Üretken yapay zeka milli geliri artırır mı?

Google Türkiye’nin Implement Consulting Group ile birlikte hazırladığı “Yapay zekanın Türkiye’deki ekonomik potansiyeli” başlıklı raporu yayınlandı.

22.05.2024 17:14:220
Paylaş Tweet Paylaş
Üretken yapay zeka milli geliri artırır mı?

Yapay zeka ve etkileri konusu dünyada tartışılmaya devam ediliyor. Kimine göre büyük bir düşman kimine göre ise bütün hayatımızı değiştirecek devrimci bir teknoloji… İşte Google Türkiye’nin Implement Consulting Group ile birlikte yayınladığı “Yapay zekanın Türkiye’deki ekonomik potansiyeli” başlıklı raporu, aydınlatıcı bir işlev görüyor.  Peki rapor ne diyor?

Önce dünya… 2023 yılında dünyada işlerinde üretken yapay zeka kullanan çalışanların oranı yüzde 28 oldu. Türkiye’de ise aynı yılda yapay zeka çözümleri kullanan girişimlerin oranı yüzde 5,5. Buradan da anlaşılacağı üzere oldukça erken bir aşamada olan üretken yapay zeka teknolojisi, henüz herhangi bir şirket veya kurum düzeyinde yaygın olarak kullanıma geçirilmiş değil. Ancak üretken yapay zekanın en gelişmiş ülkelerde ekonomiye olan katkısı, 10 yıl kadar kısa bir süre içerisinde zirveye ulaşabilir. Akademik çalışmalar, yapay zekanın şirket düzeyinde kullanılmaya başlamasının ardından iş gücünün genellikle yıllık 2-3 yüzde puan daha üretken hale geldiğini gösteriyor.

EKONOMİK POTANSİYEL

Rapora göre bu yeni teknoloji ekonominin ürün ve hizmet üretimi kapasitesini artırarak fiyat baskılarını düşürebilir ve reel ücret artışı sağlayabilir. Üretken yapay zeka yaklaşık 10 yıl içinde tek başına Türkiye’nin GSYİH’sine yüzde 5 ilave katkı sağlayabilir.

Google Türkiye Ülke Direktörü Mehmet Keteloğlu, bunun da 1,2-1,4 trilyon TL’ye (50-60 milyar dolar) denk olduğunun öngörüldüğünü söylüyor ve şöyle devam ediyor:

“Yine raporun sonuçlarına göre yapay zekanın uygulamaya konulmasında yaşanacak 5 yıllık bir gecikme bu potansiyeli yüzde 1 seviyelerine düşürebilir.  Üretken yapay zeka sayesinde çalışanların çoğunluğunun ki rapora göre bu oran yüzde 55, kapasitelerini, niteliklerini ve verimliliklerini artırarak üretkenlik artışı sağlayacağı öngörülüyor. Üretken yapay zekanın Türkiye’deki bu potansiyelinin yanı sıra Türkiye, tamamlayıcı inovasyonlar, yatırımlar ve yapay zeka ile ilgili becerilerde küresel oyuncuların gerisinde yer alıyor. Buradaki eksiklerin kapanabilmesi için Türkiye'nin beceri geliştirme, Ar-Ge faaliyetleri ve ticarileşme konusunda atılım yapması gerekiyor.”

YOL HARİTASI

Türkiye, yapay zeka alanındaki yatırım ve çalışmalarıyla dünya lideri olan ülkelerle aynı çizgide hedefler belirlenmesine imkan veren bir ölçeğe sahip. Raporun sonuçlarına göre Türkiye, operasyonel ortam karşılaştırma grubu içinde 2’nci, global olarak ise 7’nci sırada yer alıyor. Ancak Türkiye, tamamlayıcı inovasyonlar, yatırımlar ve yapay zeka ile ilgili becerilerde küresel oyuncuların gerisinde yer alıyor. Bu alanda, özellikle yapay zeka kapasitesi açısından ölçek avantajı nedeniyle ABD küresel olarak en önde gelen ülke konumunda.

Rapor sonuçlarına göre Türkiye, operasyonel ortam bağlamında iyi bir noktada olsa da yapay zeka stratejisi ve altyapısı olmak üzere diğer temel yapay zeka uygulama dinamikleri henüz gelişme aşamasında. Türkiye İstatistik Kurumu’nun araştırmasına göre 2023’te Türkiye’deki girişimlerin yüzde 5,5’i en az bir tür yapay zeka teknolojisini kullanmaya başladı. Rapor, sunduğu politika çıkarımları anlamında güven ortamının yaratılarak ve yatırım teşvikinin korunmasıyla yapay zekanın sunduğu fırsatların yakalanacağına değiniyor ve bu bağlamda 5 perspektif sunuluyor: İnovasyona imkan verilmeli, yapay zeka araştırma-geliştirme çalışmalarına yatırım yapılmalı, elverişli bir regülatif çerçeve oluşturulmalı, yaygın kullanım ve evrensel erişilebilirlik desteklenmeli, insan sermayesi ve yapay zeka destekli bir iş gücü geliştirilmeli ve yapay zeka altyapısına ve işlem gücüne yatırım yapılmalı.

ÖNE ÇIKAN BULGULAR

●Türkiye'de üretken yapay zeka kullanımının geniş bir uygulama alanı bulması halinde yaklaşık 10 yıl içinde GSYİH’de yıllık ilave yüzde 5 artış potansiyeline ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu oran, Türkiye’de konaklama ve yemek hizmetlerinin GSYİH’ye sağladığı toplam katkıdan daha fazla.

●Önümüzdeki 12-13 yıl içinde maksimum potansiyele ulaştığında ise üretken yapay zekanın yıllık GSYİH’ye katkısının yüzde 7 oranında, yani 1,7-2 trilyon TL olması öngörülüyor.

●Üretken yapay zekanın uygulamaya konmasında yaşanacak 5 yıllık bir gecikme, Türkiye'nin üretken zeka kaynaklı yıllık GSYİH artış potansiyelini yüzde 5’ten (1,2-1,4 trilyon TL ) yüzde 1’e (150-200 milyar TL) düşürebilir.

●Üretken yapay zekanın esas etkisi, çalışanların çoğunluğunun yüzde 55 (yaklaşık 17 milyon işe tekabül ediyor) kapasitelerini, niteliklerini ve verimliliklerini artırarak üretkenlik artışı sağlamasıdır. Bu katkının Türkiye için değerinin GSYİH’de 1-1,1 trilyon TL olması öngörülüyor.

●İşlerin yaklaşık yüzde 41’inin otomasyondan etkilenmemesi bekleniyor. Türkiye'de tahmini 13 milyon işin üretken yapay zekadan çok fazla etkilenmeyeceği öngörülüyor.

●İşlerin küçük bir kesimine karşılık gelen yüzde 4’lük dilimde ise yer değiştirme, yani başka bir deyişle üretken yapay zeka sayesinde diğer görevlere aktarılabilecek iş gücü değişikliği ortaya çıkıyor. Bu oranın Türkiye’de 250-300 milyar TL’ye denk gelmesi öngörülüyor.

●Robotlar gibi yakın geçmişteki otomasyonların aksine üretken yapay zeka, hizmet sektöründe üretkenliği artırabilir. Bu sebeple de üretken yapay zekanın ekonomik potansiyelinin yaklaşık yüzde 70’i hizmet sektöründe bulunuyor.

●Üretken yapay zekanın on yıl içinde ticaret, ulaşım ve turizm sektörüne katkısı, sektör katma değerinin yüzde 5’i oranında olacaktır.

●Üretken yapay zeka on yıl içinde imalat ve inşaat alanında üretkenliği katma değerin yaklaşık yüzde 4’ü kadar artırma potansiyeline sahip.

●Üretken yapay zeka, bilgi ağırlıklı işletme hizmetlerinin katma değerini, yüzde 8 oranında artırma potansiyeline sahip.

●Kamu sektöründe üretken yapay zeka on yılda tahmini yüzde 7 oranında katma değer artışı sağlayabilir.

●Avukatlar, bilim insanları ve mühendisler de dahil olmak üzere üretken yapay zeka ile birlikte çalışanların tahmini yüzde 39’u yüksek öğrenim seviyesine sahip; bu oran, tüm çalışanların ortalaması olan yüzde 28’in oldukça üzerinde.

●Türkiye’de 2023 yılında yapay zekayı uygulamaya koymuş büyük şirketlerin oranı yüzde 19 iken KOBİ’ler bu alanda yüzde 5’lik bir oranda yapay zekadan yararlanıyor.

●Kadın çalışanların yüzde 61’inin mevcut işinde üretken yapay zekadan destek alması beklenirken bu oran erkek çalışanlarda yüzde 53.

●Yapay zekanın ve diğer dijital çözümlerin, Türkiye’nin 2053 yılında net karbon nötr olma hedefine ulaşmasında önemli bir rol oynaması bekleniyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz