Doğan
Gazetecilik’in “Baba Beni Okula Gönder”i, Opet’in “Temiz Tuvalet
Projesi”, Hürriyet’in “Aile İçi Şiddete Son” kampanyası ve Turkcell’in
“Kardelenler”i... Bu projelerin her biri, bu işe gönül veren birkaç
isimle, idealist liderlerle yola çıktı. Aradan geçen yıllar, onları
giderek büyüttü. Sonunda öyle bir noktaya geldiler ki şirketlerini aşıp
tek başlarına kamuoyuna mal oldular, birer marka haline dönüştüler.
Artık her birinin milyon dolarlık bağımsız bütçeleri, ayrı yönetim
ekipleri var. Üstelik sadece onlar da değil. Benzer başarılara ulaşmış,
20’ye yakın uzun soluklu, marka KSS projesi bulunuyor. Her biri
Türkiye’nin önemli bir yarasına merhem oluyor. İşte Türkiye’nin
markalaşmış 20 KSS projesi ve liderlerin gözünden başarının sırları...
Tabloyu görmek için görsele tıklayın. "AJANDAMDA İLK SIRADA"
“Baba Beni Okula Gönder”, kurumsal sosyal sorumluluk denince ilk akla
gelen projelerden. 2004’te yola çıkıldı, bütçesi 35 milyon TL’yi aştı.
Bugüne dek 10 bin 500’ün üzerinde kız çocuğuna burs verildi. Projenin
mimarı Doğan Gazetecilik Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner.
“Baba Beni Okula Gönder projesi benim için çok önemli. Elde ettiği
başarı çok büyük bir manevi haz sağlıyor” diyor. Kat edilen mesafeyi
şöyle anlatıyor: “Biz, hep birlikte çalışarak, inanarak yola çıktık.
Amacımız özellikle kız çocuklarının tamamının okullaşma-sıydı. Köy köy
dolaşıldı, gözlem yapıldı. Baba Beni Okula Gönder, bu konuda çok
başarılı oldu. Benzer kampanyalar ve MEB’in çalışmalarıyla, bugün
ilköğretimde okullaşma oranı yüzde 100’e yaklaştı. Kız-erkek farkı da
yok denecek kadar azaldı. Böyle bir projeye liderlik etmekten gerçekten
çok mutluyum. Projeyi oluştururken tüm çalışmaların içinde bizzat yer
aldım. Halen de içindeyim. Okuyorum, araştırıyorum ve yeni fikirler
üretmeye çalışıyorum. Proje ile ilgili çalışmalara ajandamda öncelikli
yer veriyorum. Başarı için doğru amaçlarla yola çıkmak çok önemli. Bu
projenin hedefleri, ülke hedefleriyle örtüşüyordu ve toplumun desteğini
aldı. Başlarken kendimize, kız çocuklarının okullaşma sorunu sürdüğü
sürece devam edeceğimize dair söz vermiştik. 8’inci yılına giriyor ve
desteğimiz sürüyor. Projeyi iyi anlatmak ve şeffaf olmak da çok önemli.
Bunu başardık ki destekçi sayısı 300 bini aştı.”~
"BU PROJEDE YAŞLANDIM"
Temiz Tuvalet Projesi, 2000 yılında Opet Yönetim Kurulu Üyesi Nurten
Öztürk’ün kişisel gayreti ve emeğiyle doğdu. 13 yılda öyle bir noktaya
geldi ki en başarılı 10 KSS projesi arasında yer alıyor. Öztürk,
Türkiye’nin en uzun soluklu KSS projesinin nasıl doğduğunu şöyle
anlatıyor: “Opet olarak bu projeyi toplumun tüm kademelerine
yaygınlaştırmayı görev bildik. Kendi adıma, tuvalet temizliği konusunda
toplumsal bir duyarlılık yarattığımı düşünüyorum. Son derece zor bir
konuyu başarmak ve sürekliliği sağlamak adına 13 yıldır projenin her
adımının uygulayıcı ve takipçisiyim. 2000 yılında kurdum ve ciddi bir
ekiple yola çıktım. Ülkemizin en ücra köşelerine kadar uzanarak
milyonlarca kilometre yol gittim. İstasyonlarımızda, köy ve kasabalarda
halka, okullarımızda öğretmen ve öğrencilerimize bizzat seminerler
verdim. Şu an gelen eğitim tekliflerine yetişmeye çalışıyoruz. Bazen
‘Ben bu projede yaşlandım’ diye takılıyorum. Bunu başarmak için inanmak,
emek vermek, zaman harcamak, bütçe ayırmak, güçlüklerden yılmamak ve
her şeyden önemlisi projeyi halkla buluşturup sevgiyle yoğurmak
gerekli.”
1,5 MİLYON ÇOCUĞA DOKUNDU
Eti Çocuk Tiyatrosu, Türkiye’nin en uzun soluklu kurumsal sosyal
sorumluluk projelerinden biri. Tam 12 yıldır çocukları tiyatroyla
buluşturuyor. Şimdiye kadar Türkiye’yi 8 kez, KKTC’yi ise 6 kez dolaştı.
Her 12 çocuktan 1’i, dünya klasiklerini izleme şansı buldu. Bu işin
başındaki gönüllü lider ise Eti Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Kanatlı
Derbil. “Bugüne kadar sosyal sorumluluk projelerimizle 1,5 milyon
çocuğun hayatına dokunduk” diyen Derbil ekliyor: “Eti Çocuk Tiyatrosu
bizzat benim de 12 yıldır içinde bulunduğum ve her aşamasını yakından
takip ettiğim bir proje. Tiyatro, çocuklarımızın hayal dünyasına yeni
açılımlar sunarak yaratıcı yeteneklerini geliştirmesine yardımcı oluyor.
Amacımız, görsel şölen yaratmaktan ziyade, Hakkari’den Edirne’ye,
Lefkoşa’dan Üsküp’e farklı şehirlerde oyunlarımızı izleyen her bir
çocuğa aynı güzel duyguları yaşatabilmek. Öte yandan çocuklarımıza
tiyatro sevgisi de aşılıyoruz. Topluma katma değer sunan, markalaşmış
bir proje yaratmak, iyi ve düzenli bir çalışmayı da gerekli kılıyor.”
"SOKAKTA İLK ADIMLAR" 11 YAŞINDA
KSS projelerinde her şirketin odaklandığı bir toplumsal mesele var.
Trafik ise Renault MAİS’in alanına giriyor. Şirket, 11 yıldır süren
“Sokakta İlk Adımlar” projesiyle öğrencileri yol güvenliği konusunda
eğitiyor. Hedef, ikinci 10 yılda 5 milyon öğrenciye eğitim vermek.
Renault MAİS Genel Müdürü İbrahim Aybar, “Lider sahiplenmezse başarı
gelmez” diyor ve ekliyor: “Fahri bir trafik müfettişi ve yol güvenliği
davasına gönül vermiş bir kişi olarak bu projenin benim için ayrı bir
önemi var. Proje için kurumsal iletişim ekibimiz toplam 81 bin 836
kilometre yol kat etti. Bunun en az üçte ikisine bizzat ben de katıldım.
Her aşamasına liderlik ettim. Başarının iki koşulu var: Birincisi
organik ve sürdürülebilir projeler yapmak. İkincisi, projeyi liderlerin
içten şekilde benimsemesi.~
Biz projelerde ısrarcı olunması gerektiğini, gerçek sorunlara yönelmeyen
projelerin emek, zaman ve para kaybı olacağını düşünüyoruz. Elbette
kurum olarak benimsediğiniz projenin gururunu yaşayacak ve
paylaşacaksınız ama bunun ölçüsü önemli. Yani projenin reklamına,
projeden daha fazla bütçe ayırmayacaksınız.”
VODAFONE'UN DÜŞLER AKADEMİSİ
Şirketlerin odaklandığı sosyal sorumluluk alanlarından biri de
engelliler. Vodafone, bundan 5 yıl önce kurduğu “Düşler Akademisi” ile
engelli gençleri hedefledi, onları sanatla buluşturdu. Vodafone Türkiye
İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray. Düşler Akademisi’nin kendisi için
neler ifade ettiğini ise şöyle anlatıyor: “Vodafone Türkiye olarak,
sosyal ve ekonomik hayata eşit katılım sağlayamayan bireyleri de topluma
kazandırmak üzere çalışıyoruz. Nüfusun yüzde 12’sini oluşturan ve
sosyal yaşamda en temel haklarından diğer bireylerle eşit şekilde
faydalanamayan engelli vatandaşlar, bu bağlamda bizim için önemli bir
odak noktası. 2008 yılında engelli vatandaşlarımızı toplumla
bütünleştirmekhedefiyle hayata geçirdiğimiz Düşler Akademisi çatısı
altında, sanat gibi güçlü bir aracı kullanarak öncelikle kendi
potansiyellerinin farkına varmalarını sağladık. Ardından onları topluma
ve ekonomiye kazandırdık. Daha da önemlisi, Düşler Akademisi’nden mezun
olan 1.720 gencimiz ile engelliler için başka bir hayatın mümkün
olabileceğini gösterdik.”
GARANTİ'NİN ÖĞRETMENLERİ
Garanti Bankası’nın 5’inci yılını dolduran “Öğretmenin Sının Yok”
projesi de son yılların öne çıkan marka projelerinden. Garanti Bankası
Genel Müdürü Ergun Özen, projenin geldiği noktayı şöyle anlatıyor:
“Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ve Öğretmenin Sınırı Yok projesi,
eğitimcilerimizin kişisel ve mesleki gelişimini güçlendirmeye uğraşıyor.
70 binin üstünde öğretmene, 3 bine yakın okula ulaşan böylesi bir
projeye katkıda bulunmuş olmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum.
Bu proje her zaman önceliklerim arasında. Her türlü faaliyetini
yakından izliyor, elde edilen sonuçları doğrudan takip ediyorum.
Özellikle projenin ilk safhalarında, katıldığım, yerinde izlediğim
eğitimler de oldu. Bu projeye ve vakfa ayırdığım mesai, benim için ayrı
değer taşıyor. Topluma yönelik faaliyetlerimizde, tüm sosyal
paydaşlarımızın, parçası olmaktan gurur duyacakları yapılar geliştirmeyi
amaçlıyoruz.”~
13 YILDIR KİTAP TOPLUYOR
Türkiye’nin en uzun soluklu KSS kampanyalarından biri de TNT Ekspres
Türkiye’nin adıyla özdeşleşen “Kitap Toplama Kampanyası”. 13 yıldır
proje de 2 bin 212 okula, 4 milyon 750 bin kitap ulaştırıldı. TNT
Ekspres Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız, bu projenin kendisi için ne
ifade ettiğini sorduğumuzda, “Gelecek, sorumluluk, katkı, umut, gurur”
diyor ve ekliyor:“TNT Bilgi ve Kültür Taşıyor-Kitap Toplama Kampanyası,
benim için son derece değerli. Çünkü kitap okuyan çocuklar, dünya
görüşlerini pozitif yönde geliştirebilir. Bu da küçük de olsa
Türkiye'nin geleceğine yapılan önemli bir katkı. Benim şahsen
yapabildiklerim, bu projeyi tüm çalışanlarımıza yaymak, bağış yapan kişi
ve kurum sayısını artırmak ve örnek olmak oldu. Sponsorluk ve başkanlık
yapmanın yanı sıra en büyük takipçisi ve destekçisi oldum. Ayrıca her
kampanya döneminde kitap tasnifinde gönüllü olarak çalıştım. Böylesine
uzun soluklu ve başarılı bir iş yapmanın en temel kriterleri arasında
çalışmak, emek ve inanç.”
TOG ATAKLAR HIZ KESMİYOR
TOG Atak projeleri ise Mavi Jeans’in kurumsal sosyal sorumluluk
alanındaki işlerden biri. “Gençlere değer katan, sürdürülebilir sosyal
sorumluluk projeleri hayata geçirmek için 2007’de Toplum Gönüllüleri
Vakfı’yla uzun süreli bir işbirliği başlattık” diyen Mavi Jeans Genel
Müdürü Cüneyt Yavuz, TOG Atak’ı şöyle anlatıyor: “Gençleri güçlendirmek,
farklı kültürleri buluşturmak bizim için çok önemli. Bu projeyle
Türkiye’nin her yerindeki binlerce üniversite öğrencisine dokunuyoruz.
Onların ürettiği, tasarladığı ve organize ettiği ataklara katılarak biz
de gönüllü oluyoruz. Her atağa Türkiye’nin farklı illerinden 100’e yakın
üniversiteli genç katılıyor. Ben de kişisel olarak Mavi-TOG Atak
projeleriyle ilgili tüm süreçleri yakından takip ediyorum.”
AYGAZ'IN ŞEKER ÇOCUKLARI
Türk Diabet Vakfı’nın 20 yıldır sürdürdüğü Diyabetik Çocuklar Kampı, son
9 yıldır Aygaz’ın desteğini alıyor. Aygaz Genel Müdürü Yağız Eyüboğlu,
kendisi için neler ifade ettiğini şöyle anlatıyor: “Şeker Çocuklar
projesinin bence iki kısmı var. Birinci kısım, sağlıkla ilgili kısmı ki
bunu konunun uzmanları 20 yıldır hakkıyla yerine getiriyor. İkinci
kısmı, hayallerle ilgili... Aygaz olarak her projemizde, hayaller
konusuna büyük önem veriyoruz. ‘Şeker çocuk’ olmak da onların
anne-babası olmak da kolay değil. Şeker çocuklar günde 4-5 kez
enjeksiyon yapıyor. Hayatları disiplin istiyor. Bu yük, çocukların
omuzlarına ağır gelebiliyor. Biz de bundan 4 yıl kadar önce diyabet
kampına, hayallerle ilgili yeni bir bölüm ekledik. Amacımız, diyabetin,
kişinin hayallerini gerçekleştirmesine engel olmadığını gösterebilmekti.
İlk konuğumuz bir kadın ralli pilotuydu. Geçtiğimiz yaz ise şeker
çocuklar kostümlü bir gösteri sergilendi. Bu bir haftalık kampın,
çocuklarda ne kadar büyük bir değişime yol açtığını her yıl hayranlıkla
izliyoruz.” ~
“HEM MODEL HEM İLHAM OLDUK”
TURGAY DURAK / KOÇ HOLDİNG CEO’SU
NEDEN BAŞLADI? “Meslek Lisesi Memleket Meselesi Projesi”, 7 yıl önce
gençlerin istihdam edilebilirliğinin artırılması için kurgulandı.
Projede gençlerimizin kişisel ve mesleki gelişimlerine birebir katkıda
bulunduk. Toplumda mesleki eğitimin itibarının artırılması üzerine
çalıştık. Projenin esas etkisi 81 ilde 264 okulda birebir temas ettiği 8
binden fazla öğrencinin de çok ötesine geçti. Kurduğumuz modelin
Türkiye’de birçok şirkete ilham verdiğini görüyorum. Son 3 yıldır bu
modeli yaygınlaştırma çalışmalarımız sürüyor. NASIL BAŞARDIK?
KSS çalışmalarının uzun soluklu olabilmesi için her şeyden önce kurumsal
sürdürülebilirlikle çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik
arasında kurulmuş bir bağ olması gerekiyor. Kurucumuz Vehbi Koç’un
“Ülkem varsa, ben de varım” felsefesine uygun şekilde toplumun
gelişimiyle kendi gelişimimizi birlikte düşünüyoruz. “Ülkem İçin” ve
MLMM gibi markalaşmış projelerimizin başarısındaki en büyük etken,
seçtiğimiz proje alanlarıyla faaliyetlerimiz arasında doğal bir uyum
yakalamış olmamızdır. GELECEK HEDEFİMİZ
Projemiz 2013 yılı itibarıyla hayata geçirdiği pek çok alt proje ve
projeye dahil olan farklı paydaşlarla amacına ulaşmış durumda. 2013
bizim için yeni başlangıçların yılı olacak. MLMM’yi hedeflediğimiz gibi
toplumda bu konuya sahip çıkan ve projeler üreten yeni paydaşlara
devretmeye hazırlanıyoruz. Topluluk şirketlerimiz, mesleki eğitim
alanında MLMM kapsamında okul-işletme işbirliği projelerini uygulamayı
önümüzdeki dönemde de sürdürecek.
"ECZACIBAŞI'NIN KSS YOLCULUĞU SÜRÜYOR"
ERDAL KARAMERCAN ECZACIBAŞI TOPLULUĞU CEO’SU
HİJYEN PROJESİ 6 YAŞINDA Eczacıbaşı Topluluğu olarak KSS projelerini
adeta birer iş modeli gibi ele alıyoruz. Sosyal sorumluluk alanlarımız
kültür-sanat, eğitim, bilim ve spor olmak üzere tanımlıdır. Hijyen
Projesi gibi tüm projelerimiz, kurucumuz Nejat Eczacıbaşı’nın sosyal
sorumluluk alanındaki vizyonunun topluluğumuz genelinde
içselleştirilmesinin en büyük örneklerdendir. Bu benim için gurur
kaynağı. OKULLAR YENİLENİYOR
Eczacıbaşı Hijyen Projesi’ni 2007’de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve
rahmetli hocamız Türkan Saylan ile birlikte başlattık. Büyük bir
heyecanla yürütüyoruz. Her yıl yaklaşık 5 okulu yeniliyoruz ve yenileme
çalışmalarının ardından tören düzenleyerek kutluyoruz. Bu törenlere
katılarak çalışmaları yakından takip etme fırsatı buluyorum.
Öğrencilerimizle halaylar çekiyoruz, sohbet ediyoruz. MÜTHİŞ BİR MUTLULUK
Bu törenlerde yatılı bölge okullarının (YBO) sıcaklığını ve farklılığını
içinizde hissedebiliyorsunuz. Bu da bana hem kurumsal olarak ne kadar
doğru bir projeyi yürüttüğümüzü kanıtlıyor hem kişisel olarak müthiş bir
mutluluk veriyor. Projeye ayrıca benim de içinde bulunduğum, Eczacıbaşı
Topluluğu çalışanlarından oluşan ‘Ecza Dolabı’ müzik grubumuzun
konserleriyle destek veriyoruz. 2012 Mart’ta İKSV Salon’da bir konser
gerçekleştirdik ve konserin tüm geliri YBO’larda müzik odaları oluşumuna
aktarıldı.~
“KARDELENLER GÖNÜLLERDE YER ETTİ”
SÜREYYA CİLİV/ TURKCELL CEO’SU
EN UZUN SOLUKLU PROJEYİZ Kardelenler, amacı itibarıyla toplumu
birleştiren, gönüllerde yer eden bir proje. Türkiye’nin en uzun soluklu
ve başlı başına marka haline gelmiş projelerinden biri. Bugüne kadar 95
bin burs verdik ve 27 bin 500 kızımıza ulaştık. Her yıl 10 bin kızımıza
burs veriyoruz. Bu güzel yolculukta geldiğimiz son noktada, 13 bin 500
kızımız lise mezunu oldu. 3 bin 450’si üniversiteyi kazandı ve 1.500’ü
üniversitelerinden mezun olarak bir meslek sahibi oldu. SÖZCÜLÜK YAPIYORUM
2007’de Turkcell’e geldiğimde 5 bin kızımıza burs sağlıyorduk. İlk
işlerimizden biri burs sayımızı 10 bine çıkarmak ve üniversiteden mezun
olan Kardelen oranını artırmak oldu. Halen her yıl 10 bin kızımıza burs
veriyoruz. Turkcell içinde sadece bu konuya odaklanan bir ekibimiz var.
Ekibimizin çalışmalarını birebir takip ediyor, düzenli projelerin
gelişimiyle ilgili bilgi alıyor, destekliyorum. Kurumsal sosyal
sorumluluk işlerimizin de seve seve sözcüsü oluyorum. NASIL MARKA OLDU?
Sosyal sorumluluk projeleriyle fark yaratmanın sırrı, doğru hedefle ve
planla yola çıkmak. Bir ihtiyacı karşılamaya odaklandığınızda ve
sürdürülebilir bir plan hayata geçirdiğinizde başarı beraberinde
geliyor. Kardelenler hayata geçirilmeden önce bir KSS araştırması
yaptırıldı. Bu araştırma sonucunda kız çocuklarına eğitimde fırsat
eşitliği sağlamak öncelikli hedef olarak belirlendi. 13 yıl boyunca
sürdürülebilir şekilde proje için yatırım yapılmaya devam edildi ve
başarıya ulaşıldı.
“9 YILDIR ‘AİLE İÇİ ŞİDDETE SON’ DİYORUZ”
VUSLAT DOĞAN SABANCI / HÜRRİYET GAZETECİLİK YKB
BANA NE İFADE EDİYOR?
Böyle bir projeye ihtiyaç hissetmek ve başlatmak! Toplumun yarısının
önemsenmediği bir yönetim biçiminin demokrasi olamayacağını düşünüyorum.
Bu projeye yıllar önce kadına şiddet gündemde değilken başladık. O
zaman ana akım medyada çok da fazla dillendirilmemiş olanı söylemek
cesaret işiydi. Biz de sorunun karmaşıklığını ve çözümün zorluğunu zaman
içinde daha çok fark ettik. Kişisel olarak en büyük katkım, gerisi
getirilmeyen bir KSS projesi olmasına izin vermemem oldu. Hürriyet’in de
rolü büyüktür.~ NASIL KATKI SAĞLADIM?
Kampanya fikrini bizzat bunun için kurulan ekibimizle ben oluşturdum.
Her platformda kampanyanın sözünü söyledim, farkındalık yaratıcı
çağrılar yaptım, hala da yapıyorum. Gazetenin dilinde çok ciddi bir
değişim yarattık. Hürriyet’in kadın ve çocuk konusunda taraf olması
fikri de bana ait. 5 yıl önce 0212 656 96 96 numaralı bir acil yardım
hattı kurduk, 7x24 hizmetle bugüne kadar binlerce şiddet mağduruna
destek olduk. Bu projeyi Aralık Derneği ile yürütüyoruz. AİS yazıp
6643’e SMS atan herkes Acil Yardım Destek Hattı’na destek olabiliyor. NELERİ DEĞİŞTİRDİK?
Önneğin kadınların şiddetten korunmasıyla ilgili yasa değişikliği
çalışmalarında aktif bir rolümüz oldu. Medyanın kadına yönelik şiddet
haberlerindeki dilin değişmesine, sorunun bir ‘aile meselesi’ değil
‘toplumsal suç’ olduğu, harekete geçmek gerektiği gerçeğinin kabul
edilmesine önemli bir katkı sağladık. Etik kurallar oluşmasına ve bu
kurallara uyulmasına ön ayak olduk. BAŞARIMIZIN SIRRI
Projede başarımızın sırrını sahiplenmek, arkasında durmak, tanıtım
çalışması gibi görmemek ve sürdürmek olarak özetleyebilirim. Kampanya
için çalışan bir ekibimiz var ve daha fazla şiddet mağduruna
ulaşabilmesi için yapılan her türlü yeni iletişim stratejisini birlikte
kararlaştırıyoruz. Ben de kampanya dönemlerinde çalışmanın içinde
oluyorum. Daha çok bir sivil toplum kuruluşu, baskı grubu formatında
çalışıyoruz. Hükümet ve sivil toplum kuruluşlarının çalıştığı alanda bir
çözüm ortağı olarak yer alıyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?