Rusya'dan Hisse Dominikten Tahvil

İlhami Koç, İş Yatırım’ın genel müdürü… Son dönemde Türkiye’deki yatırımcıların, özellikle üst gelir grubundakilerin yurtdışı piyasalarına yöneldiklerine dikkat çekiyor. Bu nedenle şirket olarak ul...

1.09.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

hedİlhami Koç, İş Yatırım’ın genel müdürü… Son dönemde Türkiye’deki yatırımcıların, özellikle üst gelir grubundakilerin yurtdışı piyasalarına yöneldiklerine dikkat çekiyor. Bu nedenle şirket olarak uluslar arası hisse senedi ve tahvil piyasasında etkin olmaya başladıklarını söylüyor. “Son dönemde Venezüella’dan tahvil, Google’dan hisse talebi çok aldık” diyor. Ardından da devam ediyor: “Artık sınır ötesi yatırım yapmak, çok profesyonel insanların tekelinden çıktı. Türkiye’de de bu yönde büyük bir yükseliş var”.

RUSYA’DAN HİSSE DOMİNİK’TEN TAHVİL!

İş Yatırım şirketlere ve yatırımcılara yatırım danışmanlığı hizmeti veriyor. Son olarak Türk Hava Yolları’nın halka arzını üstlendi. Şirketlere birleşme ve satınalma danışmanlığı yapıyor, şirketlerin yeniden yapılandırılmalarına yönelik çalışmaları var. Bunun yanında bireylerin ve kurumların tasarruflarını sermaye piyasalarında değerlendiriyor.

İş Yatırım Genel Müdürü İlhami Koç, Türk sermaye piyasalarının yeterli derinliği olmayışını temel sorunlardan biri  olarak vurguluyor. “Ürün yelpazesinin bir ucunda repo diğer ucunda hisse senedi vardır. Aradaki alanlar boş. Örneğin, özel sektörün borçlanma araçları yok. Türev araçlar hiç yok ya da yetersiz. Piyasanın bu alandaki ihtiyacının giderileceğini umuyorum.” diyor.

İlhami Koç, Türkiye’nin uluslararası yatırım piyasalarında yatırımcıların dikkatini çeken bir ülke olduğunun altını çiziyor. “Türkiye ciddi bir krizden başarılı bir şekilde çıkmış bir ülke. IMF, örnek ülke olarak gösteriyor. Enflasyonun düştüğü ve AB gibi ciddi bir siyasal gelişmenin de beklenti olarak bulunduğu nadir ülkelerden biri” yorumunu yapıyor.

Capital, İş Yatırım Genel Müdürü İlhami Koç ile uluslararası yatırım piyasalarını, öne çıkan yatırım araçlarını ve İş Yatırım’ın gelecek planlarını konuştu:
 
* Yatırımcılara yönelik faaliyetleriniz neler? Bunları açar mısınız biraz?
Sermaye piyasalarının bu alanında bireylerin ya da kurumların tasarruflarını sermaye piyasalarında değerlendiriyoruz. Öncelikle, 400 binin üzerinde küçük yatırımcıya hisse senedi aracılık hizmeti sunuyoruz. Bu rakam, ülkemizdeki tüm hisse senedi hesaplarının yüzde 35’ine denk geliyor. İkinci bir alan ise tasarrufları belirli bir büyüklüğün üzerinde olan ve tasarruflarını sermaye piyasalarında değerlendirmek isteyen müşteri kitlesi. Biz bu müşterilerimize yatırım danışmanlığı ya da portföy yönetimi hizmeti sunuyoruz. Bu kapsamda her yatırımcıya bir yatırım danışmanı tahsis ediliyor.

* Uluslararası piyasalar konusunda da hizmet veriyorsunuz. Bildiğim kadarıyla Türkiye’de bu konuda hizmet veren şirket sayısı az. Neler yaptığınızdan, faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?
Her türlü menkul kıymet alım-satımını yapabiliyoruz. Bu faaliyetler belirli bir altyapı gerektiriyor. Her şeyden önce yabancı saklama kurumlarında saklama hesaplarınızın olması gerekiyor. Onun dışında tüm dünyada işlem yapabilmek için birtakım kurumlarla kredi limitlerinin tesis edilmesi gerekiyor. Bu altyapıyı yıllar önce kurduk. Halen dünyanın belli başlı ülkelerinde yerleşik yatırım bankaları ve finans kurumlarıyla çalışıyoruz. Bu kurumlarla her türlü menkul kıymetin alım-satımını yapabiliyoruz.
Bir örnek vermek gerekirse, Rus şirketlerinin tahvil ihraçlarında küçümsenmeyecek bir aktivitemiz var. Bunun dışında, Latin Amerika kökenli tahvillerde oldukça aktifiz. Brezilya ve Arjantin dışında Venezüella ve Dominik Cumhuriyeti gibi daha az bilinen ülke tahvillerinin de alım-satımını yapıyoruz. Hatta Ortadoğu ülkelerinin yaptığı ihraçlardan da menkul kıymet aldık.

Bu alanda yurtiçindeki yatırımcıların yanı sıra yurtdışındaki kurumlara da hizmet sunuyoruz. Piyasalar arasındaki saat farkları bize bu tür olanaklar sağlıyor.

* Türkiye'de kimler daha çok uluslararası piyasalara yatırım yapıyor?
Daha çok üst gelir grubunda olan, eğitim seviyesi yüksek, hatta büyük ölçüde eğitimlerini yurtdışında yapmış kişiler bu piyasalara yatırım yapıyor. Büyük bir bölümü kendisi iş sahibi. Bunların çoğu zaten kendi işlerinden dolayı dünyadaki gelişmeleri takip ediyorlar. Örneğin, yatırımcının asıl işi teknoloji ise, tüm dünyada bu alanı izliyor, ona göre yatırım yapıyor.

* Uluslararası yatırım araçlarında son dönemin yükselenleri neler? Dünyanın ilgi duyduğu araçlar hangileri?
1999 sonu ve 2000 başına kadar hisse senetleri en cazip yatırım araçlarıydı. Daha sonra biraz fiyatların şişmiş olmasından, biraz da teknoloji hisselerindeki düşüşten dolayı tüm piyasalar aşağı indi. Fon akışı güvenli piyasalara ve araçlara doğru yönelmişti.
Ancak, son 2 yıldır hisse senetlerine tekrar dönüş başladı. Borsa endeksleri tarihi zirvelerine ulaşamasalar da iyi performans gösterdiler.
Ayrıca, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere para girişi olmaya başladı. Örneğin, Rusya’ya, Türkiye’ye fon girişi oldu. Türkiye, şu anda dünyadaki en cazip ülkelerden biri çünkü gelecekle ilgili bazı beklentileri  var.

Bu eğilimi tehdit eden faktör, ABD’deki faiz artırımları. ABD’de faiz hadleri tarihin en düşük seviyelerindeydi. FED’in faiz artırımlarına başlaması hisse senetlerine olan ilginin durmasına yol açtı. Dow Jones, uzun süredir 10 binin üzerindeydi ve 10 binin altına indi. Şu anda bir bekleme dönemi var. FED’in faiz artırımlarını hangi şiddette yapacağı çok önemli.

* Yakın gelecekte tercih edilen yatırım araçlarında bir değişim yaşanabilir mi?
Eskiden dünyanın değişik ülkelerinin ve bölgelerin kendine göre bir hikayesi oluyordu. Ancak, ülkelerin finansal piyasaları arasındaki sınırların kalkması, paranın serbestçe dolaşmasıyla birlikte ABD’deki baz faiz oranları tüm dünyadaki finansal araçların fiyatlamasında ana kriter haline geldi. Eskiden kimse FED’in faiz politikasını izlemezdi.. Dolayısıyla, yatırım dünyasına biraz bu açıdan bakmak gerekecek diye düşünüyorum.
Ayrıca, sınırların kalkmasından sonra artık sınır ötesi yatırımlar yapmak çok profesyonel insanların tekelinden çıktı. Teknolojinin verdiği olanakları da kullanarak, her yatırımcı dünyanın herhangi bir tarafındaki bir yatırım aracını alıp satabiliyor.

* Son dönemde en çok dikkat çeken piyasalar hangileri?
Herkesin her yere yatırım yapabildiği bir dünyaya geldikten sonra çok ilginç şeyler ortaya çıkabiliyor. Bunlardan biri her halükarda Türkiye. Ciddi bir krizi atlatmış ve başarılı bir şekilde krizden çıkmış bir ülke. IMF örnek ülke olarak gösteriyor. Enflasyonun düştüğü ve AB gibi ciddi bir siyasal gelişmenin de beklenti olarak bulunduğu nadir ülkelerden biri Türkiye. Tüm dünyadaki yatırımcılar açısından ilginç.Bu sadece batı yatırımları açısından değil reel sektör yatırımları açısından da böyle.
Ayrıca, petrol üreten ülkeler ön plana çıkıyor. Ama petrol üreticisi olan ülkelerin çoğu aslında sermaye piyasalarında problemli olan ülkeler. Burada ciddi bir ikilem var. Bu ülkelere sorunlardan dolayı yatırım yapamıyorsunuz. Hem petrol, hem de hammadde fiyatlarının artmış olması bu ülkelerde bir yatırım imkanı sağlıyor. Ama buna karşın kendi bünyelerinde risklerini barındırıyorlar.

Bir başka grup ülke ise Çin’e bağlı olan Güneydoğu Asya ülkeleri. Çin’in serbestleşmesi ve tüm dünyaya açılması çok ilginç bir sonuç doğurdu. Çin’in büyüme oranları çok yüksek. Ayrıca Çin, kendisiyle birlikte bölgesindeki ülkeleri de çok fazla etkiledi. Çin ve Çin’e bağlı olarak o bölge ciddi bir yatırım alanı. Uluslararası şirketlerin yatırımları giderek oraya kayıyor. Çin’in nüfus olarak büyük bir potansiyeli var. Ayrıca ucuz işgücüne sahip olması orada üretim yapmak isteyenlere de çok cazip geliyor.

“YELPAZEYİ GENİŞLETMEK İSTİYORUZ”

* Son dönemde üzerinde çalıştığınız en önemli projeler neler? Bu projelerin geldikleri aşamalardan bahsedebilir misiniz?
İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın yıl sonuna kadar faaliyete geçmesi planlanıyor. Bu alanda altyapımızı oluşturduk, pek yakında işlem yapmaya başlayacağız.

Finansman bonosu tarafında yurtdışından Eurobond ihracı yoluyla finansman sağlanması konusunda bir örnek deneyimimiz oldu. Daha önce Hazine’nin yaptığı bir ihraçta eş liderliğimiz vardı. İlk kez özel sektör ihracında eş lider olduk. Bu konularda yelpazeyi genişletmek istiyoruz. Ama Türkiye’de uluslararası piyasalardan borçlanacak şirket sayısı çok az.

Yurtiçinde özel sektör tahvili ihracı alanında da hazır durumdayız. Ancak, bu piyasanın açılması için öncelikle reel faizlerin düşmesi ve vergi yükünün kalkması gerekiyor.

“ULUSLARARASI YATIRIMI, YATIRIMCININ PROFİLİ BELİRLİYOR”

* Uluslararası piyasalarda yatırım yaparken nasıl bir bakış açısı gerekiyor? Nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle yatırımcının tasarruflarını TL olarak mı yoksa döviz olarak mı değerlendirmek istediklerine bakmak gerekiyor. Yatırımcı profili TL’ye uygunsa dövize yönlendirmek doğru değil. Çünkü her halükarda içinde bir kur riski taşıyor.

Yatırımcı profili dövize uygunsa elindeki dövizi ne kadar riske edebilir, ne kadarını ne tür araçlara yatırabilir diye bakıyoruz. Eğer risk almayan bir müşteri grubuysa daha çok Hazine’nin ihraç ettiği Eurobond’lara yönlendiriyoruz. Biraz daha riske açıksa başka ülkelerin çıkardığı ürünlere yönlendiriyoruz. Beklentiye oynayan müşteriler için örneğin Venezüella tahvilleri alabiliyoruz. Bunların dışında daha da risk almak istiyorsa hisse senedi tarafına kaydırıyoruz. Yabancı borsalardan alım satım yapılabildiği gibi halka arzlara da katılınabiliniyor. Örneğin, Google halka arzı gündemde şimdi.

“BÜYÜME STRATEJİSİ OLAN ŞİRKETLER GÖZDE”

* Türkiye'de hisse senedi piyasasında beklentileriniz nasıl?
Biz hisse senetleri piyasamızı alıp fiyatları bizimle aynı risk grubundaki ülkelerle karşılaştırıyoruz.  Bu açıdan değerlendirdiğimizde, hisse senetleri piyasasının 1.4-1.5 cent dolaylarında olması gerektiğine inanıyoruz. 

Ama bunun içinde AB yok. Eğer AB gerçekleşirse bizim beklentimiz endeksin 2 cent’lere taşınması. Ancak AB olmadan geldiğimiz yer 1.4-1.5 cent civarında. Hangi sektör ve şirketler diye bakacak olursak, bölgesel olarak büyüme stratejisine sahip olan şirketler ön plana çıkıyor. Bunlar arasında Arçelik, Migros ve Şişecam’ı sayabilirim. Bunun dışında Anadolu Hayat, Ak Enerji gibi şirketler de İş Yatırım olarak öneri listemizde yer alıyor.

ATILACAK ATILACAK ATILACAK

* Yatırımcılara yönelik faaliyetleriniz neler? Bunları açar mısınız biraz?
Sermaye piyasalarının bu alanında bireylerin ya da kurumların tasarruflarını sermaye piyasalarında değerlendiriyoruz. Öncelikle, 400 binin üzerinde küçük yatırımcıya hisse senedi aracılık hizmeti sunuyoruz. Bu rakam, ülkemizdeki tüm hisse senedi hesaplarının yüzde 35’ine denk geliyor. Yatırımcılar emirlerini, İş Bankası şubeleri, bankamatikleri, internet şubesi, call center ve interaktif telefon sistemi aracılığıyla online olarak iletiyor ve işlemleri anında İMKB’de gerçekleştirilerek sonuçları hesaplarına yansıtılıyor.

İkinci bir alan ise tasarrufları belirli bir büyüklüğün üzerinde olan ve tasarruflarını sermaye piyasalarında değerlendirmek isteyen müşteri kitlesi. Biz bu müşterilerimize yatırım danışmanlığı ya da portföy yönetimi hizmeti sunuyoruz. Bu kapsamda her yatırımcıya bir yatırım danışmanı tahsis ediliyor. Bu yatırım danışmanı önce bu kişinin risk ve getiri profilini ortaya çıkarıyor. Buna göre yatırımı yönlendiriyor.

Önerilerimiz genelde sermaye piyasası araçlarıyla sınırlı. Repo, hazine bonosu, hisse senetleri, yatırım fonu, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere ait eurotahviler ve  yabancı hisse senetleri olarak sayabilirim.
Bunlar arasında yabancı menkul kıymetler alanında oldukça geniş bir yelpazede hizmet sunuyoruz. Müşterilerimiz dünyanın her borsasından istediği hisse senedini alıp satabiliyor. Örneğin, New York Borsası kapana kadar uzmanlarımız hizmet sunmaya devam ederler burada. Bunun yanısıra, Türk eurotahvillerinde büyük bir işlem hacmimiz var. Geçtiğimiz yıl bu alandaki işlem hacmimiz 2.5-3 milyar dolardı.

* Hangi yelpazeye hizmet etmeyi amaçlıyorsunuz? Kurumsal olarak bu tarz şirketler içinde hedefiniz nedir?
Sermaye piyasalarının her alanında hizmet veriyoruz. Ancak, her şeyden önce temel bir sorunumuz var; sermaye piyasalarımız yeterli genişliğe sahip değil. Ürün yelpazesinin bir ucunda repo diğer ucunda hisse senedi vardır. Aradaki alanlar boş. Örneğin, özel sektörün borçlanma araçları yok. Türev araçlar hiç yok ya da yetersiz. Vadeli İşlemler Borsası’nın bu yıl sonunda devreye girmesi hedefleniyor. Piyasanın bu alandaki ihtiyacının giderileceğini umuyorum. İş Yatırım olarak bu faaliyet alanında da aktif olarak yer alacağız.

Öte yandan, faaliyetlerimizi ülkemiz dışında da genişletmeyi hedefliyoruz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çok sayıda kurumla çalışıyoruz. Ayrıca, geçtiğimiz yıl Kazakistan’da bir ofis açtık. Oradan başlamayı seçtik. Bu ofis açılalı yaklaşık bir yıl oldu ve gerek ikincil piyasa gerekse kurumsal finansman faaliyetlerimizin performansından oldukça memnunuz. O bölgenin özellikle yabancı menkul kıymetler açısından bir özelliği şu; saat farkı açısından İstanbul, batı piyasalarına ulaşım açısından çok elverişli bir konumda bulunuyor. O bölgede kurulu finansal kurumlar yabancı menkul kıymet işlemlerini İstanbul’daki finansal kurumlar üzerinden çok daha kolay gerçekleştirebilirler.

* Türkiye’de İş Yatırım ile aynı işkolunda olan kaç şirket var?
Ülkemizdeki aracı kurum sayısı 100’ün üzerinde. Bunların hepsi sermaye piyasaları alanında hizmet sunuyor. Ancak, her kurum belirli alanlarda yoğunlaşarak farklılaşmaya çalışıyor. Bazıları sadece hisse senedi aracılığı üzerinde yoğunlaşıyor. Bazıları yabancı yatırımcılar üzerinde uzmanlaşıyor. Sayıları daha az sayıda olan bazı kurumlar ise sermaye piyasalarının her alanında bulunmaya çalışıyor.

N. ASLI TEKİNAY
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz