Türkiye'de Z kuşağının beklentileri ne?

Uzmanlar, 2000 yılı ve sonrası doğumlu bireylerin jenerasyonu olan Z kuşağını geleceğe damgasını vuracak kuşak olarak tanımlıyor. Z kuşağının hayatı ele alış biçimleri ve değerleriyle öncüllerinden belirgin farklılıklar sergileyeceği öngörülüyor.

Z kuşağıyla  “bağlam merkezli” bir dönemin başladığının altını çizen Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı ve Kuşak Araştırmacısı Evrim Kuran, “Bu durum öğretmenleri, fikir liderlerini, markaları, şirketleri, sahnedeki bilge kişilik olmak yerine kolaylaştırıcı bir rehber olmaya zorlayacak. Yani eğitimden tüketime, üretimden iletişime her süreçte hegemonyanın ezberleri bozulacak ve fark yaratmak değil de birlikte değer yaratmaya odaklanılacak” diyor.

Türkiye’deki gençlerin dünyanın gelişmiş ekonomilerinin tamamından daha yüksek stres seviyesine sahip olduklarını da anlatan kuran, şöyle devam ediyor:

“Bu durum hem düşük gelir grubu hem de yüksek gelir grubu hanelerde böyle. Araştırmalarımızda çok farklı sosyoekonomik seviyelerden Z kuşağına dünyada tek bir şeyi değiştirebilseydin o şey ne olurdu sorusuna ilk sırada adaletsizlik ve eşitsizlik yanıtı geliyor. Türkiye’de yaşamak denince akıllarına ilk gelen çağrışımları sorduğumuzda birbirine hiç benzemeyen mahallelerden gençler aynı sözcükte buluşuyor: Zor.”

Günümüzün Dünyası’nın bu haftaki konuğu Evrim Kuran’la geleceğin yeni oyuncusu olan Z kuşağını ve gençlerin beklentilerini, kaygılarını konuştuk.