Hayalim Atlantik Rallisi

Yelken tutkusunu konuştuğumuz Russell Reynolds Türkiye Başkanı Burak Gorbon'un hayali Atlantik Rallisi’ne katılmak.

18.05.2020 12:16:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hayalim Atlantik Rallisi

Aile geleneği olan yelken sporu, Russell Reynolds Türkiye Başkanı BURAK GORBON’un iş dışı yaşamda en büyük tutkusu. Çocuk yaşlarından beri yarışlara katılan ve pek çok kupa kazanan yönetici, yelkenin iş ve özel hayatına çok önemli katkıları olduğunu söylüyor. “Yelken, doğaya, kendinizin kontrol edemediği konulara saygı göstermeyi öğretiyor. O açıdan çok faydalandım. Yarışçılık sakin olmayı, beklenmedik koşullarla karşılaştığınız zaman ona pragmatik reaksiyon vermeyi gerektiriyor” diyen yöneticinin hayalinde ise Atlantik Rallisi’ne (ARC) katılmak var.

Nil Dumansızoğlu

[email protected]

Büyükbabası Rebii Gorbon ve babası Fatih Gorbon’dan öğrendiği yelken sporu, Russell Reynolds Türkiye Başkanı Burak Gorbon’un hayatının en önemli parçalarından biri. İlk kez 6 yaşında dedesinin teknesiyle yarışlara katılan yönetici, o yıllardan beri katıldığı pek çok yarıştan yüzün üzerinde kupa aldı. Yelken hobisi, Gorbon’un kariyerinin değişmesinde de etkili oldu. Şu an çalıştığı şirketin CEO’su Clarke Murphy’nin kendisini Newport- Bermuda yarışına davet ettiğini burada geçen 45 saatin aslında bir mülakat olduğunu sonradan öğrendiğini anlatıyor. Burak Gorbon’la yelken tutkusu üzerine gerçekleştirdiğimiz sohbet ise şöyle:

Yelken yarışlarına ne zaman başladınız ve sonrasında hangi yarışlara katıldınız? 

 İlk yelken yarışlarına 6 yaşındayken dedemin “Destur” isimli teknesiyle katıldım. Ondan sonra da pek çok yarışa katıldım İstanbul’da. İlk uluslararası deneyimim ise 1988 yılında, 17 yaşındayken İtalya’nın Sardunya Adası’nda yapılan Sardunya Adası Kupası’ydı. Türk Milli Takımı olarak 3 tekne katılmıştık. Bu yarış, Türkiye’nin yelkencilik tarihinde de bir dönüm noktasıydı. Türkiye, o dönemin şampiyonlar ligi seviyesinde olan bir yarışa ilk kez 3 tekneyle katılmıştı. Zaten sanırım bir daha da katılmadı. Bir de Newport-Bermuda arasında yapılan yarış, benim için önemlilerden biriydi. 

 Şampiyonluklarınız var mı? 

 Çok var, sayı olarak hatırlamıyorum ama Açık Deniz Yarış Kulübü her yıl bir trofe veriyor, onu 4 kez kazandım. Bunun dışında 1988 yılında Türk Milli Takımı olarak 3’üncü olduk. Daha sonra yine dünya şampiyonası elemelerinde Milli Takım olarak ilk 8’e kaldık. Sanırım kendi yelkencilik tarihimde 100’ün üzerinde kupa kazanmışımdır. 

Hala katıldığınız yarışlar var mı? 

 Yelken her zaman benim hayatımın parçası oldu. Şimdi daha çok Dubai’de vakit geçiriyorum. Orada yılın 3 ayı yelken yapılabiliyor. Ben de o dönemlerde olabildiğince denize çıkmaya çalışıyorum. Hala yarışlara katılıyorum ama eskisi kadar sık değil. Özellikle 2 yıldır çok seyahat ediyorum. Seyahat programıyla yarış programını bir araya getirmek zor oluyor. Türkiye’de yarışlarda daha çok şirket tekneleri ve yelken okulları oluyor. Şirketlerin dışında yarışa giren çok az tekne kaldı maalesef. Bu da bizim gibi çalıştığı şirketin teknesi olmayan insanlar için biraz imkanları kısıtlıyor. 

 Önünüzde planladığınız yarışlar var mı? 

 Evet, Saint Tropez’deki yarışa bu yıl da katılmayı umuyoruz, hatta ekibi de kurduk. Ekim ayında olacak. Bir de yazın bizim Deniz Kuvvetleri’nin düzenlediği geleneksel bir yarış var. İstanbul’dan başlıyor, Çeşme veya Bodrum’da bitiyor. İlk kez 15 yaşımda katıldığım bu yarışa 35 yıldır katılıyorum, bu yıl da katılmak istiyorum. 300 mile yakın, 24-25 saat süren bir yarış. Bunların dışında Dubai Açık Deniz’in Kulübü’nün hafta sonları kısa yarışları oluyor, fırsat bulursam onlara katılıyorum. 

Yarışta tekne içindeki iş bölümü neye göre yapılır?

 Uzun yarışlarda vardiya sistemi oluyor. Herkes belirli bir vardiyada çalışmaya başlıyor. Genelde büyük teknelerde yarıştığınız zaman 2 saat yarışıp iki saat dinlenirsiniz. O önemli bir rutin. Benim tecrübemdeki insanlar her rolü üstlenebiliyor. Futbolda her pozisyonda oynamak gibi. O biraz içinde bulunduğunuz ekipte neyin eksik olduğuna bağlı. Eksik neyse onu tamamlıyorsunuz. Ama Türkiye’de kendi teknemde yarıştığım zaman dümenci oluyorum. 

 Teknede kaç kişinin olması idealdir yarışlarda? 

 Teknenin boyutuna göre değişiyor ama 12 metre bir teknede genelde 8-9 kişi olur. Teknedeki manevralarda, gerekli manevranın yapılabilmesi için belirli sayıda insanın olması gerekiyor. Çok fazla insan da almanız mantıklı değil, çünkü ağırlık oluyor. Teknenin hızını yavaşlatıyor. Bir de çok insanın olması bir süre sonra karmaşa yaratabiliyor. 

 Yarış esnasında teknenin içinde neler oluyor? Atmosfer nasıl? 

 Genelde liderlikle ilgili önemli bir kriterdir yelken yarışları. Kişilerin gerçek liderlik özellikleri ortaya çıkar. Yani bazı kişiler çok daha sakindir, beklenmedik olaylar olduğu zaman sakin kalabilir; bazıları panikler, onları kontrol altına almak gerekir. Eğer ekibin başındaysanız bunları yönetmek sizin göreviniz. Özellikle açık denizde sert havada yarıştığınız zaman her türlü ��ey yanlış gidebilir. Yelkenler yırtılabilir, örneğin benim bulunduğum teknenin 3 kez direği kırıldı. Böyle şeyler yaşandığında herkesin gerçek rengi ortaya çıkar. O açıdan güzel bir testtir, birinin gerçek kişiliğini yelken yarışında çok iyi tanırsınız. 

 Yarışa hazırlanma sürecini anlatır mısınız? 

 Öncelikle rotayı iyi etüt etmeniz, rüzgar ve deniz koşullarını öğrenmeniz lazım. Ondan sonra ekip eğer sürekli beraber yarıştığınız bir ekipse daha kolay. Ama her zaman bir brifing yapılır. Önceden kafalarda yarışılır, nerede ne yapılacağına, hangi yelkenlerin kullanılacağına karar verilir. Gerekli olmayan yelkenler tekneden çıkarılır çünkü rekabetçi olmak istiyorsanız teknede hiçbir zaman gereksiz ağırlık tutmamalısınız, bunlar teknenin hızını keser. Ondan sonra görev bölümü yapılır. Kim hangi pozisyonda daha tecrübeliyse o kişiye o görev verilir. Sonra da yarışa odaklanılır. Yarıştan 1-2 saat önce tekneye gidilir. Tekne temizlenir, o günle ilgili hazırlıklar yapılır, kumanyalar alınır, eksiklikler giderilir. Uzun süren bir yarışsa bunun daha önceden planlanması lazım. Benim doğru hesap edilmeyen kumanyalar yüzünden aç ve susuz kaldığım oldu, o yüzden önemli. 

 Hayalinizde katılmak istediğiniz bir yarış var mı? 

 World Cruising Club’ın her yıl düzenlediği Atlantik Rallisi ARC’ye katılmak istiyorum. Bu, yüzlerce teknenin katıldığı, yarış ile gezi arası bir organizasyon. Onu yapmak istiyorum.


"YELKEN KARİYERİMİ ETKİLEDİ"

TESADÜF
Yelkenin, kariyerimin yön değiştirmesinde de etkisi oldu. Russell Reynolds Associates’ın Türkiye’deki açılış partisine davetli olarak katıldım. Bir yelken yarışından geri dönmüştüm. Orada orta yaşlı Amerikalı biriyle teknelerle ilgili konuşmaya başladık. Kendisinin de yarıştığını söyledi. Sohbetimiz yaklaşık 40 dakika sürdü. Meğer o kişi şirketin CEO’su Clarke Murphy’ymiş. Sonra beni Newport-Bermuda yarışına davet etti.
İŞ TEKLİFİ New York’un kuzeyinde başlayıp Bermuda arasında biten, Atlantik’in kuzeyinde gerçekleşen bir yarış. 1910’lardan beri yapılıyor, Amerika’nın prestijli yarışlarından biri. Dünyada katılınması gereken yarışlardan biri diyebilirim. Orada Clark’la beraber 45 saat kadar birlikte zaman geçirdik. O da benim mülakatım oldu aslında. Bir insanı tanımak için daha güzel bir ortam olamaz. Sonrasında iş teklif etti.



"İŞ HAYATIMDA ÇOK FAYDALANDIM"

KONTROL
Doğada vakit geçirmek çok güzel bir şey. Yelken buna olanak sağlayan bir spor. Doğaya, kendinizin kontrol edemediği konulara saygı göstermeyi öğretiyor. O açıdan çok faydalandım. Yarışçılık sakin olmayı, beklenmedik koşullarla karşılaştığınız zaman ona pragmatik reaksiyon vermeyi öğretiyor.
HATADAN DÖNMEK Yelken yarışında belli bir rota belirlersiniz. O rotanın doğru olmadığına dair sinyaller almaya başlarsınız ama belki olarak diye ilk verdiğiniz kararı doğrulamak için devam edersiniz. Aynı şey iş hayatında da olur. Yanlışta ısrar etmemek, veriyi doğru analiz etmek, esnek olmak ve hatadan dönmek önemli bir şey.
STRATEJİ Hazırlık yapma konusunda çok öğreticidir. Yelkende önceden yarışı kafanızda yaşadığınız gibi iş dünyasında bir toplantıyı önceden kafanızda kurgulayabilir, gerekli hazırlıkları yapıp yapmadığınızı kontrol edebilirsiniz. Bununla beraber stratejik bir spor, doğru zamanda doğru işleri yapmak gerekir. Yelken benim hem yönetici hem insan olarak gelişimimde çok katkıda bulundu.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz