Sektör değişiminin avantajları da, dezavantajları da var.
Serpil Timuray, Gülsüm Azeri ve Levent Hatay... Bu isimlerin ortak
noktası, sektörler arası geçiş yapmaları. Aslında bu trend, son dönemde
hızla yükseliyor. Uzmanlara göre farklı sektör deneyimine sahip CEO'lar,
yeni şirketlerine yeni ve inovatif bir bakış açısı kazandırıyor.
Örnekler çoğaldıkça patronlar da bu değişime olumlu bakmaya başladı.
Sektörler arası geçiş yapan CEO'lar arasında tüketicinin nabzını iyi
tutan olan hızlı tüketim ve perakende sektörleri öne çıkıyor. Bu
alanlarda yetişen yöneticiler, daha rahat sektör değiştiriyor. Sanayide
çalışan CEO'lar içinse yeni bir sektöre adım atmak daha zor. Aslında
sektör değişiminin avantajları da, dezavantajları da var. En önemli
avantajı, bir iş alanına tamamen objektif bir dış gözle
bakabiliyorsunuz. Yeni bir sektöre girdiğinizde ki bunun benzerini
P&G'den Danone'a geçerken de yaşamıştım, birtakım alışılagelmiş ve
kural gibi görülen körlüklere siz bembeyaz bir sayfayla çok objektif
bakabiliyorsunuz..." Bu sözler birbirinden oldukça uzak sektörlerden,
gıda alanından telekom devlerinden birinin başına geçen Serpil Timuray'a
ait. Aslında Timuray'ın 2009 yılı başında Danone'den sonra Vodafone
Türkiye'nin başına getirilmesi, Türkiye'de sektörler arası üst düzey
geçişleri anlamında güçlü bir sınav oldu. Geçtiğimiz 2,5 yılda
Timuray'ın elde ettiği başarı, bu tip sektörler arası geçiş yapan
CEO'ların çoğalmasına örnek oldu. Patronlar da yönetici arayışlarında
sektör dışına bakma alışkanlığı kazanmaya başladı. Pennsylvania
Üniversitesi'nden yönetim profesörü Donald C. Hambrick de sektörler
arası CEO geçişlerinin mümkün olduğunu savunanlardan... "Bugün
şirketler, kendi sektörlerinin dışına iyi yönetim yeteneği arayışında
oldukları için çıkıyor" diyen Hambrick, bunun nedenini şöyle açıklıyor:
"En iyi yöneticilik değerlerine sahip CEO'lara ulaşmak istedikleri ve
yenilik, açık fikirlilik anlamında en iyisini geliştirecek kişileri
aradıkları için bunu yapıyorlar. Özellikle şirket, oyuncularının eski ve
herkesçe bilinen formülleri paylaştığı bir sektörde faaliyet
gösteriyorsa yeni bir CEO getirmek çok iyi sonuçlar verir." Bu nedenle
Türkiye'de son yıllarda Levent Hatay, Süreyya Ciliv, Gülsüm Azeri gibi
başarılı CEO'ları farklı sektörlerden şirketlerin başında görmek mümkün
oluyor.
HIZLI TÜKETİMCİLER ŞANSLI
Gerçekten de yöneticilik yeteneklerinin giderek daha önem kazandığı
günümüz iş dünyasında farklı sektörden CEO işe alma formülüne daha sık
başvuruluyor. Yalnız insan kaynakları uzmanları, bazı sektörlerin
örneğin perakende ve hızlı tüketim mallarının bu geçişler için daha
uygun yöneticiler yetiştirdiği görüşünde hemfikir. Korn/Ferry
International Türkiye Yöneticisi Şerif Kaynar'a göre bir yöneticinin,
başka sektörlerde de çalışması gerekir ama bunun ayrımı iyi yapılmalı.
Kaynar, "Detay isteyen perakende sektörüne Süreyya Cilivi önermezdim.
Daha önce bu sektörde çalışmış olması şart. Benzer sektör hızlı tüketim
malları. Bu alandan yöneticiyi perakendeye sunabiliriz. Ama ileri
teknoloji sektöründen birini düşünmeyiz" diyor. Odgers Berndtson Türkiye
Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar da çok uluslu şirketlerde en iyi
uygulamaları hayata geçiren yöneticilerin, daha kolay geçiş yaptığı
düşüncesinde. "Tüketici ile birebir ilişkide olan sektörlerde
çalışanların satış ve pazarlama dinamiklerini çok iyi bilmelerinin büyük
artısı var" diyor. Yönetim danışmanı Jeffrey J. Fox, hızlı tüketim
ürünleri sektöründeki çok uluslu şirketlerin gıdadan sağlığa, kozmetiğe
kadar çok çeşitli alana dokunduğundan ve inovasyonda öncü olduğundan bu
alandan yöneticilerin öne çıktığının altını çiziyor. Özellikle
telekomünikasyon ve bilişim, dışardan en çok CEO alan sektörler olarak
öne çıkıyor. Öyle ki bugün telekom devlerinin başındaki Süreyya Ciliv ve
Erkan Akdemir de bilişim alanlarından bu sektöre geçti. Amrop Türkiye
Kurucu Ortağı Prof. Dr. Yeşim Toduk, "Telekom, dijital sektörler görece
yeni alanlar. Buralarda 10-20 yıl deneyimli çok sayıda CEO olmadığından
yakın alanlardan isimler başa getiriliyor" diyor.~
SERVET TOPALOĞLU / BAĞIMSIZ YÖNETİM KURULU ÜYESİ
"DIŞARIDAN GELEN SONUÇ ODAKLI ÇALIŞIR"
OLAĞANDIŞI SONUÇLAR
"Bir şirkette aynı veya
benzeri profillerdeki kadrolarla mevcut neticelerden iyisini almak zor,
olağandışı neticeler almaksa imkansızdır" sözünü çok beğenirim. Bu
yaklaşımda olan patronlar, farklı sektörden CEO'larla çalışmayı tercih
edebiliyor. Birkaç kez bu v deneyimi yaşadım. Kablo sektöründeki Türk
Siemens'te üst yönetimdeyken Alman Metro Grubu 1998'de beni Real \
Türkiye'nin kurucu genel müdürü yaptı. Hiç perakende
deneyimim yoktu. Sonra Doğuş Grubu'nda Tansaş'ın CEO'su oldum. En son
radikal geçiş örneğim de Doğan Gazetecilik oldu. Doğan Grubu, Doğan
Gazetecilik'in CEO'luğuna medya ve aile şirketi deneyimli içeriden biri
yerine, perakende ve sanayi deneyimli, kurumsal iş yapma şekli ağır basan ve dışarıdan bambaşka bir profil tercih etti.
YENİLER CESUR OLUR
Dışarıdan gelen iyi CEO'lar, 'işverenin omuzlarının üzerinden bakıp
müzakere ederek kendilerine yol verdiği sürece' netice odaklı çalışır. O
zamana kadar alınamamış cesur kararları alabilirler. Halbuki içeriden
atanan yöneticiler, daha bir "mevcudu yönetir" ve "şirket içi dengeleri
daha fazla gözetir" konumda olmak durumunda kalıyor. Özellikle aile
şirketlerinde sempati ve ilişkiler, performansın önüne geçebiliyor.
Şirket performans bazlı yönetilemeyebiliyor. Eğer işler, piyasalardaki
güneşli hava nedeniyle iyi gidiyorsa bu durum sorun yaratmıyor.
Ekonominin bozulduğu, pazar baskılarının yoğunlaştığı dönemlerdeyse bu
durum sürdürülemiyor.
ENTEGRASYON ÖNEMLİ
En önemli sorun ve özellikle Türk aile şirketlerinin pek önemsemediği
konu, CEO'nun şirkete entegrasyon planı. Zira şirketin mevcut iş yapış
kültürü, stratejileri ve mevcut ekibin formasyonu yeni gelen için çok
hayati konular. Bunlardan bazıları verimsizliğe rağmen "politik ve iç
dengeler" nedenleriyle işveren tarafından değiştirilmek istenmiyorsa bu
unsurlar baştan yeni CEO'ya anlatılmalı. Veya yeni CEO'nun bu unsurları
kendisinin görmesi ve işverenlerle 3 ay içinde tartışması için kendisine
\ şirket içi ve dışı bir entegrasyon programı sunulmalı... Bu konu ne
kadar önemsenirse yeni CEO'dan verim almak ve şirketin değerini artırmak
o derece kolaylaşır.
~
SANAYİDE SIKIŞIYORLAR
Aslında bir şirkete yeni CEO aranırken adayların deneyimli olduğu
sektörlerin yanında farklı özelliklerine de bakılıyor. Manasset Yönetici
Ortağı Derya Türkkorkmaz, bu kriterleri şöyle açıklıyor: "Şirketler,
yönetici geçmişte çalıştığı şirketleri ne kadar bir büyüklüğe taşımış,
kaç kişilik bir ekiple ne kadarlık bütçeyi yönetmiş bunlara bakıyor.
Kârlılığı ne kadar yükselttiği önemli." Egon Zehnder Yönetici Ortağı
Murat Yeşildere ise Türkiye iş dünyasının dönemsel olarak bazı
sektörlerden daha fazla yönetici istihdam ettiğine dikkat çekiyor:
"1970'lerde üretim ağırlıklı sanayi ve endüstri geçmişi olan yöneticiler
talep görürken 1980'lerde denetim ve finans sektörlerinin öne çıktığını
gözlemliyoruz. 90'lı ve 2000'li yıllarda ise tüketim sektörü üst düzey
yönetici yetiştiriyor." Yeşildere'ye göre, bu trend bugün, tüketiciyle
az karşılaşan, daha yavaş devinime sahip, üretim ağırlıklı sanayilerden
gelen yöneticilerin kabulünü zorlaştırıyor. Human Resources Management
Kurucu Ortağı Aylin Coşkunoğlu Nazlıaka da "Ülkemizde tekstil, kimya ve
otomotiv sektörlerinde üst düzey yönetici geçişlerine daha az
rastlıyoruz" diyor ve ekliyor: "Otomotiv, çimento, boru ve tekstil gibi
alanlarda bilgi birikimi ve deneyim çok önemli. Bu nedenle dışarıdan
CEO alımına bu sektörlerde çok sıcak bakılmıyor." İlaç da bu alanlardan
biri. Boehringer Ingelheim İnsan Kaynakları Direktörü Ebru Akça, "Bizim
sektör, insan kaynağı transferi konusunda genelde muhafazakardır. Bu
sektörde, genelde sektör tecrübesi aranıyor. Sektörü hiç bilmeyen ve
kurum kültürünü de tanımayan bir kişinin pozisyona atanması ciddi bir
risk faktörü oluşturuyor" diyor.
Sektörler arası geçiş yapan CEO'ları görmek için görsele tıklayın.
YENİ BAKIŞ AÇISI
Oysa başka bir sektöre giden CEO'nun, şirket için yaratacağı
artıların da olduğunu unutmamak gerekiyor. Yaratıcı insan Platformu
Başkanı Pembe Candaner'e göre, bu artıların en önemlisi, meslek
körlüğünü önlemesi. Sürekli aynı işi, aynı şekilde yapmanın artık fark
yaratmadığını herkes biliyor. Yeni CEO, istediği her konuda soru
sorabiliyor, bu da kural ve kalıplara takılmadan yaratıcı fikirlerin
gelişmesini sağlıyor. Her ne kadar üst düzey yönetici için içeriden
terfi sistemini tercih ettiklerini belirtse de Coca-Cola Türkiye,
Coca-Cola Avrasya ve Afrika Grup Ofisi İK Direktörü Rengin Onay da
Candaner'e bir noktada katılıyor: "Muhtemelen tüketicimiz olarak
markamızı yakından takip eden bir yöneticinin, şirketin nasıl
yönetilebileceğine dair yenilikçi fikirleri olacaktır. Farklı bakış
açısı getirmek, yaratıcılığı da getirecektir. Liderlik taşınabilir bir
yetenek. Ancak bir sistem teslim edileceği için sistemin ihtiyacı çok
iyi tespit edilmeli ve bu özelliklere göre farklı bir sektörden dahi
olsa doğru kritik tecrübeleri ve yetkinlikleri taşıyan lider seçilmeli."
Murat Yeşildere ise farklı bir sektörden gelmenin avantajlarını, başarı
örnekleriyle aktarıyor: "Yeni CEO'ların geldikleri sektörlerdeki
öğretiler ve dinamikler, yeni organizasyonu kurgulamalarına yardımcı
olabiliyor. Microsoft'tan gelen Süreyya Ciliv'in, Turkcell'i bir
operatör olmaktan çıkartıp 'teknoloji holding' olarak pozisyonlandırması
buna örnek. Maliyet odaklı ve çok düşük marjlarla çalışmaya alışık
perakende sektöründen gelen Servet Topaloğlu'nun medyaya geçtiğinde
getirmeye çalıştığı değişim ve yeniden yapılanma gayreti de benzer bir
örnek. Süt ürünleri tüketicisiyle cep telefonu kullananın örtüşmesi
Serpil Timuray'ın pazarlama tecrübelerini çok hızlı şekilde yeni
sektörüne taşıyabilmesini sağladı."
ORTAK ÖZELLİKLER
Tabii farklı bir sektörden CEO'yu başa getirmenin, belli riskleri de
yok değil... Candaner'e göre, eski ve muhafazakar şirketlerde, sistemin
yeni yöneticiyi kendi sektörleri için "yeterli" bulmaması ve kabul
etmemesi en önemli risk. Türkkorkmaz da yeni CEO atanmasını organ
nakline benzeterek, "Bünye yeni geleni kabul etmeyebilir. İçeride terfi
bekleyenler, farklı birinin gelmesini hazmedemeyebilir" diyor. Oysa
Nazlıaka Coşkunoğlu, bunun da avantaj olabileceğine vurgu yapıyor:
"Yönetici profesyonel bir yaklaşıma sahipse çalışanlarca otoriteye saygı
göstermek daha kolaylaşıyor. Ayrıca dışarıdan gelen yöneticiler, kritik
kararlar almakta ve benimsetmekte içeriden yetişene göre daha rahat
hareket ediyor." Farklı sektörden gelen bu CEO'ların özgeçmişlerinde de
benzer noktalar dikkati çekiyor. Bugünkü CEO profillerinde pazarlama,
satış ve finans fonksiyonlarından gelen yöneticilerin daha ağırlıklı
olduğu gözden kaçmıyor. Tabii yeni CEO aranırken şirketin ihtiyaçları
fonksiyonel beklentiyi beraberinde getiriyor. Yeniden yapılanma
aşamasındaki veya krizden çıkma arzusundaki bir şirkete CEO aranırken
finans geçmişinin olması isteniyor. "Bugün başa getirilen yöneticinin
hesap bilmesi çok önemli" diyen Ayşe Öztuna, bunun için de farklı
sektörden geçecek CEO'larda aranan özgeçmişi şöyle özetliyor:
"Kariyerlerinde satış ve pazarlama deneyimi olanların bir de finans
alanında çalışmışlıkları varsa öne geçerler. Ciddi bütçe, doğru
kâr-zarar hesaplarıyla çalışılan yapılardan gelmeleri artıdır." Son
dönemde çalışanların verimliliğini ve tatminini göz önünde tutmayı bilen
insan kaynakları kökenli yöneticiler de üst yönetimde yer buluyor.~
PATRONLAR SICAK BAKIYOR
Sektörler arası geçiş yapan CEO'lar başarı gösterdikçe, patronlar da
bu transferlere daha sıcak bakmaya başlıyor. Burada, 2008 krizi sonrası
yöneticilerin sektörlerden bağımsız uzun vadeli strateji belirleme ve
liderlik özelliklerinin öne çıkmasının da etkisi bulunuyor. Murat
Yeşildere, marjinal de olsa patronların algılarında bir değişim olduğunu
kabul ediyor: "Patronlar ve grupların tepe yöneticileri, sektör
dışından CEO'lara eskisinden daha olumlu, sıcak bakıyor. Ancak bu
değişimde Türkiye'nin içinden geçtiği süreci unutmayalım. Enerji,
telekom, tütün, alkol gibi 15 yıl önce tamamı kamu kontrolünde olan
sektörlerin özelleştirilmesi, bu sektörlere özel sektör dinamiklerini
bilen CEO istihdam etme ihtiyacını tetikledi. Bu da sektörler arası
transferlere daha sıcak bakma zorunluluğunu doğurdu." Yeşim Toduk ise
hala şirketlerin yeni yönetici arayışında ilk etapta kendi sektörlerini
gözden geçirdiklerini, eğer o işi layıkıyla yapacak birini bulamazlarsa o
zaman sektör dışına baktıklarını açıklıyor. Ancak yine de yaşanan
yetenek savaşının, sektörlerine bakmadan lider aramayı gerektirdiğini
düşünen uzman sayısı da oldukça fazla. Doğan Gazetecilik eski CEO'su
Servet Topaloğlu, Türk şirketlerinin yönetimlerinin genellikle ekonomi
veya işleri iyi gittiği sürece mevcudu yönetmeyi veya değiştirmemeyi
tercih ettiği görüşünde. Topaloğlu, "Dolayısıyla bir atama kararında
şirket içinden güvendikleri, uyumlu, şirketi iyi tanıyan profilleri
tercih ediyorlar. Eğer salt aile şirketi ortamı göreceli olarak azalır,
pazarın ve kamu otoritelerinin baskısıyla 'kurumsallaşma eksenli aile
şirketi formatları' çoğalırsa dışarıdan tercih edilen CEO sayıları
artar" şeklinde konuşuyor.
LEVENT HATAY / G2M DAĞITIM PAZARLAMA CEO'SU
FIRSATLARI YAKALAMAK DAHA KOLAY"
EN AZ 5 YIL ÇALIŞIRIM
Aslında çok şirket değiştirmiş olmakla beraber aynı şirkette en az 5
yıl çalışmaya özen göstermişimdir. Nedeniyse beni şirketine katan
insanlara karşı sorumluluk duygum ve bir yöneticinin ilk 1-2 yıldan
sonra çok verimli bir yönetici olduğuna inancım. Bugüne kadar American
Airlines, Aygaz, Altınyıldız, Rixos, Vestel ve G2M'de çalıştım. Bu
anlamda işime uçak, lojistik, dağıtım, üretim, pazarlama ve hizmet
sektörlerinden deneyimlerimi getiriyorum.
İLK YIL İŞE GOMULURUM
Her başladığım yeni şirketimde yeni bir sektörün kurallarını, dilini
ve kültürünü öğrenmek zorundaydım. Bunun için ilk 12 ayımı tamamen işe
ayırıp açıkçası işe "gömülüp" iliklerime kadar o işi hissetmeye gayret
gösterdim. Bu yaklaşımımın bana o şirketle ilgili reflekslerimin
oluşması, yeni tanıştığım ekibimle beraber çalışmamda çok önemli rol
oynadığını düşünüyorum. Tabii bu dönemde ailemin, dostlarımın manevi
desteği çok önemli, beni iyi tanıdıkları için bu sürede bana anlayışla
yaklaşırlar.
ÖĞRENME İSTEĞİ ŞART
Bugün yöneticilerden mevcut şartları zorlamaları, ürün ve hizmette
inovatif çözümler üretmeleri bekleniyor. Farklı sektörlerden gelenler
için yerleşmiş paradigmaların ötesini görmek ve fırsatları yakalamak
daha kolay olabiliyor. Bugün G2M ile Türkiye'nin 450 şirketinin, 10 bin
ürününün, 10 binlerce noktaya satış ve sevkiyatını yapıyoruz. Bu kadar
kompleks bir şirkete geldiğinizde size işi ve dinamiklerini öğretecek
değerli bir ekip olması gerekiyor. Sizin de öğrenmeye gayret gösteren ve
öğrenmekten zevk alan bir kişiliğiniz olmalı. Bu yeni CEO'larda olması
gereken en önemli özellik... Sonuçta ilk dönemin oldukça zor ama son
derece keyifli olduğunu söyleyebilirim.~
ALİ ABHARY / SPECTRUM MEDYA CEO'SU
MOTİVASYON İHTİYACI
Kurucusu olduğum Biletix'in ardından Spectrum Medya'ya geçtim. Aslında,
iş iştir. Kârlılığı yükseltmeyi, maliyetleri düşürmeyi ve bütçeleri
denkleştirmeyi garanti altına almaya çalışırsınız. Herkesin kendisini
heyecanlandırmayı sürdürecek zorluklara, odaklanacağı bir vizyona ve
motive edecek ödüllere ihtiyacı var. Spectrum'daki ilk haftamda, bazı
yönlerden ne kadar Biletix'e benzediğini fark ettim. İkisi de müzik
işine odaklı. İşimiz tüketicilerle sanatçıları, canlı ya da banttan bir
araya getirmek. Biz radyo veya konser biletiyle bunu başarabilmesi için
basit bir aracız.
GEÇMİŞ İSTEN ARTILAR
Radyo, canlı etkinlikleri destekler. Bu nedenle Biletix'teki 11
yıllık deneyimim ve canlı müzik işindeki kontaklarım bana Spectrum'da
çok faydalı olacak. Daha ilgi çekici sponsorluk yetenekleri inşa etmek
için canlı müzik işindeki deneyimimi kullanacağım. Türkiye'de dinleyici
için rekabet içinde olan radyo sayısı, bilet hizmeti veren şirket
sayısından kesinlikle daha çok. Türkiye'deki medya işinde insanlar, çok
sık bir şirketten diğer şirkete gidiyor. Ben buna alışkın değilim.
Biletix'te 10 yılı aşkın bir dönem içinde sadece çok küçük
değişikliklerin olduğu mükemmel bir takımla çalıştım.
YENİ TAKIMI TANIMAK ZOR
Sektörde İK yönetiminin saygınlığında bir eksiklik olmasına rağmen
kesinlikle böyle düşünüyorum ve Spectrum'da değişiklik yapmak istediğim
konuların başında bu yüksek kayıp oranı geliyor. Bunun dışında yeni bir
takımı tanımaya çalışmak her zaman zordur. İnsanların güçlü ve zayıf
yanlarını öğrenmek ve spesifik bir soruna karşı birini stratejik bir
konuma yerleştirmek, bir CEO'nun kilit gücüdür. İnsanlardan oluşan yeni
bir takım ile çalışırken, herkesin yeteneklerini öğrenmek biraz zaman
alır.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?