TARIM KREDİLERİ 30 MİLYAR DOLARI BULUR MU?
DenizBank tarım bankacılığına, 2003 yılında Tariş Bank’ı bünyesine katarak başladı. O tarihten bu yana da hızlı bir ilerleme kaydetti. Bankacılık sektöründe, aktif büyüklüğüne göre 6’ncı sırada olan banka, tarım kredilerinde özel bankalar arasında ilk sırada yer alıyor. DenizBank’ta tarım bankacılığı, başta genel müdür Hakan Ateş olmak üzere tecrübeli bir ekip tarafından yönetilmekte. Bu ekipte 200’ü ziraat mühendisi olmak üzere 300 adet satış temsilcisi görev yapıyor. Orkestra şefliğini ise genel müdür yardımcısı Gökhan Sun üstleniyor. Tarım bankacılığı Türkiye’de bankalar için yeni ve cazip bir alan. Halen toplam tarım kredilerinin yüzde 60’ını Ziraat Bankası veriyor olsa da özel bankaların yarattığı hacim de azımsanmayacak boyuta ulaştı. Gökhan Sun, Denizbank’ın toplam kredilerinin yüzde 10’una yakın bir bölümünün tarım sektörüne yönelik olduğuna dikkat çekiyor. Bu alanda toplam 350 bin müşteriye hizmet verdiklerine işaret eden yönetici, “Bunların 260 bini kredi müşterimiz. Türkiye kırsalının üçte ikisine hizmet veriyoruz” diye konuşuyor. DenizBank tarım bankacılığı alanındaki faaliyetlerini son 3 yıldır çeşitli etkinliklerle de destekliyor. 2007’de tarım şenliklerine, geçtiğimiz yıl tarım seferliği projesine imza atan banka, geçtiğimiz ay da Tarım + adı altında yeni bir yatırım paketini pazara sundu. Gökhan Sun, bu paket kapsamında çiftçilere, sadece kredi sağlamadıklarını aynı zamanda danışmanlık hizmeti de sunduklarını söylüyor ve ekliyor: “Tarım+ kapsamında yapacağımız iş aslında proje finansmanı olacak. Tarıma yönelik projelerin öncesinde ve sürecinde yatırımcılara, fizibilitenin oluşturulmasından yatırım yeri önerisine ve ürünlerin pazarlanmasına kadar tüm süreçlerde danışmanlık desteği vereceğiz.” Bugün Türkiye’de, bankacılığın tarıma sağladığı finansman 10 milyar dolar düzeyinde. Önümüzdeki 2-3 yılda bu rakamın 25-30 milyar dolara çıkabileceği düşünülüyor. Öyle görünüyor ki tarım bankacılığı, cazibesini yeni dönemde de koruyacak.
BİREYSEL EMEKLİLİK
EMEKLİLİK
BABACAN’DAN BES’E YENİ HEDEF
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) 6’ncı yılını geride bıraktı. Sistem beklenildiği gibi katlanarak büyüdü ve bugün 2 milyonunun üzerinde katılımcıya, 9,3 milyar TL fon büyüklüğüne ulaştı. Faaliyet gösteren 13 şirket, 16 bin aracısıyla her geçen gün bu rakamları artırmaya devam ediyor. Geçtiğimiz ay Emeklilik Gözetim Merkezi’nin öncülüğünde sistemin paydaşları, bir basın toplantısı düzenledi. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın da katıldığı bu toplantıda, BES’in güçlü performansı anlatıldı. Babacan, bireysel emeklilik sisteminin vadelerin kısa, uzun vadeli yatırım ve tasarruf alışkanlığının düşük olduğu Türkiye’de çok önemli bir uygulama olduğunun altını çizdi ve şu rakamlara işaret etti: “2008’de 25 OECD ülkesinin 22’sinde BES fonları getiri sağlayamadı, hatta birçoğu zarar etti. Türkiye ise BES fonlarının pozitif getiri sağladığı 3 ülkeden biri oldu. Üstelik yüzde 9,5 ile en yüksek getiriyi sağladı. Kriz yılı olan 2009’un ilk 6 ayında da sistemin başarılı performansı devam etti. Katılımcı sayısı yüzde 14, fon büyüklüğü yüzde 43 düzeyinde arttı.” Bireysel emeklilik gibi bir sektör için 6 yıl çok uzun süre değil. Yani sistem henüz çok genç ve gelecek için de büyük potansiyel vaat ediyor. Babacan da bu potansiyelin altını çiziyor ve beklentisini şöyle özetliyor: “Bugün gelişmiş ülkelerde BES’in GSMH içindeki payı yüzde 60-70’lerde. Gelişmekte olan pek çok ülkede de yüzde 10’lar mertebesinde. Türkiye’de de BES’in GSMH içindeki payı en azından yüzde 10’lara ulaşsa, toplam fon büyüklüğü 100 milyar TL’yi bulur.”~
KART KORUMA
BANKALARA YENİ KOMİSYON KAYNAĞI
İngiliz CPP aslında bir sigorta ve asistans şirketi. Ancak faaliyet gösterdiği pazarı “yaşam destek pazarı” olarak tanımlıyor. Bu alanda geniş bir yelpazede ürün ve hizmet sunuyor. En yaygın kullanılan ürünü ise kart koruma planı. Kart koruma planı, dünyada 10 yıllardır kullanılıyor. Örneğin İngiltere’de bugün her 10 kişiden biri bu ürüne sahip. Avrupa Birliği genelinde ürünün penetrasyonu yüzde 42’lere ulaşmış durumda. CPP son 1,5 yıldır Türkiye’de de bu ürünü sunmaya başladı. Operasyonunun başında, daha önce Birlik Sigorta’nın genel müdürü olan Recep Duray var. Duray, 1,5 yılda 150 bin poliçeye, 300 bin müşteriye ulaştıklarını söylüyor. Bu yıl ise bu rakamları en az iki katına çıkaracaklarına dikkat çekiyor. CPP kart koruma planını bankalar ve sigorta şirketleri aracılığıyla sunuyor. Türkiye’de şu anda 3 banka ve 3 sigorta şirketi ile işbirliği var. Akbank’ın “bodycard”ı, Denizbank’ın “safecard”ı CPP işbirliğiyle hayata geçmiş. Recep Duray, 2010’da 3 bankayla daha işbirliğine gitmeyi planladıklarını söylüyor ve ekliyor: “Bankalar kâr baskısı nedeniyle komisyon gelirlerine artık daha çok önem veriyor. Kart koruma planı, bu gelirleri artırmada önemli katkı sağlayabilir.”
BANKACILIK
HALKBANK’TAN İSTANBUL ATAĞI
HalkBank, Anadolu’nun, daha çok da KOBİ ve esnafın bankası olarak bilinir. Bu nedenle de müşterilerine yakın olmak için uzun süredir stratejilerini Anadolu’da yoğunlaşmak üzerine kurmuştu. Şimdi Anadolu’daki gücünü koruyarak İstanbul’da yeni bir atağa hazırlanıyor. HalkBank Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şahap Kavcıoğlu, bu kapsamda, 2009 yılında İstanbul’da 25 adet yeni şube açtıklarına dikkat çekiyor. “KOBİ ve esnaf olarak baktığımızda İstanbul’da müthiş bir potansiyel var. Anadolu’daki gücümüzü koruyarak yeni şubelerle, buradaki müşterileri de sisteme kazandırmak istiyoruz” sözleriyle hedeflerini ortaya koyuyor. Bankalar Birliği’nin verilerine göre 2009 sonu itibarıyla HalkBank’ın 669 şubesi var. Bunun 143’ü İstanbul il sınırları içinde bulunuyor. Yeni hedefte İstanbul’da yaklaşık 30 yeni şube açmak var. Banka, bu şubelerin bazılarını doğrudan KOBİ’lere yönelik hizmet verecek şekilde konumlandıracak.
BANKA KARTLARI
TİCARİ KARTLAR YÜKSELİŞTE
Visa Türkiye’nin yaptığı bir araştırmaya göre KOBİ’ler, satın almalarının yüzde 41’ini nakit, yüzde 21’ini çek, yüzde 13’ünü senet ve yüzde 18’ini kişisel kredi kartlarıyla yapıyor. Geriye kalan yüzde 8’lik küçük dilim ise ticari kartları kullanıyor. Ticari kartlar, bankacılık sektörünün KOBİ bankacılığı yapmaya başladığı son yıllarda gelişti. Bankalar birbiri ardına farklı özellikleri olan ancak sonuçta aynı amaca hizmet eden yani ticari işletmelerin nakit akışına yardımcı olan kart ürünlerini pazara sundu. Ticari kartlar bugüne kadar kredi kartlarından çok farklı değildi. Sadece üzerlerinde bireyler yerine tüzel kişilerin adı yazıyordu. Ancak müşteri ihtiyacını iyi analiz ederek ürün ve hizmetlerini hızlı geliştiren bankalar, ticari kartları da farklılaştırdı. Son olarak Finansbank, işletmelerin çek ya da senet yerine kullanabileceklerini VadeKart’ı çıkardı. VadeKart harcamaları hem vadelendiriyor hem taksitlendiriyor. Bu iki çok önemli özelliğinin yanında ekstre öteleme imkanı sunuyor. Ayrıca kartın mevcut limitinin dışında her zaman kullanıma hazır bir işletme kredisi limiti de var. Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Temel Güzeloğlu, 2011 sonuna kadar 300 bin adet VadeKart satmayı planladıklarını söylüyor. Bu sayede bankanın ticari kartlar pazarındaki pazar payının da yüzde 9’a ulaşacağı öngörülüyor. Güzeloğlu, pazardaki toplam ticari kart sayısının 800 bin adete ulaştığına dikkat çekiyor. Bu kartların son 1 yıl cirosunun ise 12 milyar TL düzeyinde olduğunu söylüyor. Önümüzdeki dönem ticari kart pazarındaki büyüme devam edecek. Güzeoğlu bu büyümenin, tüzel kişiliklerin ihtiyaçlarını karşılayan yeni ve nitelikli ürünlerle olacağı görüşünde. Geçtiğimiz yıl pazarın yüzde 40 büyüme gösterdiğine işaret eden Temel Güzeloğlu, “Bu yıl da yüzde 30 düzeyinde büyüme öngörüyoruz” diye konuşuyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?