İş liderlerinin en kötü alışkanlıkları: İlk sırada ne var?

Bunu sabırsızlık, detaycılık, tez canlılık izliyor. Bu alışkanlıkların çalışanlar için zor durumlar yaratması ve iş verimliliğini etkilemesi, farkındalığı yüksek liderleri değişime zorluyor. Değişebilenlerin ödülü ise daha dengeli bir çalışma düzeni ve iş birliğine açık bir çalışma ortamı yaratmak oluyor.

Capital Haziran 2024 sayısından

Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk, geçmişte çalışma saatleri ve iş yükü konusunda aşırıya kaçtığını kabul ediyor. Bu durumun hem kişisel sağlığına hem yönetim tarzına olumsuz etkiler yarattığını belirtiyor. Zamanla daha dengeli bir çalışma rutini benimseyerek yükünü diğer yöneticilerle paylaştığını ve bu alışkanlığını değiştirdiğini ifade ediyor. Musk, ayrıca “Sabah ilk iş telefonuma bakıyorum. Korkunç bir alışkanlık aslında” diyor. Bu alışkanlığını sporla değiştirmeye çalıştığını ifade ederek “Hiç sevmesem de uyanır uyanmaz telefonu elime almak yerine 20 dakika spor yaptıktan sonra telefonuma bakmaya çalışacağım” sözleriyle kendini motive ediyor. 

Amazon’un kurucusu Jeff Bezos, şirketin erken dönemlerinde oldukça talepkar ve bazen acımasız bir lider olarak tanınıyordu. Ancak yıllar içinde iş birliğine daha fazla açık olmayı ve çalışanlardan gelen geri bildirimleri daha yapıcı bir şekilde değerlendirmeyi öğrendiğini ifade eden Bezos, bu değişimin Amazon’un daha yenilikçi ve yaratıcı bir şirket haline gelmesine yardımcı olduğuna da işaret ediyor. 

Liderlik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan ve “What Got You Here Won’t Get You There” kitabının yazarı Marshall Goldsmith, liderlerin sürekli kazanma arayışının ve haklı çıkma eğiliminin takım çalışmasını ve yaratıcı iş birliklerini engellediğini vurguluyor. Bu durumun liderlerin daha geniş bir perspektiften düşünmesini ve gerekli adaptasyonları yapmasını kısıtladığını söylüyor. Goldsmith, her liderin kişisel zorlukları ve kötü alışkanlıkları üzerinde çalışarak önemli dönüşümleri gerçekleştirebileceğine inanıyor ve “Örneğin General Electric’in eski CEO’su Jack Welch, liderlik tarzında önemli bir dönüşüm yaşayarak sert ve rekabetçi bir liderlikten daha katılımcı bir tarza geçiş yaptı” diyor.