Unilever Türkiye'den Bölgesel Sıçrama

Unilever Türkiye, 1 Ocak 2026 itibarıyla Pakistan ve Bangladeş’i de kapsayan geniş bir coğrafyanın yönetim sorumluluğunu üstleniyor. Bu iki ülkenin katılımıyla Unilever Türkiye Unilever’in PTAB bölgesinin yönetim merkezi konumunu güçlendirdi.

25.12.2025 13:10:200
Paylaş Tweet Paylaş
Unilever Türkiye'den Bölgesel Sıçrama

Global hızlı tüketim ürünleri devi Unilever’de Türkiye operasyonunun kritik rolü artırıyor. 1 Ocak 2026 itibarıyla Pakistan ve Bangladeş’in de Türkiye’ye bağlanmasıyla Unilever Türkiye, 430 milyonluk ek nüfusa liderlik yapmaya hazırlanıyor. 

Şeyma Öncel Bayıksel / [email protected]

Bu hamleyle Unilever Türkiye; Pakistan, Türkiye, Orta Doğu, Bangladeş (PTAB) bölgesinin ev bakım operasyonlarının yönetim merkezi haline gelecek. Türkiye’nin Unilever’in global organizasyonundaki stratejik konumunu bir üst seviyeye taşıması da hedefler arasında. 

2024 Şubat’tan bu yana Unilever Türkiye Ülke Başkanı olarak görev yapan Ali Fuat Orhanoğlu, söz konusu genişlemenin bireysel bir görev değişiminin ötesinde olduğunu vurgulayarak şunları söylüyor:

“Bu atama, şahsıma yapılmış bir görevlendirmeden çok, Türkiye’nin Unilever dünyasında bir mükemmeliyet merkezi olduğunun global ölçekte tescilidir.”

PAZAR PAYINI KORUDU 

Orhanoğlu Unilever Türkiye’nin 2025 yılını da olumlu kapattığını söylüyor. Küresel ölçekte enflasyon, tedarik zinciri sorunları ve değişen tüketici davranışlarının damga vurduğu zorlu yılda pazar paylarını koruduklarına ve tonaj bazında büyüme sağladıklarına dikkat çekiyor.  

Unilever’in “Play to Win” (Kazanmak İçin Oyna) stratejisinin Türkiye’de net biçimde uygulandığını belirten Orhanoğlu, zorlu dönemlerde savunmada kalmak yerine rekabetin yönünü belirlemeyi hedeflediklerini belirtiyor ve ekliyor: 

“Türkiye Ev Bakım operasyonu, bugün tonaj büyüklüğü açısından dünyadaki ilk 10 Unilever operasyonu arasında yer alıyor. Daha önce Arabistan Ev Bakım operasyonunda gerçekleştirilen kârlı dönüşümün ardından, Türkiye merkezli ekiplerin daha geniş bir coğrafyada sorumluluk üstlenmesi bu performansın doğal sonucu.”

BÜYÜMENİN YENİ ANAHTARI

Unilever Türkiye, genişleyen coğrafyada büyümenin yolunu klasik “ihtiyaç odaklı” pazarlama anlayışının ötesine geçmekte de görüyor. Şirket, tüketicide rasyonel faydanın yanı sıra güçlü bir sahip olma isteği yaratan “Desire at Scale” (Ölçeklenebilir Arzu) yaklaşımını merkeze almış durumda. Bu doğrultuda markalar; bilimsel üstünlük (Science), estetik ve duyusal deneyim (Aesthetics & Sensorials), topluluklar tarafından anlatılabilirlik (Said & Shared by Others) ve genç ruhlu duruşu (Young Spirited) bir araya getiren SASSY stratejisiyle yeniden kurgulanıyor.

Ali Fuat Orhanoğlu, bu dönüşümü şöyle özetliyor:

“Artık sadece bir ihtiyaca yanıt vermek yetmiyor. Tüketicide ‘Buna mutlaka sahip olmalıyım’ duygusunu yaratmak zorundayız. Bu yüzden markalarımızı, bilimin gücünü ve kültürün dinamizmini birleştiren bir anlayışla yönetiyoruz.”

SONUÇ ODAKLI DÖNÜŞÜM 

Unilever Türkiye’nin bu zorlu yılda performansında pazarlama ve inovasyon yatırımlarının da belirleyici rol oynadığın söyleyen Orhanoğlu, hangi yeni ürünlerle fark yarattıklarını ise şöyle anlatıyor: 

“Omo Express Fresh kısa programda yıkama kategorisinde fark yarattı. Türkiye bu ürünün dünyadaki bir numaralı pazarı haline geldi. Vaseline markası ise 2024 ve 2025’te global ölçekte çift haneli büyüme yakaladı. Kişisel bakım tarafında Dove Sugar Cookie lansmanı, kısa sürede markanın en çok satan ürünlerinden biri oldu. Hatta yıllık ciro hedefini beş kat aşarak dikkat çekti. Gıda tarafında ise Knorr ve UFS markaları, genç tüketiciye ve profesyonel mutfaklara odaklanan yeni ürün ve içeriklerle büyümeye katkı sağladı.”

GLOBALDE 186 TÜRK YÖNETİCİ 

Unilever Türkiye’nin küresel organizasyona insan kaynağı katkısı da dikkat çekici. Halihazırda 186 Türk yönetici, Unilever’in farklı ülkelerdeki operasyonlarında kritik görevler üstlenmiş durumda. Orhanoğlu, “Bu yöneticilerin yüzde 70’inin kadın olması, Türkiye’nin global ölçekte kadın lider temsiline yaptığı katkıyı da ortaya koyuyor. Biz dünyaya sadece ürün ihraç etmiyoruz. Liderlik, yetenek ve bu coğrafyanın bize kazandırdığı çeviklik ve dayanıklılığı ihraç ediyoruz” diye konuştu.

2026 BÖLGESEL GÜÇ HEDEFİ 

2026’ya girerken Unilever Türkiye’nin öncelikleri net. PTAB bölgesi, şirketin global büyüme motorları arasında yer alıyor. Türkiye ise bu bölgede hem yönetim merkezi hem de üretim ve ihracat üssü olmayı hedefliyor. Son 5 yılda 700 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştiren Unilever Türkiye, bu rakamı artırmayı planlıyor. Aynı dönemde 200 milyon Euro’nun üzerinde üretim yatırımı (CAPEX) yapan şirket, iki fabrikası, 2 bin çalışanı ve 1.800’ü aşkın tedarikçisiyle büyümeyi sürdürmeyi amaçlıyor.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz