketlerinin 5 alışkanlığı

Aile şirketleri genellikle üç kuşak içinde inişe geçme eğilimindedir. Bu aksiyonun temelinde ise meşhur “Üç Kuşak Kanunu” yatar: Brezilya’da söylendiği ve benim araştırmamın da desteklediği üzere “Pai rico, filho nobre, neto pobre” yani “Tezgahtarlıktan, yıldızlığa, oradan yine tezgahtarlığa gidilir.” Aile şirketlerinin çöküşünün temelinde çok yaygın bulduğum ve uzak durulması son derece zor oldukları için doğa kanunları dediğim eğilimler vardır. Ailelerin ve ortakların şirketlerinin bu yaygın ve doğal eğilimlere karşı savaşmaları için alışılmadık ve doğal olmayan bir şeyler yapması gerekir. Zira onlar yapılması kolay olmayan şeylerdir. Bu rota aslında “seyahatlerde daha az kullanılan bir yol” olarak adlandırılabilir, çünkü başarmak için sebat, sıkı çalışma ve özveri gerekir. Ancak bu rota sadece sorumluluktan ve fedakarlıktan ibaret değildir; bu rotayı izleyen aileler aynı zamanda başarı, gurur, sadakat, finansal saadet ve kişisel gelişimle de ödüllendirilir. Bir aile şirketinin başarısının ve sürdürülebilirliğinin önünü açan uygulamalar önünde sonunda o şirketin arkasında duran aile prensiplerine ve uygulamalarına dayanır. Bir ailenin ne tür bir yaşamı seçtiği ve nasıl tutarlı kararlar aldığı aslında onun alışkanlıklarını gösterir ve aile şirketinin stratejisinin önemli bir kısmında rol oynar. Tıpkı parmakları birbirine sımsıkıya kenetlenmiş iki el gibi ailelerin beş farklı alışkanlığı da bu beş doğa kanununa çözüm bulur ve başarılı aile şirketlerini zinde tutar.

1 FİNANSAL GEREKSİNİMLERE ÖZEL ÖNEM

 Aileler şirketlerden daha hızlı büyür. Bu yüzden başarılı aileler şirketin finansal gereksinimlerine öncelik tanır ve onları tek tek aile üyelerinin finansal gereksinimlerinden daha önemli görür. Aileler nesiller boyunca doğal olarak geometrik bir hızda büyür. Ailenin büyümesi neyse ki ailenin yetenek havuzunu da genişletir. Ancak ortaya doyurulması gereken daha fazla sayıda boğaz çıkaracağına da hiç şüphe yoktur ki bu durum aile şirketlerini daha çok kâr payı dağıtma konusunda baskı altına alır. Ancak şirketler nesiller boyunca ciddi oranda yeniden yatırıma ihtiyaç duyduklarından, aileler ve şirketler de yaratılan kâr üzerinden pay almak için sürekli birbirleriyle rekabet halindedir. Eğer bir aile şirketin kasasında duran sermayeden çalıyorsa, o zaman o şirket kuruyup gider. Altın yumurtlayan kaz masalını hatırlıyor musunuz? Başarılı aileler bu masalı hiç unutmaz ve kendi kazlarını asla kesmezler. Peki, nasıl? Ben size daha küçük aileleriniz olmasını, ancak bu sonuç üzerinde çok da fazla kontrolü olmayan şirket liderleriniz olmasını tavsiye etmek isterim. Çin kısmen de olsa sadece her aileye “tek çocuk” politikası uygulamakla başarılı olmuştur ve ebeveynler de sonuçta o kadar güçlü olmamış. Aileler periyodik olarak bazı şirket ortaklarının hisselerini satın alarak şirket ortağı grubun ölçeğini (ve doyurulması gereken boğaz sayısını) sınırlandırabilir. Ancak bu genellikle çok pahalıya patlar ve kâr payı olarak dağıtılabilecek fonları azaltır. Ancak şayet her nesil için şirket ortaklığı ağacını budamaya paranız yetiyorsa, o zaman hiç durmayın yapın gitsin. Bir şirketin artan şirket ortağı sayısı için kişi başına sabit bir kâr payı dağıtabilmesi ancak onun (yeniden yatırımlar sonrası) kâr artış hızının ailenin büyüme hızına eşit veya ondan büyük olması halinde mümkün olabilir. Bunun için de saldırganca yatırım yapmak, sağduyulu bir şekilde riskler almak, hassas çeşitlendirmelere gitmek ve endüstriyel farkındalığın yanı sıra dışarıya odaklanmış ve temelleri sağlam profesyonel bir şirket olmak da şarttır. Ancak nihayetinde şirketin finansal gereksinimlerini aile üyelerinin finansal ihtiyaçlarından üstün tutmak da gerekir. Eğer bunu yapmazsanız şirketi aç bırakmış ve onun atak yapma gücünü zayıflatmış olursunuz. Başarılı şirketlerde aileler bu yönelimi yücelten bir aile prensibi geliştirerek, bu prensibi aile üyelerine öğreterek ve kâr payı oranlarını belirlerken onu güçlendirerek şirketin finansal ihtiyaçlarına öncelik kazandırmayı bir alışkanlık haline getirir.

2 KONFORA DEĞİL KALICI DEĞERLERE ODAKLANMAK

Ailenin yaşam tarzı beklentileri kuşaklar boyunca yükselir. Bu yüzden başarılı şirketlerin aileleri, kalıcı değerler oluşturmaya odaklanır; zenginlik, konfor ve statüye ise daha düşük öncelikler verirler. Yeni gelen her nesille birlikte zenginlik, konfor ve sosyal statü, başarılı aileler için giderek daha çok önem kazanır ve aileler kendi yaşam tarzlarına, en azından paralar suyunu çekene kadar, giderek daha fazla para harcama eğilimine girer. Ben ailelerin kendi emeklerinin meyvelerinin keyfini çıkarmalarına karşı değilim. Aksine iyi yaşamak, hoş evlerde oturmayı, muazzam bir konforun keyfini sürmeyi, çocuklarınızı iyi okullara gönderebilecek durumda olmayı istemek son derece doğal lhatta gayet sağlıklı aktivitelerdir. Zenginlik, konfor ve statü bir anda birer kalkan ve uyuşturucu madde olabilirler. Bir aile bu gibi tuzaklara düşme eğilimine girdiğinde o aile şirketi ve dolayısıyla da bu zenginliğin kaynakları büyük bir tehlikede demektir. Tanıdığım ve hizmet ettiğim başarılı şirketlerin ailelerinin çoğu ciddi derecede varlıklıydı ve bu zenginliklerinin keyfini sürmeyi iyi biliyorlardı. Ancak onları asıl heyecanlandıran ve sabahları erkenden yataktan kalkmalarını sağlayan ise onların iyi bir aile, büyüyen bir şirket ve kendi sanatlarını veya mesleklerini icra etme gibi kalıcı bir şeyler yapmaya duydukları ilgiydi. Başarılı bir ailedeki aile üyelerinin çoğu aslında işkolik olmaya eğilimlidir. Hatta çocuklarına, “Şayet çok sıkı çalışmazsak herşeyimizi kaybedebiliriz” tavsiyesinde bile bulunabilirler.

3 AİLENİN ŞİRKETTEN FİNANSAL BEKLENTİLERİNİ SINIRLANDIRMAK

finansal anlamda şirkete bağımlı hale gelir. Bu yüzden aile şirketini katlanılması mümkün olmayan finansal taleplerden korumak için aileler şirketten finansal beklentilerini kontrol altına alır. Aileleri, aile şirketinin üyelerin finansal ihtiyaçlarını karşılamasındaki sınırlamaları anlamakla kazançlı çıkar. Aile şirketinin stratejik ve yatırım gereksinimlerini temel alan bir finansal plan geliştirir ve şirket ortaklarıyla birlikte değerlendirirler. Ardından şirket ortaklarına ailenin büyümeye devam etmesi ve yaşam tarzına bugüne kadar olduğu gibi para harcanmanın sürdürülmesi durumunda şirketin başına neler geleceğini gösterirler; bu genellikle ailenin finansal beklentilerini değiştirmeye yönelik bir uyarı alarmıdır. Nesiller boyunca hayatta kalmayı başarabilmiş aileler, bir sonraki nesle onları desteklemeleri ve onlara bir iş bulabilmeleri gerektiğini söylemeyi genellikle üçüncü nesle geldiklerinde öğrenirler. 

4 YATIRIMLARI AKILLICA ÇEŞİTLENDİRMEK

Ailenin ihtiyacı olan gelirin bir kısmını üretmek için akıllı aileler, tüm yumurtaları aynı sepete koymaz ve yatırımlarını çeşitlendirirler. Çeşitlendirmenin çok iyi araştırılmış yatırım fırsatları temelinde yapılması gerekir. Ancak aile gelirinin bir kısmını da bu işe dahil etmek ve ileride miras olarak varlık yaratmak da çeşitlendirmenin gerçekçi nedenleri arasında sayılabilir. Akıllı bir çeşitlendirme yapmak zaman alır ve dışarıdan tavsiyeler gerektirir, zira ailenin en iyi bildiği iş kendi aile şirketidir. Çeşitlendirmeyi aile şirketi içinde mi, aile holding şirketi içinde mi yoksa bireysel seviyede mi yapsak gibi çok önemli stratejik meseleler vardır. Çeşitlendirmeyi aile şirketinin dışında yapmanın önünde duran en büyük engel genellikle çeşitlendirme hakkındaki önerileri sanki birer sadakatsizlik veya sapkınlık gibiymiş gibi gören aile şirketi liderleridir. Başarılı şirketlerin aileleri uzun vadedeki resmi görürler ve bu gibi ayak diretmelerle kolaylıkla başa çıkarlar. 

5 KARARLARIN ZAMANINDA ALINMASI İÇİN BİR SİSTEM

Başarılı bir aile geleneğine ve ailenin birliğini cesaretlendiren sosyal baskıların olumlu güçlerine rağmen aileler, genellikle zaman içinde parçalanma ve dağılma eğilimine girerek yukarıda bahsedilen tüm meselelerin çözümünü zorlaştırır. Bu nedenle başarılı şirketlerin aileleri, aile birliğini sağlayan ve zor kararların tam zamanında alınmasını sağlayan bir yönetim sistemi kurar. Ailenin birlik içinde kalmasının, kendilerini kurumlarına adamalarının ve bu sorunları açıkça tartışabilmelerinin sağlanması durumunda bir aile şirketinin uzun vadede hayatta kalmasını engelleyen yukarıdaki güçlerin tamamının üstesinden gelinebilir. Şirket için iyi bir icra kurulu, şirket ortakları arasında net ve adil bir uzlaşma ve kesin aile politikalarıyla birlikte ailenin yüzleşmekte olduğu önemli sorunları tartışacak bir grup aracılığıyla bu koşulların yaratılmasında iyi bir yönetimin katkısı çok büyüktür. Şirkette iyi bir liderlik, şirket ortakları grubu ve aile elbette önemlidir, ancak iyi liderlerin seçilmesi ve onların desteklenmesi ancak iyi bir yönetimle mümkündür. Bu yüzden işe buradan başlayın.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz