Aile
şirketlerinde kardeşlerin iş başına gelmesi, kuzen ve torunların da
katılmasıyla birlikte “çok seslilik” sorunu da artıyor. Aynı oranda
hisseye sahip aile bireylerinden kimin liderlik rolünü üstleneceği, bu
sorunu gündemde tutuyor. Dünyanın önde gelen şirketlerinde olduğu gibi
bazı Türk aileleri, “tek lider” seçmeyi tercih ediyor. Bazı gruplarda
ikinci ve üçüncü kuşaklar dönüşümlü olarak liderlik yapıyor. Bir
bölümünde ise ortaklaşa yönetim var ancak “tek ses” ile temsil ediliyor.
Uzmanlar, hızlı karar, etkin yönetim ve çok başlılığı önlemek için “tek
liderli” uygulamanın doğru olduğuna inanıyor. Ancak, aksini
söyleyenlerin sayısı da az değil. Faber-Castell, 247 yıllık tarihiyle
dünyanın en uzun ömürlü şirketlerinden biri. Faber -Castell’in 8’inci
kuşaktan yönetim kumlu başkam Kont Anton Wolfgang, uzun ömürlü
olmalarını tek liderle yönetilmelerine bağlıyor. Faber Castell’de
vasiyetle kimin şirketin başına geçeceği mevcut lider hayattayken
açıklanıyor. Wolfgang, “Uzun ömürlü aile şirketinin sürdürülebilir
olması için tek bir veliaht belirlenmesi şart” diyor. Porsche’da da
şirketi Faber-Castell’de olduğu gibi tek lider yönetiyor. Yönetimin
başına geçecek lideri ailenin tüm üyeleri oybirliğiyle belirliyor.
Liderini seçemeyen büyük şirketler ise zaman içinde yok olup gidiyor.
Araştırmalara göre şirketlerin yüzde 43’ü, liderin belli olmadığı
durumlarda ve kardeşler arası yaşanan çatışmalardan dolayı yok oluyor.
John Ward, “Perpetuating the Family Business” (Aile Şirketi Yapısını
Sürdürmek) adlı kitabında, şirketlerin geleceği için bir sonraki liderin
seçiminin hayati önem taşıdığını söylüyor. Bugün artık olmayan
şirketleri değerlendiren Ward, “Bu şirketlerin yaptığı en önemli
hatalardan biri, lideri seçmemek veya bu konuda titiz davranmamak” diye
konuşuyor. Ancak diğer taraftan aile şirketlerinde ortaklaşa yönetim
modeli de gelişiyor. Kardeşler tek ve değişmez lider belirlemek yerine
İnci Holding’de olduğu gibi sırayla liderlik koltuğuna oturuyor. Peki
aile şirketlerinde ideal olan hangisi? Tek liderlikle kardeşlerin
sırayla iktidara geldiği çoklu yönetim modelini karşılaştırdık. İşte her
iki sistemin artıları ve eksileri...~
Tabloyu görmek için görsele tıklayın. TEK LİDERLİ HIZLI BÜYÜME!
Şirketlerin
yaşam süresi giderek azalıyor. Aile şirketlerinin ancak yüzde 30’u
ikinci, yüzde 10’u üçüncü ve sadece yüzde 4’ü dördüncü kuşağa kadar
yaşayabiliyor. Uzmanlar, tek liderle yönetilen şirketlerin ortaklaşa
yönetim modeli uygulananlara göre daha uzun ömürlü olduğunu belirtiyor.
Bugün Koç’tan Doğuş’a, Yıldız’dan Kale ve Borusan’a kadar pek çok büyük
grup tek lider modeliyle yönetiliyor. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Koç, “Ailelerin tek bir lider seçmesi önemli. Bunu yapamayan
aile şirketleri yok olmaya mahkum” diyor. Benzer durum Sanko, Abdi
İbrahim, Boyner, Bayraktar ve Bilim İlaç’ta da yaşanıyor. Kurucuların
seçtikleri vizyoner liderler aile şirketlerinin kaptanlığını üstleniyor.
K2 Danışmanlık’ın kurucusu olan ve Türkiye’nin önde gelen şirketlerine
lider geliştirme konusunda danışmanlık hizmeti sunan Güneş Ufuk,
“Türkiye’deki holding yapısında bir sonraki lideri, çoğunlukla kurucu
olan mevcut lider belirliyor” diyor. Human Group Genel Müdürü Gaye Özcan
da aile şirketlerinde üyelerin yönetimi tek bir lidere devretmesinin
daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Ortaklaşa yönetime karşın tek liderin
en önemli avantajları ise hız, dinamizm ve bütünsellik oluyor, Egon
Zehnder Yönetici Ortağı Murat Yeşildere, “Tek lider ile ilerlemek aile
şirketleri için sağlıklı bir gelecek sunuyor” diyor, Ancak liderin
mutlaka önceden belirlenmesi ve yedekleme planının yapılması gerekiyor.
Yönetim danışmanı Dr, İlhami Fındıkçı da “Tek liderin avantajı saymakla
bitmez” diyor, Fındıkçı’ya göre tek liderli organizasyonlar ortaklaşa
yönetimin uyguladığı yapılara göre daha girişimci oluyor ve hızlı
büyüyor. Buna en güzel örnek tek lider modeliyleDoğuş Grubu’nda
yaşanıyor, Ayhan Şahenk’in ardından liderliği devralan Ferit Şahenk,
babasından miras aldığı grubu en az 2 kat büyüttü, Yıldız Holding’de de
Murat Ülker, babasının dönemine göre 7 kat büyüme sağladı.
HİYERARŞİ SORUNU DA OLMUYOR
Tek
liderin, aile içindeki zor kararların alınmasından ailenin dış dünyaya
karşı daha güçlü ve tek sesli bir algı yaratmasına kadar birçok avantajı
bulunuyor, Ancak tek liderli yönetimlerde en önemli sorun, jenerasyon
devrinin olmaması veya bu sürecin iyi yönetilmemesinden kaynaklanıyor,
Özellikle 2’nci ve 3’üncü kuşakta aile şirketlerinde ailenin
genişlemesiyle ortak sayısı artıyor ve yönetim karmaşık hale geliyor,
Böyle yapılarda tek lideri belirlemek, ortak bir konsensüs oluşturmak
zorlaşıyor. Ayrıca “tek lider” yaklaşımında liderin yetkin ve doğru
insan olduğunun garanti edilmesi gerekiyor. Yeşildere, “Sadece aile içi
hiyerarşi veya yaşa bakılarak belirlenecek tek lider yaklaşımının
başarılı olması mümkün değil” diyor.~
Yönetim danışmanı Güneş Ufuk’a
göre tek lider modelinin en büyük riski yanlış kişinin dümende olması
durumunda yaşanıyor. Odgers Berndtson Türkiye Yönetici Ortağı Ayşe
Öztuna Bozoklar ise “tek lider” yönetiminin en önemli dezavantajları
arasında hastalık veya başka nedenlerden dolayı liderin olmadığı
durumları gösteriyor. Bozoklar, “Liderin sağlık sebepleri veya ilerleyen
yaş sebebiyle liderliğini devam ettiremediği durumlarda büyük boşluklar
yaşanabilir, şirket yönetimi bocalayabilir” diyor. Uzmanlara göre tek
bir liderin şirketi yönettiği modellerde ekip çalışılmasını artırarak
daha paylaşımcı olmak gerekiyor. Eğer böyle bir yapı kurulamamışsa tek
lider yönetimi liderin vizyonuyla kısıtlı bir yönetim yaklaşımı
yaratıyor.
PAYLAŞIMCI MODEL MÜMKÜN MÜ?
Her ne kadar
Türkiye’deki birçok büyük grup tek bir liderle yönetilse de eskiye göre
paylaşımcılık artıyor. Tek liderin altında diğer aile üyeleri işe
katılıp sorumluluğu paylaşıyor. Böylece tek liderliğin yarattığı bazı
olumsuzluklardan kurtulmak mümkün olabiliyor. Aile üyeleri arasında
paylaşımcı model sergileyip başarılı olanlar arasında Boydak, Goldaş,
Süzer, Kütahya Porselen ve Zorlu gibi Türkiye’nin önde gelen grupları
var. Bu modelde kardeşler iş hayatında farklı yönleriyle birbirlerini
tamamlıyor. Genellikle de eşit hisselere sahip oluyor. Zorlu Holding’i
yönetim kurulu eş başkanı olarak yöneten Ahmet Zorlu ve Zeki Zorlu
kardeşlerin her biri yüzde 50’şer hisseye sahip bulunuyor. Doğtaş
markasının yaratan Doğanlar Grup’ta 6 kardeş arasında sorumluluklar net
olarak paylaşmış. Yönetim kurulu başkanı Davut Doğan, “Başarı için
kritik olan, kardeşler arasındaki görev yetki ve sorunlulukların
birlikte belirlenmesi” diyor. Ayrıca kardeşler arasında servet farkına
da özen gösteriliyor. Doğan, “Kardeşler olarak hepimiz aynı ücreti
alıyoruz. Ben başkanım deyip daha farklı bir beklentiye girmiyorum”
diyor. Türkiye’nin en köklü şirketlerinden NG Kütahya Porselen’de Erkan
Güral, babası Nafi Güral’dan devraldığı liderlik görevini sürdürüyor.
Ancak kardeşleriyle birlikte çalışıyor. Her bir kardeş farklı
sektörlerdeki grup şirketlerini yönetiyor. Erkan Güral seramik, Sema
Güral Sürmeli ve Hediye Güral Gür porselen ve turizm, Gülden Güral ise
ambalaja yoğunlaşmış durumda. NG Kütahya Seramik Porselen ve Turizm
Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, “Ailede kardeşlerden birinin ön
plana çıkarılması, diğerinin geri planda
kalması gibi bir uygulama kabul edilemez” diyor ve ekliyor: “Biliyoruz ki böyle bir yaklaşım ailelerin dağılmasına yol açar.”
3. KUŞAKTA NE YAPMALI?
Önümüzdeki
dönemde aile şirketlerinde kardeşler arasındaki ortaklaşa yönetim
modelinin daha eşitlikçi hale gelmesi bekleniyor. Nesilden Nesile
Yönetim Danışmanlığı şirketinin kurucusu Dr. Hüseyin Öcal, kurucuların
liderlik seçiminde çocukları arasında seçim yapmakta zorlandığını,
bundan dolayı da ortaklaşa veya sıralı yönetim gibi alternatif
modellerin artacağını belirtiyor. İnci Holding ile Doğan Holding’deki
sıralı liderlik modelleri de Öcal’ın tespitini doğrular nitelikte. 1
milyar TL’lik cirosuyla Türkiye’nin önde gelen gruplarından olan İnci
Holding’in oldukça demokratik bir yapısı var. Kurucu Cevdet İnci’nin
vefatının ardından başkanlık koltuğuna önce Şerife, ardından Meral Zaim
İnci oturdu. Şimdi ise Cevdet İnci’in en küçük kızı Perihan İnci
holdinge başkanlık ediyor. Aile üyeleri arasında eşitlik esasına göre
her 3 yılda bir başkan yeniden seçiliyor.~ Başkanın görev süresi 2
dönemi yani 6 yılı geçemiyor. İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Perihan İnci, uzun dönemli tek bir lider belirlemek yerine kendi
modellerinin daha demokratik olduğunu söylüyor. Doğan Holding’de de
ikinci kuşak yönetim kurulu başkanlığı görevini sırayla üstleniyor.
Hanzade Doğan Boyner’in ardından geçen yıl Aydın Doğan’ın en küçük kızı
Begümhan Doğan Faralyalı liderlik koltuğuna oturdu. Güneş Ufuk,
“Şirketlerde üçüncü veya dördüncü kuşağın zamanı geldiğinde, ortaklaşa
yönetim lehine dengelerin değişmesini bekleyebiliriz” diyor.
GÜVEN SORUNU NASIL ÇÖZÜLÜR?
İnci
ve Doğan Holding’in uyguladığı demokratik yönetim modeli bugün
dünyadaki birçok aile şirketinde uygulanıyor. İspanyol Roca Grubu
bunlardan biri. 4 yıl arayla grubun lideri değişiyor. Ancak dünyadaki
örneklerden de tek liderli yapıların daha başarılı olduğu görülüyor.
Wal-Mart’tan GE’ye kadar dünya devleri paylaşımcı tek lider modeliyle
yürütülüyor. Anadolu’daki holdinglerde de daha çok kardeş yönetimi
uygulanıyor. Kardeş takımlarında genellikle ailenin en büyük erkek üyesi
lider olarak seçiliyor. Dr. Hüseyin Öcal da ailelerde tek ve güçlü
lider yerine çoklu yönetim modelinin seçilmesinin güven sorunundan
kaynaklandığını belirtiyor. Öcal, “Kardeş ortaklığına kaymanın nedeni
psikolojik” diyor ve ekliyor: “Kurucu, çocuklarından birini lider olarak
seçmek istemiyor. Kardeşlerin birbirleriyle ve kendisiyle dargınlık
yaşamasından korkuyor.” Uzmanlara göre aile üyeleri arasında yaşanan
güven problemi çoğu zaman kardeşler arası ortaklaşa yönetim modeline
geçilmesiyle sonuçlanıyor. Human Group Genel Müdürü Gaye Özcan, “Tek
lider iktidarına göre çoklu yönetim, büyük ölçüde güven sorununu en aza
indiriyor” diyor.
ZEYNEP BODUR OKYAY/ KALE GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"YENİ TREND, TEK LİDERİ SEÇMEK
GENEL TREND
Türkiye’deki
büyük holdinglerde genel trend işin başına aileden tek bir lideri
seçmek yönünde. Bizim grubumuzda da tek çocuk olmama rağmen
çocukluğumdan itibaren babam beni sistemli olarak liderliğe hazırladı.
Ben de şimdi oğlumu küçük yaştan itibaren liderlik için hazırlıyorum.
Henüz yaşı küçük de olsa iş seyahatlerime oğlumla birlikte katılıyorum.
Ofiste de oğlumun özel bir yeri var. DAHA İSTİKRARLI
Tek
liderli aile şirketleri çoklu yönetim modellerinin uygulandığı yapılara
göre daha istikrarlı oluyor. Çoklu yönetim modelinin uygulandığı
şirketler daha komplike yapılar. Bu modellerin başarılı olması için
kuralların iyi
belirlenmesi, alt yapının iyi oluşturulması gerekiyor.
Kurallar iyi oluşturulduğunda çoklu yönetim modelinin uygulandığı
yapılarda sorun çıkacağını düşünmüyorum. ROCA ÖRNEĞİ
Türkiye’de
en yaygın olan yöntem şirketin başına geçecek lideri belirleyip işe
devam etmek. Ancak yurtdışında aile üyelerinin sırayla başkanlık
yaptığı, çoklu yönetim modelleri de var. Bizim de daha önce ortak
olduğumuz İspanyol Roca grubunda ortaklaşa yönetim modeli uygulanıyordu.
Aile üyeleri çok kalabalık olduğu için böyle bir yönetim modeli
seçilmişti. Grubu iki kuzen 4’er yıllık periyotlarla dönüşümlü olarak
yönetiyordu.~
HAŞİM GÜRDAMAR / SENPİLİC KURUCUSU VE ONURSAL BAŞKANI
"ÇOK SESLİLİKTE BAŞARILI OLUNMAZ"
AİLE LİDERİ SEÇMELİ
Benim
için en önemlisi kurduğum şirketimin devam etmesi. Bundan dolayı her
zaman gelecek liderin seçilmesine büyük özen gösterdim. Her aile
şirketinin ömrünü devam ettirebilmesi için liderini seçmesi lazım. Bunu
yapamazsanız ulus olarak zarar görürsünüz. İşin devamı için mutlaka aile
üyelerinden birinin yönetimi devralması şart. HER ÇOCUK FARKLI
Yönetimi
devralacak aile üyesini bulmak zor bir seçim. Her çocuğun farklı
yetenekleri, istekleri var. 81 yaşındayım, 3 yıl önce büyük emeklerle
kurduğum şirketimin yönetimini en büyük kızım İpek Üstündağ’a emanet
ettim. Bunun için önce altyapıyı hazırladım. İpek, Robert Kolej mezunu.
Boğaziçi Üniversitesi’nde işletme eğitimi aldı. Dolayısıyla yaptığımız
işin yönetimi için altyapı olarak uygundu. İKNA SÜRECİ
İpek’i
şirkette çalışmaya ikna etmem hiç de kolay olmadı. Üniversiteden mezun
olur olmaz benimle çalışmak istemedi ve bir denetim şirketinde işe
başladı. İşler hızla büyüdükçe ona ihtiyacım artıyordu. Bir gün tekrar
birlikte çalışma teklifimi yeniledim. Ona, “İşte baban olduğumu unut’
dedim. LİDER TEK OLMALI
Aile şirketlerinin devamı için
mutlaka tek liderin seçilmesi gerekiyor. Çok sesli yapılarda başarılı
olunamaz. Aile şirketlerinde de mutlaka çocukların ailelerin işine sahip
çıkması lazım. Sonuçta profesyonel yöneticileri de seçecek olanlar işin
sahipleri. İşin geleceği için aile üyelerini iyi yetiştirmek, liderliğe
hazırlamak lazım.
MEMDUH BOYDAK / BOYDAK HOLDİNG CEO’SU
ORTAKLAŞA YÖNETİMİN 4 ÖNEMLİ AVANTAJI
1.İTTİFAK ŞEFFAFLIK GETİRİYOR
Holdingde
en önem verdiğimiz konu ittifak halinde, şeffaf bir süreçle kararların
alınması. Yönetim anlayışımızda liderlik esası ön planda. 2.ROLLER VE KURALLAR BELLİ
Hem
holdingde hem de bağlı ortaklıklarda ailenin hangi bireyinin yönetime
ne ölçüde katılacağı belli olmakla birlikte liderin varlığı da esas.
Yönetime katılan her bir aile bireyi de “ben” yerine “biz” kültürünü
benimsemiştir. 3. LİDERLİK FAKTÖRÜ ASLA UNUTULMUYOR
Liderlik
esası, ekip çalışması ve profesyonellik ile kurumsal yapımızı devam
ettiriyoruz. Tek bir liderin yanı sıra ailenin farklı bireylerinin
holding içinde farklı görev ve sorumlulukları bulunuyor. 4. İŞ YÜKÜ AZALIYOR
Her
bir yönetim kurulu üyemizin odaklandığı bir alan vardır. Yönetim kurulu
üyelerimizden birisi finans, diğeri üretim, bir diğeri ise pazarlama ve
yurtdışı açılımlar alanında uzmanlaşmış. Kendi alanlarından ve
ekiplerinden sorumlu. Bu yöntemle hem iş yükümüz hafifliyor hem uzmanlık
alanımıza odaklanıyoruz.
PERİHAN İNCİ / İNCİ HOLDİNG YKB_
"LİDERİN DEĞİŞİMİ CANLILIK KATIYOR"
HIZLA YENİ LİDER YETİŞİYOR
Aile
içinde dönüşümlü liderlik diye bir modelimiz yok. Aileden veya
profesyonel yöneticilerin de seçilebileceği, görev süresi 3 yıl ile
kısıtlı bulunan bir başkanlık modelimiz var. Amaç yeni liderlerin
yetişmesini hızlandırmak, bu süreci planlamak ve değişimi sürekli
kılmak.~ DEMOKRATİK YÖNETİM
Her değişimle iç dinamizm
canlı tutulmuş oluyor. Ailenin üçüncü kuşaktaki bireylerinin yetişmesi
için daha aktif olunuyor. Yönetimde demokratik kuralların işlemesiyle
birlikte, adillik ve şeffaflık daha ön plana çıkıyor. STRATEJİK PLANA GÖRE HAREKET ESAS
2015
yılı başında, 2016yılı başından itibaren görevi devir alacak başkan
adayı belirlenecek. Bir lider en fazla birbirini takip eden 2 dönem
başkanlık yapabilir. Yani görev süresi toplam 6 yıl olabilir. Bu yönetim
modelinde, başkanlar süre sınırlamasının farkında olarak orta ve uzun
vadeli stratejik planları bilerek görev yapıyor. BAŞARI İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Çoklu
yönetim modelinin başarıya ulaşması için dikkat edilmesi gereken
noktalar var. Örneğin her yönetim kurulu üyesinin bir gün başkan
seçilebileceği bilinciyle hareket ediyor olması gerekiyor. Başkan
adaylarının doğru, dikkatli ve adil bir planının olmasılazım. Sistemin
sağlıklı yürümesi için ortaya çıkan ihtiyaç ve yeni durumlara göre belli
zaman aralıklarıyla gerekli revizyonların yapılması gerekli.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?