En Gözde Fütüristten Yeni Trendler

Ian Pearson, İngiltere’nin lider telekom şirketi BT’nin futuristlerinden. Onun işini basitçe geleceği tahmin etmek olarak özetlemek mümkün. Bu konuda onu başarılı kılan ise geçmişte yaptığı isabetl...

1.02.2008 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Ian Pearson, İngiltere’nin lider telekom şirketi BT’nin futuristlerinden. Onun işini basitçe geleceği tahmin etmek olarak özetlemek mümkün. Bu konuda onu başarılı kılan ise geçmişte yaptığı isabetli tahminleri. Elektronik paranın, sanal eğitimin ve Facebook, Second Life gibi şirketlerin ortaya çıkacağını bundan 15 yıl önce bilen Pearson’un yeni dönem gelecekle ilgili öngörüleri de hayli ilginç. Şirketlerin tüketicilere kontakt lenslerinde bulunan küçük vizörlerle ulaşacaklarını söylüyor. Gelecekte paradan ziyade, ihtiyaç gidermenin öneminin artacağını vurguluyor. En önemlisi iş yapış biçimlerinin değişeceğini düşünen Pearson, “Şirketler sanal ortamla fiziksel ortamı bir araya getirerek müşteriye ulaşmayı başaracaklar“ diye konuşuyor. 

Ekrandan İletişim Zamanı
Bundan 20 yıl sonra şirketlerin insanlara ulaşma biçimleri değişecek. Bugünün dünyasında kullanılan “head up display” (vizör göstergesi) teknolojisi önümüzdeki dönemde daha da fazla geliştirilecek. Şu anda bu teknoloji, bir cam üzerinde hedef bilgilerin gösterildiği bir ekran olarak kullanılıyor. Özellikle otomotiv şirketleri bazı üst modellerinin ön camlarında bu teknolojiyi kullanıyor. Hız, devir gibi göstergeler ön cama yansıtılıyor. Bu teknoloji geliştiği zaman, içinde bulunduğumuz şehri görme şeklimiz bile değişecek.

Biraz daha mikro bazlı bakarsak, örneğin 3 çocuklu bir anne Mc Donalds’ın önünden geçerken, Ronald Mc Donald’ın çocuklarla parti yaptığını görecek. Burada basit bir yapay zeka kullanılacak. Bu yapay zekaya hedef müşterilerin ihtiyaçları ve alışkanlıkları aktarılacak. Yani müşterilere ihtiyaçları doğrultusunda sanal bir dünya yaratılacak. Bu konuda şirketler araştırma yapıyorlar zaten. Günümüzde bilgisayar oyunları için geliştirilmiş özel dürbün gözlükler var. Bu teknoloji, önümüzdeki bir-iki yıl içinde hızla gelişecek ve yüksek çözünürlükte görüntü veren, küçük gözlüklere dönüşecek. Bu gözlükler sayesinde de şirketlerin ihtiyaca göre oluşturduğu her türlü görüntüyü müşterisine iletmesi mümkün hale gelecek. Bundan 20 yıl sonra da bu görüntülerin her birini bir kontakt lensin içine sığdırabileceğiz. O zaman insanlar, görüntüleri fiziksel olarak retinaları üzerinden gördükleri yansımalar olarak algılayacak. 

İnsan Psikolojisi Değişecek
Ben özellikle 1990’ların sonuna kadar chat odalarında oldukça fazla zaman geçirdim. Bu dönemde insanların psikolojisinin değiştiğine şahit oldum. İnsanların çoğu uydurdukları 10 hatta kimi zaman 20 ayrı kimliğe sahipti. Bunların her birini de bir şekilde yönetmeyi başarıyorlardı. Sonuçta her gün farklı 20 karakteri yönetmeye çalışmak, insanın psikolojisinde önemli bir değişime neden olur. Yine de ben psikolog değilim. Nasıl bir etki yaptığını net şekilde söylemem mümkün değil ama bu teknolojilerin gelişiminin bir etki yapacağı da muhakkak. İnsanlar bana göre hayattan beklentilerini yönetirken farklı farklı yollar bulmuş durumda. Ben Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisine oldukça inanıyorum. Zaten bu ihtiyaçlar hiyerarşisi nedeniyle sanal ihtiyaçlar her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Sonuçta bir kişi Karayip Adaları’nda demirlemiş bir yata gerçek dünyada sahip olmayabiliyor. Fakat sanal dünyada yine çalışarak böyle bir yatın kaptan köşkünde oturması mümkün hale gelebiliyor. Bu durum da insanları mutlu ediyor. En önemlisi insanlar burada istedikleri kadar zaman geçirme lüksüne de sahiplerse onlardan mutlusu olmuyor. Sonuçta kendisini mutlu edenin gerçek bir yat olup olmamasıyla ilgilenmiyor. “Ben üstünde durup o hazzı yaşayabiliyorsam, gerisi boş” diye düşünüyor. Önümüzdeki dönemde de Play Station 4 ya da başka çıkacak bir aletle, üç boyutlu bir sanal dünya içinde yaşamak mümkün hale gelecek. Bu görüntüler hayallere hitap ettiği sürece gerçek olup olmaması da kimsenin umurunda olmayacak. Ben 1991 yılında Facebook ve Second Life gibi oluşumların ortaya çıkacağını söylemiştim. Gelecekte de insanların tüm karakterlerine etki edecek sanal bir dünya oluşacağını düşünüyorum.

Politikada Aktörler Sanallaşacak
Sanal dünyanın bu kadar gelişmesi ulusların ortadan kalkması için de bir kıvılcım yaratacak. Ancak yine de bu durumun orta vadede olacağını düşünmüyorum. Ancak yakın bir dönemde Facebook gibi milyonlarca kişiyi bir araya getiren platformlar, politika yapma biçimini değiştirecek. Bunun yanında politika yapan aktörlerde de değişimler olacak. Bugün milyonlarca insana hitap eden bu sanal ortamlar, önümüzdeki dönemde milyarlarca insana ulaşmaya başlayacak.

Düşünün bir kere, tüm dünyada yaşayan 2 milyar çevreci tek bir platformda bir araya geliyor. Bu, önemli bir güç. Üstelik bu gücü de bu konuda tehlike oluşturan şirketlere karşı kullanmak mümkün. Yani sanal ortam nedeniyle ortaya çıkacak topluluklar daha güçlü bir hal alacak. Bu durum siyaset yapma şeklini de değiştirecek. Bu kadar fazla kişinin bir araya gelmesinin sonucunda, bu kişileri yönlendiren insanlar da ortaya çıkacaktır. Yani sanal dünyadan türeyen siyasetçiler hayatımıza girecek. Şu anda politika, coğrafi olarak sürükleniyor. Örneğin AB ülkeleri coğrafi olarak belirli sınırlara regülasyonlar uygulayabiliyor. Oysa sanal ortamda ideolojik sınırlar ortaya çıkacak, coğrafi değil.

hed

İkili Dünya Pazarları Değiştirecek
Şu anda sanal dünya ve fiziksel dünya arasında etkileşimin başladığını görüyoruz. Sanal ortamda gerçek hayatta faaliyet gösteren şirketler de yer almaya başladı. Hatta bu şirketler bazı ürünlerini ilk kez sanal dünyada çıkarıp daha sonra gerçek dünyaya lanse ediyor. Ben bu durumun önümüzdeki dönemde sektörleri ve pazarları iyice değiştireceğini düşünüyorum. Gelecekte sanal dünya ve fiziksel dünya satış ve pazarlama açısından birlikte kullanılacak. Örneğin şu anda Reebok bazı ayakkabılarını ilk kez Second Life’da müşterileriyle buluşturuyor, daha sonra buradaki tepkilere göre gerçek hayatta lanse ediyor. Önümüzdeki dönemde ise sanal dünyada hakikaten farklılık yaratacak bazı ürünleri ortaya çıkaracaklar. Örneğin “sihirli ayakkabıları” müşterilerle buluşturmaya başlayacaklar. Yani sanal dünyanın nimetlerinden gerçekten faydalanacaklar. Bunun yanında fiziksel dünyada Reebok ayakkabı alan bir kişiye, sanal dünyada sihirli iki ayakkabı bedava verilecek. Sonuçta burada markaların yakalamaya çalıştıkları, “Biz sadece ürün satmıyoruz, bunun yanında bir hayat tarzı da satıyoruz” imajını yaratmak daha da kolaylaşacak. Bu oluşan ikili dünya ise pazarların yapısını değiştirecek. Zaten şimdiden büyük şirketlerin bu konuda çalışmaya başladığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde örneğin perakende sektöründe bir çikolatanın ambalajının içinde sizin sanal ortamdaki dünyanızda ilginç güçler kazanmanızı sağlayacak bir şifre de yer alacak. Bu durumda da siz o çikolatayı almayı tercih edeceksiniz.

Trend Teknolojiler Neler Olacak?
Şu anda nano teknoloji konusunda oldukça heyecanlıyım. Tek başına bu teknolojinin bir işe yaramayacağını düşünüyorum. Ancak bilgi teknolojileri ve biyoteknolojiyle bir araya geldiği anda, mucizeler yaratma gücü de olduğunu söylemem gerek. Nano teknoloji bugün artık her sektörü etkiliyor. Biz şu anda insanların sinir sistemini bir şekilde bilgisayara ya da ağlara aktarmanın yolunu arıyoruz. Bunu yaparken de hem nano teknolojiden hem bilgi teknolojilerinden yararlanıyoruz. Şu anda deri yüzeyine elektronik iz bırakmak üzere çalışmalar yürütüyoruz. Yani nano teknoloji sayesinde gelecekte, Second Life gibi sanal bir ortamda birisi sizin elinizi sıktığında, bu bir sinyalle sizin sinir sisteminize ulaşacak ve fiziksel olarak da bu el sıkışmasını hissedebileceksiniz. Hatta bunun bir adım sonrasına gidersek, nano teknoloji ve biyoteknoloji sayesinde beyni çözmek ve akıl hastalıklarının çoğuna çare bulmak mümkün hale gelecek. Artık günümüzde bilim kurgu olarak bilinen pek çok şeyi başarmak mümkün. Zaten bilim kurgu yazarları da çoğunlukla bizimle gelip konuşup yeni fikirleri ortaya çıkarıyorlar. Önümüzdeki dönemde nano teknoloji ve biyoteknoloji sayesinde bedenlerinin öldüğünü ancak beyinlerdeki hatıraların ve verilerin de bir yerlerde saklanabildiğini göreceğiz. Bu durumda da insanlar ölmek isteyip istemeyeceklerine kendileri karar verecek.

Para Önemini Yitiriyor mu?

Kendi Ekonomisini Yaratan Oyunlar Var
Günümüzde pek çok platformda ve oyunda sanal paranın kullanılmaya başladığını görüyoruz. Hatta Second Life gibi oyunların kendi ekonomisi bile var. Ben yine de sanal paranın gelecekte daha fazla önem kazanacağını düşünmüyorum. Hatta önümüzdeki dönemde gerçek para da daha az önemli olacak.

Ortak Değer Anılar
Örneğin Facebook örneğinde, burada şirket para kazanıyor. İnsanlar ise bu platformda sadece arkadaşlarını bulmakla ilgileniyor. Burada ortak değer,  anılar. Yani şirketin kullanıcıları burada para kazanmakla ilgilenmiyor. Onların tek ilgilendiği konu, arkadaşlarını bulabilmek ve arkadaşlarından oluşan ağlar oluşturmak.

İhtiyaçlara Hitap Etmek Önemli
Bunun dışında Freecycle gibi şirketler var. Freecycle, evlerindeki eşyalardan kurtulmak isteyen kişilerle, bu eşyalara ihtiyacı olan kişileri bir araya getiren bir platform. Sonuçta eşyalarınızı çöpe atmanız yasak. Bu durumda eşyanızı Freecycle vasıtasıyla bedava olarak birisine veriyorsunuz. Burada yine amaç para kazanmak değil. Bir ihtiyacı karşılamak.

Birleştirici Çözümler Parlayacak
Gelecekte de bu tür birleştirici çözümler sunan şirketlerin ön plana çıkması muhtemel. Sonuçta önemli olan her iki taraf için değer yaratmak. İhtiyacı olan kişileri bir araya getirmek. Bu hizmeti kullananlar için ise para kazanmak burada kesinlikle amaç değil.

Kadın Yönetici Dönemi Başlıyor

Yapay Zeka Her Şeyi Değiştirecek
Önümüzdeki dönemde iş hayatındaki kadın sayısı artacak. Burada ciddi bir artıştan söz ediyorum. Hatta kadın çalışan sayısı kesinlikle erkekleri katlayacak. Bunun altında yatan asıl etken ise yapay zeka olacak. Önümüzdeki dönemde iş yaparken daha fazla yapay zeka kullanılmaya başlanacak. 20-30 yıl sonra yapay zekanın belki de insan zekasını yakalayacağını hep birlikte göreceğiz.

Fiziksel İşleri Makineler Yapacak
Günümüzde bile önemi azalmaya başlayan fiziksel işleri gelecekte kimse yapmayacak. Çünkü bu işler otomatik olarak makineler tarafından yapılacak. Yani kısacası erkeklerin yaptığı pek çok işi makineler yapmaya başlayacak. Personel yönetimi, hemşirelik, öğretmenlik gibi daha duygusal iletişim gerektiren işleri ise otomatikleştirmek zor. Bundan 20 yıl sonra R2-D2’nun bir şekilde öğretmenlik yapacağını görmemiz mümkün değil. Bu nedenle bu tür işler devam edecek.

İnsani Özellikler Önem Kazanacak
Cerrahlık gibi bugünün önemli meslekleri ise otomatikleşecek. Sonuçta cerrahlık oldukça zor bir iştir, ancak aslında cerrahlar vücudun belirli bölgelerini çok dikkatli ve kendi vücutlarını mükemmel kullanarak tamir etmekten başka bir şey yapmıyor. Bunu teknolojiyle de geliştirmemiz mümkün. Ancak hastalarla bağ kurmak gibi bazı işlerin otomatik olarak yapılması imkansız. Bu konuda da bayanlar iyidir. Şirketleri yönetenlerin de insani özelliklerinin kuvvetli olması gerekecek. Yani üst yönetimlerde de kadın yönetici sayısı artacak.

Şeyma Öncel Bayıksel
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz