Kişisel Yatırım

S&P “Türk bankacılık sistemi güçlü ama…”Dünyada ABD’den başlayarak finans piyasalarında yaşanan hareketler yakından izleniyor. Her geçen gün yeni batak haberleri geliyor. Yapılan değerlendirmel...

1.10.2008 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

S&P “Türk bankacılık sistemi güçlü ama…”
Dünyada ABD’den başlayarak finans piyasalarında yaşanan hareketler yakından izleniyor. Her geçen gün yeni batak haberleri geliyor. Yapılan değerlendirmeler, artık finans piyasalarının eskisi gibi olmayacağı şeklinde. Çünkü gelinen noktada sistemin temelini oluşturan yatırım bankaları bir bir batıyor veya yeni sermaye arayışı içinde. Mevduat bankalarında da durum çok parlak görünmüyor. Bu gelişmeler, Türkiye açısından çok da yeni değil. 2001 Şubat krizinin ardından sektörde 21 banka battı veya birleştirilerek satıldı. Finans şirketleri, yaralarını ancak 2 yılda sarabildi. Yapılan düzenlemelerle birlikte Türk bankaları, dünyada finansal sistem derin yaralar almışken nispeten daha güçlü konumda ancak riskler de yok değil. Bu durum, son dönemde uluslararası kuruluşlar tarafından da ifade ediliyor. Bu tarz açıklamalardan birini de uluslararası derecelendirme kuruluşu Standart & Poor’s yaptı. S&P, Türk bankacılık sisteminin, diğer yükselen piyasalara göre, sermaye yapısı ve likidite kapasitesinin yüksek olduğunu, piyasa riskinin de düşük olduğunu bildirdi. Raporda değinilen diğer konular ise şöyle:

• Türk bankacılık sektörünün kredibilitesi, küresel koşulların da etkisiyle, ortalamadan daha yüksek bir riske sahip.
• Türk bankacılık sektörünün  risklerini artıran unsurlar, ''enflasyonist baskı, iç siyasi gelişmeler, uluslararası fonlama maliyetindeki artış'' şeklinde sıralanabilir.
• 2007 yılındaki kredi büyümesi, bu yıl görülmeyecek. Buna rağmen Türk bankacılık sektörü yine de gelişmiş bir yapıya sahip.
• Türk bankaları, 2001 yılından sonra yeniden yapılandı. Bu yapılanma nedeniyle, küresel mali dalgalanmadan nispeten az etkilendi.

Yapılan bu değerlendirmeleri, olumsuz algılayan analistler olduğu gibi olumlu algılayan analistler de var. Olumlu taraftakiler, bankacılık hisselerine olan ilginin artabileceğini söylüyor. Çünkü, önümüzdeki süreçte reel sektör şirketlerinin mali performanslarında ekonomik daralmalara bağlı olarak küçülme beklentisi yüksek.

VOB
Riski hedge edin

Piyasalarda yaşanan dalgalanmalar ve önümüzdeki süreçte yaşanması muhtemel belirsizlikler, VOB’u da etkiliyor. ABD’nin önderliğindeki 700 milyar dolarlık finansal piyasaları kurtarma paketinin ABD kongresinden çıkmasının ve paketin kısa ve orta vadede sonuçları yakından izlenmeye devam ediyor. Paketin sonuçlarına bağlı olarak döviz, faiz ve endeks kontratları yakından izlenecek. İç piyasada ise şu aşamada kontratları etkileyecek ciddi bir beklenti yok.

hedAnalistler, yatırımcılara risklerini hedge etmeleri için VOB’u kullanmalarını tavsiye ediliyor. Yine vadesi yaklaşmakta olan döviz borcu olan şirketlerin de VOB’dan faydalanmaları öneriliyor.


İMKB

Kırılmalar, uzun vadeli alım fırsatı
Borsa, diğer piyasalara benzer şekilde oldukça zorlu bir süreçten geçiyor. Geçen ay siyasi krizin derinleşmesiyle gördüğümüz 32.500 seviyelerinin de altında kapanışlar oldu. Sonrasında FED’in kurtarma paketi söylemleriyle piyasa biraz olsun toparlanmayı başardı ve 35.000 bandına doğru hareket etti. İnfo Yatırım Araştırma Müdürü Mükrim Hatipoğlu, piyasalarda yeni dalga hareketlerinde 31.000 seviyelerinin de aşağı yönlü kırılabileceği düşüncesinde. Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinin borsalara hareket kazandırabileceğini söyleyen Hatipoğlu, endeks hareketlerinde trend hareketleri için likiditesi yüksek finans sektörü hisselerini öneriyor. Hatipoğlu, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Borsada 35.000 seviyesinin altından, doğru noktalardan uzun vadeli alım da denenebilir. Çünkü bu kadar uzun vadede endeksin geldiği noktalar dikkate alındığında para kazanma ihtimaliniz çok yüksek. Burada önemli olan diğer konu, hisse seçiminin de iyi yapılması. Önümüzdeki dönemdeki belirsizlikler dikkate alındığında temettü verimliği yüksek, pazarında lider konumda olan likit hisseler tercih edilmeli.”

hed

Faiz
Bu yıl faiz indirimi zor

ABD hükümetinin problemli menkul değerleri satın almak üzere bir fon kuracağını açıklaması ve FED’in bankalara verdiği likiditeyi artıracağını açıklaması, piyasalardaki olumsuz havayı yumuşattı. Küresel çapta ortaya çıkan bu olumlu görünümle beraber faiz hadlerinde düşüş
yaşandı. Krizin etkilerini hissettirdiği günlerde yüzde 20 seviyesinin üzerine çıkan gösterge faiz, piyasaların ateşinin sönmesiyle birlikte yüzde 18,5 seviyelerine kadar gevşedi.

Bu gelişmelere paralel olarak geçen ay Merkez Bankası (MB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, faiz oranlarını piyasa beklentisine paralel olarak sabit bıraktı. Buna göre borçlanma ve borç verme faiz oranı sırasıyla yüzde 16,75 ve yüzde 20,25 seviyelerinde korundu. Ancak yapılan açıklamada MB’nin büyüme konusundaki endişelerinin arttığı gözleniyor.

Piyasada MB’nin yıl sonuna kadar bir faiz indirimi yapabileceğini düşünen analistler olduğu gibi, bir faiz indirimi olmayacağını söyleyen analistler de var. İkinci görüşü savunun analistlerden biri de Gedik Yatırım Hazine Müdürü Kutalmış Keskin. Döviz kurlarında yukarı yönlü baskı olduğunu bunun da enflasyon baskısını beraberinde getirdiğini söyleyen Keskin, “Yine kredi maliyetlerindeki artışla birlikte, kredi bulmak da zorlaşacak. Cari açıkla uğraşan Türkiye için şartlar biraz daha zorlaşacak” diyor. Bu şartlar altında da gösterge faizin yüzde 18 seviyesinin altına inmesinin zor olduğunu söyleyen Keskin, yukarı yönlü bir trend olmasını bekliyor.

Yatırımcıya ise uzun vadeli bono yerine orta vadeli bonolarda pozisyon almalarını tavsiye eden Kutalmış Keskin, yine yatırımcıların aylık mevduatı da tercih edebileceğini sözlerine ekliyor.

Eurobond
Orta vadeli kağıtlar alınabilir

ABD’de batık kredilerin ve borçların temizlenmesi için özel bir fon kurulması planı ve ABD’de ve İngiltere’de açığa satış prosedürlerinin sıkılaştırılması yolundaki girişimlerin ardından ABD endekslerinde sert yükseliş yaşandı. Gelişmekte olan ülke Euro-tahvil piyasaları da alıcılı bir seyir izledi. Geçen ay yaşanan değer kayıplarının ardından ABD Hazinesi, finans piyasalarındaki krizi aşmak için yeni bir önlem paketi hazırladı. Bunun ardından diğer gelişmekte olan ülkelerle birlikte Türk Euro-tahvillerinde de hızlı bir yükseliş gözlendi. Türkiye 2030 vadeli gösterge Euro-tahvil 142 dolar seviyelerinden 147,5 dolar seviyelerine kadar yükseliş yaşadı.

Analistler, Euro-tahvil piyasasında, yatırımcılara 2012, 2013 ve 2014, 2015 ve 2018 dolar cinsi Euro-tahviller için “al” tavsiyesi veriyor. Uzun vadeli Euro-tahviller için ise ‘tut’ önerisinde bulunuluyor. Yine kısa vadeli kıymetler için de “tut” tavsiyesi veriliyor.

hed

Altın
Kurtarma planını etkisi izlenecek

Temmuz ayı ortasından bu yana dünyada petrol fiyatlarındaki geri çekilmelerle birlikte altın fiyatları da gerileme yaşadı.1000 dolar seviyelerinden 750 dolar seviyelerine kadar gevşeyen ons altın geçen ay, piyasalarda yaşanan sarsıntıyla birlikte tekrar 900 dolar seviyelerini test etti. Analistlerin bir bölümü, 700 milyar dolarlık kurtarma paketinin devreye girmesiyle altında geri çekilme bekliyor ve 900 doların üzerinde altın yatırımı tavsiye etmiyor. YTL cinsi yatırımın daha cazip olduğunu düşünüyorlar. Farklı görüştekiler ise kurtarma paketinin etkisinin sınırlı kalacağını ve altındaki yukarı hareketin devam edeceğini öngörüyor. Bu yapıda da altına yatırım yapılabileceğini söylüyorlar.

hed

Döviz
YTL’ye dönmek gerekir

Döviz piyasalarındaki hareketler, diğer piyasalarda olduğu gibi ağırlıklı olarak yurtdışı haberlere bağlı. Dış piyasalardaki dalgalanmalarda riski yüksek Türkiye gibi ülkelerden de para çıkışı gözleniyor ve sonuçta yerel para birimi dolar karşısında değer yitiriyor. Bunun son örneğini geçen ay gördük. Kurlar 1,20 YTL seviyelerinden 1,28 YTL seviyelerine kadar yükseldi. Ancak ABD hükümetinin dalgalanmalar karşısında aldığı sert tedbirler, önümüzdeki dönemde dolarda dalga boyutunu azaltabilir.

Ancak bu, en azından yıl sonuna kadar yeni dalga hareketlerinin olmayacağı anlamına gelmez. Burada analistler, elinde döviz olan yatırımcılara yeni dalga hareketlerinde YTL faize geçmelerini ve orta vade için pozisyonlarını korumalarını tavsiye ediyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz