Prof. Dr. Emre Alkin, ‘Kişi başına düşen milli gelir 2020’de 8 bin 599 dolara düştü. 2013 yılında 12 bin 519 dolardı. Bu düşüş ekonomideki erimeyi gösteriyor. 2007'nin bile altındayız’ dedi.
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin, Capital Dergisi’nin geçtiğimiz ay yayınlanan sayısında yer alan ‘En büyük kayıp nerede?’ araştırmasına katılarak, ekonomiyi değerlendirdi. Alkin, şu görüşlerini ifade etti: Kişi başına düşen milli gelir 2020’de 9 bin 127 dolardan, 8 bin 599 dolara düştü. 2013 yılında bu rakam 12 bin 519 dolardı. Son 7 yılda nüfus çok önemli ölçüde artmamasına rağmen kişi başına düşen gelirdeki bu düşüş dolar cinsinden Türkiye ekonomisindeki erimeyi ortaya koyuyor. Gelirde gelinen nokta 2007 yılındaki gelirin bile altında.
DÜŞÜŞÜN NEDENİ
Milli gelirdeki düşüş ağırlıklı inşaat, turizm ve hizmet sektörünün dijitalleşmemiş olan bölümünden kaynaklanıyor. Son açıklanan büyüme rakamlarına baktığımızda hizmet sektörünün yüzde 4,4, inşaat sektörünün yüzde 3,54, ihracatın da yüzde 15,4 oranında daraldığını görüyoruz. Bu kayıplar geçtiğimiz yıl yaşandı. Ancak önümüzdeki dönemde de kaybın etkileri görülmeye devam edecek.
KİMLER TEHLİKE ALTINDA?
İşletme sermayesi çok küçük, ciroları çok büyük ama borçları muazzam seviyeye ulaşmış olan her şirket tehlike altında. Sahadan silinecekler. Ciroları veya ürettikleri kâr sahip oldukları borçla uyuşmuyorsa bu şirketlerin uzun süre suni teneffüsle, yeniden yapılandırmalarla yaşatılması mümkün değil. Yolun sonuna gelecekler.
“2013 YILINA DÖNMELİYİZ”
Türkiye’de ekonomide yaşanan bu kayıplar, döviz kuru hızla yükselmeye devam ettikçe ve Türkiye’nin büyüme hızı yüzde 5’e ulaşmadıkça devam eder. Döviz cinsinden milli gelirin hızla yükselmesi için önce enflasyonla mücadelede düzgün adımlar atılmalı. Enflasyon kontrol altına alındıktan sonra faiz sakinleşir. İstikrarlı bir ekonomi yönetimi, aynı zamanda hukuk reformuyla beraber yabancı sermaye akmaya başlarsa, Türkiye tekrar 2012-2013 yılları arasındaki güzel zamanlara döner. Bunun için öncelikle hukuk, hak ve özgürlüklerde 2013’ün başlangıcına dönmeliyiz. Bunu yaparsak 10 yıl ileriye gideriz.
(Nisan 2021 sayısından alınmıştır)
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?