Zorlu Enerji’nin yeni CEO’su Elif Yener, doğal gazdan çıkışın ardından yatırımları hızlandırdıklarını belirtiyor. Bu yıl yaklaşık 6 milyar TL ile geçen yılın iki katı yatırım yaptıklarını ve tümünü kendi kaynaklarıyla finanse ettiklerini söyleyen Yener, “Şu anda tamamen organik büyüyoruz” diyor.
Zorlu Enerji’nin yeni CEO’su Elif Yener, şirketin dönüşüm yolculuğuna içeriden gelen bir lider olarak yön veriyor. Yaklaşık 10 yıldır kurum bünyesinde görev alan ve son olarak CFO’luk koltuğunda oturan Yener, CEO olarak göreve gelişinin ardından sadece finansal dengeleri değil organizasyonun kültürünü de dönüştürmeye odaklandı. Yönetimde “insan sermayesi”ni merkeze alan bir anlayışı benimsedi. Aynı zamanda şirketin doğal gazdan çıkışını tamamlayarak rotasını tamamen yenilenebilir enerji, elektrifikasyon ve dijitalleşmeye çevirdi.
Nilüfer Gözütok Ünal / [email protected]
Fotoğraflar: Hüseyin Öngen
Capital Dergisi / Eylül 2025
Zorlu Enerji artık üretim, dağıtım, şarj istasyonları ve enerji yönetim sistemleri gibi alanlarda da uçtan uca hizmet veren entegre bir enerji şirketi olma hedefiyle ilerliyor. Yeni yatırım döneminde borçluluğu kontrol altında tutarak çoğunlukla ortaklık yapılarıyla büyümeyi seçen şirket, Avrupa’dan Amerika’ya uzanan coğrafyada uzun vadeli, öngörülebilir getirili projeleri radarına almış durumda. Yener, bu noktada “Kendimizi global ölçekte entegre bir enerji yönetim şirketi olarak konumlandırmak istiyoruz. Yazılımı da içine alan, müşterilerine uçtan uca yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji sağlayan bir yapı hedefliyoruz” diyor.
Yatırımların neredeyse tamamını şirket içi kaynaklarla ve satış gelirleriyle finanse ettiklerini vurgulayan Yener, bu dönemin “organik büyüme dönemi” olduğunu söylüyor. Hem bilanço disiplini hem büyüme potansiyeli açısından Zorlu Enerji olarak yeni dönemde ESG başlıklarıyla da desteklenen daha yalın, çevik ve hedef odaklı bir yapıya dönüşeceklerinin altını çiziyor.
8 ay önce CEO’luk koltuğuna oturan Elif Yener, ilk röportajını Capital’e verdi. Yaşadıkları dönüşümü ve yeni dönem hedeflerini şöyle anlattı:
Zorlu Enerji’de 8 ay önce CEO’luğa geldiniz. Öncesinde de şirketin CFO’luğunu yürütüyordunuz. CEO’luğa geçişle neler değişti? Göreve gelir gelmez gündeminizi nasıl belirlediniz?
Zorlu Enerji’de yaklaşık 10 yıldır görev alıyorum. Finans departmanında direktörlükten CFO’luğa uzanan bir yolculuğum oldu. CEO olarak göreve başlamamla birlikte öncelikli hedeflerimden biri insan odaklı yönetimdi. Bunu kendi adıma büyük ölçüde gerçekleştirdiğimi söyleyebilirim. Çalışanlarımızla birebir görüşmeler ve ekip toplantıları gerçekleştirerek kapsamlı bir iletişim sağladık. Herkesin dahil olduğu, stratejinin bütüne yayıldığı toplantılar düzenledik. Finansal hedeflerin yanında benim için en önemli adım buydu.
Peki bu görüşmelerde neler gözlemlediniz?
Çok pozitif geri dönüşler aldım. Kapalı bir yönetim anlayışından uzak, açık kapı yaklaşımıyla ilerliyoruz. Hedeflere ulaşmanın tek yolunun ekipçe çalışmak olduğuna inanıyorum. Bu nedenle herkesin sürece dahil olması çok önemli. Sürdürülebilir bir şirket olmanın temeli, sadece iktisadi değil. Beceri ve özellikle de insan kaynağı gibi sermayelere yatırım yapmak da gerekiyor. Ben de özellikle insan kaynağına yatırım yapmayı öncelikli görüyorum.
Bu süreçte diğer öncelikleriniz ve aksiyonlarınız neler oldu?
Doğal gaz yatırımlarından tamamen çıkış hedefimizi temmuzda tamamladık. Geçtiğimiz yıl bilanço yeniden yapılandırmamızı Eurobond ihracıyla bitirdik. Yenilenebilir enerji, elektrifikasyon ve dağıtım bölgemizdeki dijitalleşme yatırımlarımız da gündemimizde. Akıllı şehirlere yönelik yatırımlar başlattık ve güzel ilerliyor. Bu yıl dağıtım bölgemizde yaklaşık 5 milyar TL’lik yatırım yapacağız. Mevcut tarife dönemi tamamlandığında toplamda 20 milyar TL’ye yaklaşan yatırımı hayata geçirmiş olacağız. Bu da bizim için çok önemli bir hedefti ve sahada yatırımlar aynı hızla devam ediyor.
Bahsettiğiniz tarife dönemi hangi yılları kapsıyor?
2021-2025 dönemini kapsıyor. Bu, dağıtım bölgeleri için belirlenen 5 yıllık tarife dönemi. 2026’dan itibaren yeni 5 yıllık dönem başlayacak. O dönem için de bugünün değeriyle yaklaşık 20 milyar TL’lik bir yatırım öngörümüz var. Enflasyon ve diğer etkenler devreye girdikçe bu rakam daha da yükselecek. Bu sadece dağıtım yatırımlarını kapsıyor. Yenilenebilir alanda da büyümeyi sürdürüyoruz. Sahip olduğumuz lisanslarla yatırımlara başladık. Mevcut santrallerimizde jeotermal tarafta verimlilik projelerini artırdık. Aynı zamanda hibrit projeler devreye giriyor. Örneğin, 21 MW’lık bir güneş yatırımı şu anda inşaat aşamasında. Bu tesis mevcut jeotermal santrallerin yanında hibrit olarak çalışacak. 19 MW’lık Alkan lisanslı yeni jeotermal yatırımımız da var. Bu proje daha uzun soluklu, yaklaşık 18 ay sürecek ve 2027’de devreye alınması planlanıyor. Biz bütünleşik bir enerji şirketiyiz. Üretimden son tüketiciye, elektrikli şarj istasyonlarıyla araç sahiplerine kadar geniş bir alanda varız. Bu kasımızı daha da güçlendirmek istiyoruz. Yenilenebilir ve verimli projelerle müşterilerimize daha iyi hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda toplayıcılık lisansı başvurularımızı da yaptık.
Toplayıcılık lisansı nedir?
Bu yeni bir oluşum. Faaliyet alanları var ama asıl etkisini 2026’dan itibaren göreceğiz. Çünkü yeni düzenlemeler o dönemde hayata geçecek. Bu bizim için aynı zamanda bir satış kanalı. Ayrıca toplayıcılık lisansı altında dengesizliği yönetebildiğiniz ölçüde hem müşteri hem sistem adına daha yüksek bir sinerji oluşturabiliyorsunuz. Bizim de bu yönde büyüme hedefimiz var.
Bu alanın müşterileri kimler olacak?
100 MW kurulu gücün altındaki lisanslı santraller ve YEKDEM süresi biten lisanssız santraller üretim tarafındaki müşteriler. Serbest tüketiciler ise tüketim tarafındaki müşteriler olacak. Santraller için dengesizliği yönetmek başlı başına bir maliyet. Grup büyüdükçe dengesizlikten doğan zarar azalıyor. Biz hem kendi santrallerimizle hem dışarıdan katılacak santrallerle bu lisans altında büyümeyi hedefliyoruz.
Bu da yeni ve büyük bir iş alanı yaratır mı? Hacim açısından bir beklentiniz var mı?
Evet, yaratır. Ancak mevzuat, üretim portföyünüze alacağınız santrallerin toplam kapasitesini 2 bin MW ile sınırlamış durumda. Ayrıca buradaki marjların elektrik satışındaki gibi rekabetçi olacağını düşünmek gerekir. Ciroyu büyütecek ama EBITDA katkısı bir üretim santrali gibi yüksek olmayacak.
Bu yıla finansal açıdan hangi hedeflerle girdiniz? İlk yarı sonuçlarına göre hedeflerin neresindesiniz?
İlk yarı sonuçları hedeflerimize paralel seyrediyor. Geçen yıl ciromuz yaklaşık 30 milyar TL’ydi. Bu yıl toplam ciro beklentimiz 34-38 milyar TL aralığında. Geçen yıl EBITDA 12 milyar TL seviyesindeydi, bunda ciddi bir enflasyon etkisi vardı. Bu yıl enflasyon etkisinin azalmasıyla EBITDA beklentimiz 11-13 milyar TL arasında. İlk yarı gerçekleşmeleri de bunu karşılayabileceğimizi gösteriyor. Ayrıca ikinci yarıda Dorad hisse satışımızın da pozitif katkısını göreceğiz. Bu yıl ESG alanında da önemli adımlar attık. Hem LSEG’de hem S&P’de yüksek puanlar aldık. Hatta dünya çapında ikincilik ödülünü kazandık. Bu da bizim için çok sevindirici bir gelişme oldu.
Enerjide toplam kurulu gücünüz nedir?
660 MW seviyesinde. Bunun yaklaşık yüzde 9’u yurt dışında. 56 MW Pakistan’da, 1,5 MW Filistin’de güneş yatırımımız var.
Bir süredir devam eden doğal gazdan çıkış süreciniz tamamlandı mı?
“Akıllı Hayat 2030” çerçevesinde fosil yakıtlardan çıkış, yenilenebilir enerjiye yönelim, dijitalleşme ve insan odaklı yönetim gibi başlıkları gündemimize aldık. Karbonsuzlaşma hedefimiz kapsamında doğal gaz yatırımlarımızı da sonlandırdık. 2025 itibarıyla doğal gazdan tamamen çıkmış olduk. Temmuz sonunda yurt dışındaki doğal gaz santrallerimizi de devrettik. Türkiye’deki doğal gaz operasyonlarımızı 2024 itibarıyla sonlandırarak aynı yıl doğal gaz dağıtım bölgemizi sattık.
Son dönemde büyüme daha çok hangi alanlardan geliyor?
Büyümeyi hem dağıtım hem enerji üretimi tarafında elde ettik. Önümüzdeki dönemde de yeni üretim ve dağıtım yatırımlarıyla büyümeye devam edeceğiz. Dağıtım bölgelerinin ciddi yatırım ihtiyacı var. Yatırım yaptığınız ölçüde bu bölgelerde büyüme de beraberinde geliyor.
Yatırım anlamında bu nasıl bir dönem? Halihazırda ne kadarlık bir yatırım devam ediyor?
Toplam yatırımlarımız bu yıl yaklaşık 6 milyar TL seviyesinde olacak. Bu geçen yılın yaklaşık iki katı. Bu büyüme döneminde olduğumuzu ortaya koyuyor. Bu, yıl yaptığımız yatırımlar önümüzdeki yılın ve sonraki yılların gelirlerine katkı sağlayacak. Bunun etkilerini ilerleyen dönemde daha net göreceğiz. Buradaki avantajımız, satışlardan elde edilen gelirleri hem borç kapatmaya hem yatırımları hızlandırmaya kullanabilmemiz. Büyük projelerimiz var ama bunları çoğunlukla ortaklıklarla yapmayı planlıyoruz. Böylece bilançoya yük bindirmeden büyüme imkanı buluyoruz. Finansmanlarda da aynı prensibi uyguluyoruz. Sadece yurt içinde değil yurt dışında da yenilenebilir enerji yatırımlarımız var. Bu işi iyi bildiğimiz için büyük projelerde katkı sağlayabileceğimize inanıyoruz. Aynı zamanda bilançoya yük getirmemek adına ortaklık yapılarından yanayız. Örneğin, elektrikli şarj istasyonlarında 2022’de WrenHouse Infrastructure’ı yanımıza almıştık.
Elektrikli araç şarj istasyonları sizin için önemli bir büyüme alanı. Son yıllarda bu alanda nasıl bir büyüme gösterdiniz? Yurt içinde ve yurt dışında bu alanda konumunuz nedir?
Türkiye’de 4 bin 900’ün üzerinde soket ve 1.800’den fazla lokasyona ulaştık. Bu rakamlarla Türkiye şarj istasyonları pazarında yaklaşık yüzde 15-16’lık bir paya sahibiz. Yurt dışında ise özellikle İtalya ve Bulgaristan’da hızlı bir ivme yakaladık. Doğu Avrupa’da Hırvatistan ve Yunanistan’a da açıldık. Polonya’da da faaliyetlerimize devam ediyoruz. Türkiye’den Avrupa’ya uzanan güney koridorunu kapatmak istiyoruz. Bu alanda gayet iyi ilerliyoruz. Avrupa’da elektrikli araçlardaki ivme beklentimizin altında seyretse de müşteri kazanımlarımız arttı. Yüksek hızlı şarj istasyonlarımızı özellikle İtalya’da kilit noktalarda devreye aldık. Bu hem gelirlerimizi hem müşteri tabanımızı büyüttü.
Önümüzdeki süreçte burada nasıl bir büyüme planınız var?
Ortaklıklarla büyümeyi planlıyoruz. Büyük ve stratejik şirketlerle birleşmeler de gündeme gelebilir. Yatırımlarımıza da devam ediyoruz. Oradaki amacımız bulunduğumuz ülkelerde elektrikli araç şarj ağı işimizi büyütmek.
Dağıtım tarafında ne tür yatırımlar yapıyorsunuz?
Dağıtımda bakım ve yenileme yatırımlarımıza devam ediyoruz. Bunun yanında verimliliği artırıcı projeler de gündemimizde. Örneğin, sokak aydınlatmalarını LED sistemlerine dönüştürüyoruz. Ar-Ge yatırımları yapıyoruz. Bölgemizde kapsamlı bir akıllı sayaç dönüşümü gerçekleştirdik. Bu, sistemi uzaktan kontrol etme, planlı bakımları daha hızlı yapma, kayıpları azaltma ve müdahaleyi kolaylaştırma imkanı sağlıyor. Bu yatırımlara devam edeceğiz. Çünkü elektrikli araçlar ve klimalar gibi tüketim unsurları arttıkça altyapı ve trafoların da güçlendirilmesi gerekiyor.
Enerjide üretimde İsrail’den çıkış süreciniz tamamlandı. Şimdi sadece iki ülkede mi varsınız?
Evet, Filistin ve Pakistan’da aktif yatırımlarımız var. Ayrıca Avrupa ülkelerinde de faaliyetlerimiz sürüyor. Amerika ve Avrupa’da yenilenebilir enerji projelerini değerlendiriyoruz.
Yurt dışında büyüme konusunda bundan sonra odak noktanız ne olacak? Hangi bölgeler ve hangi projeler gündeminizde?
Odağımızda yenilenebilir enerji var. Özellikle jeotermal, rüzgar ve hibrit projeler. Amerika’da uzun vadeli alım anlaşmaları (PPA) olan projelerde yer alabiliriz. Avrupa’da da getirisi öngörülebilir, uzun dönemli projelere ortaklıklarla girmeyi hedefliyoruz. Öncelikle proje geliştirmeyi, ardından ortaklarla birlikte yatırıma geçmeyi planlıyoruz. Bu daha çok orta-uzun vadeli bir süreç.
Yurt dışındaki yüzde 9’luk kapasiteyi orta uzun vadede nereye taşımayı hedefliyorsunuz?
Ortaklıkların devamıyla birlikte kapasiteyi orta-uzun vadede yüzde 20 seviyelerine taşımayı öngörüyoruz.
Enerjide ilginizi çeken yeni alanlar var mı? Örneğin depolama gibi?
Evet, depolama tarafında fırsatları inceliyoruz. Büyük batarya üreticileriyle nasıl iş birlikleri yapabileceğimizi değerlendiriyoruz. Regülasyonların ve kapasite yönetiminin nasıl şekilleneceği bu alanda kritik.
Başka hangi alanlar ilginizi çekiyor?
Dijitalleşme önemli bir odak olacak. Özellikle enerji yönetim sistemlerine yatırım yapıyoruz. Hem büyük hem küçük işletmeler için enerji yönetimi çok kritik. Kendi enerji projelerini hayata geçiren sanayicilere bu alanda hizmet sağlayıcı olmak istiyoruz. Ana hedefimiz, şirketlere enerji yönetimi sistemi kurmak. Böylece elektriği daha verimli ve daha düşük maliyetle kullanmalarını sağlamayı amaçlıyoruz.
Önümüzdeki 5-10 yılda Zorlu Enerji’yi nerede görmek istiyorsunuz?
Kendimizi global ölçekte entegre bir enerji yönetim şirketi olarak konumlamak istiyoruz. Yazılımı da içine alan, müşterilerine uçtan uca yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji sağlayan bir yapı hedefliyoruz. Sadece B2B’de bilinen bir şirket değil aynı zamanda müşteri nezdinde de insan odaklı, yeşil ve sürdürülebilir değerlere önem veren bir marka olmak istiyoruz.
Gelir ve kârlılık tarafında nasıl bir tablo öngörüyorsunuz?
Üretim tarafı ağırlığını koruyacaktır. Gelirimizi artıracak yeni iş alanları da olacak. Kârlılığa etkisi farklı olabilir ama borçluluğu sağlıklı seviyelerde tutan, yurt dışı varlığını artıran bir yapı kurmak istiyoruz. Ortaklıklarla iş yapmayı seviyoruz ve bunu iyi başardığımızı düşünüyoruz. Geçmiş deneyimlerimiz de bunu destekliyor.
“DAHA SAĞLIKLI BİLANÇO YAPISINA KAVUŞTUK”
BORÇLULUKTA HEDEF
2018 öncesinde borçluluk oranımız çok yüksekti. Çünkü o dönemde kredi finansmanıyla yoğun yatırım yapan bir şirket konumundaydık. Yıllar içinde projelerimizin devreye girmesiyle bu oran kademeli olarak 8’e, 6’ya ve 4’lere düştü. Borçluluk oranımız geçen yıl sonunda 3,6 seviyelerindeydi. 3 ila 3,5 arasını sağlıklı görüyoruz ve bu oranı hedefliyoruz. Bu iyileşmede stratejik olmayan faaliyetlerden çıkışımızın önemli payı oldu. Doğal gaz dağıtımlarından çıktık, elektrikli araç şarj istasyonları tarafında bir ortak aldık. Bu kaynakları yenilenebilir yatırımlarımızı büyütmek ve kredileri kapatmak için kullandık. Böylece daha sağlıklı bir bilanço yapısına kavuştuk. Amacımız bunu korumak ve daha da güçlendirmek.
YENİLİKÇİ FİNANSMAN
Ayrıca sürdürülebilir finansman konusunda da hedeflerimiz var. Portföyümüz şu anda yurt içi ve yurt dışı tahvillerden oluşuyor. Bu portföyü önümüzdeki dönemde yenilenebilir ve sürdürülebilir araçlarla yenileyerek devam ettireceğiz. Türkiye’de enerji sektöründe 1,1 milyar dolarlık Eurobond ihraç eden başka özel sektör şirketi olduğunu sanmıyorum. Biz bunu sürdürülebilirlik endeksine bağlı bir Eurobond olarak gerçekleştirdik. Bu tarz yenilikçi finansman ürünleriyle ilerlemeye devam edeceğiz. Amacımız, aynı zamanda kredi portföyünü küçültmek. Bu, kredi miktarını düşürmek demek. Çünkü bu yıl ciddi yatırımlar yapmamıza rağmen bunu krediyle değil şirket satışlarından elde ettiğimiz kaynaklarla ve şirketin kendi yarattığı gelirlerle finanse ediyoruz. Yani şu anda tamamen organik büyüyoruz. Yatırımlarımızı hem şirketin yarattığı kaynaklarla hem gerçekleştirdiğimiz satışlardan elde edilen gelirlerle finanse ediliyor.
“ENERJİDE CİDDİ HIZLANMA VAR”
“DEPOLAMA KRİTİK”
Yenilenebilir enerji projelerinde ciddi bir hızlanma var. Özellikle dağıtım enerji yatırımları önemli bir ivme kazandı. Elektrik maliyeti yüksek olan sektörler kendi santrallerine yatırım yapmaya başladı. Sanayicilerden turizm şirketlerine, kadar pek çok farklı sektörde birçok kurum kendi enerjisini üretme yolunu seçti. Bunun en yoğun örneğini güneş yatırımlarında gördük. Bu yatırımlar yenilenebilir tarafı büyütürken sisteme yük de getirdi. Gündüz üretim yüksek, gece düşük olduğu için dengeleme ihtiyacı doğuyor. Türkiye’de en yüksek tüketim genellikle akşam 17.00-22.00 arasında gerçekleşiyor. Güneş üretimi bu saatlerde olmadığı için depolama yatırımları kritik hale gelecek.
ÖNCELİK NE OLMALI?
Bir diğer öncelik ise altyapı. Elektriği verimli iletebilmek için kayıpların azaltılması gerekiyor. Bu da dijitalleşme ve akıllı şebekelerle gündeme gelecek. Ayrıca elektrifikasyon Türkiye’de Avrupa’ya kıyasla daha hızlı ilerliyor. Elektrikli araç sayısındaki artış, evlerdeki elektrik tüketiminin yükselmesi, klimaların kullanımı, yapay zeka kullanımının yaygınlaşması ve veri merkezlerinin kurulması bu büyümeyi hızlandırıyor. Enerji üretiminde hızlı bir dönüşüm yaşandı, ancak elektrifikasyonu desteklemek için hem üretimde hem dağıtımda hem de depolama alanında yatırımların hızlanması gerekiyor. Bu sadece şirketlerin değil ülkenin de önceliği olmalı.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?