"3 ana risk var kriz sürüyor"

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da global krizin bitmediğini düşünüyor.

1.09.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
"3 ana risk var kriz sürüyor"
Durmuş Yılmaz, Türkiye para politikasına yön veren en önemli isimlerden biri. Açıklamaları yakından takip ediliyor, her sözü ekonomi çevrelerini derinden etkiliyor. Merkez Bankası Başkanı Yılmaz’ın global krizle ilgili değerlendirmeleri oldukça önemli.  Yılmaz, global krizin geride kalmadığını düşünüyor. Hatta ona göre iyimser bir değerlendirme yapmak için bile oldukça erken. Bir toparlanma yaşanmış olsa da bu toparlanmanın tüm dünya ülkelerine aynı oranda yansımadığını söylüyor. “Küresel ekonomiye ilişkin kırılganlıklar devam ediyor” diye konuşuyor. Durmuş, krizin tamamen sona erdiğini söylemek için bakılması gereken net kriterleri ise şöyle sıralıyor:  “Kriz bitti demek için finansal piyasalarda güven ortamının sağlanması, halen oldukça yüksek seyreden işsizlik oranlarının uzun dönem ortalamalarına yakınsaması ve yüksek kamu borç seviyelerinin azaltılmasına yönelik inandırıcı planların hazırlanması gerekiyor.” Türkiye’yle ilgili de ilginç yorumlarda bulunan Yılmaz, para politikalarının odağında enflasyon hedefinin olduğuna vurgu yapıyor ve ekliyor:
“Yeni enflasyon tahminlerimiz, yılın kalan döneminde çıkış stratejimizde öngörülen tedbirlerin büyük ölçüde tamamlandığı, politika faizlerinin ise bir süre daha mevcut düzeylerde tutularak 2011 yılı içinde sınırlı bir artış gösterdikten sonra tahmin ufku (üç yıl) boyunca tek haneli düzeylerde kaldığı bir para politikası duruşunu yansıtıyor.” Türkiye’nin para otoritesi Durmuş Yılmaz’la global krize ilişkin düşüncelerini, Türkiye politika faizlerinin seyrini konuştuk:

Capital:
  Dünya ekonomilerinin krizi tamamen geride bıraktığını söylemek mümkün mü?
-  Krizin tamamen geride kaldığını söylemenin şu an için çok iddialı bir ifade olduğunu düşünüyorum. 2010’un ilk yarısına baktığımızda, yaşanan küresel finansal krizin ardından küresel iktisadi faaliyetteki toparlanmanın devam ettiğini görüyoruz. Ancak, bu toparlanma, yavaş ve kademeli yaşanıyor ve tüm dünya ülkelerine aynı oranda yansımıyor.  Küresel ekonomiye ilişkin kırılganlıklar halen devam ediyor. Euro bölgesinde birçok ülkenin kamu borcunun sürdürülebilirliğine ilişkin kaygıların artması ve ülke risklerinin finansal sisteme yansımaya başlaması, finans piyasalarında yeni bir çalkantıya yol açarak küresel iktisadi faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskleri yeniden gündeme getirdi. Gelişmiş ülkelerde kredi, gayrimenkul ve emek piyasalarındaki sorunların devam etmesi ve işsizlik oranlarının yüksek düzeyi diğer risk unsurları. Küresel büyümenin belirgin olarak yavaşlaması halinde kullanılabilecek politika seçeneklerinin giderek azalması, küresel ekonominin toparlanma hızına ilişkin aşağı yönlü risklerin bir süre daha canlı kalabileceğine işaret ediyor.

Capital: 
Krize karşı ortaya koyulan düzenleme ve çalışmaların yetersiz kaldığını mı düşünüyorsunuz?
-  Şu an itibarıyla krizin tamamen geride bırakıldığını söylemek için henüz erken olduğu değerlendirmesini yapıyorum. Süregelen reform çalışmaları ve yeni düzenlemeler gelecekte benzer krizleri ve bu krizlerin ekonomiler üzerinde yapacağı tahribatı önlemede önemli rol oynayacak.

Capital: 
Krizin son bulduğunu söylemek için ne tür parametrelere bakmak gerekli?
-  Krizin tam olarak geride bırakıldığını söyleyebilmek için finansal piyasalarda güven ortamının sağlanması, halen oldukça yüksek seyreden işsizlik oranlarının uzun dönem ortalamalarına yakınsaması ve yüksek kamu borç seviyelerinin azaltılmasına yönelik inandırıcı planların hazırlanması gerekiyor.

Capital: 
İkili dip senaryolarının gerçekleşme olasılığı sizce nedir?~
-  Küresel ekonomik krizin yoğun olarak hissedildiği dönem geride kaldı ve halihazırda küresel iktisadi faaliyet belirgin bir düzelme sürecine girdi. Bu kapsamda ikinci bir dip yaşanma ihtimalinin, yaşanmama ihtimalinden daha düşük olduğunu tahmin ediyorum.
Bununla birlikte 2010 yılının ikinci çeyreği, küresel ekonomiye ilişkin kırılganlıkların yeniden gündeme geldiği ve aşağı yönlü risklerin belirginleştiği bir dönem oldu.  ABD emlak sektöründe beklenen istikrarın henüz yakalanamamış olması, özellikle ticari gayrimenkul varlıklarına ilişkin risklere maruz kalan bankalar üzerinde bir baskı unsuru olmaya devam ediyor. Ayrıca Euro bölgesi ve ABD’deki kredi arzıyla ilgili sıkışıklık, göreceli olarak yatışmış olsa da kredi talebinin halen zayıf bir seyir izlemesi, iç talep üzerinde bir baskı oluşturuyor.
Son olarak gelişmiş ülke ekonomilerinde gözlemlediğimiz ılımlı toparlanmanın henüz emek piyasalarına yansımadığına dikkat çekmek istiyorum. Bu durum, söz konusu ekonomilerdeki toparlanma sürecinin sürdürülebilirliği açısından risk oluşturmaya devam ediyor.

Capital: 
Uyguladığınız para politikasında yıl sonuna ve 2011’in ilk yarısına kadar ne tür değişiklikler öngörüyorsunuz?
Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası para politikasını, sadece ve sadece fiyat istikrarı temel amacıyla uyumlu bir şekilde tespit ediyor. Yılın ikinci çeyreğinde enflasyonun yeniden düşüşe geçmesi ve küresel ekonomiye ilişkin aşağı yönlü risklerin belirginleşmesi, bankamızın politika faizlerinde artırım sürecine geçilmesinde acele edilmemesi yönündeki duruşunu doğruladı.
 Son açıkladığımız enflasyon raporunda,  orta vadeli enflasyon hedeflerine ulaşmak için gerekli gördüğümüz parasal sıkılaştırmanın bir önceki rapor dönemine göre daha geç başlayacağı ve daha sınırlı olacağı bir çerçeveyi esas aldık.  Buna göre oluşan yeni enflasyon tahminlerimiz, yılın kalan döneminde çıkış stratejimizde öngörülen tedbirlerin büyük ölçüde tamamlandığı, politika faizlerinin ise bir süre daha mevcut düzeylerde tutularak 2011 yılı içinde sınırlı bir artış gösterdikten sonra tahmin ufku (üç yıl) boyunca tek haneli düzeylerde kaldığı bir para politikası duruşunu yansıtmaktadır.

Capital:
  Bu planlarda sapma hangi durumda söz konusu olabilir?
-  Elbette enflasyon görünümüne ilişkin açıklanacak her türlü yeni veri ve haber, geleceğe yönelik duruşumuzu değiştirebilir. Küresel ekonominin öngörülenden daha uzun süreli bir yavaş büyüme dönemine girmesi ve bu durumun yurtiçi iktisadi faaliyetteki toparlanmayı belirgin olarak geciktirmesi halinde planlanan parasal sıkılaştırma süreci, 2011 yılının sonlarına ertelenebilir. Küresel ekonomideki sorunların daha da derinleşmesi ve yurtiçi iktisadi faaliyetin durgunluk sürecine girmesi halinde ise politika faizlerinde yeni bir indirim süreci söz konusu olabilir. Diğer yandan küresel iktisadi faaliyette beklenenden daha hızlı bir toparlanma olması durumunda, parasal sıkılaştırma 2011 yılının daha erken bir döneminde gündeme gelebilir.

Capital:
  Türkiye’de faizler daha ne kadar düşük seyir izleyecek?
Ekonomide meydana gelecek gelişmeler merkez bankalarının para politikasının yönünü belirleyecek. Avrupa’da ortaya çıkan mali problemler, birçok ülkede merkez bankalarının aşağı yönlü risklere vurgu yapan para politikası benimsemesine yol açtı. Bu kapsamda gelişmiş ülke merkez bankaları, mevcut genişletici para politikasını uzunca bir süre koruyacak. Birçok gelişmekte olan ülke merkez bankası da benzer söylem değişikliklerine gitti. Dolayısıyla para politikalarında normalleşme sürecinin ötelenebileceği yönündeki beklentiler güçlendi.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz