Yapay zeka teknolojileri şirketi CBOT’un CEO'su Mete Aktaş, 2027 yılında şirketlerdeki iş süreçlerinin yüzde 30'unun yapay zeka tarafından yönetileceğini söyledi.
CBOT'un CEO'su Mete Aktaş, üretken yapay zekanın (GenAI) iş dünyasına getireceği köklü değişimleri ve yeni fırsatları Capital'e değerlendirdi. CBOT'un 2015'ten bu yana sürdürdüğü yapay zeka yolculuğunda elde ettiği deneyimlerle, sektörün geleceğine ışık tutan önemli öngörüleri paylaştı.
'Dijital Kişilik teknolojik yenilik değil, sosyolojik bir devrim'
Üretken yapay zeka kavramını sadece bir teknolojik yenilik değil, iş yapış şeklimizi kökten değiştirecek sosyolojik bir devrim olarak nitelendiren Aktaş'ın açıklamalarına göre, 2027 yılına gelindiğinde şirketlerdeki iş süreçlerinin yüzde 30'u Dijital Kişilik olarak adlandırılan üretken yapay zeka tabanlı dijital çalışanlar tarafından yönetilecek. Bu dönüşümün şirketlere verimlilikte muazzam bir artış, maliyetlerde düşüş ve inovasyon hızında yükseliş sağlaması bekleniyor.
Yapay zeka teknolojisinin evriminde gelinen son nokta olan Dijital Kişilikler, basit soruları cevaplayan chatbotların sanal asistanlara dönüşümü sonrasında bugünkü gelişmiş formları ile gelişim sürecinin son halkasını temsil ediyor. Dijital Kişilik öncüllerinden farklı olarak karmaşık büyük veri analizi yapabilen, gelişmiş algoritmalar kullanabilen ve doğal iletişim kurabilen sistemler olarak finans sektöründe risk analizi ve portföy yönetiminden, üretimde tedarik zinciri optimizasyonuna kadar pek çok alanda devrim niteliğinde gelişmeler sağlıyor. CBOT CEO'su Mete Aktaş, "Dijital Kişilikler sadece soruları yanıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda davranışları analiz ediyor, gelecekteki ihtiyaçları tahmin ediyor. Bu gelişim, iş süreçlerini daha verimli hale getirirken, insan çalışanların da daha stratejik rollere odaklanmasına olanak tanıyor. Biz CBOT olarak, Dijital Kişilik teknolojilerini çok farklı iş süreçlerine entegre ediyoruz. İnanıyorum ki, yakın gelecekte Dijital Kişilikler, şirketlerde stratejik kararların alınmasında söz sahibi olacaklar. Ama şunu unutmayalım: teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insan dokunuşu her zaman önemini koruyacak' dedi.
Üretken yapay zeka teknolojisinin şirketlere entegrasyonunda stratejik ve dikkatli bir yaklaşımın gerekli olduğunu belirten Mete Aktaş, "Üretken yapay zeka, CEO'lar tarafından bir 'sihirli değnek' olarak görülmemeli. Bu heyecanla birçok şirket teknolojiyi hemen kullanmaya çalışıyor, ancak asıl önemli olan, bu yenilikleri şirketin kendi yapısına uygun şekilde entegre etmektir. Bizi genellikle Türkiye'nin lider yapay zeka platform sağlayıcısı olarak tanımlasalar da, biz kendimizi yapay zeka teknolojisinin her büyük adımında dönüşüme eşlik eden bir yol arkadaşı olarak görüyoruz. GenAI'ın sunduğu fırsatları değerlendirmek isteyen CEO'lara, objektif ve bağımsız bir bakış açısıyla rehberlik ediyoruz. Aslına bakarsanız önceliğimiz, ekosistemin sürdürülebilirliği ve gelişimi için sunduğumuz teknolojinin gerçek değer yaratması ve şirketlerin bu heyecan içinde yanlış yöntem ve yatırımlarla kaynak israfı yapmalarını önlemek." şeklinde konuştu.
Karar alma süreçleri kökten değişecek
GenAI'ın ilk etaptaki yatırım maliyetlerini hesaplarken, orta ve uzun vadede sağlayacağı operasyonel verimlilik ve maliyet avantajlarının ötesinde, inovasyon hızını artırması ve yeni gelir akışları yaratmasının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Aktaş, "GenAI'ı sadece bir maliyet tasarrufu aracı olarak görmemek gerekiyor. Asıl dönüşüm, çalışanların düşünce ve yaratıcılığa daha fazla zaman ayırabilmesi ile ortaya çıkıyor. Ben kendi kişisel iş süreçlerimde GenAI kullanımıyla yüzde 40'lara varan bir zaman tasarrufu sağladım” dedi.
Üretken yapay zekanın önümüzdeki yıllarda yaratacağı büyük değişimle karar alma süreçleri de kökten değişecek. GenAI, karmaşık veri analizi ve tahminleme yetenekleriyle, yöneticilere benzersiz bir öngörü sağlayacak. Bu da stratejik kararların çok daha hızlı ve doğru alınmasını mümkün kılacak.
Başarıya ulaşmak için şirketlerin dikkat etmesi gereken dört kritik nokta
Sürecin sadece teknolojik değil, aynı zamanda kültürel bir dönüşüm olarak ele alınması gerektiğini vurgulayarak, güçlü bir değişim yönetimi stratejisi gerekliliğine dikkat çeken Aktaş, konuyla ilgili şunları söylüyor: "GenAI dönüşümünde başarı için dört temel unsur öne çıkıyor. Öncelikle bu süreci kültürel bir dönüşüm olarak görmeli ve çalışanların adaptasyonuna odaklanmalıyız. İkinci olarak, etik kurallar ve şeffaflık konusunda, özellikle müşteri verilerinin kullanımında net politikalar oluşturulmalı. Üçüncüsü, GenAI'ın hızlı evrimini göz önünde bulundurarak sürekli öğrenme ve adaptasyona açık olmalıyız. Son olarak, insan-makine işbirliğine odaklanmalı, AI'ın insan yeteneklerini nasıl tamamlayacağı ve güçlendireceği üzerine yoğunlaşmalıyız. Bu dört noktaya dikkat eden liderler, GenAI dönüşümünü çok daha başarılı bir şekilde yönetebilecekler."
CBOT, üretken yapay zeka teknolojilerinin iş dünyasının geleceğini şekillendireceğine dikkat çeken Aktaş, "GenAI'ın şirketlerin geleceği olduğu artık tartışmasız. Asıl soru bu geleceğin ne zaman geleceği değil, kimin onu şekillendireceğidir. CEO'lar olarak ana misyonumuz, şirketlerimizi bu geleceğe hazırlamak ve bu devrimci değişimin öncüleri olmalarını sağlamak' diyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?