Seçim Önesi Son Hesaplar

Ayhan Kalaylıoğlu / HSBC Bank Genel Müdür Yardımcısı   Döviz cephesinde büyük birhareketlilik var. Bir yanda Türkiye’deki belirsizlik, diğer yandan da uluslar arası piyasalarda Euro/dolar p...

1.08.2002 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Ayhan Kalaylıoğlu / HSBC Bank Genel Müdür Yardımcısı

 

Döviz cephesinde büyük birhareketlilik var. Bir yanda Türkiye’deki belirsizlik, diğer yandan da uluslar arası piyasalarda Euro/dolar paritesinin durumu... Seçim öncesinde herkes dövizde neler olacağını, doların yeniden 1.300.000 TL seviyesine inip inmeyeceğini merak ediyor. Bu soruların yanıtını, piyasanın içinden biri, HSBC Bank Genel Müdür Yardımcısı Ayhan Kalaylıoğlu verdi.

 

Avrupa Birliği (AB) konusundaki olumsuz gelişmeler, seçim söylemlerinin artması ve hükümet ortakları arasında yaşanan gerginlikler, piyasalarda tansiyonun bir anda yükselmesine neden oldu. ABD’li şirketlerin bilançolarında usulsüzlüklerin olduğunun ortaya çıkması da stresini iyice yükseltti.

 

En dikkat çekici hareketler ise yine döviz cephesinde yaşandı. İyimser gelişmelerle 1 milyon 300 bin liraya kadar gerileyen dolar kuru, hızla yükselerek 1 milyon 700 bin liraya dayandı. Piyasa oyuncularının bir kısmı, kurların suni olarak oluştuğunu söylemeye başladı. Tabii bu görüşe katılmayan bankacılar da var.

 

HSBC Bank Genel Müdür Yardımcısı Ayhan Kalaylıoğlu da bunlardan biri. Piyasada işlem hacminin son derece yüksek olduğunu, bu nedenle de kurların son derece gerçekçi olduğunu söylüyor. Piyasadaki dalgalanmaların dalgalı kur rejiminin bir sonucu olduğunu ifade eden Kalaylıoğlu, “Şu anda tüm dünyada piyasalar sarsılıyor. Bu ortamda döviz piyasasının hareketsiz kalması beklenemez” diyor.

 

HSBC Bank Genel Müdür Yardımcısı Ayhan Kalaylıoğlu, döviz cephesindeki gelişmeleri ve beklentilerini Capital’e anlattı.

 

Döviz cephesinde yaşanan dalgalanmalar oldukça dikkat çekici. Bazıları kurların suni olduğunu söylüyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

 

Döviz cephesinde yaşadığımız hareketler son derece normal. Zaten şu sıralarda serbest ekonomilerin hepsinde ciddi bir dalgalanma var. Bu ekonomilerde de kurların günde yüzde 1-2 hareket yapması da son derece normal.

 

Şu anda Türkiye’deki kurlar da öyle suni falan değil. Çünkü, piyasada hem şirketler, hem bankalar, hem de bireysel müşterilerin hareketleri nedeniyle işlem hacmi son derece yüksek. “Döviz cephesinde işlem olmuyor, bu suni kur” demek, bana göre piyasaya saygısızlık. Dünya piyasalarını düşündüğümüzde, döviz kurlarının, tahmin edilebilir olmasını varsaymak hiç gerçekçi değil.

 

Acı bir kararla dalgalı kura geçildi. Bunun da yan tesirlerinin olması normal. Finansal piyasalar gerçekten serbestse, dalgalanmalara da fazla bir şey söylememek gerekiyor.

 

Şu sıralarda tüm dünyada finansal piyasalar sorgulanıyor. Belki bu yazının yayımlandığı günlerde dünya piyasalarında 1987’ye benzer bir hareket yaşanmış olacak. Dolayısıyla şu anda tüm piyasalar için dalgalanmalar normal.

 

Geçmişte de örneğini yaşadık. Kurlar hızlı bir yükselişten sonra, ciddi bir şekilde geriledi. Siz önümüzdeki dönemde böyle bir geri çekilme bekliyor musunuz?

 

Kurlarda geri çekilme olabilir. Ama biz dış dünyaya da çok bağlıyız. Dolayısıyla, hem içeriden hem de dışarıdan gelen haberler piyasayı büyük ölçüde etkiliyor. Değişik haberler, değişik beklentiler ve AB ile ilgili gelişmelerin kur üzerinde etkisi bir hayli fazla. Bu nedenle çok iddialı bir yorumda bulunmak doğru olmaz. Kur bu rejim içinde doğru yerini, yapılan işlemlerle bulacaktır. Denge noktası, kişilerin beklentileri ve döviz işlemlerine konu olan akımlarla ortaya çıkar.

 

Tabii bu arada seçimle ilgili durumun daha netleşmesi ve AB için verimli bir çalışma yapılması durumunda kurun aşağı gelme ihtimali kuvvetli. Seçime kadar ekonominin Kemal Derviş’in kontrolünde olması da piyasaları oldukça rahatlatır.

 

Yine ABD’nin Irak için destek bulmak amacıyla Türkiye’ye özel bir yardım yapması ya da borç silmesi de piyasalar üzerinde olumlu etki yapar.

 

Daha önceki seçim dönemlerinde kurlarda nasıl bir hareket izlenmişti?

 

Söz konusu dönemlere bakarak çok pozitif bir şey söylemek mümkün değil. Genelde popülist politikalara sapma, belirsizliklerin artması ve çelişkili söylemler nedeniyle volatilitenin bir hayli fazla olduğu dönemlerdi.

 

Geçmiş deneyimlere bakıldığında, çok rasyonel gözükmese de, teknik olarak mümkün bir hareket. Ancak, geçmişte olduğu gibi, yeniden 1 milyon 300 binleri göreceğimizi sanmıyorum. Bana göre dolar kurunda dip seviye 1 milyon 500 bin civarında. Buranın altına gitmesi, şu an için mümkün görünmüyor. Ancak, yine de seçim öncesinde çok durgun bir piyasa beklememek gerekiyor. Bana göre, siyasi söylemler, buna izin vermeyecek.

 

DTH faizlerinde ciddi bir düşüş var ve şu anda yüzde 2-2.5 seviyelerinde. Size göre, önümüzdeki dönemde DTH cephesinde nasıl bir trend izlenecek?

 

DTH faizlerindeki düşüş, ağırlıklı olarak krizden sonra bireysel yatırımcıların yoğun bir şekilde döviz yatırımlarına yönelmesinden kaynaklandı. Üstelik DTH’daki para hala çözülmedi. Aslında yılbaşından sonra iyimserliğin arttığı dönemde, bir miktar çözülme yaşandı. Ancak, şimdilerde yeniden DTH’lara yönelim var.

 

İç ve dış piyasalardaki dalgalanmalar DTH faizlerinin yönünde de etkili. Belirsizliklerin artması nedeniyle DTH’lardaki kaynakların yastık altına gitmesi söz konusu olursa, faizlerde de yükselme yaşanabilir. Bu, arz-talep meselesi. Kredi taleplerinde hafif kıpırdanmalar başladı, yani talep var. Bu dönemde arzda çekilme olursa faizler de yukarı gider.

 

Peki size göre DTH faizlerinin maksimum ve minimum gideceği nokta neresi?

 

Şu anda bankaların hemen hepsi aynı DTH faizlerini veriyor. Bunun nedenlerinden biri de, mevduattaki yüzde 100 devlet güvencesi. Bu güvence kalkıp, dünya standartlarına gelindiğinde, bankaların finansman durumuna göre fiyatlama yapılacaktır. Yani bankaların finansal durumuna, kredibilitesine göre, DTH faizlerinde ciddi farklılaşmalar olacaktır. Buna bağlı olarak finansal gücü yüksek büyük bankaların faizlerinin minimum yüzde 1.5-2 civarında olacağını tahmin ediyorum. Zaten liborun altına düşmesi mümkün değil. Küçük ölçekli bankalarda ise risk priminin de dahil edilmesi nedeniyle, DTH faizlerinin yüzde 4-4.5 civarında olması beklenebilir.

 

Son dönemlerde ABD’de yaşanan gelişmeler nedeniyle euro da hızlı bir çıkış yaşandı. Siz önümüzdeki dönemde euro/dolar paritesinde nasıl bir trend bekliyorsunuz?

 

Aslında başlayan yükseliş hareketi biraz daha sürebilir. Ben euro/dolar paritesinin 1.04’ü görmesinin ardından geri geleceğini düşünüyorum. Zaten teknik olarak da beklenti bu yönde. Dip noktasının ise 92-93 seviyesinde olduğunu düşünüyorum.

 

Bana göre, orta vadedeki denge noktası ise 97-98 seviyelerinde. Doların değer kaybetmesinin en büyük nedeni, ABD’li şirketler hakkındaki olumsuz gelişmeler. Ancak, Avrupa’daki şirketler de aynı durum söz konusu. Onlarda da büyük muhasebe hataları var. Dolayısıyla, AB para birimi euronun çok büyük bir avantajı yok.

 

Size göre bu dönemde dövize yatırım yapmak cazip mi? Kimlerin dövize yatırım yapması daha uygun olur?

 

Bu yatırımcıların kişiliğiyle çok alakalı bir durum. Çünkü, bazı kimseler yaşı, gelir cinsi ve hayattan beklentileri nedeniyle dövizcidir. Onların birikimlerini dövize yönlendirmesi normal bir yatırımdır. Çünkü, bu kişiler, TL’ye yatırım yaptıklarında risk aldıklarını düşünür.

 

Ancak daha genç olan, ilerisi için para kazanan, dalgalanmalarda para kaybettiğinde sarsılmayan bir kişinin dövize yatırım yapması sıkıcı bir durumdur. Zaten kurlar şu anda oldukça yüksek. Buralar, belki satılması gereken yerler olabilir. Dolar kuru 1 milyon 300 binlerdeyken, bu soru sorulsa, “Alınabilir” derdim. Çünkü, orada denge noktasında değildi. Gereksiz bir iyimserlikle o noktalara gerilemişti.

 

Dolayısıyla, dövize yatırım, yatırımcının yaşı, ne tür risk profili taşıdığı, işinin olup olmadığı ve borçluluk durumuna bağlı.

 

Kurların şu anda dengede olduğunu düşünüyorum. Bu noktadan aşağı da yukarı gidebilir. Şu anda çok yukarı gitmesi anlamsız. Ancak, olumsuz haberler piyasada ayrı reaksiyona neden olabilir. Dolar kurundaki denge noktasının şu anda siyasi ortam ve dış dünyadaki gelişmeler nedeniyle 1 milyon 600 bin –1milyon 700 bin lira arasında olacağını düşünüyorum.

 

“FORWARD KUR DALGALANMALARDAN KORUR”

 

Forward kur işlemleri nedeniyle zarar ettiğini söyleyen yatırımcılar var...

 

Yıllardır forward konusu Türkiye’de anlaşılamadı. Herkes bunu kur tahmini sanıyor. Forward kur, bugünkü kur üzerine, TL ve döviz faizi eklenerek oluşturulan ve söz konusu gün için tersi yapılıp hedge edilebilen, ancak bağlayıcı olmayan kurdur. Bu bir kar-zarar mekanizması değildir.

 

Forward kur, ithalatçı, ihracatçı veya üretim yapan bir fabrikanın, gelecekteki bir gün için dövizle ilgili girdisini, çıktısını, yükümlülüğünü ya da alacağını belli bir kurdan bankayla bağlaması olarak algılanmalı. Şirket böylece, söz konusu gündeki döviz akışıyla ilgili fiyatlamasını bu kur üzerinden yapma imkanına kavuşur. Söz konusu güne gelindiğinde kur daha aşağıda ya da daha yukarıda olabilir.

 

Şirket piyasadaki dalgalanmalardan etkilenmez. Tüm dünyada ithalatçı veya ihracatçılar risklerini bankalara devrederler. Benim sanayicilere tavsiyem, kur riskini taşımamaları. “Belirsizlik var” diye şikayet edeceklerine, forward kuru kullanmaları gerekir. Çünkü, riskle yaşamak şirketlerin işi değildir. Eğer böyle yapıyorsa bundan şikayet etme hakları da yoktur. Forward kur, şirketleri dalgalanmalara karşı koruyacak bir sistemdir. 

 

“EUROBOND ALAN VADESİNİ BEKLEMELİ”

 

Son dönemlerde piyasada eubondlar çok fazla konuşulmaya başlandı. Size göre eurobondlar yatırım için uygun mu?

 

Dünyaya baktığımızda bireysel yatırımcıların doğrudan eurobond alması hiç de alışılagelmiş bir olay değil. Ancak, Türkiye’de bankaların pazarlama stratejileri nedeniyle bireysel yatırımcılar da eurobond alıyor. Bana göre, eurobond alacak kişinin, bu paraya vade sonuna kadar ihtiyacının olmaması gerekiyor.

 

Eğer eurobond alıp, vade sonuna kadar bekleyecekse almalı. 2 yıl sonra satmayı planlıyorsa eurobonda yatırım yapmalılar. Eurobond yatırımcısının, herhangi bir şekilde borcu olmaması ve kenarda bir varlığı olması önemli. Ancak, vade sonuna kadar kesinlikle bozmayı düşünmemeli. Bana göre, bireysel yatırımcı için eurobond doğru bir yatırım stratejisi değil. Bu konunun düzensiz ve tehlikeli geliştiğini, bankaların da bu aktivitelerini sınırlaması gerektiğini düşünüyorum.

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz