Ekrem Demİrtaş, 18 yıldır İzmir ekonomisine yön veriyor. Gündeminde her zaman İzmir’i ileriye götürecek fikirler ve projeler var.
Ekrem Demirtaş, İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) en uzun
süredir görev yapan başkanı unvanıyla 18 yıldır İzmir ekonomisine yön veriyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi, kruvaziyer turizminin gelişmesi için yaptıkları,
spor kulüplerine verdiği destekler, Yunanistan’la ticari ilişkilere yaptığı
katkılar gibi icraatları onun adını sadece İzmir’in değil Türkiye’nin
gündeminden de hiç düşürmüyor. Demirtaş’ın bugünlerde de ajandası çok yoğun…
Yunanistan’la ticareti yakın gelecekte 10 milyar dolara taşıma hedefiyle
çalışmalarını sürdürüyor. 30 bin civarında yatak kapasitesi bulunan İzmir’i,
turizmle kalkındırma vizyonu doğrultusunda 150 bin yatak hedefini ortaya
koyuyor. Kruvaziyer turizminde 3 milyon turist alan Barselona’ya
yetişeceklerini söylüyor. Demirtaş, İzmir’le ilgili diğer hedeflerini ise şöyle
sıralıyor: “Türkiye’nin küresel bir güç olma iddiası var ki biz bu iddiayı çok
uzak görmüyoruz. 2023’te Türkiye küresel güç olacak. 2023 için 500 milyar
dolarlık bir dış ticaret hedefleniyor. Türkiye’nin 500 milyar dolar ihracat
yaptığı bir noktada İzmir de 100 milyar dolar ihracat gerçekleştirmek zorunda.
Kendimizi bu hedefe odakladık.”
İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir ekonomisini Capital’e şöyle
anlattı:
İZMİR’İN TİCARETTEKİ YERİ
Kurulduğundan bu yana hayatına aynı topraklarda devam eden iki şehirden biri
İzmir, diğeri Kudüs. Diğer şehirlerin tarihi ya 8 bin yıl kadar geçmişe
dayanmıyor ya da 8 bin yıl önce kurulmuş ve başka yerlere taşınmışlar.
İzmir, yaşayan bir ticaret kenti. Çünkü, ona hayat veren bir limanı var.
1800’lü yıllarda Alsancak Limanı’nda 4,5 milyon ton yükleme ve boşaltma
yapılabiliyordu. 10 yıl öncesine kadar da Alsancak Limanı’nın kapasitesi buydu.
1900’lü yıllarda Avrupa’dan günlük gazetelerin geldiği bir kent burası. Ticaret
kadar kültürün de etkili olduğu bir kent. Ve dünyaya entegre olmuş durumda.
İlk futbol kulübü ve ilk matbaa burada kurulmuş. O zamanlar Kordon’da 7 tiyatro
varmış. İzmir’in kültürde, sanatta, ticarette önemli bir konumu var. Cumhuriyet
ile birlikte sanayileşmeye de ilk ayak uyduran kentlerden biri. Özellikle demir
çelik, dokuma, toprağa dayalı sanayi gibi pek çok sanayi dalı İzmir’de gelişti.
İzmir, şu anda da Türkiye ekonomisinin kalbinin attığı bir kent. Türkiye’nin
ihracatından zaman zaman 4’te 1, zaman zaman 5’te 1 oranında pay alıyor.
İHRACAT NEDEN FARKLI?
Bizim otomotiv ihracatımız Bursa’dan geçiyor, çünkü burada ihracatçılar birliği
yok. Toprağa dayalı sanayimiz Orta Anadolu’dan geçiyor. Pek çok ürünün ihracat
rakamları da şirketlerin merkezlerinin orada olması nedeniyle İstanbul’a
yazılır.
Onun için şu anda öyle göremeyebilirsiniz ama resmi olarak da Türkiye’nin
ihracatının yüzde 13’ünü İzmir yapıyor. İthalat olarak da 7 maldan 1’i Türkiye’ye
İzmir’den giriyor.
“İzmir geri kaldı” şeklindeki görüşlere hiç katılmadım. Çünkü, eskiden
İzmir’de, İstanbul’da, Bursa’da ve Gaziantep’te olan sanayileşme, Anadolu’nun
bütün kentlerine yayıldı. Bunda teşvik politikaları da etkili olmaya başladı. Ve
diğer kentlerde bu tür sanayileşme hareketleri başladığı için “İzmir geri mi
kaldı? Şu il İzmir’e yetişti” gibi söylemler oldu, ama bunları söyleyenler
hesap bilmeyenler. Rakamları önlerine koyduğumuz zaman söyleyecek bir şeyleri
kalmıyor. Ege’nin bazı illerinin İzmir’i geçtiğiyle ilgili söylentiler oldu.
Rakamları önlerine koyduk. Ege’nin tüm illerini toplasan İzmir’in yarısı
yapmıyor.
HEDEF KALİTELİ TURİZM
2004’ten itibaren kruvaziyer turizmine ağırlık verdik. Şu anda İzmir’in
kruvaziyer turist sayısı 400 bine yaklaştı. Her gün 3-5 bin civarında turist
İzmir’in sokaklarında dolaşıyor. Kruvaziyer turizminden daha büyük pay
alacağız. Bunun için de “kruvaziyer limanı” teşebbüsümüz var. ~
Geçenlerde Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım buradaydı. Kendisine sunduğumuz
projelere yıldırım hızıyla “Tamamdır” dedi. “Kruvaziyer limanını, Alsancak
Yolcu Salonu’nu dönüştürerek yapacağız” dedi.
Barselona, 3 milyon kruvaziyer turisti alan bir kent. İzmir bu anlamda en az
Barselona kadar turist çekecek. Onun dışında bölgemizde Antalya gibi her şey
dahil ve ucuz bir turizm politikası istemiyoruz. Onun için sayısal çoğunluğa
değil, kazançlı ve kaliteli turizme odaklanacağız.
Bizde yerli turizm ağırlıklı bir gelişim var. Turizm bölgelerimizin çoğunluğu
da yakınlarındaki kentlerin ikinci konutu haline gelmiş. Dolayısıyla yeni
turizm alanlarının açılması gerekiyor.
Çeşme’de yeni turizm alanları planlandı, ama bu plana itiraz edildi, tekrar
döndü, tekrar geldi. Şu anda onay aşamasında. Bu olduğu takdirde Çeşme’de, en
az 50 bin yatak olacak. Pamucak’ta yeni bir plan yapıldı. Bunun yanı sıra İzmir
İnciraltı’nda 4 bin 500 dönümlük bir alanda turizm planları yapıldı, ama bunlar
henüz onay aşamasında. Şu anki yatak kapasitemiz 30 bin civarında. Tüm bu
onaylar verildiğinde toplam 150 bin yatağa ulaşmayı hedefliyoruz.
NEYE İHTİYAÇ VAR?
Türkiye’nin, şu anda bölgesel bir güç ve küresel bir güç olma iddiası var. Biz
bu iddiayı çok uzak görmüyoruz. 2023’te Türkiye küresel güç olacaktır. 2023
için 500 milyar dolarlık bir dış ticaret hedefleniyor. Türkiye’nin 500 milyar
dolar ihracat yaptığı bir noktada, İzmir de 100 milyar dolar ihracat yapmak
zorunda. Kendimizi bu hedefe odakladık.
Oda olarak hangi sektörün ne kadar ihracat yapabileceğine yönelik ana hedeften
aşağı doğru bir plan çalışması yapıyoruz. Bir plan ve program içerisinde
İzmir’i bir yere götürme gibi bir çalışmamız var. Bu çalışmalar içerisinde
devletle olan ilişkilerimiz de önemli yer tutuyor. Bu açıdan örneğin Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırım ile uyum içinde çalışıyoruz. Şu anda İzmir’e yapılan
yıllık yatırımın yarısı Binali Yıldırım tarafından yapıldı. 2,5 milyon TL’yi
bulan bir yatırım var. Dolayısıyla İzmir’in devletten beklediği zaten altyapı
yatırımı. Onu da yaptıktan sonra başka talebimiz de yok.
İzmir Limanı, Türkiye’nin en büyük konteynır limanı. Buraya özelleştirme süreci
dolayısıyla 3 yıla yakın bir süre çivi çakılmadı. İzmir Limanı epey kan
kaybetti. Ama bu arada Aliağa yöresinde limanlar oluştu. Ancak İzmir Limanı’nın
özelleştirmesinde alıcıların sözleşme imzalamaması neticesinde, sürecin sona
ermesi dolayısıyla, Ulaştırma Bakanı 300 milyon doların üzerinde bir yatırımı
da programladı. Bununla ilgili biz de planlarımızı kendisine sunduk. O da
karara bağlandı. Yaptığımız hesaplara göre İzmir Limanı yükleme-boşaltma, konteynır
elleçleme kapasitesi itibarıyla Akdeniz’in en büyük 5’inci konteynır limanı
olacak. Büyüklüğümüz Pire Limanı’nın 2 katına ulaşacak. Elleçleme kapasitemiz 3
milyon 200 bin Teu olacak.
İZMİR NASIL ZENGİNLEŞECEK?
İZTO olarak İzmir’in zenginleşmesinin birkaç yolu olduğunu biliyoruz. Bunlardan
birincisi, turizm. Turist gelecek ve İzmir’de para harcayacak.
İkincisi, dışarıdan para gelecek, yatırım yapılacak.
Üçüncüsü ise İzmir’de üretip dışarıya satacağız. İzmir’e para getireceğiz.
İzmir’in zenginleşmesinin yolları bunlardan geçiyor.
Onun için dış temaslarda bulunuyoruz. Geçen yıl 3 kez Çin’e gittim. Çin
otomotiv sektörünün ve Çinli yatırımcılarının, İzmir’i üs seçmesi konusunda çok
çaba gösteriyoruz.
Yunanistan, en yakın komşumuz. Onlarla ticareti geliştirme konusunda onlarca
yıldır çalışıyoruz. Yunanistan’la ticaretimiz başladığımızda 200 milyon
dolardı, şu anda 4 milyar dolara geldi.~
Hedefimiz bu rakamı 10 milyar dolara çıkarmak.
Biz durumdan vazife çıkaran bir odayız. Spor kulüplerini destekliyoruz. Çünkü,
artık spor çok büyük bir sektör. Özellikle Süper Lig’de takımı olan kentlere de
çok büyük kaynak yaratan ve marka olma yolunu açan bir sektör. Bir derbi
maçında buraya asgari 50 bin kişi gelir. 50 bin kişinin İzmir’de ayağının tozu
kalsa, kârdır. Bu yüzden İzmir’in Süper Lig’de takımı olsun diye çaba
gösteriyoruz.
Yani her konuda durumdan vazife çıkarıyoruz. Ticareti geliştirmek,
“geliştirelim” demekle olmuyor. Benim, İzmir’deki üyelerimin dükkanlarına
insanları sokmam lazım. Bizim zenginleşmemiz, başkasının gelip İzmir’den
alışveriş yapmasına bağlı. İnsanları ne olursa olsun İzmir’e getireceğiz. İster
spor, ister sinema ister tiyatro ne olursa olsun insanları bir vesileyle
İzmir’e getireceğiz.
SIRA DIŞI BİR ODAYIZ
Yürüttüğümüz projeler için çok da ciddi kaynaklar ayırıyoruz. Gelen kruvaziyer
turistlerinin ayakbastı parasını dahi İZTO olarak ödüyoruz. Sıra dışı bir
odayız ve projeyi aldığımız zaman sonuna kadar götürürüz.
1992’de, “Expo 2000’e aday olacağız” dedik, 2015’e aday olduk. 15 yıl rötarla
ama Türkiye’de bu işler kolay olmuyor.
2004’te İzmir’de kruvaziyer turizmi yoktu. Ancak, yolunu şaşıran bir gemi
geliyordu. Akdeniz’in en büyük kruvaziyer tur şirketi Costa’yı davet ettik.
Geldiler ve CEO’su Bay Foski bize “Yolcu salonunu şöyle yapın, iskelenin
betonlarını tamir edin, taksileri düzenleyin, ücretleri düşürün. Bunları
yaparsanız geliriz” dediler. Hepsini yaptık. Şu anda yolcu limanının tuvaletini
biz temizletiyoruz.
Kadifekale’deki tuvaletin temizliğini biz yaptırıyoruz. Düşünebiliyor musunuz
ihaleyle belediyeden tuvalet aldık. Ama turist geldiği zaman kaleye çıktığında
temiz bir tuvalet bulmak zorunda. Gemiden çıkan turistler gemide sigara
içemedikleri için limana gelince sigara içip yere atıyorlar. Oranın çöpçüsünü,
temizlikçisini biz oraya koyuyoruz. Böyle sıra dışı işler yapan bir odayız.
YILDIZ ŞİRKETLER NEREDEN?
Yıldız şirketler eğitimde, enerjide, turizmde, tarıma dayalı sanayide ve
lojistikte çıkacak. İzmir’i bir kalıba koyamazsınız. Sadece birkaç sektörüyle
tarif edilecek bir kent değil. Çok yönlü. Hiçbirisi diğerine basmayan, hiçbiri
diğerine tercih edilemeyen çok renkli bir kent.
Enerji sektörü, özellikle rüzgara yönelik yatırımlar, doğal gazla çalışan
elektrik santralleri yani enerjiyle ilgili İzmir’de epey yatırım var. Tarıma
dayalı sanayi, dondurulmuş gıda, hazır yemek konusunda bir türlü çok
gelişemedik. İzmir’in verimli topraklarından doğan bir zenginliği var. Bunun
değerlendirilmesi konusu bizim için önem taşıyor. Onun için de İzmir’e bir
tarım ve gıda üniversitesi kurma hayalim var.
Bir ekonomi üniversitesi kurdum, 10’uncu yılında, 6 bin 200 öğrencisi var. 2
üniversite daha kurmayı düşünüyorum. Biri tarım ve gıda diğeri tasarım
üniversitesi... Şu anda güzel bir bina yapıyoruz. Oraya tasarım üniversitesini
kuracağız. Dünyanın gelişen sistemi içinde sadece bilgiyi satarak ülkeler
üstünlüklerini, yaşamlarını sürdüremiyor. Avrupa bu hatayı yaptı. Bütün
sanayiyi çıkardı, “Biz sadece bilgiyi satarız” dediler, ama Avrupa şimdi
batıyor. Ucuz işçilikle, fasonculukla bir yere kadar geldik ama şimdi bizden
ucuz Uzakdoğu’da, Pakistan’da, Mısır’da, Vietnam’da bir pazar oluştu.
Dolayısıyla hem üretimi hem tasarımı hem teknolojiyi hem de bilgiyi rekabetçi
ortamda yapabileceğimiz bir ekonomik sisteme doğru gitmek zorundayız. Onun için
tasarım, tarım ve gıda çok önemli. Bu iki alanda yetişmiş insan gücü olması
gerektiğini düşünüyorum.
YABANCI İLGİSİ
Şu anda çok ciddi bir yatırım aldığımızı söyleyemem. JTI, Philip Morris gibi
yatırımlar, henüz yok.~
Otomotiv sektöründeki pek çok şirketin yabancılarla ortak yatırımları var
ama bir öncü gibi başlayacak sektör dış yatırımına çok önem veriyoruz. Çin
yatırımlarını o yüzden çok önemsiyoruz. Bir Çin otomotiv şirketinin buraya
gelmesi diğerlerini de peşinden getirecektir.
Aslında şu anda jant, akü, pompalar ve her türlü otomotiv yan sanayisi ürününü,
dünyanın en iyi markası Bentley’e de, BMW’ye de, Mercedes’e de satan ve üreten
tesislerimiz var. Dünyanın ilk 5’ine giren otomotiv yan sanayi şirketlerimiz
var. Bunların ben bile farkında değildim. Çinlileri gezdirirken otomotiv yan
sanayimizin bu kadar güçlü olduğunu gördüm. Ege Serbest Bölgesi’nde 10’u aşkın
yabancı şirket var. İzmir envanteri kolay yapılan bir kent değil. İzmir’de çok
iyi girişimcilerimiz var ama çok fazla reklam yapmadan çok iyi işler başaran
bir sanayi yapımız da var.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?