"Enflasyon düşüyor, bütçe açığı makul düzeyde"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun düştüğünü, bütçe açığının oldukça makul düzeyde olduğunu ve dış dengesizliklerin büyük ölçüde giderildiğini ifade etti.

17.10.2025 19:48:550
Paylaş Tweet Paylaş
"Enflasyon düşüyor, bütçe açığı makul düzeyde"

G20, IMF ve Dünya Bankası toplantılarına katılmak üzere Washington'da bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) Yıllık Üye Toplantısı'nda Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İzledikleri ekonomi programının sonuç verdiğini belirten Şimşek, enflasyonun düştüğünü, kamu maliyesinde ilerleme olduğunu ve dış dengede de yapısal iyileşme görüldüğünü anlattı.

Şimşek, "Genel olarak dezenflasyon süreci yolunda ilerliyor, bütçe açığı uluslararası standartlara göre oldukça makul düzeyde ve dış dengesizlikler büyük ölçüde giderildi. Bunu kalıcı hale getirmek için yapısal reformları hızlandırmamız gerekiyor." dedi.

Enflasyonda tek hane hedefi

Enflasyonda iyi bir ilerleme kaydedildiğini belirten Şimşek, "Bu yılı muhtemelen yüzde 30 ile kapatacağız, geçen sene bu oran yüzde 44 idi, ondan önceki sene ise yüzde 65. Gelecek yılı yüzde 10'lu seviyelerde, sonraki yılı ise tek haneli rakamlarda tamamlamayı umuyoruz." diye konuştu.

Şimşek, hanehalkı ve şirketlerin beklentilerinin hedeflere kıyasla nispeten yüksek kalmaya devam ettiğini, piyasaların beklentilerinin hedeflerine daha yakın olduğunu ifade etti.

Bu yıl tarım sektöründe yaşanan kuraklık ve donun gıda fiyatlarını etkilediğini belirten Şimşek, bunun normal bir durum olmadığını ve manşet enflasyondaki ilerlemenin duraklamasına yol açtığını kaydetti.

Şimşek, "Tarım sektörü bir yılda büyük darbe aldı ve bu ne yazık ki işlenmemiş gıda fiyatlarını yukarı çekti. Şöyle bir örnek vereyim: Ağustos ayına dönersek, son 20 yılın ağustosta aylık ortalama gıda fiyatı artışı yüzde 0,7 civarındadır. Ancak bu sene Ağustos’ta bu oran bunun dört katından fazla gerçekleşerek yüzde 3 oldu. Eylül ayında da benzer bir durumu yaşadık. Yine son 20 yılın eylül ayı ortalamasının üç katı kadar yüksek bir aylık gida enflasyonu gerçekleşti. Yani bu normal bir durum değil. Bu durum manşet enflasyonun geçici olarak duraksamasına yol açtı. Bu yıl programımıza kıyasla beklenenden biraz daha yüksek bir enflasyon rakamıyla karşılaşabiliriz ancak bununla baş edebileceğimizi düşünüyorum. Çünkü genel olarak bakarsanız, para politikası sıkı, maliye politikası daha sıkı ve maliye politikasında bu duruşumuzu koruyacağız. Yönetilen, yönlendirilen fiyatları da kontrol altına alıyoruz. Ayrıca bazı arz yönlü tedbirler de var; örneğin toplu konut, sosyal konut girişimleri gibi. Petrol fiyatlarının da destekleyici bir seviyede olduğunu düşünüyorum. Yani genel anlamda, dezenflasyon sürecinin devamı için tüm koşulların uygun olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden ciddi bir endişe nedeni görmüyorum." dedi

Bütçe disiplini sürecek

Şimşek, kamu maliyesi tarafındaki ilerlemeye de işaret ederek, deprem sonrası yeniden inşa için yapılan yaklaşık 90 milyar dolarlık harcamaya rağmen bütçe açığının birkaç yıl önce yüzde 5’in üzerinde bulunduğu seviyelerden yüzde 3,5 civarına gerilediğini kaydetti.

Kamu borcunun Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranının yaklaşık yüzde 25 olduğunu belirten Şimşek, bunun gelişmekte olan ülke standartlarına göre oldukça düşük bir seviye olduğunu aktardı.

Şimşek, "Bütçe disiplinindeki amacımız, enflasyonu düşürme sürecinde merkez bankasına maliye politikası yoluyla yardım etme hedefinden kaynaklanıyor. Orta Vadeli Program dönemi boyunca bu yaklaşımımız kararlılıkla devam edecek." diye konuştu.

Dirençli büyüme ekonomi programını sürdürmek için alan sağlıyor

Dış dengede de görülen iyileşmeye değinen Şimşek, hem konjonktürel hem de yapısal iyileşmelerin bu noktada yardımcı olduğunu ifade etti.

Şimşek, geçen yıl altın hariç tutulduğunda cari fazla verildiğine de işaret ederek, bu yıl da benzer bir durum olduğunu aktardı.

Bakan Şimşek, "Cari açığın makul seviyelerde kalmasıyla, yapısal dönüşümü sürdürerek, daha sürdürülebilir bir yüksek büyüme patikasına geri döneceğimizi düşünüyorum." dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) iç, bölgesel ve küresel şoklara yanıt olarak daha fazla sıkılaşma yapmak zorunda kalmasına rağmen büyümenin dirençli kaldığını belirten Şimşek, bunun ekonomi programını sürdürmek için alan sağladığını ifade etti.

"Program uygulandıkça herkes fayda görecek"

Şimşek, Türkiye’nin mart ve nisan aylarında yaşadığı zorluklara güvenilir ve piyasa dostu adımlarla yanıt verdiğini; bu sayede hem programa hem de kurumlara olan güvenin güçlendiğini belirtti.

Makro ihtiyati politikaları sadeleştirdiklerine işaret eden Şimşek, yürürlükte olan makro ihtiyati önlemlerin para politikasının aktarım mekanizmasının etkinliğini artırmaya yönelik olduğunun altını çizdi.

Bankacılık sektörünün de önümüzdeki dönemde programın olumlu etkilerinden faydalanacağını vurgulayan Şimşek, “Makro ihtiyati çerçeve nedeniyle bankalar yüksek kârlar elde etmiyor olabilir; ancak en zor dönemi geride bıraktığımıza ve iyi günlerin yaklaştığına inanıyorum. Bunu geleceğe dair iyimser bir mesaj vermek için değil, gerçekten doğru adımları attığımız için söylüyorum. Program kararlılıkla uygulandıkça, makroekonomik ve finansal istikrar güçlendikçe, bundan vatandaşlarımız da, şirketlerimiz de, herkes fayda sağlayacak.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, Türkiye’de çalışma çağındaki nüfusun artış gösterdiğine dikkat çekerek, kadınların halen görece düşük olan iş gücüne katılım oranının; kreş imkanları, esnek çalışma modelleri ve doğum izinleri gibi politikaları içeren kapsamlı bir programla yükselme potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.

Verimliliğin artırılması için doğru yatırımların ve yapısal reformların önemine vurgu yapan Şimşek, “Bugüne kadar 300 milyar doların üzerinde altyapı yatırımı gerçekleştirdik. Artık odağımız; organize sanayi bölgelerini limanlara bağlamak, karbon ayak izini azaltırken rekabet gücünü artırmak gibi verimliliği yükseltecek projelerde. Ayrıca, insan kaynağımızın yetkinliklerini geliştirmek amacıyla pek çok programa yatırım yapıyoruz.”

"Bölgede daha fazla barış ve istikrar sağlanırsa Türkiye bundan fayda sağlayacak"

Şimşek, makro-finansal istikrarı güçlendirerek GSYH’nin yüzde 2–3’ü düzeyinde doğrudan yabancı yatırım çekmeyi hedeflediklerini belirttti. Teknolojik açıdan gelişmiş ekonomilerden yatırım çekmenin, bilgi birikimi ve verimlilik artışı açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Büyüme ile dezenflasyon arasında bir tercih yapmadıklarını ifade eden Şimşek, uzun vadede fiyat istikrarının sürdürülebilir ve yüksek büyümenin ön koşulu olduğunu söyledi.

Bölgedeki çatışmalara ve istikrarsızlıklara rağmen iyimser olduğunu dile getiren Şimşek, Türkiye’nin Batılı müttefikleriyle ilişkilerini güçlendirdiğini vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın bölgenin istikrarına yönelik çabalarına da değinen Şimşek, Türkiye’nin bölgesel meselelerde önemli bir arabulucu rolü üstlendiğini ifade etti.

Şimşek, bölgede barış ve istikrarın güçlenmesinin Türkiye için önemli fırsatlar yaratacağını vurgulayarak, ülkenin Çin’in ardından dünyanın en büyük ikinci müteahhitlik kapasitesine sahip olduğunu hatırlattı.

Ukrayna ve Libya gibi ülkelerin yeniden inşa süreçlerinde Türkiye’nin kritik bir rol üstlenebileceğini belirten Şimşek, ayrıca Türkiye’nin Avrupa’nın savunma ekipmanı açığını kapatma çabalarına da katkı sunabileceğini ifade etti.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz