"5 yılda eğitim sektöründe Türkiye'nin lideri olmayı hedefliyoruz"

Monte Bia Okulları Kurucusu Serkan Aydın, 5 yılda eğitim sektöründe Türkiye’nin lideri olmayı ve yurt dışında da saygınlık kazanmayı hedeflediğini kaydediyor.

9.04.2023 20:29:520
Paylaş Tweet Paylaş
"5 yılda eğitim sektöründe Türkiye'nin lideri olmayı hedefliyoruz"

Serkan Aydın; önce kendi eğitim hayatı, sonrasındaysa Türkiye’deki eğitim sistemi için önemli adımlar atan, girişimci bir is insanı. Üniversiteyi yarım bırakan, kırk yasında tekrar üniversite sınavına giren Aydın, su anda Bilgi Üniversitesi Kültür ve Sanat Yönetimi bölümü öğrencisi olarak eğitimine devam ediyor. Monte Bia Okulları’nın kurulusuysa Serkan Aydın’ın üç kız çocuğundan ilham alarak Türkiye’deki eğitim sistemi için attığı önemli bir adım. Ankara’da bir okul markasının şubesine ortak olduktan sonraki süreçte hem veli hem okul işletmecisi olarak gördüğü olumsuzluklar sonucunda bu alanda aktif şekilde yer almaya karar veren Serkan Aydın’ın kurduğu Monte Bia Okulları, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında Ankara Beysukent Kampüsünde eğitime başlayacak.

Monte Bia Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Aydın, eğitimde yeni bir model olusturmak ve eğitimini her alanda tamamlamış çocuklar yetiştirmek için yola çıktığını söylüyor. Aydın, “Ankara basta olmak üzere öncelikle İzmir ve İstanbul sonrasında da tüm Türkiye’de büyüyecek bir marka yaratmak ilk hedefimiz” diyor. Bu eğitim kurumunun ebedi yasayabilmesi için vakıflaşmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Serkan Aydın, bu nedenle bir vakıf oluşturup bu kurumun, oluşturulan vakıf tarafından yönetilmesini sağlayacağını da vurguluyor. Monte Bia International School, Monte Bia Üniversitesi ve eğitimde fırsat eşitliği yaratacakları, maddi durumu yetersiz öğrenci burslarını karşılayacakları vakıfla da büyük bir eğitim grubu olma yolunda çalışmaların son hızla devam ettiğinin altını çizen Aydın, “Okul öncesinden liseye kadar tüm birimlerde fark taratacak özgün eğitim modelleriyle kendini gerçekleştiren, özgüveni yüksek, liderlik özellikleri ve yasama hazır bireyler yetiştirmeyi vadediyoruz” diyor.

Monte Bia Okulları’nın kuruluş öyküsünü dinlediğimiz Serkan Aydın’la okulun eğitim anlayışını, hedeflerini, vaatlerini ve önümüzdeki döneme ilişkin stratejilerini konuştuk:

 Serkan Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Eğitiminiz ve kariyeriniz nasıl gelişti ve ilerledi?

1980 yılında Ankara’da doğdum. Üniversiteyi yarım bıraktım; kırk yasındaysa tekrar üniversite sınavına girdim. Simdi Bilgi Üniversitesi Kültür ve Sanat Yönetimi Bölümü’nde öğrenciyim. Aynı zamanda da girişimci bir iş insanıyım.

 Egitim sektöründe bir girişim kurmayı neden istediniz? Bu alana ilginiz nasıl oluştu? Bu girişimle nasıl bir fark yaratmak istediniz?

Bu kararımdaki en büyük motivasyonum çocuklarımdı. Üç kız babasıyım. Çocuklarımdan en küçüğü okul öncesine, ortanca kızım ilkokula, büyük kızım da sekizinci sınıfa gidiyor. Ankara’da bir okul markasının şubesine ortak oldum. Bu süreçte hem veli hem okul işletmecisi olarak gördüğüm olumsuzluklar beni bu alanda olmaya yönlendirdi. Bir ülkenin geleceğini eğitim belirler. Ben de bu duyguyla essiz ülkemin geleceğine bir iz bırakmak istedim.

Monte Bia Okulları nasıl kuruldu? Hikayesini anlatır mısınız?

 Akademik başarı, her okulun hedeflerindeki olmazsa olmazıdır .Bunun adı öğretimdir. Teknoloji hayatımıza girmeden önce eğitimi ailemizden ve sokaktan alıyorduk. Bugün, paylaşmayı, istisare etmeyi, hayata karsı mücadele vermeyi bilmeyen bir nesil yetişiyor. Bilimi, sanatı ve sporu bilen çocuklar bir tercih yapmak zorunda bırakılıyor. Oysa hem yabancı dili ögrenip hem akademik başarıya ulaşıp hem kendilerini mutlu edecek meslekleri seçerek bu konuda kendilerini geliştirebilirler. Erken yasta müzik kulağı gelişen ve bu alanda var olmak isteyen bir bireyin 18 yasına kadar bu eğitimleri almasının hedeflerine ulaşmasında kolaylık sağlayacağını düşünüyorum. Akademik başarılarının yanında sanat ve spor yetenekleri erken yasta tespit edilip bu alanlarda da hedeflerine ulaşmaları sağlanabilir. Bu zamana kadar bunların uygulanamamasının en büyük nedeni mali koşullar. Ben de bu konuyu göğüsleyebileceğimi düşünerek yeni bir model olusturmak ve eğitimini her alanda tamamlamış çocuklar yetiştirmek için bir yola çıktım. Bir ekip kurduk ve bu ekip benim heyecanımı zirveye taşıdı. Hayallerimizi gerçekleştirebileceğimizi gördüğüm zaman çocuksu bir mutluluk yasadığımı hissettim. Ekibimle aynı hisleri, heyecanı ve mutluluğu paylaşıyoruz.

 Eğitime ne zaman başlıyorsunuz? Önümüzdeki dönem için hedefleriniz nasıl şekilleniyor?

 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılında Ankara Beysukent Kampüsümüzle eğitime başlıyoruz. Monte Bia Okulları olarak hedefimiz, bir Türkiye projesi olmak ve bir zincir okul markası yaratmak. Beş yıl içerisinde, eğitim sektöründe oluşturacağım bu markayla Türkiye’nin lideri olmayı, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da saygınlık kazanacak eğitim kurumlarına sahip olmayı hedefliyoruz.

Monte Bia Okulları’nın başarısını sürdürülebilir kılma noktasında önümüzdeki sürece ilişkin nasıl bir yol haritanız var?

 Şunu unutmamak gerekiyor ki bireysel başarılar geçicidir. Bir kurumun yasayabilmesi ve sürdürülebilir olması için profesyonelleşmesi gerekir. Dolayısıyla bu eğitim kurumunun ebedi yasayabilmesi için vakıflaşması kaçınılmazdır. Ben de bir vakıf oluşturup bu kurumun, oluşturduğum vakıf tarafından yönetilmesini sağlayacağım.

Rekabetin yoğun olduğu bir sektördesiniz. Bu alanda fark yaratmak için neler yapmak gerekiyor? Öğrencinin ve velinin ilgisini nasıl çekiyorsunuz? Monte Bia Okulları olarak öğrencilerinize ve ailelere ne vadediyorsunuz?

 Monte Bia Okulları olarak çift dilli eğitim programımızın kazandırdığı küresel bakıs açısıyla ve yüksek akademik standartlarda özgün eğitim programıyla, basta Ankara olmak üzere tüm Türkiye’de büyüme hedefiyle yola çıktık. Ülkemizin saygın üniversitelerinde görev alan alanında uzman akademisyenlerinden oluşturduğumuz üst akademik kurulumuzla kurguladığımız, okul öncesinden liseye kadar tüm birimlerde fark yaratacak özgün eğitim modelleriyle kendini gerçekleştiren, özgüveni yüksek, liderlik özellikleri ve yasama hazır bireyler yetiştirmeyi vadediyoruz.

Önümüzdeki beş yıl için planlarınız neler? Monte Bia Okulları’nı nereye taşımak istiyorsunuz?

Bes yılda 40 okul ve 10 bin öğrenciye ulaşma hedefindeyiz. Okul öncesinden 12’nci sınıfa kadar standartları en üst düzeyde olan, yurt içinde ve yurt dısında saygın bir okul olmayı amaçlıyoruz. Beysukent Kampüsü’yle adım attığımız bu başlangıcın, ülkemizin aydınlık geleceğine katkı sağlayacak bir süreç olmasını diliyoruz.

Son dönemde özel okulların fiyatlarındaki yüksek artışlar velilerin tepkisini çekiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

 Özel okul işletmesine hiçbir zaman ticarethane gözüyle bakılamaz. İçinde yüzlerce insanın şekillendirildiği, ülkenin geleceğinin temellerinin atıldığı, devletin birçok konuda yükünü hafifleten özel okullar ve bu okulların Ar-Ge’leri, devlet okullarında birçok alanda örnek oluşturmasına imkan sağlayan çok özel yapılardır. Ekonomik Sartlardaki zorluklar özel okulların gider kalemlerini de olumsuz etkiliyor. Iyi bir eğitimin her zaman bir maliyeti olur. Dünya emsallerine bakıldığında çok geri kalmış ülkeler arasında bile ülkemizde özel eğitim okul çok düşük bir maliyete sahip. Bu da birçok kurum için sürdürülebilirliği zor hale getiriyor. Bu kapsamda birkaç yıl içinde özel okul sayısında gözle görülür bir azalma olacağını da öngörüyorum.

NİTELİKLİ BİR PROGRAMLA ÖĞRENCİLERİMİZLE BULUŞUYORUZ

Her ülkede olduğu gibi ülkemizde de sınav bir gerçek. Çocukları sıraladığımız, sınıfladığımız bir eğitim sisteminde; gözden kaçan, ertelenen, maalesef ikinci plana atılan yetenek, beceri ve yatkınlık konularıyla yabancı dil farkındalığı önceliklerimiz arasında yer alıyor.

“BİLİNÇLİ TERCİH YAPMAYA YÖNLENDİRİYORUZ”

Biz merkeze çocuklarımızın ileride yapmak istediği mesleğin eğilimlerini küçük yaşlardan itibaren keşfetmeyi koyuyor, nitelikli bir program eşliğinde öğrencilerimizle buluşmayı hedefliyoruz. Bunun için kurguladığımız Yetenek ve Beceri Destek Programları’yla hem velilerimizi hem öğrencilerimi bilgilendirerek onları bilinçli tercihler yapmakla ilgili yönlendiriyoruz.

“OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMU AÇILMAMIŞ HİÇBİR KÖY KALMAMALI”

“ÖĞRENCİ SAYISI ARTMALI”

Birçok destekle ve teşvikle özel okullarda eğitim gören öğrenci sayısının artırılması gerektiğini düşünüyorum. Özel okul sektörü olarak halihazırda yüzde 10 oranının altındayız. Bu oranın Batı ülkelerinde yüzde 30-40’larda olduğu düşünülürse Türkiye’de, eğitimde özel sektörün yerinin oldukça küçük olduğunu söyleyebiliriz. Yine gelişmiş ülkelere bakıldığında özel okullara birçok bir çok teşvik veriliyor ve tabii ki denetimleri de çok yoğun yapılıyor.

EN BÜYÜK EKSİKLİK

Batı ülkeleri ile bizim eğitim programlarımız incelendiğinde en büyük eksiğimizin okul öncesi ile okula başlama ve zorunluluk durumu olduğunu söyleyebiliriz. Gelecek yüzyıl becerilerinin kazandırılacağı en önemli yer olan okul öncesinde maalesef gerideyiz. Zorunlu eğitimin dört yaşa indirildiği bir okul öncesi programının ülke kalkınmasına uzun vadede çok büyük faydaları olacağı kanaatindeyim. Bu kalkınmanın tüm yurda yayılabilmesi için okul öncesi eğitim kurumu açılmamış hiçbir köy, hiçbir mahalle kalmamalıdır. Bu konuda hem devlet teşvikleri hem özel sektör yatırımları okul öncesi eğitim kurumları başta olmak üzere devam etmelidir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz